Danıştay Kararı Vergi Dava Daireleri Kurulu 1995/177 E. 1997/67 K. 17.01.1997 T.

Vergi Dava Daireleri Kurulu         1995/177 E.  ,  1997/67 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 1995/177
Karar No: 1997/67

Temyiz Eden Taraflar: 1- …
Vekili : …
2- Vergi Dairesi Müdürlüğü

İstemin Özeti: Tüpgaz bayii olarak ticari faaliyette bulunan yükümlünün 1992 yılına ilişkin defter ve belgelerinin incelenmesi sonucunda katma değer vergisi indirimine konu yapılan vergilerin gösterildiği belgelerin, yasal sürede defterlere kaydedilmediğinden bahisle katma değer vergisi indirimleri kabul edilmeyerek adına 1992 Ocak dönemi için kaçakçılık cezalı katma değer vergisi salınmıştır.
Tarhiyata karşı açılan davayı inceleyen … Vergi Mahkemesi … günlü ve E: …, K: … sayılı kararıyla davayı kısmen kabul ederek davanın katma değer vergisi yönünden reddine, kaçakçılık cezasının kusur cezasına çevirilmesine karar vermiştir.
Tarafların bu karara karşı yaptıkları temyiz başvurularını inceleyen Danıştay Dokuzuncu Dairesi 17.11.1994 günlü ve E:1994/4038, K:1994/4512 sayılı kararıyla; Mahkemenin 13.5.1994 gününde düzenlediği tutanak ile yükümlünün 1992 yılı işletme hesabı defterinin gider sahifelerine 1993 yılı işlemlerinin işlendiği, daha sonra bu kayıtlar iptal edilerek 1992 yılı işlemlerinin kaydedildiği, gelir kısmına ise hiç bir kayıt yapılmadığı, 1993 yılı işlemlerinin aynı deftere kaydedildiğinin tesbit edildiği, yükümlünün defterine gecikmeli olarak kaydettiği ve üzerinde yazılı vergileri indirime tabi tuttuğu faturaların, gerçeği yansıtmadığı yolunda herhangi bir tespit ve iddia bulunmadığı, ihtilaflı 1992 yılında yüklenilen katma değer vergisine indirim hakkı tanınmasının yükümlü açısından vergi mükerrerliğine yol açacağı, kaldı ki, yükümlünün hesaplarını bilgisayarda tuttuğunu, yapılan hatanın bilgisayardaki bilgilerin işletme defterine aktarılması sırasında meydana geldiğini iddia ettiği, yükümlünün aldığı faturalarda katma değer vergisi indiriminin kabul edilmemesi hakkaniyet kurallarına uygun düşmeyeceğinden katma değer vergisinin onanmasında yasal isabet görülmediği gerekçesiyle, vergi dairesi müdürlüğünün temyiz isteminin reddine, yükümlü temyiz isteminin kabulü ile vergi mahkemesi kararının bozulmasına karar vermiştir.
Bozma kararına uymayan … Vergi Mahkemesi … günlü veE: …, K: … sayılı kararıyla; 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 29 uncu maddesinin 3 üncü fıkrasında, indirim hakkının vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabileceğinin belirtildiği, davacının, 1992 yılında indirim konusu yaptığı katma değer vergisine ilişkin vesikaları bu dönemde değil, 31.7.1993 tarihinden sonra kayıtlarına intikal ettirdiğinin sabit olduğu, bu hususun davacının dava ve temyiz dilekçelerinde de doğrulandığı gerekçesiyle ilk kararında direnmiştir.
Direnme kararı, taraflarca temyiz edilmiş; vergi dairesi müdürlüğünce, kaçakçılık cezasının aynen onanması gerektiği, yükümlü tarafından ise, 1992 yılı defterinin 1993 yılında tanzim edilmiş olmasının 1992 yılı defterinin hiç tutulmadığı şeklinde değerlendirilemeyeceği, muhasebe işlemlerinin bilgisayar kayıtlarına günü gününe geçirildiği ve bu bilgilerin bilgisayar hafızasında muhafaza edildiği, bilgisayar kaydındaki bilgilere göre vergi mükellefiyetlerinin eksiksiz ve zamanında yerine getirildiği ileri sürülerek bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti: Taraflarca karşılıklı olarak temyiz istemlerinin reddi gerektiği savunulmuştur.

Danıştay Tetkik Hakimi …’ün Düşüncesi: Tarafların temyiz dilekçelerinde ileri sürülen iddialar, vergi mahkemesi ısrar kararının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, taraflar temyiz istemlerinin reddi gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi: İleri sürülen bozma nedenleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin 1 numaralı bendinde öngörülen nedenlerden hiçbirisine girmediğinden, taraflar temyiz isteğinin reddi ile hukuka ve usul hükümlerine uygun bulunan, Vergi Mahkamesi ısrar kararının onanması gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Katma değer vergisi indirimine konu yapılan vergilerin gösterildiği belgelerin süresinde yasal defterlere kaydedilmediği saptanarak davacı adına kaçakçılık cezalı katma değer vergisi salındığı, bu tarhiyata karşı açılan davanın vergi aslı yönünden reddedildiği, ceza yönünden ise kısmen kabul edilerek kesilen cezanın kusura çevirildiği, söz konusu kararın taraflarca temyiz edildiği, istemleri inceleyen Danıştay Dokuzuncu Dairesinin K:1994/4512 sayılı kararıyla davanın vergi aslı yönünden reddine ilişkin hüküm fıkrasının bozulduğu, vergi dairesi müdürlüğünün cezanın kusura çevirilmesine ilişkin hüküm fıkrasına karşı yaptığı temyiz başvurusunun ise reddedildiği, aynı müdürlüğün karar düzeltme yoluna başvurmadığı ve vergi mahkemesi kararının cezanın kusura çevirilmesine ilişkin hüküm fıkrasının vergi dairesi müdürlüğü yönünden kesinleştiği, ısrar kararının ise yükümlü lehine bozulan hüküm fıkrası yönünden oluştuğu dosyanın incelenmesinden anlaşılmaktadır.
Vergi dairesi müdürlüğü yönünden kesinleşen, cezaya ilişkin hüküm fıkrasının, kararın diğer hüküm fıkralarının davacı mükellef lehine bozulması üzerine verilen ısrar kararının varlığı nedeniyle yeniden temyiz incelemesine tabi tutulmasına olanak bulunmamaktadır.
Israr hükmüne karşı yükümlü tarafından ileri sürülen iddialar ise … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E: …, K: … sayılı ısrar kararının bu husustaki hüküm fıkrasının dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında kararın bu yönden bozulmasını gerektirecek durumda görülmemiştir.
Bu nedenlerle, tarafların temyiz istemlerinin reddine, 17.1.1997 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

X – K A R Ş I O Y
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 29 uncu maddesine 3297 sayılı Kanunla eklenen 3 üncü fıkrada, “İndirim hakkı vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere daydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabilir” denilmektedir.
Davacının indirime tabi tuttuğu faturaların sahte olduğu ya da gerçeği ifade etmediği yolunda herhangi bir tespit bulunmamaktadır. Ocak 1992 ayı beyannamesinde indirime konu yapılan faturaların bu dönemde kanuni defterlere kaydedildiği anlaşılmaktadır. Esasen bu işlem bilgisayar kayıtlarında da aynı tarihte yer almıştır. Mücerret, bu kayıtlardan önce, sonradan iptal edilen 1993 yılına ait işlemlerin kaydedilmesinden hareketle, söz konusu kayıtların süresinde defterlere intikal ettirilmediği, bu kayıtların sonradan işlenmiş olabileceği sonucuna varılarak, davacının bu dönemde indirim hakkı bulunmadığının kabulünde isabet yoktur. Belgelerin kayıt tarihi itibarıyla yapılan tespit, faturaların kanunda öngörülen süreden sonra kaydedildiğini gösterirse de bu durum, davacı adına usulsüzlük cezası kesilmesini gerektirebilir. Bilgisayar kayıtlarına da uygun olarak kanuni defterlerde yapılan tashih sonucu, defterlerde yer alan kayıt tarihi itibarıyla vergilendirme döneminde yapılan indirimde Katma Değer Vergisi Kanununun 29/3 üncü maddesine aykırılık söz konusu değildir.
Bu nedenle mahkeme kararının bozulması gerektiği görüşüyle karara karşıyız.