Danıştay Kararı Vergi Dava Daireleri Kurulu 1995/21 E. 1995/116 K. 31.03.1995 T.

Vergi Dava Daireleri Kurulu         1995/21 E.  ,  1995/116 K.
Daire : VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Karar Yılı : 1995
Karar No : 116
Esas Yılı : 1995
Esas No : 21
Karar Tarihi : 31/03/995

YÖNETİM KURULU ÜYELİĞİNDEN FİİLEN AYRILAN KANUNİ TEMSİLCİLERİN, BU
DURUM TESCİL VE İLAN EDİLMEMİŞ OLSA BİLE, İSTİFADAN SONRAKİ DÖNEMLERE İLİŞKİN VERGİ BORÇLARINDAN SORUMLU TUTULAMAYACAĞI HK.

Yönetim Kurulu üyesi olduğu anonim şirketin vergi borcunun tahsili amacıyla 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 10.maddesine göre davacı adına düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davada … Vergi Mahkemesi … günlü … sayılı kararıyla; davacı 13.10.1988 gününde seçildiği yönetim kurulu üyeliğinden 13.1.1989 gününde ayrıldığı, ödeme emriyle istenen borçların vadeleri bu tarihten sonraya ait olduğundan, söz konusu borçtan sorumlu tutulamayacağı, 13.10.1988 günlü yönetim kurulu kararı ve ekindeki imza sirkülerinden yönetim kurulu üyesi olduğu dönemde davacıya şirketi temsil yetkisi verilmemiş olduğu anlaşıldığından, yönetim kurulu üyeliğinden ayrılışının tescil ve ilan edilmesinin zorunlu olmadığı gerekçesiyle, ödeme emrini iptal etmiştir.
Vergi dairesi başkanlığının temyiz istemini inceleyen Danıştay Doku zuncu Dairesi 25.10.1993 günlü ve 1993/3696 sayılı kararıyla; Türk Ticaret Kanununun 300, 33 ve 38.maddelerinde yönetim kurulu üyeliğinin sona ermesinin, durumun ticaret siciline tescil ve ilan edilmesine
bağlanması ve davacının istifasının tescil ve ilan edilmemesi karşısında, davacının yönetim kurulu üyeliğinin sona erdiğinden söz edilemeyeceği gerekçesiyle, vergi mahkemesi kararını bozmuştur.
Bozma kararına uymayan … Vergi Mahkemesi … günlü ve E: …, K: … sayılı kararıyla; Türk Ticaret Kanununun 319. maddesi uyarınca görevlerin yönetim kurulu üyeleri arasında paylaştırıldığı hallerde, 317.madde uygulanamayacağından, temsil yetkisi bulunmayan davacının şirketin vergi borçlarından sorumlu tutulamayacağı, vergi kanunları vergiyi doğuran olayın gerçek niteliğini esas aldığı ve davacı vergi borcunun doğduğu yılda şirketi temsile yetkili olmadığı gibi ortaklıktan da ayrılmış olduğundan şirket borçlarından sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle, davanın kabulü ve ödeme emrinin iptali yolundaki ilk kararında direnmiştir.
Türk Ticaret Kanununun 317.maddesinde anonim şirketlerin yönetim kurulu tarafından idare ve temsil olunacağı hükme bağlanmıştır. Aynı Yasanın 300.maddesinin 8.bendinde, yönetim kurulu üyeleriyle şirketi temsile yetkili kimselerin ticaret siciline tescil ve ilan edileceği, 33. maddesinde tescil edilmiş hususlarda ortaya çıkacak her türlü değişikliğin de tescil edileceği, 38.maddesinde ise ticaret sicili kayıtlarının üçüncü kişiler hakkında kaydın gazete ile ilan edildiği günü takibeden iş gününden itibaren hüküm ifade edeceği kurula bağlanmıştır.
Tescil ve ilan edilmiş hususlardaki değişikliklerin de tescil ve ilan edilmesi kuralı, bu işlemlerin geçerlilik şartı olarak değil, iyi niyetli üçüncü kişilerin korunması amacıyla öngörülmüştür. Bu bağlamda, yönetim kurulu üyeliği herhangi bir nedenle sona eren kişinin üyelikten ayrılışı Ticaret Sicilinde tescil ve gazeteyle ilan edilmezse, şirket borçlarından iyi niyetli üçüncü kişilere karşı sorumluluğu devam eder. Ancak, yönetim kurulundan fiilen ayrılmakla, şirketin vergi ödevlerinin yerine getirilmesi konusunda yetkisi kalmayan üyenin Vergi Usul Kanununun 10.maddesi uyarınca şirketten alınamayan vergi ve buna bağlı alacaklardan sorumlu tutulması hukuka aykırıdır.
Bu nedenle, vergi dairesi başkanlığının temyiz isteminin reddine karar verildi.