Danıştay Kararı Vergi Dava Daireleri Kurulu 1994/330 E. 1996/42 K. 26.01.1996 T.

Vergi Dava Daireleri Kurulu         1994/330 E.  ,  1996/42 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 1994/330
Karar No: 1996/42

Temyiz Eden: … Anonim Şirketi
Vekili: …
Karşı Taraf: Başbakanlık (Gümrük Müsteşarlığı-DPT Müsteşarlığı)

İstemin Özeti: Dava; yatırım teşvik belgesi kapsamında gümrük vergi ve resimlerinden muaf olarak 17.2.1989 günlü gümrük giriş beyannamesi ile yükümlü Kurumun ithal ettiği eşyaya ilişkin çeki listesinin ithalat sırasında DPT Müsteşarlığınca onaylanmamış olması nedeniyle, gümrük muafiyeti kaldırılarak vergi ve resimlerin ödenmesinin temini amacıyla tesis edilen işlem ile bu işlemin dayanağı olarak gösterilen ve DPT Müsteşarlığınca yürürlüğe konulan 88/3sayılı Yatırımların Teşviki ve Yönlendirilmesiyle İlgili Tebliğin 13 üncü maddesinin 1 inci paragrafının iptali istemiyle açılmıştır.
Davayı inceleyen Danıştay Yedinci Dairesi K:1994/1193 sayılı kararıyla; iptali istenilen Tebliğ hükmünün davacıya, 8.2.1992 gününde duyurulan işlemle uygulandığından, davanın en geç 8.4.1992 gününde açılması gerektiği, 7.9.1993 gününde açılan davada süre aşımı bulunduğu, davacı tarafından 8.2.1992 gününde tebliğ edilen işlem üzerine idareye itiraz edildiği ileri sürülmüş ise de, en erken bu tarihte itirazda bulunulduğu kabul edildiğinde, altmış gün içinde cevap verilmediğinden davanın ikinci altmış gün içinde ve 8.6.1992 gününe kadar açılması gerektiği, dolayısıyla bu haliyle de davanın süresinde olmadığı, davacı şirkete 11.5.1993 gününde tebliğ edilen ve ilk işlemle aynı konuda olan işlemin ise yeni bir dava açma hakkı doğurmayacağı, bu durumda, söz konusu son işleme karşı 24.5.1993 gününde yapılan itiraz üzerine kurulan itirazın reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle 7.9.1993 gününde açılan davanın süre aşımı nedeniyle incelenmesine olanak bulunmadığı gerekçesiyle davayı reddetmiştir.
Karar, yükümlü şirket tarafından; idarenin 4.5.1993 günlü ve 6845 sayılı işleminin dava konusu yapıldığı, bu işlemin 11.5.1993 gününde tebliğ edildiği, tebliğ tarihine göre davanın süresinde açıldığı ileri sürülerek temyiz edilmiştir.

Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden, temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı …’nun Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin 1 inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp Danıştay Yedinci Dairesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddiyle daire kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçesi Kararın özet bölümünde yazılı Danıştay Yedinci Dairesinin 9.3.1994 günlü ve E:1993/4054, K:1994/1193 sayılı Kararı aynı gerekçe ve nedenlerle Kurulumuzca da uygun bulunmuş ve temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar Kararın bozulmasını gerektirecek durumda görülmemiştir.
Bu nedenlerle temyiz isteminin reddine,26.1.1996 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

X – K A R Ş I O Y
Davacının iptalini istediği 4.5.1993 günlü yazı, … Giriş Gümrük Müdürlüğünün, eski tarihli bir işleminin teyidi ya da bir işlem hakkındaki başvurunun reddi yolunda değildir. Söz konusu Müdürlük, bu yazıyla davacıdan daha önce istenmiş meblağın bir bölümünün ertelenmesine devam edileceğini, diğer kısmının ise tahsilinin gerektiğini bildirmektedir. Bu haliyle İdare, istenmekte olan vergi ve resimlerle ilgili olarak yeni bir işlem tesis etmektedir. İdareye bu işlemin kaldırılması dileğiyle başvurulduğu ve alınan cevaba göre dava süresinin sonu “çalışmaya ara verme” dönemine rastladığına göre, söz konusu işlem hakkında açılan dava süresindedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7 nci maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan, uygulama üzerine ilgililerin uygulama işlemi ile düzenleyici işlemin her ikisine birden dava açabileceklerini öngören kuralın, ancak ilk uygulama üzerine uygulanabileceği, müteakip uygulamalar için geçerli olamayacağı yönündeki yaklaşım, hükmün açıklığı karşısında kabul edilemeyeceğinden, düzenleyici işlem hakkında uygulama işlemi ile birlikte açılan dava da süresindedir.
Buna rağmen davanın süre aşımı noktasından reddinde isabet bulunmadığından Daire kararının bozulması gerektiği görüşüyle karara karşıyız.