Danıştay Kararı Vergi Dava Daireleri Kurulu 1995/127 E. 1995/253 K. 17.11.1995 T.

Vergi Dava Daireleri Kurulu         1995/127 E.  ,  1995/253 K.
Daire : VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Karar Yılı : 1995
Karar No : 253
Esas Yılı : 1995
Esas No : 127
Karar Tarihi : 17/11/995

SATIŞ DEĞERİ ELEŞTİRİLEN MOTORLU KARA TAŞITLARININ KATMA DEĞER VERGİSİNE ESAS DEĞERİNİN SADECE KASKO SİGORTA DEĞERİNE GÖRE DEĞİL ARACINTÜM ÖZELLİKLERİ GÖZÖNÜNE ALINARAK BELİRLENMESİ GEREKTİĞİ HK.

Demir ticaretiyle uğraşan Kurumun aktifinde kayıtlı 1990 model kamyonu 1992 yılında kayıtlı değerden daha düşük bedelle satmış olduğu sapta- narak, takdir komisyonunca kasko sigorta değerine esas olan bedeller ile satış bedeli arasındaki fark üzerinden adına kaçakçılık cezalı katma değer vergisi salınmıştır. Tarhiyata karşı açılan davayı inceleyen … Vergi Mahkemesi davayı reddemiştir.
Yükümlünün bu karara karşı yaptığı temyiz başvurusunu inceleyen Danıştay Dokuzuncu Dairesi K:1994/3731 sayılı kararıyla; 3065 sayılı Yasanın 27.maddesinde, bedelin emsal bedele göre açık bir şekilde düşük olması ve bu düşüklüğün yükümlülerce haklı bir nedenle açıklanamaması halinde matrah olarak emsal bedelin esas alınması ve emsal bedelin, Vergi Usul Kanununa göre belirlenmesinin öngörüldüğü, 213 sayılı Yasanın 267.maddesi uyarınca emsal bedelin, araçların tüm özellikleri, yıpranma derecelerine göre ve satış tarihindeki piyasa değerinin ne olacağının emsallerle karşılaştırılarak saptanması gerektiği, olayda resen takdir nedeni bulunduğu ancak, bu tür uyuşmazlıkların artması üzerine Maliye Bakanlığının 6.5.1994 günlü ve 1994/2 sayılı İç Genelgesi ile de duyurulmasına karşın takdir matrahının saptanmasında araçların satış bedeline etkili tüm özelliklerin dikkate alınmadığı, bu durumda Vergi Mahkemesince, emsal bedele etkili faktörler yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre karar verilmek gerekirken, kasko sigorta değeri esas alınarak yapılan takdire dayalı tarhiyatın onanmasında isabet bulunmadığı gerekçesiyle kararı bozmuştur. Bozma kararına uymayan … Vergi Mahkemesi K: … sayılı Kararıyla; 492 sayılı Yasanın 43.maddesine 3689 sayılı Yasa ile eklenen fıkra karşısında motorlu taşıtların, satış değerinin, satış tarihinde geçerli kasko sigorta değerinden daha düşük olamayacağı, bu kuralın uygulanmasına ilişkin 17 seri sayılı Harçlar Kanunu Genel Tebliğinde de, gerçek satış değerinin emsallere göre açık bir şekilde düşük beyan edilmesi halinde emsal bedelin tesbiti sırasında diğer etkili faktörler yanında satış tarihinde geçerli kasko sigiortasına esas değerden de yararlanılmasının kabul edildiği, olayda kasko sigorta değerinin matraha esas alındığı, 1990 yılında … milyon liraya alınan bir kamyonun 1992 yılında … milyon liraya satılmasının ticari yaşamın gerekçelerine uygun düşmediği gibi yükümlünün de aracın sık arıza yaptığı yolundaki iddiasını kanıtlayamadığı, dolayısıyla matrahın tesbitinde yasal isabetsizlik görülmediği, aynı nedenle noksan kazanç beyan edil-diği görüşüyle bir başka kurum adına salınan vergiyi onayan kararlarına karşı yapılan temyiz ve karar düzeltme başvurularının Danıştay Üçüncü Dairesinin 1993/1480 -1481, K:1994/405-406 sayılı kararlarıyla reddedildiği ve hükümlerin kesinleştiği, gerekçesiyle davanın reddi yolundaki kararında direnmiştir.
Direnme kararı, yükümlü tarafından temyiz edilmiştir. Kurumun aktifinde kayıtlı kamyonu, kayıtlı değerden daha düşük bedelle satmış olduğu saptanmış ve takdir komisyonunca kasko sigorta değeri esas alınarak takdir edilen matrah farkı üzerinden salınan kaçakçılık cezalı katma değer vergisini onayan vergi mahkemesi direnme kararı yükümlü tarafından temyiz edilmiştir. 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 27.maddesinde, bedeli bulunmayan veya bilinmeyen işlemler ile bedelin mal, menfaat, hizmet gibi paradan başka değerler olması halinde matrahın, işlemin mahiyetine göre emsal bedeli veya emsal ücreti olduğu belirtildikten sonra, bedelin emsal bedeline veya emsal ücretine göre açık bir şekilde düşük bulunması ve bu düşüklüğün mükellefçe haklı bir sebeple açıklanamaması halinde, matrah olarak emsal bedel veya emsal ücretin esas alınması, emsal bedel ve emsal ücretin Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre saptanması kurala bağlanmıştır.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 267.maddesinde; gerçek bedeli olmayan veya bilinmeyen veyahut doğru olarak tespit edilemeyen bir malın, değerleme gününde satılması halinde emsaline nazaran haiz olacağı değer, emsal bedeli olarak tanımlanmış, 3.sırasında ise emsal bedel takdirinin, takdir komisyonunca maliyet bedeli ve piyasa kıymetleri araştırılmak ve kullanılmış eşya için ayrıca yıpranma dereceleri nazara alınmak suretiyle yapılması kabul edilmiştir. Davacının, vergisi uyuşmazlığa yol açan kamyonu aktifinde kayıtlı değerden daha düşük bedelle satmış olması inceleme elemanınca eleştirilmiştir. Gerçek satış bedelinin beyana uygunluğu tartışmalı kalan olayda, emsal bedelin 3065 sayılı Yasanın 27.maddesi ve kamyonun işletme- nin aktifinde kayıtlı olması nedeniyle Vergi Usul Kanununun 267.maddesinin üçüncü sırasında yazılı yöntemle saptanması gerektiği noktasında tartışma bulunmamaktadır.
Motorlu taşıtların alımsatımı sırasında yapılacak vergilendirmenin dayanması gereken esaslar ve yöntem, gerek gelir vergisi ve katma değer vergisi, gerekse harç yönünden vergi idaresinin muhtelif düzenle- meler yapmasını gerekli kılmıştır.
170 sıra sayılı Gelir Vergisi Genel Tebliğinin (D) bölümünde, gelir ve kurumlar vergisi uygulaması bakımından, mükelleflerin satışını yaptıkları motorlu kara taşıtlarına esas alacakları tutarın, gerçek satış bedeli olduğu belirtilmiş ve bu yönden yapılacak tesbitin taşıtın diğer özellikleri ile birlikte satış tarihi itibarıyla geçerli olan kas- ko sigortasına esas bedelden de yararlanılmasına değinilmiştir. Diğer yönden aynı konudaki uyuşmazlıkların çoğalması nedeniyle Gelirler Genel Müdürlüğünün İç Genelgesinde de, bazı vergi dairelerinin gerçek satış bedelleri konusunda hiçbir araştırma yapmadan kasko sigortasına esas bedelleri kullanarak mükellefler adına tarhiyat yaptıklarının anlaşıldığı, bu uygulamanın idare ve mükellefler arasında ge- reksiz ihtilaflara neden olduğu, bu tür ihtilaflara yer verilmemesi açısından sadece kasko bedellerinden hareketle mükellefler adına tarhiyat yapılmaması, gerçek satış bedellerinin tespiti sırasında diğer hususların da incelenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Bu yasal ve yönetsel düzenlemeler karşısında satış bedeli uyuşmazlık doğuran taşıtların emsal bedelinin takdir komisyonunca saptanması sırasında araçların tüm özellikleri gözönüne alınarak tamtrah takdiri gerekirken, başka verilerden yararlanılmaksızın salt kasko sigiorta
değerine göre yapılan takdirde ve bu takdir esas alınarak uygulanan tarhiyatın onanmasında hukuka uygunluk görülmemiştir.
Her ne kadar Danıştay 9.Daire bozma kararında söz konusu aracın emsal bedelinin tespiti için bilirkişi incelemesi yaptırılması belirtilmiş ise de, anılan aracın satış tarihindeki özelliklerini muhafaza ettiği kuşkuludur.
Bu durumda emsal bedelinin, satışa konu aracın satış tarihindeki tüm özellikleri gözönüne alınarak tespiti amacıyla … Odası ile … Derneğinden görüş alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi, matrah farkı doğması halinde ise tarhiyatın kusur cezalı olarak onanması gerekirken davanın yazılı gerekçeyle reddedilmesinde yasaya uygunluk bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile … Vergi Mahkemesi kararının bozulmasına karar verildi.

KARŞI OY:
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 27.maddesinin ikinci fıkrasında, bedelin emsal bedeline göre açık bir şekilde düşük olduğu ve bu düşüklüğün mükellefçe haklı bir sebeple açıklanamadığı hallerde de, matrah olarak emsal bedelin esas alınacağı ifade edildikten sonra, üçüncü fıkrada emsal bedelin Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre tespit olunacağı belirtilmiştir.
Maddenin açık ifadesinden, vergiye esas olan mal bedelinin, Vergi Usul Kanununa göre tespit edilecek emsal bedelinden düşük olduğu saptanmadıkça, bu hükme göre tarhiyat yapılamayacağı anlaşılmaktadır. Kasko sigorta değerine ya da bu değer esas alınarak takdir edilen değere emsal bedeli olarak itibar edilemeyeceği kararda kabul edildiğine göre, uyuşmazlığa konu tarhiyatın dayanağı bulunmadığı sonucuna varılmak gerekir. Buna rağmen beyanın emsal bedele göre açık bir şekilde düşük olduğu ve bunun izah edilemediği sabitmiş gibi, mahkemeden bir kısım kuruluşlardan görüş alınarak emsal bedeli tayini için araştırma yapmasının istenmesinde ve kararın bu nedenle bozulmasında isabet bulunmamaktadır.
Bu nedenle kararın gerekçesine karşıyız.