Danıştay Kararı Vergi Dava Daireleri Kurulu 1995/166 E. 1996/13 K. 12.01.1996 T.

Vergi Dava Daireleri Kurulu         1995/166 E.  ,  1996/13 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 1995/166
Karar No: 1996/13

Temyiz Eden: … Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf: …
Vekili: …

İstemin Özeti: Yükümlünün müstahsilden satın aldığı kütlü pamuğu gerçeğe aykırı faturalarla belgelendirerek haksız katma değer vergisi indirimiyaptığı görüşüyle adına, Kasım 1986 dönemine ilişkin olarak kaçakçılık cezalı katma değer vergisi ve dahili tevkifat salınmıştır.
Bu tarhiyata karşı açılan davayı inceleyen … Vergi Mahkemesi … günlü ve E: …, K: … sayılı Kararıyla; inceleme raporundaki tespitleri yetersiz görerek tarhiyatı kaldırmıştır.
Vergi dairesi müdürlüğünün temyiz istemini inceleyen Danıştay Yedinci Dairesi 3.2.1994 günlü ve E:1991/1065, K:1994/424 sayılı kararıyla; yükümlüye fatura düzenleyen 16 kişi nezdinde yapılan araştırmalarda, bu kişilerin tacirin asgari vasıflarına sahip olmadıkları, ticari faaliyetlerinin süresi ve sermaye durumları itibarıyla saptanan ölçüde ticaret yapmalarının mümkün olmadığı, vergi ödevlerini gereği gibi yerine getirmedikleri, beyannamelerini ya hiç vermedikleri ya da kesilen faturalarla kıyaslanamayacak kadar düşük miktarlar beyan ettikleri, beyan edilen bu miktarların da ödenmediği, temel amaçlarının şeklen yükümlü olup fatura ticareti yapmak olduğu, bu durumun vergi dairelerince anlaşılması üzerine çoğunun yükümlülüğünün re’sen terkin edildiği, çoğunun bildirdikleri adreslerin sahte çıktığı, bir kısmının gerçeğe aykırı belge düzenlediğini itiraf ettiği görüldüğünden, ifadelerin genel nitelikte olduğu savına karşın, bu kişiler gerçek anlamda mal alım satımıyla uğraşmadığından yükümlüye pamuk satmalarının da mümkün olmadığının anlaşıldığı, bu nedenle, faturaları düzenleyenlerin vergi yükümlüsü olması, faturaların biçim yönünden yasaya uygun bulunması, tarımsal ürünlerin borsada tescili, sevk irsaliyesi düzenlenmesi, ürün bedellerinin çekle ödenmesi gibi işlemlerin faturaların gerçek bir alım satıma dayandığını kanıtlayıcı nitelikte bulunmadığı gerekçesiyle kararı bozmuştur.
Bozma kararına uymayan … Vergi Mahkemesi … günlü ve E: …, K: … sayılı kararıyla; inceleme raporu ve ekindeki tespitlerin 213 sayılı Yasanın 3 üncü maddesinde öngörülen türde delil niteliği taşımadığı, bir faturanın sahte olduğu sonucuna ulaşılabilmesi için tek yanlı beyan ve tespitlerin yeterli olmadığı, alım satıma ilişkin belgelerin objektif biçimde değerlendirilmesi ve bedellerin kime hangi yollarla ödendiğinin araştırılması gerektiği, 1986 yılında davacıya kütlü pamuk satan kişilerden …, …, …, …ve …’nun firma adı belirtmeden, genel olarak sahte fatura verdiklerini beyan ettikleri, … adresinde bulunamadığı, …’in ise alışlarını sahte faturayla belgelendirmesi nedeniyle, davacıya verdikleri faturaların sahte kabul edildiği, buna karşılık, …, …, …, …, … ve …’un inceleme raporuna ekli ifadelerinde gerçekten kütlü pamuk ticareti yaptıklarını beyan ettikleri, davacıya kütlü pamuk satanlardan bir kısmının sahte fatura verdiklerini beyan etmelerinin adlarına yapılacak cezalı tarhiyattan kurtulma amacına yönelik olduğu, adresinde
bulunamayanlarla alışlarını sahte faturalarla belgeleyenlerin bu eylemlerinin, davacıya sahte fatura verdiklerini göstermeyeceği, defter tutup beyanname veren, sattığı ürünlerin bedellerini çekle tahsil eden vergi yükümlülerinin sahte fatura verdikleri yolundaki beyanlarının inandırıcı ve gerçekçi olmadığı, esasen çeşitli zamanlarda, çeşitli olaylarla ilgili olarak alınan bu ifadelerin, davacıyla ilgili olmadığı, Mahkemeye bir klasör içinde sunulan belgelerden; satın alınan kütlü pamuklar için düzenlenen sevk ve taşıma irsaliyelerinde, satıcının ve taşıyanın ad ve soyadı ile taşıtın plakasının yazıldığı, ürün bedellerinin ada yazılı çeklerle ödendiği anlaşıldığından, sahte olduğu ileri sürülen faturaların gerçeği yansıttığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle davanın kabulü yolundaki ilk kararında direnmiştir.
Karar, vergi dairesi müdürlüğü tarafından temyiz edilmiştir.

Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi …’nın Düşüncesi: Tarhiyata esas alınan inceleme raporu ve eki belgelerin incelenmesinden, uyuşmazlık konusu dönemde yükümlüye fatura düzenlemiş olan kişilerle ilgili ifade ve tespitlerin değerlendirilmesinden, … dışında, yükümlü adına fatura düzenleyen kişilerin gerçekte mal alış verişiyle değil, fatura ticaretiyle uğraşan kişiler olduğu, …’nin ise bir kısım işlemlerinin gerçek olduğu ve bu kişinin 1987 işlemlerinin incelenmesi sırasında alışlarına ilişkin bazı faturaların sahte kabul edilmiş olması nedeniyle, yükümlü adına 1986 yılında düzenlediği faturaların da sahte kabul edildiği anlaşıldığından, … tarafından düzenlenen faturaların sahte kabul edilmesi için yeterli delil bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.
Bu itibarla, temyiz isteminin kısmen kabulü ile kararın, …’den alınan faturalarla ilgili kısmının onanması, diğer kişilerden alınan faturalarla ilgili kısmının ise bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı …’nun Düşüncesi: Çırçır ve prese fabrikası işleten yükümlünün bir kısım kütlü alışlarını naylon faturalarla belgelendirmek suretiyle haksız yere katma değer vergisi
indirimi yaptığının inceleme raporuyla tesbiti sonucu tarh edilen kaçakçılık cezalı katma değer vergisi ile dahili tevkifatı terkin eden Vergi Mahkemesi kararının bozulmasına karar veren Danıştay 7.Daire kararına uymayarak eski kararında ısrar eden Vergi Mahkemesi kararının bozulması istenilmektedir.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 29 uncu maddesinde, mükelleflerin kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyle düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergilerini yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden indirebilecekleri hükme bağlanmış ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun3.maddesinin (B) bendinde ise, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği belirtilmiş bulunduğundan, vergi indiriminden yararlanabilmek için vergisi indirim konusu yapılabilecek işlemlerle ilgili fatura ve benzeri vesikaların gerçeği yansıtması, yani bu belgeler üzerinde gösterilen katma değer vergisinin gerçekten ödenmiş olması gerekmektedir.
Dosyada bulunan inceleme raporu ve eklerinin incelenmesinden, uyuşmazlık döneminde yükümlünün fatura aldığı kişilerin, gerçekte tacir olmadıkları, şeklen vergi yükümlülüklerini tesis ettirip para karşılığında sahte fatura düzenledikleri, sermaye durumları itibariyle büyük miktarlarda ticaret yapmalarının mümkün olmadığı, bu kişilerin büyük miktarlarda fatura düzenlemelerine rağmen vergilerinin çok az bir kısmını ödedikleri, beyannamelerini ya hiç vermedikleri ya da kesilen faturalara nazaran daha çok düşük miktarlar beyan ettikleri, çoğunun bildirdikleri adreslerde bulunamadıkları, bazılarının sahte fatura düzenlediklerini itiraf ettikleri, bu şahısların gerçek anlamda mal alım satımı ile uğraşmadıkları ve böylece yükümlüye pamuk satmalarının da mümkün olmadığı anlaşılmış bulunmaktadır.
Bu itibarla, faturaların şekle uygun olarak düzenlemiş olması, sevk irsaliyelerinin bulunması, ürün bedellerinin çekle ödenmesi gibi işlemler faturalarda gösterilen emtianın gerçekten faturaların düzenleyicisinden alındığını kanıtlamaya yeterli değildir. İşlemlere gerçek görünüm verebilmek için anlaşmalı kişilere çekle ödeme yapılıp sonradan bu paralar geri alınabileceği gibi gerçeğe aykırı sevk irsaliyesi de her zaman düzenlenebilmek- tedir. Ayrıca yurdumuzdaki ticaret borsalarında saygın bir kayıt düzeninin bulunmadığı da bir gerçektir.
Bu nedenlerle Vergi Mahkemesince, bir kısım şekil şartlarının mevcudiyeti gerekçe gösterilmek ve karşıt incelemeler yok sayılmak suretiyle tarhiyatın terkini yolundaki ısrar kararı verilmesinde isabet görülmediğinden, temyiz isteminin kabulüyle Vergi Mahkemesi kararının bozulması gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 2365 sayılı Kanunla değişik 3 üncü maddesinde vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemlerin gerçek niteliğinin esas olduğu kurala bağlandığından, vergilendirme ile ilgili belgelerin biçimsel kurallara uygun düzenlenmiş olması, olayın gerçek niteliğinin araştırılmasına ve sonucuna göre işlem yapılmasına engel değildir. Bu tür belgelerin gerçeğe aykırı veya içeriği yönünden yanıltıcı olduğu usulen geçerli başka kanıtlarla ispatlanabilir.
Yükümlünün uyuşmazlık konusu dönemde fatura aldığı kişilerle ilgili olarak yapılan tespitler, … dışında bu kişilerin gerçekte tacir olmadıklarını ve şeklen vergi yükümlülüklerini tesis ettirip ihtiyaç duyanlara belli bir bedel karşılığında fatura sağladıklarını ortaya koymaktadır. Dolayısıyla, faturaların biçimsel kurallara uygun olması, sevk irsaliyesi ve çek düzenlenmesi, borsada tescil yapılması gibi işlemler, faturalarda gösterilen emtianın gerçekten faturaların düzenleyicisi görünen kimselerden satın alındığını kanıtlamaya yeterli değildir. Esasen, gerçeğe aykırı fatura gibi sevk irsaliyesi düzenlenerek de işlemlere gerçek görüntüsü verilebileceği için kimi kişilere çekle ödeme yapılıp, tahsil edilen paranın geri alınması da mümkün olmaktadır. 5590 sayılı Yasanın 52 nci maddesine göre borsada tescil, kural olarak üzerine tescil yükümlülüğü düşen tarafın başvurusu üzerine gerçekleştirilen beyana dayalı bir işlem olduğundan, tescil konusu emtianın gerçekten satın alındığına kesin bir kanıt sayılamaz.
Uyuşmazlık konusu dönemde yükümlünün gerçeğe aykırı fatura aldığı ileri sürülen kişilerden … dışındakilerle ilgili tespitlerin değerlendirilmesinden, müstahsilden satın alınan pamuğun bu kişilerden sağlanan faturalarla belgelendirildiği ve bu faturalarda yer alan ancak, gerçekte ödenmeyen katma değer vergisinin indirim konusu yapılmasıyla da vergi kaybına yol açıldığı sonucuna varılmıştır. …’nin ise, tacir olduğunun dosyada mevcut 27.1.1986 tarih ve 12 nolu tahakkuk fişiyle vergi dairesince de kabul edildiği ve adı geçen hakkındaki tesbitlerin bu dosyada vergisi uyuşmazlık konusu yapılan dönemle ilgili olmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, …’den alınan faturalarda yer alan katma eğer vergisinin inceleme raporunda indirimi kabul edilmeyen vergi miktarından düşülerek, tarhiyatın değişiklikle onanması gerekirken, tamamen kaldırılmasında yasaya uygunluk görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, vergi dairesi müdürlüğünün temyiz isteminin kabulüyle … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E: …, K: … sayılı direnme kararının bozulmasına, yeniden verilecek kararda karşılanacağından yargılama giderleri konusunda hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına, 12.1.1996 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

X – K A R Ş I O Y
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar vergi mahkemesi kararının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddi gerektiği görüşü ile çoğunluk kararına katılmıyoruz.

XX – K A R Ş I O Y
İnceleme raporunda uyuşmazlık konusu dönemde yükümlünün gerçeğe aykırı fatura aldığı ileri sürülen … de dahil 16 kişi ile ilgili tespitlerin değerlendirilmesinden, müstahsilden satın alınan pamuğun bu kişilerden sağlanan faturalarla belgelendirildiği ve bu faturalarda yer alan ancak gerçekte ödenmeyen katma değer vergisinin indirim konusu yapılmasıyla da vergi kaybına yol açıldığı sonucuna varıldığından, tarhiyatın kaldırılması yolundaki direnme kararında yasaya uygunluk görülmediğinden, temyiz isteminin kabulü gerektiği görüşü ile kısmen kabulü yolundaki çoğunluk kararına katılmıyoruz.