Danıştay Kararı Vergi Dava Daireleri Kurulu 1994/338 E. 1996/50 K. 09.02.1996 T.

Vergi Dava Daireleri Kurulu         1994/338 E.  ,  1996/50 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 1994/338
Karar No: 1996/50

Temyiz Eden: … Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf: … Anonim Şirketi

İstemin Özeti: Yükümlü kurumun gerçeğe aykırı faturalara dayanarak haksız katma değer vergisi iadesi aldığından bahisle, sahte olduğu belirtilen faturalara isabet eden katma değer vergisinin geri alınması amacıyla 1988 yılının Ağustos dönemi için yükümlü kurum adına kaçakçılık cezalı katma değer vergisi salınmıştır.
Tarhiyata karşı açılan davayı inceleyen … Vergi Mahkemesi … gün ve E: …, K: … sayılı kararıyla; kurum hakkında yapılan tespitleri yeterli görmeyerek davayı kabul etmiştir.
Vergi dairesi müdürlüğünün temyiz istemini inceleyen Danıştay Yedinci Dairesi 6.12.1993 gün ve E:1990/2816, K:1993/5524 sayılı kararıyla; dosyada mevcut inceleme raporu, ekli tutanaklar ve belgelerin incelenmesinden; yükümlü şirketin emtia alımında bulunduğu, … Limited Şirketinin 22.3.1988 tarihinde …- lira sermaye ile kurulduğu, kurucularının çiftçi olduğu ve herhangi bir mal varlıklarının bulunmadığı, şirket yetkilisi …’in ticari faaliyetleri için kredi kullanmadıklarını, sadece ihracatçılara mal sağladıklarını beyan ettiği, şirket kurulur kurulmaz 10 milyar liradan fazla ciro yapılmasının iktisadi ve ticari gereklere uymadığı, tedarikçi firmanın emtia temin ettiği şahıs ve firmalar nezdinde yapılan incelemelerde de, bu şahıs ve firmaların içeriği itibarıyla sahte belge düzenlediklerinin saptandığı, dolayısıyla hazineye intikal eden bir katma değer vergisi bulunmadığının anlaşıldığı, bütün bu inceleme ve tespitler karşısında, indirime konu katma değer vergisi ile fatura ve benzeri belgelerin gerçeği yansıtmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle mahkeme kararını bozmuştur.
Bozma kararına uymayan … Vergi Mahkemesi … gün ve E: …, K: … sayılı Kararıyla; inceleme raporu ve ekindeki tespitlerin 213 sayılı Yasanın 3 üncü maddesinde öngörülen türde delil niteliği taşımadığı, bir faturanın sahte olduğu sonucuna ulaşılabilmesi için tek yanlı beyan ve tespitlerin yeterli olmadığı, alım satıma ilişkin belgelerin de objektif biçimde değerlendirilmesi gerektiği, yükümlü kuruma mal satan şirketin temsilcisinin sahte fatura verildiği ve şirketin paravan olduğuna ilişkin bir beyanının bulunmadığı, ihracatçılara mal temin ettikleri ve mal alımına aracılık ettikleri yolundaki beyanın ise, temsilcisi olduğu şirket adına yapılacak cezalı tarhiyatı önlemek amacına yönelik olduğu, … Limited Şirketinin, davacı kuruma sattığı tarım ürünlerine ait faturaları defterlerine gelir olarak kaydettiği ve ilgili dönem katma değer vergisi beyannamesinde gösterdiği, ürün bedellerinin tümünün satıcı kurum adına düzenlenen çeklerle ödendiği, yükümlü kurumun 1988 Temmuz dönemine ait katma değer vergisi iade isteminin incelenmesi sonucu düzenlenen raporda, … Limited Şirketinden alınan mallara ait faturaların sahte olmadığının tespit edildiği, müteselsil sorumluluk koşullarının yükümlü şirket yönünden gerçekleştiği hususunda yeterli ve inandırıcı bir tespit bulunmadığı gibi, uyuşmazlık döneminde yasanın tanıdığı yetkiye dayanılarak Maliye Bakanlığınca müteselsil sorumlulukla ilgili herhangi bir düzenleme getirilmediği, bu durumda, sahte olduğu ileri sürülen faturaların gerçeği yansıttığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle, davayı kabul ederek katma değer vergisi ile kaçakçılık cezasının kaldırılmasına karar vermiştir.
Karar, vergi dairesi müdürlüğü tarafından temyiz edilmiş ve inceleme raporundaki tespitler esas alınarak yapılan cezalı tarhiyatın yasaya uygun olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi: Tarhiyata esas alınan inceleme raporu ve eki belgelerin incelenmesinden, uyuşmazlık konusu dönemde yükümlüye fatura düzenlemiş olan kişi ile ilgili ifade ve tespitlerin değerlendirilmesinden, yükümlü adına fatura düzenleyen kişinin gerçekte mal alış verişiyle değil, fatura ticareti ile uğraştığı bu nedenle, gerçeğe aykırı faturalara dayanılarak haksız katma değer vergisi iadesi alındığı sonucuna varıldığından, temyiz isteminin kabulü ile ısrar kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi: Temyiz başvurusu, mercimek ve nohut alışlarının bir kısmını sahte faturalarla belgelendirdiği iddiası ile salınan kaçakçılık cezalı katma değer vergisini; terkin eden vergi mahkemesi kararını; düzenlenen bir faturanın gerçek dışı olup olmadığının bu faturanın düzenlenmesine tekaddüm eden alım satım kademelerinde bütün işlemlerin incelenmesine bağlı olduğu, dosyada mevcut inceleme raporundan, yükümlü şirketin emtia alımında bulunduğu … Limited Şirketinin 22.3.1988 tarihinde …- lira sermaye ile kurulduğu, kurucuların çiftçi olduğu, her hangi bir mal varlıklarının bulunmadığı, faturaların gerçek bir emtia hareketine dayanmadığı, tedarikçi firmanın emtia temin ettiği şahıs ve firmaların da muhteviyatı itibariyle sahte belge düzenledikleri, dolayısıyla hazineye intikal eden katma değer vergisinin bulunmadığı, bu durumda indirime konu katma değer vergisi ile ilgili fatura ve benzeri vesikaların gerçeği yansıtmadığı ve buna göre kanunun öngördüğü anlamda mal teslimi ve katma değer vergisi ödemesi yapılmadığı sonucuna varılarak, tarhiyatın terkininde isabet görülmediği gerekçesiyle bozulmasından sonra aynı mahkemece verilen ısrar kararının bozulması istemine ilişkindir.
Israr kararı, davacı şirkete fatura veren şirketin kurumlar vergisi mükellefi olup, beyanname verdiği ve defter tuttuğuna göre anılan şirkete yapılan satışların ve bu satışları belgeleyen faturaların gerçeği yansıttığı, gerekçesiyle yapılan cezalı tarhiyatta isabet bulunmadığı gerekçesine dayalıdır.
3065 sayılı yasanın 32.maddesinde yer alan ve ihraç edilen mallar için ödenen katma değer vergisinin iadesini öngören hükmün uygulanabilmesi ve bu madde uyarınca ihracatcıya katma değer vergisi iadesi yapılabilmesi için, ihraç edilen emtianın gerçekten üretilip, katma değer vergisi ödenerek satın alınmış olması zorunludur. Oysa yapılan inceleme sonucunda, yükümlüye mal temin eden firmaların naylon fatura düzenlemek üzere kurulmuş paravan firmalar olup, bu miktarda malı üretip teslim edecek mali ve ekonomik kapasiteye sahip olmadıkları tesbit edilmiş ve akside davacı tarafından ortaya konulmamıştır.
Bu durumda, gerçek alım satıma dayanmayan faturalara istinaden katma değer vergisi indirimi yapılamayacağı cihetle uygulanan cezalı tarhiyatta isabetsizlik görülmediğinden, aksi yolda verilen temyize konu ısrar kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 2365 sayılı Kanunla değişik 3 üncü maddesinde vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemlerin gerçek niteliğinin esas olduğu kurala bağlandığından, vergilendirme ile ilgili belgelerin biçimsel kurallara uygun düzenlenmiş olması, olayın gerçek niteliğinin araştırılmasına ve sonucuna göre karar verilmesine engel değildir.
Tarhiyat, ihracatçı olan yükümlü Kurumun, gerçek bir mal alımına dayanmadığı kabul edilen faturalarda yazılı katma değer vergisini hukuka aykırı olarak geri aldığı yaklaşımıyla uygulanmıştır. Söz konusu faturaları düzenleyen limited şirket yetkilisinin inceleme raporuna ilişik anlatımında; şirket kurucularının çitfçi olduklarını, ticari faaliyetleri için kredi kullanılmadığını, sadece ihracatçılara ihraç ürünü sağladıklarını, beş milyon lira kuruluş sermayelerinden başka mal varlıkları bulunmadığını belirttiği görülmektedir. Sözü edilen faaliyetin gerçekte komisyonculuktan ibaret kaldığı anlaşılmaktadır. Limited şirketin alış belgelerini düzenleyenlerin de gerçek bir emtia alımına dayanmayan fatura düzenleyicisi oldukları incelemede kendi beyanlarıyl saptanmıştır.
Diğer taraftan yükümlüye ihraç ürünü satmış görünen limited şirket ve bu şirketin mal alımında bulunduğu satıcılar tarafından hazineye intikal ettirilmiş herhangi bir katma değer vergisi bulunmadığından ihracatçı yükümlü tarafından geri istenebilecek katma değer vergisinden de söz edilemez.
Bu durum karşısında, vergi dairesi müdürlüğünün temyiz isteminin kabulüyle … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E: …, K: … sayılı direnme kararının bozulmasına, yeniden verilecek kararda karşılanacağından yargılama giderlerine ilişkin hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına, 9.2.1996 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

X – K A R Ş I O Y
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar vergi mahkemesi kararının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddi gerektiği görüşü ile karara katılmıyoruz.