Danıştay Kararı Vergi Dava Daireleri Kurulu 1992/105 E. 1993/32 K. 19.02.1993 T.

Vergi Dava Daireleri Kurulu         1992/105 E.  ,  1993/32 K.
Daire : VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Karar Yılı : 1993
Karar No : 32
Esas Yılı : 1992
Esas No : 105
Karar Tarihi : 19/02/993

MALİKİN, ARAZİSİNE İMAR DURUMU ALABİLMEK AMACIYLA ARAZİSİNİN BİR KISMINI BELEDİYEYE BEDELSİZ TERKİ NEDENİYLE YAPILAN TESCİLİN, TAPU HARCINA TABİ TUTULAMAYACAĞI HK.

Yükümlü Bankanın maliki bulunduğu araziye imar durumu verilebilmesi için 3 bin dönümlük kısmının yeşil saha ve genel hizmetler nedeniyle belediyeye bırakılması yolundaki Belediye Encümeni Kararına uyularak söz konusu bölüm bedelsiz olarak Belediyeye bırakılmış, bu işlemin tescili sırasında işlemin “ifraz” kabulü suretiyle Kurumdan İfraz Harcı tahsil edilmiştir.
Tapu Sicil Müdürlüğünün işlemin ifrazen taksim olmadığı yolundaki yazısına dayanarak yapılan düzeltme istemi, Vergi Dairesi Müdürlüğünce reddedilen Kurum, Vergi Mahkemesinde dava açmış ise de dava, merci tecavüzü nedeniyle incelenmemiş, dilekçe ve ekleri, Maliye ve Gümrük Bakanlığına tevdi edilmiştir.
Tevdi kararı üzerien süresinde yanıt alamayan Kurum, Danıştay’da dava açmıştır. Davayı inceleyen Danıştay Dokuzuncu Dairesi 1991/3145 sayılı Kararında; 492 sayılı Kanunun 57.maddesi uyarınca düzenlenen (4) sayılı Tarifenin (6/a) pozisyonunda, ifraz, taksim ve birleştirme işlemlerinden, binde 5 oranında harç alınmasının öngörüldüğü, aynı Kanunun 58.maddesinde harcın, tarifede belirtilen kişilerce ödenmesi ve 59.maddesinin (a) fıkrasında Belediyelerin iktisabedecekleri ayni hakların tescili ve şerhi gerektiren işlemleriyle bunların silinmesinin harçtan müstesna tutulduğu, arazinin bir kısmının Belediye Encümeni Kararı gereğince bedelsiz olarak Belediyeye terkinin, belediye adına bir iktisap olmadığı, Kurum arazisinin ancak, bu terk işlemi sonucunda imar durumuna kavuşacağı, dolayısıyla işlemin banka lehine yapıldığı, bu nedenle ifraz harcı tahsilinde yasaya aykırılık bulunmadığından, vergilendirme hatası yoluyla açılan davanın reddine karar vermiştir.
Tamamı 119455 metrekare olan arazinin 3000 metrekaresini, Belediye Encümeni Kararı uyarınca genel hizmetler ve yeşil alan ihtiyacı için terk eden Kurumdan, bu işlemin tapu kütüğüne tescili sırasında Tapu Harcı tahsil edilmiş ve işlem, Harçlar Kanununa bağlı (4) sayılı Tarifenin 6/a işaretli pozisyonuna dayandırılmıştır.
Kurumun rızası üzerine alınan Belediye Encümeni Kararı dayanağını, 3194 sayılı İmar Kanununun 13.maddesinden almaktadır.
İmar Kanununun, resmi yapılara, tesislere ve okul, cami, yol, meydan, otopark, yeşil saha, çocuk bahçesi, pazar yeri, hal, mezbaha ve benzeri genel hizmetlere ayrılan alanlara giren arsa ve arazinin, düzenleme ortaklık payı üzerinde kalan kısımlarının mal sahiplelrince ilgili idarelere bedelsiz olarak terk edilmesine olanak tanıyan 13.maddesi kuralına göre tamamı, Kurum adına kayıtlı 119 dönüm arazinin üçbin metreka resi, Kurumun rızası ve Belediye Encümeni Kararı ile genel hizmet ve yeşil alan amacı için bedelsiz olarak terkedilmiş ve bu terk işlemi tapu kütüğüne işlenmiştir.
Harçlar Kanununun 57.maddesinde, Tapu ve Kadastro işlemlerinden, sadece (4) sayılı tarifede yazılı olanlar tapu ve kadastro harcına tabi tutulmuştur. Sözü geçen (4) sayılı Tarifenin (6/a) pozisyonunda, ifraz, taksim veya birleştirme işlemleri ve (14) işaretli pozisyonunda ise bu işlemlerle ilgili tescil ve şerhlerin silinmesi, harca konu yapılmıştır.
Kurumun, bedelsiz olarak terk ettiği üç dönüm arazi parçasının, tümü 119 dönüm olan arazinin hangi kısmı ya da kısımlarından alınarak genel hizmetlerden birine tahsis edileceği belli olmadığına göre söz konusu bedelsiz terk işleminin tapuda tescili, Harçlar Kanununun Tapu Harcına tabi tuttuğu ifraz, taksim ve birleştirme işlemlerinden herhangi biri ve (4) sayılı Tarifenin diğer posizyonlarında gösterilen işlemlerden değildir.
Bu durumda, üç dönüm arazisini bedelsiz olarak genel hizmetlere tahsis edilmek üzere terk eden Kurumdan ifraz harcı adı altında Tapu Harcı tahsil edilmekle, Vergi Usul Kanununun 18.maddesinin (3) işaretli fıkrasında tanımlanan “mevzuda hata” yapılarak, vergilendirme hatasına yol açıldığı sonucuna varılmaktadır.
Bu nedenlerle, düzenleme ortaklık payı dışında kalacak arazinin üçbin metrekarelik kısmı hakkında bedelsiz terk işleminin; ancak bu şekilde arazisi imar durumuna kavuşan Kurum lehine yapılmış bir işlem olduğundan bahisle davanın reddine ilişkin Danıştay Dokuzuncu Dairesi kararının bozulmasına karar verildi.