Danıştay Kararı Vergi Dava Daireleri Kurulu 1995/155 E. 1996/250 K. 31.05.1996 T.

Vergi Dava Daireleri Kurulu         1995/155 E.  ,  1996/250 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 1995/155
Karar No: 1996/250

Temyiz Eden: … Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf: … Ticaret Kollektif Şirketi … ve Ortağı
Vekili: …

İstemin Özeti: 1985 yılına ilişkin defter ve belgeleri üzerinde yapılan kaydi envanter sonucu bazı mamul malların kayıt dışı satıldığı, açıktan üretilerek satılan mamul mal bulunduğu ve kayıtlara geçirilmeyen bir adet fatura bedeli de dahil olmak üzere toplam …- lira kayıt dışı bırakılmış hasılat saptandığından bahisle 1985 yılının Haziran dönemi için yükümlü kurum adına kaçakçılık cezalı katma değer vergisi salınmıştır.
Bu tarhiyata karşı açılan davayı inceleyen … Vergi Mahkemesi … günlü ve E: …, K: … sayılı kararıyla; mahkemelerince yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda, her mamul için düzenlenen ayrıntılı listelere dayanılarak yapılan kaydi envanter sonucunda …- liralık satış hasılatının kayıt dışı bırakıldığının ve 24.12.1985 tarihli …- lira tutarındaki fatura bedelinin kayıtlara intikal ettirilmediğinin saptandığı, kayıt dışı bırakıldığı saptanan hasılatın aylara göre dağılımı yapılmak suretiyle uyuşmazlık dönemine ait matrah farkının belirlendiği, bilirkişi raporuna vergi dairesi müdürlüğünce yapılan itirazın yerinde görülmediği, bu durumda, bilirkişi raporu ile saptanan matrah farkının beyan edilen matraha ilave edilmesi gerektiği ancak, indirimler dikkate alındığında uyuşmazlık dönemi için tarh edilecek vergi doğmadığı gerekçesiyle, tarhiyatı kaldırmıştır.
Vergi dairesi müdürlüğünün temyiz istemini inceleyen Danıştay Yedinci Dairesi 7.12.1993 günlü ve E:1992/4152, K:1993/5540 sayılı kararıyla; dosyanın incelenmesinden, yükümlü şirketin 1985 yılına ilişkin defter ve belgelerinin incelenmesi sonucunda, dönem başı kumaş miktarı, yıl içinde alınan kumaş, iade edilen kumaş, iplik alışları ve dönem sonu kumaş mevcudu nazara alınarak aynı yıl içinde satılan ve kayıtlarda yer alan 61.506,25 kg konfeksiyon artığından (kırpıntı) hareket edildiği, şirket temsilcisince bildirilen fire oranları ortalaması esas alınmak suretiyle, dönem içinde imalata verilmesi gereken kumaş miktarının hesaplandığı, bu miktarla, kayıtlara göre imalata verilen kumaş miktarı arasındaki farkın, açıktan imalata verilen kumaş miktarı olduğu sonucuna varılarak 1985 yılında kayıt dışı satılan mamul tutarının …- lira olarak bulunduğu, vergi mahkemesince yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporda ise, 1985 yılında satılan 61.506,25 kg kırpıntı kumaşın aynı dönem içinde imalata verilen kumaştan arta kaldığına dair inceleme elemanınca bir saptama yapılmadığı, şirketin 1981,1982,1983,1984 yıllarına ait defter ve belgelerinin sınırlı olarak incelenmesinden, bu yıllarda imalat artığı kumaş satışı bulunmadığının görüldüğü, bu itibarla 1985 yılında satışı yapılan imalat artığı kumaşların içinde önceki yıllardan kalan kırpıntılar olabileceği gibi, firmaya iade edilen parçalarla, defolu malların da bulunabileceği, bu bakımdan satılan imalat artığı kumaşların sadece kesimi yapılan kumaşlardan arta kalan kırpıntılardan değil, kesim dışındaki ameliyeler sonucu ortaya çıkan artıklardan da oluşan bir yığın olarak kabul edilmesi gerektiği, bu nedenlerle, vergi inceleme raporundaki yöntem esas alınarak bir randıman incelemesi yapılmak suretiyle dönem kazancının tespit edilemeyeceğinin belirtildiği, inceleme elemanı tarafından, şirket temsilcisinin bazı mamul malların birbirine karışabileceği yolundaki beyanları dikkate alınmak suretiyle yapılan envanter çalışması sonucu, satıldığı halde kayıtlara geçirilmeyen mamul malların varlığından bahisle bulunan …- lira kayıt dışı hasılatın, diğer bir matrah farkını oluşturduğu, yükümlü tarafından kaydi envanter farkına ilişkin olarak inceleme elemanınca yapılan tespitlerden sadece sw-shirt miktarında hata yapıldığı dava dilekçesinde ileri sürüldüğü halde, bilirkişi tarafından, diğer kalemlerde de aritmetik hatalar bulunduğu sonucuna varılarak yeniden yapılan kaydi envanter sonucunda …- liralık kayıt dışı hasılat bulunduğunun belirtildiği, inceleme elemanınca tespit edilen matrah farkının …- liralık kısmının 24.12.1985 tarih ve … numaralı faturanın kanuni defterlere kaydedilmemesinden doğduğu, bu hususun bilirkişi raporunda da doğrulandığı, inceleme sonucu bir takım doneler ortaya konulmak ve yükümlü şirket temsilcisinin beyanları nazara alınmak suretiyle matrah farkı bulunmasına karşılık, bilirkişice satışı yapılan konfeksiyon artığı kumaşın içerisinde önceki yıllardan kalan kırpıntıların olabileceği, firmaya iade edilen parçalarla, defolu malların da bulunabileceği varsayımından hareketle, dönem kazancının tespit edilmesinde kırpıntı kumaşın esas alınamayacağının öne sürüldüğü, bu durumda, inceleme elemanının tespitlerinin tutarlı olup olmadığı tartışılmadan, tamamen tahmin ve varsayıma dayalı bilirkişi raporunun esas alınmasına ilişkin nedenler ortaya konulmadan ve kırpıntı kumaştan dolayı yapılan tarhiyata hiç değinilmeden, bilirkişinin vardığı sonuçlarla inceleme elemanının vardığı sonuçlar birbiriyle karşılaştırılmadan, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı gerekçeyle verilen mahkeme kararında isabet görülmediği gerekçesiyle, kararı bozmuştur.
Bozma kararına uymayan … Vergi Mahkemesi … günlü ve E: …, K: … sayılı kararıyla; aynı inceleme raporuna dayanılarak yükümlü şirket ortağı adına yapılan gelir vergisi tarhiyatının değişiklikle onanması yolunda verilen kararın, Danıştay Dördüncü Dairesinin K:1994/1897 sayılı kararıyla onandığı da belirtilmek suretiyle ilk kararında direnmiştir.
Direnme kararı vergi dairesi müdürlüğünce temyiz edilmiş ve inceleme raporundaki tesbitler esas alınarak yapılan cezalı tarhiyatın yasaya uygun olduğu ileri sürülerek bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği yolundadır.

Danıştay Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi: Uyuşmazlık dönemine ilişkin olarak yükümlü kurum adına yapılan cezalı tarhiyatın kaldırılması istemiyle açılan davada; mahkemece, yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor esas alınarak, inceleme raporu ile bilirkişi raporunda varılan sonuçlar karşılaştırılmadan ve konfeksiyon artığı kumaştan hareketle bulunan matrah farkına hiç değinilmeden eksik incelemeye dayalı olarak karar verildiği anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüyle, vergi mahkemesi direnme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi: Temyiz başvurusu, konfeksiyon imalatı ile uğraşan davacı şirketin 1985 yılı hesaplarının incelenmesi sonucu bir kısım satış hasılatının defterlere kaydedilmediğinin tesbiti üzerine salınan katma değer vergisi ve kesilen kaçakçılık cezasını terkin eden Vergi Mahkemesi kararını; İnceleme raporundaki tesbitlerin tutarlı olup olmadığı tartışılmadan, tamamen tahmin ve varsayıma dayalı bilirkişi raporunun karara esas alınması suretiyle eksik incelemeye dayalı olarak verilen kararda isabet görülmediği gerekçesiyle bozulmasından sonra aynı mahkemece verilen ısrar kararının bozulması istemine ilişkindir.
Israr kararı, bilirkişi raporundaki tesbitlerin mahkemece uygun görüldüğü, aynı rapora istinaden gelir vergisi uyuşmazlığı hakkında da değişiklikle onama kararı verildiği ve bu kararın Danıştay 4.Dairesince onandığı gerekçesine dayalıdır.
Dosyanın incelenmesinden, takdirin dayanağı olan inceleme raporu; inceleme sırasında hesap uzmanının yükümlüye ait defter ve belgeleri ve yükümlü ile birlikte düzenlenen tutanakları ve bizzat yükümlünün beyanını esas aldığı anlaşılmaktadır. Bilirkişi raporundaki tesbitler ise, konfeksiyon artığı kumaşın içerisinde önceki yıllardan kalan kırpıntıların olabileceği, firmaya iade edilen parçalarda defolu mallarında bulunabileceği varsayımına dayanmakta dönem kazancının tesbit edilmesinde kırpıntı kumaşın esas alınamayacağı öne sürülmektedir.
Mahkemeler, teknik konularda bilirkişinin bilgisine müracaat edebilirler ise de, ihtilafın çözümü olayın mahkemece yapılacak hukuksal analiz ve yorumu ile mümkündür.
Bu durumda; mahkemece, inceleme raporundaki tesbitler karşısında, bilirkişi raporunda öne sürülen hususların mukayeseli bir şekilde irdelenmesi ve bilirkişi raporunun karara esas alınma nedenlerinin açıklanması suretiyle karar verilmesi gerekirdi.
Açıklanan nedenlerle, eksik incelemeye dayalı olarak verilen terkin kararında isabet görülmediğinden, temyize konu ısrar kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Yükümlü şirketin 1985 yılına ilişkin defter ve belgelerinin incelenmesi sonucunda düzenlenen raporda; dönem başı, dönem sonu ve aynı yıl içinde satışı yapılan 61.506.25 kg. konfeksiyon artığından hareket edilerek, dönem içerisinde imalata verilen kumaş miktarı hesaplanıp, bu miktarla kayıtlara göre imalata verilen kumaş miktarı arasındaki farkın açıktan üretimde kullanıldığı sonucuna varılmak suretiyle kayıt dışı mamul satış hasılatı …- lira olarak belirlenmiştir. Ayrıca, şirket temsilcisinin bazı mamul malların karışmış olabileceği yolundaki beyanları da dikkate alınarak yapılan kaydi envanter sonucunda da, …- liralık mamulün kayıt dışı satıldığının ve kayıtlara geçirilmeyen 24.12.1985 günlü ve … numaralı …- lira tutarlı fatura bedeli ile birlikte toplam …- lira hasılatın kayıt dışı bırakıldığından bahisle, uyuşmazlık dönemine isabet eden matrah farkı üzerinden adına cezalı tarhiyat uygulanmış bulunmaktadır.
Vergi mahkemesince, yükümlü iddialarının araştırılması amacıyla yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda, her mamul cinsi itibarıyla düzenlenmiş bulunan ayrıntılı listelere dayanılarak yapılan kaydi envanter sonucunda, …- lira hasılat ile …- lira tutarındaki satış faturasının defterlere kaydedilmediği belirlenerek 1985 yılı katma değer vergisi matrahı saptanmış, mahkeme tarafından da bu rapor esas alınarak karar verilmiştir.
Söz konusu bilirkişi raporunda, yükümlü şirketin 1981, 1982, 1983 ve 1984 yıllarına ait defter ve belgelerinin incelenmesinden, bu yıllarda imalat artığı kumaş satışı bulunmadığının görüldüğü, bu nedenle, 1985 yılında satışı yapılan imalat artığı kumaşlar içerisinde önceki yıllardan kalan kırpıntı kumaşlar olabileceği gibi, firmaya iade edilen parçalarla defolu malların da bulunabileceği, dolayısıyla dönem kazancının, inceleme raporundaki yöntem esas alınarak ve randıman yoluyla tespit edilemeyeceği belirtilmiş olmasına karşın, direnme kararında kırpıntı kumaştan hareketle bulunan açıktan mamul satışına ilişkin tarhiyat hakkında herhangi bir irdeleme yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Bilirkişi raporunda, inceleme elemanınca tespit edilen matrah farkının, …- liralık kısmının 24.12.1985 tarih ve … numaralı faturanın defterlere kaydedilmemesinden doğduğu doğrulanmış bulunmaktadır.
Öte yandan, yükümlü tarafından, kaydi envanter farkına ilişkin olarak, sadece sw-shirt miktarında hata yapıldığı öne sürülmüş olmasına rağmen, bilirkişice diğer mamul cinslerinde de hata bulunduğu sonucuna varılıp, yeniden yapılan kaydi envanter sonucunda kayıt dışı hasılatın …- lira olduğu saptanmıştır.
Yukarıda da değinildiği üzere, inceleme elemanınca yükümlünün defter ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme sonucu saptanan hususlar ile şirket temsilcisinin beyanı da dikkate alınmak suretiyle matrah farkı bulunduğu halde, mahkeme tarafından verilen kararda, inceleme elemanınca yapılan tespitlerin yerinde olup olmadığı tartışılmadan, bu tespitler ile bilirkişi raporunda varılan sonuçlar karşılaştırılmadan, bilirkişi raporunun karara dayanak yapılış nedeni açıkça ortaya konulmadan ve kırpıntı kumaştan hareketle bulunan matrah farkına hiç değinilmeden karar verildiğinden, direnme kararı yeterli incelemeye dayanmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, vergi dairesi müdürlüğünün temyiz isteminin kabulüyle, yukarıda belirtilen hususlar değerlendirilmek suretiyle yeniden bir karar verilmek üzere … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E: …, K: … sayılı direnme kararının bozulmasına, yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri yönünden hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına, 31.5.1996 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

X – K A R Ş I O Y
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, bilirkişi incelemesi sonucunda verilen mahkeme kararının dayandığı gerekçeler karşısında yerinde ve kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte değildir.
Bu nedenle temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle karara karşıyız.