Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2023/410 E. 2023/473 K. 15.03.2023 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2023/410 E.  ,  2023/473 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2023/410
Karar No : 2023/473

TEMYİZ EDEN (DAVALILAR) : 1-…
VEKİLİ : Hukuk ve Mevzuat Genel Müdürü …
2-… Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACILAR) : 1-… , …, 14-…
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Altıncı Dairesinin 16/11/2022 tarih ve E:2021/2388, K:2022/9761 sayılı kararının iptale ilişkin kısmının temyizen incelenerek bozulması davalı idareler tarafından istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Rize ili, Çamlıhemşin ilçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın, bölgedeki toplu konut, turizm, ticaret ve cami alanı ihtiyacının karşılanması amacıyla Çamlıhemşin Belediye Başkanlığı tarafından 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 27. maddesi uyarınca acele kamulaştırılmasına ilişkin 06/02/2021 tarih ve 31387 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 05/02/2021 tarih ve 3510 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı’nın anılan taşınmaza ilişkin kısmının iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Altıncı Dairesinin 16/11/2022 tarih ve E:2021/2388, K:2022/9761 sayılı kararıyla;
Ali Akın dışındaki davacılar yönünden;
2942 sayılı Kanun hükümleri uyarınca, kamu yararının gerektirdiği hallerde gerçek ve özel hukuk tüzelkişilerinin mülkiyetinde bulunan taşınmaz malların, Devlet ve kamu tüzelkişilerince kamulaştırılabileceği, kamulaştırma yapılabilmesi için ilgili idare tarafından kamu yararı kararının alınması ya da onaylı imar planı veya ilgili Bakanlıklarca onaylı özel plan ve projesine göre yapılacak bir hizmetin olması gerektiği,
Uyuşmazlıkta; davaya konu taşınmazların bulunduğu alana ilişkin Rize ili, Çamlıhemşin ilçesi, … Mahallesi Koruma Amaçlı 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı Değişikliği ve Koruma Amaçlı İlave 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı ile 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planının, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının … tarih ve … sayılı işlemi ile onaylandığı ve 08/04/2021-17/05/2021 tarihleri arasında bir ay süreyle askıya çıkarıldığı, planlara askı süresi içerisinde herhangi bir itirazın olmadığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı yazısında, imar planlarının kesinleştiği ve uygulamaya dair işlemlere başlanılabileceği hususunun belirtildiği, davalı idarelerden Çamlıhemşin Belediye Başkanlığınca, davaya konu acele kamulaştırma kararının dayanağının onaylı imar planı olduğunun belirtildiği, dava konusu 05/02/2021 tarih ve 3510 sayılı Cumhurbaşkanı Kararının 06/02/2021 tarih ve 31387 sayılı Resmi Gazete’de yayımlandığı dikkate alındığında, acele kamulaştırma kararının dayanağı olarak gösterilen imar planlarının dava konusu işlemin tesis edildiği tarihten sonra, 09/03/2021 tarihinde onaylandığı ve 17/05/2021 tarihinde kesinleştiği,
Bu durumda; 2942 sayılı Kanun hükümleri uyarınca kamulaştırma yapılabilmesi için, ilgili idare tarafından kamu yararı kararının alınması ya da onaylı imar planı veya ilgili Bakanlıklarca onaylı özel plan ve projesine göre yapılacak bir hizmetin olması gerektiğinden, 06/02/2021 tarihli dava konusu acele kamulaştırma kararından sonra, 09/03/2021 tarihinde onaylanan imar planlarının, dava konusu acele kamulaştırma kararının dayanağı olamayacağı, dolayısıyla davaya konu acele kamulaştırma kararının, işlemin tesis edildiği 06/02/2021 tarihinde dayanağının bulunmadığı,
…yönünden;
Davacının, davanın devamı sırasında UYAP sistemi üzerinden yapılan inceleme sonucunda 06/11/2021 tarihinde vefat ettiğinin anlaşıldığı, dava konusu işlem davacılardan …’ın mirasçılarını ilgilendiren nitelikte olduğundan, 2577 sayılı Kanun’un 26. maddesi gereğince davayı takip hakkı kendisine geçenlerin davaya devam etme iradelerinin olup olmadığını belirlemek için 29/12/2021 tarihinde ara kararı yapılarak UYAP sistemi üzerinden tespit edilen mirasçılarına, davaya devam etmek isteyip istemediklerini bildirmeleri için 15 gün süre verilmişse de, nihai karar tarihine kadar mirasçılardan davaya devam etme iradesini gösteren herhangi bir başvuru olmadığı gerekçesiyle,
dava konusu işlemin uyuşmazlığa konu parsele ilişkin kısmının iptaline, …yönünden dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davalı idarelerden Cumhurbaşkanlığı tarafından, 6306 sayılı Kanun’un 6. maddesi uyarınca Çamlıhemşin ilçesinin en büyük sorunlarından birisi olan konut ve barınma ihtiyacının karşılanması ve konut yetersizliğinden kaynaklı göçün engellenmesi, turizm bölgesi olan yörede yazın nüfusun yaklaşık 50 kat artması sebebiyle ihtiyacı karşılayacak yeni konut alanlarının ilçeye kazandırılması, parsellerin ve hissedarların çokluğu ve taşınmaz sahiplerine ulaşılamamasından dolayı hak sahipleri ile görüşmelerin tamamlanamaması nedeniyle daha fazla mağduriyet yaşanmaması amacıyla, işin aciliyetine binaen acele kamulaştırma kararının alındığı, acelelik halinin gerçekleştiği ve dava konusu Cumhurbaşkanı Kararının hukuka uygun olduğu,
Çamlıhemşin Belediye Başkanlığı tarafından, dava konusu işlemin bölgedeki toplu konut, turizm, ticaret ve cami ihtiyacının karşılanması amacıyla tesis edildiği, İlçenin sit alanı olarak ilan edildiği 1993 yılından itibaren konut yapımı şartlarının zorlaştığı, bölgedeki konut ihtiyacının her geçen gün arttığı, ilçedeki konut sayısının Ayder bölgesine gelen turistlerin barınma ihtiyacını karşılamakta yetersiz kaldığı, bu nedenle ruhsatsız yapıların sayısının arttığı, bölgedeki tarihi ve doğal güzelliğin korunmasının toplu konut yapımını zorunlu kıldığı, ilçede yeterli konut bulunmadığı, bölgedeki taşınmazların dağınık ve toplu konut yapımı için yeterli büyüklükte olmadığı, parsellerin hisseli olduğu, bazı parsel sahiplerine ulaşılmasında zorluk bulunmasının projenin uygulamaya konulmasını imkansız hale getirdiği, projenin ivedilikle hayata geçirilmesi, yöre halkının uzun yıllardır devam eden mağduriyetinin sona erdirilmesi için acele kamulaştırma yapılmasının gerektiği, davaya konu projenin onaylı imar planına göre yapılacak hizmeti kapsadığı için kamu yararı kararı alınmasına gerek bulunmadığı, arazinin eğimli yapısı nedeniyle bireysel konutlaşmanın mümkün olmadığı, toplu konut projesiyle yapılaşma yapılması gerektiği, uzun yıllardır bölgedeki kaçak yapılaşma ile mücadele verildiği, bu yönde bir çok çalışma yapıldığı, belediye encümeni ve belediye meclisi kararları alındığı, dava konusu Cumhurbaşkanı Kararının tek dayanağının, imar planları olmadığı, dolayısı ile işlemin hukuka uygun olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : Davacılar tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile Daire kararının gerekçeli olarak onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 20/A maddesi uyarınca gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
3. derece doğal sit alanı niteliğindeki uyuşmazlığa konu alan; kısmen, mülga Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunca … tarihinde onaylanan koruma amaçlı imar planı kapsamında, kısmen de plansız konumda iken, … tarih ve … sayılı Çamlıhemşin Belediye Meclisi kararı ile, ilçede yeterli sayıda konut olmadığından, konut ihtiyacının giderilmesi amacıyla, 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 69. maddesi uyarınca, Toplu Konut İdaresi Başkanlığına (TOKİ) konut yaptırılması ve taşınmazlara ilişkin satın alma vb. işlemler yönünden belediye başkanına yetki verildiği, bu doğrultuda davalı Belediye ile TOKİ arasında yapılan görüşmeler neticesinde, TOKİ’nin 16/05/2019 tarihli yazısı ile, alanda imar planlarının onaylanmasının talep edilmesi üzerine, 12/06/2019 tarih ve 47 sayılı belediye meclisi kararı ile 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planlarının onaylandığı, doğal sit alanı kapsamında olan taşınmazlar açısından, anılan imar planının koruma amaçlı imar planı niteliğinde olmadığı ve ilgili Kurul tarafından onaylandığına ilişkin bir belgenin de sunulmadığı görülmüştür.
Daha sonra, 06/07/2020 tarihli belediye meclisi kararı ile, yapılaşmaya açılması planlanan alanın 15,38 hektarlık kısmı, dikili tarım arazisi vasfında olduğundan, bu kısım açısından tarım dışı kullanım izni alınmasına yönelik kamu yararı kararı alındığı, … tarih ve … sayılı belediye meclisi kararı ile, 5393 sayılı Kanun’un 69. maddesine dayalı olarak, konut üretimi yapılması amacıyla, Çamlıhemşin ilçesi, Merkez Mahallesi, … ada, …,…,…,…,…,…,…, ve … parsel sayılı taşınmazların kamulaştırılmasına, bu kapsamda TOKİ ile protokol yapılmasına ve kamulaştırma işlemlerinin Belediye tarafından yürütülmesi için acele kamulaştırma kararı alınmasına yönelik müracaatların yapılması için belediye başkanına yetki verildiği ve bu karar doğrultusunda teknik rapor hazırlandığı, son olarak … tarih ve … sayılı Çamlıhemşin Belediye Encümeni kararı ile de, 5393 sayılı Kanun’un 69. maddesi ile Belediyelerin Arsa, Konut ve İşyeri Üretimi, Tahsisi, Kiralaması ve Satışına Dair Genel Yönetmeliğin 5. ve 6. maddelerine istinaden, taşınmazların, imar düzenlemesi yapılarak üretilmek üzere kamulaştırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bu sürece istinaden, Belediye ile ulaşılabilen taşınmaz malikleri arasında uzlaşma görüşmeleri yapılmış, kimi parsel maliklerinden taahhütnameler alınmış, Çamlıhemşin Belediye Başkanlığınca kabul edilen (dosya kapsamında, belediye meclisi kararı bulunmamaktadır) koruma amaçlı imar planları ile alan; kısmen ticaret, kısmen gelişme konut alanı, kısmen turizm-ticaret, kısmen dini tesis alanı, kısmen park, kısmen imar yolları şeklinde planlanmıştır.
Arsa üretilmek istenilen alanın acele kamulaştırılmasına yönelik, dava konusu edilen 05/02/2021 tarih ve 3510 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı’nın, 06/02/2021 tarih ve 31387 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanması üzerine, temyizen incelenen dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT :
Anayasa’nın 35. maddesinde, “Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz.” hükmü; 46. maddesinde ise, “Devlet ve kamu tüzel kişileri; kamu yararının gerektirdiği hallerde, gerçek karşılıklarını peşin ödemek şartıyla, özel mülkiyette bulunan taşınmaz malların tamamını veya bir kısmını, kanunla gösterilen esas ve usullere göre, kamulaştırmaya ve bunlar üzerinde idarî irtifaklar kurmaya yetkilidir.” hükmü yer almaktadır.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin Ek 1 Nolu Protokolü’nün “Mülkiyetin korunması” başlıklı 1. maddesinde, “Her gerçek ve tüzel kişinin mal ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesini isteme hakkı vardır. Herhangi bir kimse, ancak kamu yararı sebebiyle ve yasada öngörülen koşullara ve uluslararası hukukun genel ilkelerine uygun olarak mal ve mülkünden yoksun bırakılabilir. Yukarıdaki hükümler, devletlerin, mülkiyetin kamu yararına uygun olarak kullanılmasını düzenlemek veya vergilerin ya da başka katkıların veya para cezalarının ödenmesini sağlamak için gerekli gördükleri yasaları uygulama konusunda sahip oldukları hakka halel getirmez.” hükmüne yer verilmiştir.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun;
1. maddesinde, “Bu Kanun; kamu yararının gerektirdiği hallerde gerçek ve özel hukuk tüzelkişilerinin mülkiyetinde bulunan taşınmaz malların, Devlet ve kamu tüzelkişilerince kamulaştırılmasında yapılacak işlemleri, kamulaştırma bedelinin hesaplanmasını, taşınmaz malın ve irtifak hakkının idare adına tescilini, kullanılmayan taşınmaz malın geri alınmasını, idareler arasında taşınmaz malların devir işlemlerini, karşılıklı hak ve yükümlülükler ile bunlara dayalı uyuşmazlıkların çözüm usul ve yöntemlerini düzenler.
Özel kanunlarına dayanılarak gerçek ve özel hukuk tüzelkişileri adına yapılacak kamulaştırmalarda da, bu Kanun hükümleri uygulanır.”;
3. maddesinin 1. fıkrasında, “İdareler, kanunlarla yapmak yükümlülüğünde bulundukları kamu hizmetlerinin veya teşebbüslerinin yürütülmesi için gerekli olan taşınmaz malları, kaynakları ve irtifak haklarını; bedellerini nakden ve peşin olarak veya aşağıda belirtilen hallerde eşit taksitlerle ödemek suretiyle kamulaştırma yapabilirler”;
6. maddesinin son fıkrasında ise, “Onaylı imar planına veya ilgili bakanlıklarca onaylı özel plan ve projesine göre yapılacak hizmetler için ayrıca kamu yararı kararı alınmasına ve onaylanmasına gerek yoktur.” hükümlerine yer verilmiştir.
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 69. maddesinin 1. fıkrasında, “Belediye; düzenli kentleşmeyi sağlamak, beldenin konut, sanayi ve ticaret alanı ihtiyacını karşılamak amacıyla belediye ve mücavir alan sınırları içinde, özel kanunlarına göre korunması gerekli yerler ile tarım arazileri hariç imarlı ve alt yapılı arsalar üretmek; konut, toplu konut yapmak, satmak, kiralamak ve bu amaçlarla arazi satın almak, kamulaştırma yapmak, bu arsaları trampa etmek, bu konuda ilgili diğer kamu kurum ve kuruluşları ve bankalarla iş birliği yapmak ve gerektiğinde onlarla ortak projeler gerçekleştirmek yetkisine sahiptir.” kuralı yer almaktadır.
Belediyelerin Arsa, Konut ve İşyeri Üretimi, Tahsisi, Kiralaması ve Satışına Dair Genel Yönetmeliğin “Arsa, konut ve işyeri üretimi” başlıklı 5. maddesinde, “Düzenli kentleşmeyi sağlamak, beldenin konut, sanayi ve ticaret alanı ihtiyacını karşılamak amacıyla belediyeler tarafından imarlı ve alt yapılı arsalar üretilebilir. Belediyeler tarafından öncelikle dar gelirliler için farklı büyüklüklerde sosyal konutlar üretilir. Sosyal konutlar dışında, belediyelerce konut üretilip satılabilir. Bu satışlardan elde edilecek gelirden sosyal konutların finansmanına katkı sağlanabilir.
Arsa temininde, konut ve işyeri yapımında kredi kuruluşları, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı ve diğer ilgili kamu kurum ve kuruluşlarıyla ortak projeler yapılabilir.
Ayrıca, ihtiyaç olması halinde değişik büyüklüklerde ve özelliklerde işyerleri üretilebilir.” hükmüne, “Arsa temini ve imar planı” başlıklı 6. maddesinde ise, “Arsa, konut ve işyerlerinin üretiminde ihtiyaç duyulacak arsa ve araziler, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu hükümlerine göre temin edilir. Temin edilen arsa ve arazilerin satış ve tahsisinde önce imar planları tamamlanır.” hükmüne yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Anayasa’nın 13. ve 35. madde hükümleri uyarınca, mülkiyet hakkının, kamu yararı amacıyla Anayasa’ya uygun olarak kanunla sınırlandırılması mümkündür. Bu hükümlerden hareketle, bir taşınmaz üzerindeki mülkiyet hakkının kamulaştırma yolu ile kaldırılması (mülkiyetin el değiştirmesi), ancak kamu yararının karşılanması zorunluluğunun, özel mülkiyet hakkının korunmasından üstün tutulması şartına bağlıdır.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 3. ve 6. maddeleri uyarınca; kamulaştırma, imar planına ya da kamu yararı kararına dayalı olarak, idarelerin görmekle yükümlü bulundukları görevleri yerine getirmek, dolayısı ile ancak kamu yararı amacıyla, kanunda öngörülen koşullara ve uluslararası hukukun genel ilkelerine uygun olarak yapılabilecektir.
İmar planlarına dayalı olarak kamulaştırma yapılabilmesi için; öncelikle, belediyeler veya valiliklerce, parselasyon işlemi ile, düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların dağıtımı sırasında, bunların yüzölçümlerinden yeteri kadar saha, düzenleme alanındaki nüfusun kentsel faaliyetlerini sürdürebilmeleri için gerekli olan umumi hizmet alanlarının tesis edilmesi ve düzenleme dolayısıyla meydana gelen değer artışları karşılığında “düzenleme ortaklık payı” olarak düşülebilecek, ancak, İmar Kanunu’nun 18. maddesine göre alınacak düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların, düzenlemeden önceki yüzölçümlerinin yüzde kırk beşini geçemeyecektir.
İmar Kanunu’nun 18. maddesine dayalı olarak hazırlanan Arazi ve Arsa Düzenlemeleri Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre de; alandaki, umumi hizmet veya kamu hizmet alanları toplamının yüzde kırk beşi (%45) aşması halinde, %45 kesildikten sonra aşan miktara karşılık gelen alanlar, 2942 sayılı Kanun kapsamında, ilgisine göre Hazine veya ilgili idarelerin mülkiyetindeki taşınmazlar ile trampa yapılmak ya da satın alınmak suretiyle, ilgili kamu kurum ve kuruluşunca kamulaştırılarak kamu mülkiyetine geçirilecektir.
Dolayısıyla imar planına dayalı olarak yapılacak kamulaştırma işlemlerinin konusunu, kamusal kullanımların oluşturduğu, diğer bir deyişle, imar planlarında, ticaret, konut, turizm alanı gibi kullanımlara isabet eden ve parsel maliklerince uygulamaya geçilebilecek alanların yasal olarak kamulaştırılabilmeleri mümkün değildir.
Uyuşmazlıkta; her ne kadar Daire kararında, davalı Belediyece, dava konusu acele kamulaştırma kararının dayanağı olarak imar planları gösterildiğinden ve dayanak olduğu ileri sürülen imar planlarının, acele kamulaştırma işleminden daha sonra onaylanmış olması nedeniyle Cumhurbaşkanı Kararının iptaline karar verilmiş ise de; herhangi bir projeye dayalı olarak onaylanmayan imar planlarında kamusal kullanıma isabet etmeyen taşınmazların doğrudan imar planlarına dayalı olarak kamulaştıralamayacağı açık olduğundan, işlemin belirtilen gerekçeyle iptali yolunda verilen kararda hukuki isabet görülmemiştir.
Ancak; dava konusu acele kamulaştırmaya ilişkin Cumhurbaşkanı Kararının, belediyelerin, düzenli kentleşmeyi sağlamak ve beldenin konut, sanayi ve ticaret alanı ihtiyacının karşılanmasına yönelik yetki ve görevleri ile, “kamu yararı” ve “acelelik hali” yönlerinden ayrıca incelenmesi gerekmektedir.
5393 sayılı Kanun ve ilgili alt mevzuat açısından uyuşmazlığın değerlendirilmesinden:
İlgili mevzuat başlığı altında yer verilen Anayasa ve Kanun düzenlemeleri uyarınca; belediyelere, düzenli kentleşmeyi sağlamak, beldenin konut, sanayi ve ticaret alanı ihtiyacını karşılamak amacıyla, belediye ve mücavir alan sınırları içinde, imarlı ve alt yapılı arsalar üretmek; konut, toplu konut yapmak gibi hizmetlerin yürütülmesi için gerekli olan taşınmaz malları kamulaştırma yetkisi tanınmıştır.
Ayrıca, 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 69. maddesinin 1. fıkrası uyarınca, beldenin konut, sanayi ve ticaret alanı ihtiyacını karşılamak amacıyla belediye ve mücavir alan sınırları içinde, özel kanunlarına göre korunması gerekli yerler ile tarım arazileri hariç imarlı ve alt yapılı arsalar üretmek konusunda özel yetkisi bulunan belediye ve büyükşehir belediyelerinin, 1164 sayılı Arsa Üretilmesi ve Değerlendirilmesi Hakkında Kanun’un 12. maddesinde düzenlenen usul çerçevesinde, Toplu Konut İdaresi Başkanlığına başvurmaksızın, imar planı kararları doğrultusunda, konut, sanayi ve ticaret alanı ihtiyacının karşılanması amacıyla, doğrudan uygulama ve bu kapsamda kamulaştırma yapma yetkisi de bulunmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, davalı Belediye’nin savunma dilekçesi ekinde, alanda neden acele kamulaştırma yapılması gerektiğine yönelik hazırlanan teknik raporun dosyaya sunulduğu, bu raporda, 5393 sayılı Kanun’un 69. maddesi ile anılan maddeye dayalı hazırlanan Yönetmeliğin 5. ve 6. maddesi uyarınca alanın kamulaştırılmasına gerek duyulduğunun belirtildiği, daha önce de, bu hususa ilişkin … tarih ve …. sayılı Çamlıhemşin Belediye Encümeni kararının alındığı, dolayısıyla acele kamulaştırma işleminin dayanağının 5393 sayılı Kanun olduğu açıktır.
Kaldı ki, “Arsa, Konut ve İşyeri Üretimi, Tahsisi, Kiralaması ve Satışına Dair Genel Yönetmelik”in 6. maddesine göre; arsa, konut ve işyerlerinin üretiminde ihtiyaç duyulacak arsa ve arazilerin, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu hükümlerine göre temin edileceği, bu aşamada imar planlarının onaylanmasının zorunlu olmadığı, temin edilen arsa ve arazilerin satış ve tahsisinden önce, imar planlarının tamamlanacağı kurala bağlandığından, imar planlarının, acele kamulaştırma/kamulaştırma işleminden sonra onaylanmış olmasında da, belediye mevzuatı uyarınca hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır.
Uyuşmazlığın kamu yararı ve acelelik hali yönünden irdelenmesine gelince:
2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nda, kamulaştırma işlemleri açısından, olağan ve acele kamulaştırma olmak üzere iki ayrı usul belirlenmiştir.
2942 sayılı Kanun’un 27. maddesi uyarınca, taşınmazların bir an önce kullanılmasına ihtiyaç duyulan ve kamu düzenine ilişkin olarak acelilik halinin bulunduğu durumlarda, acele kamulaştırılması zorunlu bulunan taşınmazlara yönelik olarak gerekli tespitler yapılıp, sebepleri de belirtilmek suretiyle başvuruda bulunulması üzerine başvuruda bulunulan taşınmazlara yönelik inceleme yapılarak koşulların gerçekleşmesi halinde; Cumhurbaşkanınca, taşınmazların acele kamulaştırılmasına karar verilebilmektedir.
Hangi kamu hizmetleri için acele kamulaştırma yönteminin kullanılacağı, projenin ve hizmetin niteliği, mahalli veya ulusal ihtiyacın ivedilikle karşılanması gerektiği vb. hususların, Kanun’da öngörülen acele kamulaştırma koşullarını sağlayıp sağlamadığının ise, her somut olayda, yargı yerince denetlenmesi gerekmektedir.
Bu kapsamda, uyuşmazlık incelendiğinde, davalı idarelerce, alan I., II. ve III. derece doğal sit alanı niteliğinde olduğundan, bölgede yapılan kazı faaliyetleri dâhil her türlü fiziki müdahale için ilgili kurumlardan izin alınması gerektiği, bu nedenle, ilçenin sit alanı ilan edildiği 1993 yılından itibaren konut yapımı şartlarının bir hayli zorlaştığı ve bölgedeki konut ihtiyacının her geçen gün arttığı, turizm sektörü açışından Ülkemizde önemli bir yere sahip olan Ayder bölgesine gelen turistlerin barınma ihtiyaçlarını karşılamak açısından da, ilçedeki konut sayısının yetersiz kaldığı, buna dayalı olarak kaçak yapıların sayısının her geçen gün arttığı, kaçak yapıların yıkımına ilişkin yargılaması devam eden çok sayıda dava bulunduğu, öte yandan, bölgedeki konut ihtiyacının yanı sıra, doğal sit alanı olan alanın tarihi ve doğal güzelliğinin korunması açısından, dağınık, bireysel, çarpık yapılaşmadan ziyade, toplu konut yapımının da zorunlu olduğu, ayrıca taşınmazların dağınık ve toplu konut yapımı için yeterli büyüklükte olmayışı, parsellerin çok malikli oluşu, parsel maliklerinin bazılarının ölmüş olması nedeniyle, mirasçılarına ulaşılmasında yaşanan zorluklar nedeniyle, bölgenin doğal yapısına uygun olacak, acele kamulaştırmaya konu projenin bir an evvel hayata geçirilmesi gerektiği gerekçeleriyle acele kamulaştırma yapılması gerektiği ileri sürülmüş ise de; 5393 sayılı Kanun’un verdiği yetkiye istinaden yapılacak kamulaştırmalarda kamu yararı bulunmakla birlikte, parsel maliklerince de uygulama yapılabilecek alan açısından, dava konusu Cumhurbaşkanı Kararında, acele kamulaştırma yapılmasını gerektiren nedenlerin ve “acelelik hali”nin somut olarak ortaya konulamadığı sonucuna varılmıştır.
Bu durumda, 2942 sayılı Kanun’un 27. maddesi uyarınca acele kamulaştırma yapılabilmesi için gerekli olan “acelelik hali” gerçekleşmediğinden, acele kamulaştırmaya yönelik Cumhurbaşkanı Kararının dava konusu taşınmazlara yönelik kısmında, hukuka uyarlık görülmemiştir.
Bu itibarla, acele kamulaştırmaya yönelik Cumhurbaşkanı Kararının dava konusu parsele ilişkin kısmının iptali yolunda verilen temyize konu Daire kararında, sonucu itibarıyla isabetsizlik bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davalı idarelerin temyiz istemlerinin reddine,
2.Dava konusu işlemin iptaline ilişkin Danıştay Altıncı Dairesinin temyize konu 16/11/2022 tarih ve E:2021/2388, K:2022/9761 sayılı kararının, yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA,
3.Kesin olarak, 15/03/2023 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY
X- Dava; Rize ili, Çamlıhemşin ilçesi, Merkez Mahallesinde bulunan ve ekli listede belirtilen taşınmazların, bölgedeki toplu konut, turizm, ticaret ve cami alanı ihtiyacının karşılanması amacıyla Çamlıhemşin Belediye Başkanlığı tarafından 2942 sayılı Kamulaştırma Kanun’unun 27. maddesi uyarınca acele kamulaştırılmasına ilişkin 06/02/2021 tarih ve 31387 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 05/02/2021 tarih ve 3510 sayılı Cumhurbaşkanı Kararının, … ada, … parsel sayılı taşınmaz yönünden iptali istemiyle açılmıştır.
2942 sayılı Kanun hükümleri uyarınca, kamu yararının gerektirdiği hallerde gerçek ve özel hukuk tüzelkişilerinin mülkiyetinde bulunan taşınmaz mallar Devlet ve kamu tüzelkişilerince kamulaştırılabilecek olup, kamulaştırma yapılabilmesi için ya ilgili idare tarafından kamu yararı kararının alınması ya da onaylı imar planı veya ilgili Bakanlıklarca onaylı özel plan ve projesine göre yapılacak bir hizmet olması gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden; 06/02/2021 tarihli dava konusu acele kamulaştırma kararıyla, I., II. ve III. derece doğal sit ilan edilen ilçede konut yapımının zorlaştığı, Çamlıhemşin ilçesinin % 65’inin I. derece doğal sit alanı, % 4,4’ünün III. derece doğal sit alanı olduğu, ilçedeki konut sayısının ilçede yaşayanların ve Ayder bölgesine gelen turistlerin barınma ihtiyacını karşılamakta yetersiz kaldığı, İlçenin konut ve barınma ihtiyacının karşılanması ve konut yetersizliğinden kaynaklı göçün engellenmesi, ilçede görev yapan kamu ve özel sektör çalışanlarına ikamet mahalleri kazandırılması, ilçenin konut, ticaret ve cami ihtiyacı karşılanarak sağlıklı kentleşmenin tamamlanması için hissedarların çokluğu ve parsel sahiplerine ulaşılamaması nedeniyle kamulaştırma işleminin tamamlanamamasından dolayı daha fazla mağduriyet yaşanmaması ve bu kapsamda plan ve proje bütünlüğünün sağlanabilmesi ve kısa sürede yapılabilmesi için uzlaşma sağlanamayan hak sahiplerine ait taşınmazların kamulaştırılmasının amaçlandığı, davaya konu taşınmazın bulunduğu alana ilişkin Rize ili, Çamlıhemşin ilçesi, Merkez Mahallesi koruma amaçlı imar planlarının, Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca 09/03/2021 tarihinde onaylandığı ve 08/04/2021-17/05/2021 tarihleri arasında bir ay süreyle askıya çıkarıldığı anlaşılmaktadır.
Her ne kadar dava konusu işlemin tesis edildiği 06/02/2021 tarihi itibarıyla, davaya konu taşınmazların bulunduğu alana ilişkin onaylı imar planı bulunmamakta ise de; dava konusu işlem tesis edildikten sonra 09/03/2021 tarihinde imar planının onaylandığı, kaldı ki acele kamulaştırma işleminin tek dayanağının imar planları olmayıp, 5393 sayılı Kanun’un 69. maddesinde tanınan yetkiler çerçevesinde işlem tesis edildiği dikkate alındığında, doğal sit alanı olan Çamlıhemşin ilçesinin konut, turizm ticaret ve cami ihtiyacının bir bütün halinde karşılanarak şehircilik ilkeleri ve planlama esaslarına uygun düzenli kentleşmenin sağlanmasında, kamu yararı bulunduğu ve olayda acelelik halinin olduğu sonucuna varıldığından, ayrıca halihazırda acele kamulaştırma kararının dayanağı onaylı imar planı bulunduğundan, imar planının onaylandığı tarihte dava konusu işlemin sebep unsuru yönünden hukuka uygun hale geldiği sonucuna varılmıştır.
Bu durumda; gerek doğal sit alanı olan Çamlıhemşin ilçesinin konut, turizm ticaret ve cami ihtiyacının bir bütün halinde karşılanarak şehircilik ve planlama esaslarına uygun düzenli, sağlıklı ve planlı kentleşme ile yapılaşmanın kişilerin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakları üzerinde olumlu etkileri olduğundan kamu yararının bulunduğu, gerekse henüz yapılaşma bulunmayan davaya konu alanda, projenin bir an önce yapılmasında acelelik halinin olduğu gözetildiğinde, imar planının onaylandığı tarihte dava konusu acele kamulaştırma kararının hukuka uygun hale geldiği ve davaya konu projenin bir an önce yapılmasının kamu yararına olacağı değerlendirildiğinden, temyiz istemlerinin kabulü ile temyize konu kararın bozulmasına ve davanın reddine karar verilmesi gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.