Danıştay Kararı Vergi Dava Daireleri Kurulu 1994/81 E. 1996/23 K. 26.01.1996 T.

Vergi Dava Daireleri Kurulu         1994/81 E.  ,  1996/23 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 1994/81
Karar No: 1996/23

Temyiz Eden: … Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf: …
Vekili: …

İstemin Özeti: Yükümlü Müessesenin 1990, 1991, 1992 yıllarına ilişkin gelir (stopaj) vergisi ve katma değer vergisinden oluşan borçlarının tahsili amacıyla bankalardaki mevduatlarına haciz konulmuştur.
… Vergi Mahkemesinin K: … sayılı kararıyla; yükümlü Müessesenin her türlü taşınır ve taşınmaz mallarının Devlet malı sayıldığı ve 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 57 nci maddesiyle, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 70 inci maddesindeki hükümler karşısında Müessesenin borcundan dolayı mevduatına haciz uygulanmasının yasaya uygun bulunmadığı gerekçesiyle haciz işlemi iptal edilmiştir.
Vergi dairesi müdürlüğünün temyiz istemi üzerine Danıştay Dördüncü ve Yedinci Dairelerinin birlikte inceledikleri istemi sonuçlandıran Danıştay Dördüncü Dairesinin 23.6.1993 günlü ve E:1992/4941, K:1993/3210 sayılı kararıyla; 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 57 nci maddesinin birinci fıkrasında teşebbüsler, müesseseler, işletmeler ve bağlı ortaklıkların malları ve her çeşit mevcutları aleyhine işlenen suçlar bakımından müşterek bir hüküm sevk edilerek, bunların Devlet malı sayıldığı, buna karşın anılan maddenin ikinci fıkrasında sadece teşebbüsün mallarının haczedilemiyeceği hükmüne yer verildiği, bu durumda 6183 sayılı Kanun hükümleri uyarınca davacı müessese borçlarından dolayı mevduatının haczedilmesinde yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle vergi mahkemesi kararı bozulmuştur.
… Vergi Mahkemesi … günlü E: …, K: … sayılı kararıyla; ilk kararında ısrar ederek haciz işlemini iptal etmiştir.
Vergi Dairesi Müdürlüğü, ısrar kararının bozulmasını istemektedir.

Savunmanın Özeti: Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

Danıştay Tetkik Hakimi …’nun Düşüncesi: 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 3986 sayılı Kanunun 16 ncı maddesiyle değişik 70 inci maddesinin 1 inci bendine göre, 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine tabi bulunan ve davacı müessesenin de içinde yer aldığı kurum ve kuruluşların malları haczi caiz olmayan mallar kapsamında bulunmadığından ve usule ilişkin hüküm derhal uygulanması gerektiğinden mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi: Uyuşmazlıkta, … Müessesesinin kesinleşmiş 1990-1991 ve 1992 yıllarına ilişkin gelir (stopaj) ve katma değer vergisi borçlarını ödememesi nedeniyle bankalarda mevcut hak ve alacaklarına uygulanan haciz işlemini iptal eden Vergi Mahkemesi kararının Danıştay Dördüncü Dairesince bozulması üzerine aynı Mahkemece verilen ısrar kararının Vergi Dairesi Müdürlüğünce temyizen incelenmesi istenmektedir.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 70 inci maddesinde Devlet mallarının haczedilemiyeceği hükme bağlanmış, 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin “Devlet Malı Sayılma” başlıklı 57 inci maddesinde ise, teşebbüslerin, müesseselerin, işletmelerin ve bağlı ortaklıkların malları ve herçeşit mevcutları aleyhine işlenen suçların Devlet malı aleyhine işlenmiş sayılacağı, bu suçlara Türk Ceza Kanunundaki cezaların uygulanacağı, teşebbüsün taşınır ve taşınmaz her türlü mallarının haczedilemiyeceği açıklanmış, sözü edilen kararnamenin 15 inci maddesinde de, sermayesinin tamamı Devlete ait teşebbüslerin, işletmelerini Müessese halinde teşkilatlandırabilecekleri öngörülmüştür.
Bu açıklamalardan, Kararnamenin 57.maddesinde yer alan “Teşebbüs” kelimesinin “Müesseseleri”de kapsadığı sonucuna varılmaktadır.
Yükümlü … Müessesesi de 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi ve bir teşekküle bağlı teşebbüs olup, müessese şeklinde teşkilatlandırılmış bulunmaktadır.
Bu durumda, 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine tabi olduğu tartışmasız olan yükümlü Kurumun bankadaki hak ve alacaklarına uygulanan haciz işleminde Kanuna uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile Vergi Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
233 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi …’ya bağlı bir işletme olan … Müessesesinin kesinleşmiş ancak, vadesinde ödenmemiş vergi borçlarının tahsili amacıyla banka mevduatına uygulanan hacze karşı açılan davanın kabulü yolundaki kararı, Danıştay Dördüncü Dairesince bozulan … Vergi Mahkemesinin; bozma kararına uymayarak verdiği ve yukarıda sözü edilen Kararnamenin 57 nci maddesinde yazılı düzenleme nedeniyle Müessese mallarının Devlet malı olduğu ve 6183 sayılı Yasanın 70 inci maddesine göre bu malların haczedilemeyeceği gerekçesine dayanan haczin iptaline ilişkin direnme kararı temyiz edilmiştir.
Direnme kararının dayanağını oluşturan 6183 sayılı Yasanın 70 inci maddesinin 1 inci fıkra kuralı, 7 Mayıs 1994 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 3986 sayılı Yasanın 16 ncı maddesiyle değiştirilmiştir. Bu hükümde; 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine tabi iktisadi devlet teşekkülleri, kamu iktisadi kuruluşları, bunların müesseseleri, bağlı ortaklıkları, iştirakleri ve mahalli idarelerin malları hariç olmak üzere Devlet malları ile hususi kanunlarında haczi caiz olmadığı gösterilen malların haczedilemeyeceği belirtilmiştir.
Kamu alacaklarının tahsiline ilişkin bu kural değişikliğinin, yargı yerlerinde uyuşmazlık konusu yapılmış haciz işlemlerine etkili olduğunda kuşku bulunmamaktadır.
Bu nedenle, kamu alacaklarının tahsilinde izlenecek usullerde değişiklik getiren 3986 sayılı Yasanın 16 ncı maddesi gözönüne alınarak yeniden karar verilmek üzere … Vergi mahkemesinin … günlü ve E: …, K: … sayılı ısrar kararının bozulmasına, verilecek kararda karşılanacağından yargılama giderine ilişkin hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına, 26.1.1996 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

X – K A R Ş I O Y
… Vergi Dairesi Müdürlüğünün … günlü ve 1992/6869 sayılı yazısı ile davacı … Müessesesinin bankalardaki mevcut hak ve alacaklarına haciz uygulanmış olup dava, bu haciz işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
… Vergi Mahkemesi, 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 57 ve 6183 sayılı Kanunun 70 inci maddeleri karşısında davacı müessese hakkında haciz yoluna başvurulamayacağı gerekçesiyle dava konusu haciz işlemini iptal etmiş, vergi dairesi müdürlüğünün temyiz istemi üzerine birlikte toplanan Danıştay Dördüncü ve Yedinci Daireleri Kurulu ise uyuşmazlığı yine aynı Kanun hükümleri açısından incelemekle beraber farklı bir anlayışla mahkeme kararını bozmuştur. Bozma kararına uymayan mahkeme ilk kararındaki gerekçeleri tekrarlayarak ısrar etmektedir. Bu durumda ısrar kararının 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 57 ve 6183 sayılı Kanunun 70 inci maddeleri hükümlerinin nasıl anlaşılıp uygulanması gerektiği noktasından kaynaklandığı açıktır. Bu nedenle de ısrar kararının yerinde olup olmadığı, değinilen hükümlerin nasıl anlaşılıp uygulanması gerektiğinin açıkca ortaya konulması suretiyle belli olacaktır.
Bu husus tartışılmaksızın ısrar kararının bu defa başka bir gerekçe ile bozulması yoluna gidilmesi yerinde bulunmadığı gibi, dava konusu haciz işleminin tesis edildiği tarihte 6183 sayılı Kanunun 70 inci maddesi 1 inci fıkrası hükmü yürürlükte bulunduğundan dava konusu haciz işleminin yargısal denetimi yapılırken sözü edilen kanun hükmüne dayanılması zorunludur. Bu zorunluluk bu idari işlemin yargısal denetiminin, o işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan hukuka uygun olup olmadığının tespitinden ibaret bulunmasının sonucudur.
Bütün bunlara rağmen, sonradan 7.5.1994 gününde yürürlüğe giren ve yukarıda sözü edilen 70 inci maddenin 1 inci fıkrası hükmünü değiştiren 3986 sayılı Kanunun 16 ncı maddesinin “Kamu alacaklarının tahsilinde izlenecek usulde değişiklik” yaptığından, dolayısıyla müesseseye ait hak ve alacaklara artık haciz uygulanabileceğinden bahisle mahkeme kararının bozulması kanuna olduğu kadar iptal davası teorisine de açıkca aykırıdır. Üstelik böyle bir gerekçe dava konusu haciz işleminin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan 70 inci madde hükmünün, böyle bir tasarrufa olanak vermediğinin de kabulü anlamını taşımaktadır.
Açıklanan gerekçelerle ısrar kararının bozulmasına yönelik temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerektiği görüşünü taşıdığımızdan karara katılmıyoruz.