Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2023/696 E. 2023/843 K. 26.04.2023 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2023/696 E.  ,  2023/843 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2023/696
Karar No : 2023/843

TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : 1-… 2-… 3-…
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Altıncı Dairesinin 19/01/2023 tarih ve E:2022/8766, K:2023/564 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 24/10/2019 tarih ve 30928 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Ankara ili, Altındağ ilçesi, … Mahallesi sınırları içerisinde bulunan ekli kroki ile listede sınır ve koordinatları gösterilen alanın 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’un 2. ve ek 1. maddelerine göre riskli alan ilan edilmesine ilişkin 23/10/2019 tarih ve 1624 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı’nın iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Altıncı Dairesinin 19/01/2023 tarih ve E:2022/8766, K:2023/564 sayılı kararıyla;
2577 sayılı Kanun’un “Dava Açma Süresi” başlıklı 7. maddesinin 1. ve 4. fıkraları, 8. maddesinin 1. fıkrası, 11. maddesi, 20/A maddesinin 1. fıkrasının (f) bendi, 2. fıkrasının (a) ve (b) bentleri ile 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’un 6. maddesinin 9. fıkrası ve Ek 1. maddesinin 2. fıkrasına yer verilerek,
6306 sayılı Kanun’un 6. maddesinin 9. bendinde; bu Kanun uyarınca tesis edilen idari işlemlere karşı tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde dava açılabileceği düzenlemesi varsa da, 26/04/2016 tarih ve 29695 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren aynı Kanun’un Ek 1. maddesinin 2. fıkrasında, riskli alan kararına karşı Resmî Gazete’de yayımı tarihinden itibaren dava açılabileceği, uygulama işlemleri üzerine riskli alan kararına karşı dava açılamayacağı hükmüne yer verilerek özel bir düzenleme yapıldığı dikkate alındığında, Cumhurbaşkanı Kararı’nın ilanı üzerine 30 gün içinde, anılan kararın iptali ya da riskli alan kararından davacının taşınmazının çıkarılmasına yönelik olarak kararın davacının taşınmazına ilişkin kısmının iptali istemiyle dava açılabileceği, uygulama işlemleri üzerine riskli alan kararına karşı dava açılamayacağının anlaşıldığı,
Dosyanın incelenmesinden; Ankara ili, Altındağ ilçesi, … Mahallesi sınırları içerisinde bulunan ekli kroki ile listede sınır ve koordinatları gösterilen alanın 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’un 2. ve ek 1. maddelerine göre riskli alan ilan edilmesine ilişkin 23/10/2019 tarih ve 1624 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı’nın 24/10/2019 tarih ve 30928 sayılı Resmi Gazete’de yayımlandığı; 07/12/2022 tarihinde Danıştay kaydına giren dilekçeyle bu kararın iptali istemiyle bakılan davanın açıldığının anlaşıldığı,
Bu durumda; yer verilen mevzuat hükümleri uyarınca, dava konusu Cumhurbaşkanı Kararına karşı, kararın Resmi Gazete’de yayımlandığı tarih olan 24/10/2019 tarihinden itibaren 30 günlük süre içinde dava açılması gerektiğinden, bu süre geçirildikten sonra 07/12/2022 tarihinde açılan davanın süre aşımı nedeniyle esasının incelenmesine olanak bulunmadığı gerekçesiyle, davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacılar tarafından, dava konusu Cumhurbaşkanı Kararının taraflarına tebliğ edilmediği, taraflarına tebliğ edilmeyen bir idari işlem hakkında dava açma süresi başlamayacağından süre aşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu; Ankara Valiliği Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğünün 08/11/2022 tarihli yazısının, 29/11/2022 tarihinde tebliği üzerine Cumhurbaşkanı Kararından haberdar oldukları ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, istemlerin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile Daire kararının gerekçeli onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 20/A maddesi uyarınca gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

İLGİLİ MEVZUAT :
Anayasa’nın 40. maddesinin 2. fıkrasında; Devletin, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorunda olduğu hükme bağlanmış, 125. maddesinin 3. fıkrasında da; 40. maddedeki düzenlemenin devamı niteliğinde, “İdari işlemlere karşı açılacak davalarda süre, yazılı bildirim tarihinden başlar.” hükmüne yer verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Dava açma süresi” başlıklı 7. maddesinin 1. fıkrasında; dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış gün olduğu, 2. fıkrasında; bu sürenin, idari uyuşmazlıklarda yazılı bildirimin yapıldığı tarihi izleyen günden itibaren başlayacağı, 4. fıkrasında ise; ilanı gereken düzenleyici işlemlerde dava açma süresinin, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı kuralları düzenlenmiştir.
6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’un 6. maddesinin 9. fıkrasında; “Bu Kanun uyarınca tesis edilen idari işlemlere karşı tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde 06/01/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu uyarınca dava açılabilir.” düzenlemesi yer almıştır. 26/04/2016 tarih ve 29695 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6704 sayılı Kanun’un 25. maddesi ile 6306 sayılı Kanun’a eklenen Ek 1. maddenin 2. fıkrasında ise; “Riskli alan kararına karşı Resmî Gazete’de yayımı tarihinden itibaren dava açılabileceği, uygulama işlemleri üzerine riskli alan kararına karşı dava açılamayacağı” düzenlemesine yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Anayasa’nın 40. maddesinin 2. fıkrasının gerekçesinde belirtildiği üzere, idari işlemlere karşı başvuru yollarının ayrıntılı düzenlemelerde yer alması, başvuru süresinin kısa olması veya olağan başvuru yollarına istisna getirilebilmesi nedeniyle, işlemlere karşı hangi idari birime, hangi sürede başvurulacağının idarelerce işlemde belirtilmesi hukuk güvenliği ilkesinin bir gereği olduğundan, Anayasa’nın 40. maddesiyle, bireylerin yargı ya da idari makamlar önünde haklarını arayabilmelerine kolaylık ve olanak sağlanması amaçlanmış; idareye işlemlerinde, ilgililerin kaç gün içinde, hangi mercilere başvurabileceklerini bildirme yükümlülüğü getirilmiştir.
Bu nedenle, nitelikleri gereği özel yasalarda, genel dava açma süreleri dışında ayrı dava açma süreleri öngörülmüş olan idari işlemlerin nitelikleri ve tabi oldukları dava açma süreleri idare tarafından ilgililerine bildirilmedikçe, özel dava açma sürelerinin işletilmesine, Anayasa’nın 40. maddesi hükmü uyarınca olanak bulunmamakta olup, 2577 sayılı Kanun’da açıkça belirtilen ve ilgililerce de bilindiğinin kabulü gereken genel dava açma sürelerinin işletilmesi zorunludur.
Dolayısıyla, her ne kadar 6306 sayılı Kanun’un 6. maddesinin 9. fıkrası ile 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin 2. fıkrasının (a) bendiyle, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca tesis edilen idari işlemler yönünden, 2577 sayılı Kanun’da öngörülen 60 günlük genel dava açma süresi 30 güne indirilmiş ise de, dava konusu işlemde bu hususun bildirilmemiş olması, bu davada özel dava açma süresinin değil, 60 günlük genel dava açma süresinin uygulanmasını gerekli kılmaktadır.
Diğer yandan, Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun 19/06/2022 tarih ve 31871 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 15/03/2022 tarih ve E:2021/2, K:2022/1 sayılı kararında, ” (…) idarî işlemlerde dava açma süresinin belirtilmediği hallerde özel ve genel dava açma süresinin işletilmesi veya işletilmemesi konusunda Danıştay dava daireleri ile kurullarının kararları arasında var olan içtihat aykırılığının, içtihatların birleştirilmesi yoluyla bağlayıcı bir çözüme kavuşturulması ve içtihadın, “özel dava açma süresine tâbi bir idarî işlemde, dava açma süresinin gösterilmemiş olması durumunda, vergi mahkemelerinde 30, Danıştay ve idare mahkemelerinde 60 günlük genel dava açma süresinin uygulanması gerektiği; aynı şekilde genel dava açma süresine tâbi bir idarî işlemde dava açma süresi gösterilmemiş olsa da, 30 ve 60 günlük genel dava açma süresinin uygulanması gerektiği” yönünde birleştirilmesi sonucuna ulaşılmıştır. (…) 2- Yazılı olarak bildirilen özel veya genel dava açma süresine tabi idari işlemlerde dava açma süresinin belirtilmediği hallerde genel dava açma süresinin uygulanması gerektiği doğrultusunda içtihadın birleştirilmesine (…)” karar verilmiştir.
Her ne kadar söz konusu Kurul kararında “ilanı gereken işlemler” açısından açık bir hüküm kurulmamış olsa da Anayasa’nın 40. maddesinin 2. fıkrası ve gerekçesi ile anılan Kurul kararının gerekçesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde, ilan edilen edilen düzenleyici işlemler yönünden de bahse konu Anayasa hükümünün uygulanması ve uygulamanın da söz konusu Kurul kararı doğrultusunda yapılması gerekmektedir.
Bu açıklamalar çerçevesinde, uyuşmazlıkta, dava konusu edilen 6306 sayılı Kanun’un 2. ve Ek 1. maddeleri kapsamında riskli alan ilanına ilişkin Cumhurbaşkanı kararına karşı Resmî Gazete’de yayımı tarihinden itibaren dava açılabileceği belirtilmiştir. Ancak riskli alan kararları için otuz günlük özel dava açma süresi öngörülmüş ise de; Anayasa’nın 40. maddesi gereğince, kanunlarda özel başvuru yolu ve dava açma süresi öngörüldüğü hallerde bunun ilgililere açıkça ve ayrıca bildirilmesi gerektiğinden, bu husus işlemde açıklanmadığından, riskli alan kararının Resmî Gazete’de yayım tarihinden itibaren 60 günlük genel dava açma süresi içerisinde dava konusu edilebileceğinin kabulü gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden; Ankara ili, Altındağ ilçesi, … Mahallesi sınırları içerisinde bulunan ekli kroki ile listede sınır ve koordinatları gösterilen alanın 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’un 2. ve ek 1. maddelerine göre riskli alan ilan edilmesine ilişkin 23/10/2019 tarih ve 1624 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı’nın 24/10/2019 tarih ve 30928 sayılı Resmi Gazete’de yayımlandığı; 07/12/2022 tarihinde Danıştay kaydına giren dilekçeyle bu kararın iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda; 6306 sayılı Kanun’un Ek 1. maddesinin 2. fıkrası uyarınca; 24/10/2019 tarih ve 30928 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan riskli alan kararına karşı 24/10/2019 tarihinden itibaren 60 günlük genel dava açma süresi içerisinde dava açılması gerekirken, bu süre geçirildikten sonra 07/12/2022 tarihinde açılan davanın süre aşımı nedeniyle esasının incelenmesine olanak bulunmamaktadır.
Bu itibarla, davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolundaki Daire kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacıların temyiz istemlerinin reddine,
2.Davanın süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin Danıştay Altıncı Dairesinin temyize konu 19/01/2023 tarih ve E:2022/8766, K:2023/564 sayılı kararının, yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA,
3.Kesin olarak, 26/04/2023 tarihinde gerekçede oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY
X-Danıştay Altıncı Dairesinin temyize konu 19/01/2023 tarih ve E:2022/8766, K:2023/564 sayılı kararının aynen onanması gerektiği oyuyla, karara gerekçe yönünden katılmıyorum.