Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2023/118 E. 2023/840 K. 26.04.2023 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2023/118 E.  ,  2023/840 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2023/118
Karar No : 2023/840

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Sendikası
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1- …
VEKİLİ: …
2- … İdaresi Başkanlığı

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onüçüncü Dairesinin 24/10/2022 tarih ve E:2022/4219, K:2022/3791 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 29/04/2021 tarih ve 3923 sayılı Cumhurbaşkanı kararıyla özelleştirme kapsam ve programında kalmasına karar verilen … Fabrikaları A.Ş. adına kayıtlı bazı taşınmazlara ilişkin olarak yeniden değerlendirme yapılarak anılan taşınmazların özelleştirilmelerine dair süreçlerin durdurulması ile taşınmazların özelleştirme kapsam ve programından çıkarılmaları talebiyle davalı idarelere yapılan 18/08/2022 tarihli başvuruların cevap verilmemek suretiyle reddine ilişkin işlemin iptaline karar verilmesi istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onüçüncü Dairesinin 24/10/2022 tarih ve E:2022/4219, K:2022/3791 sayılı kararıyla;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 11. maddesi,15. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi, 20/A maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi ve 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun’un “Özelleştirme Yüksek Kurulu ve Görevleri” başlıklı 3. maddesinin 2. fıkrası ile 09/07/2018 tarih ve 30473 (3. Mükerrer) sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 85. maddesi ve Geçici 8. maddesine yer verilerek,
Anayasa’da yapılan değişikliklere uyum sağlanması amacıyla bazı kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde değişiklik yapılması için 18/05/2018 tarih ve 30425 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 7142 sayılı Kanun’un verdiği yetkiye dayanılarak, Bakanlar Kurulunca 02/07/2018 tarihinde kararlaştırılan 703 sayılı KHK’nın 85. maddesi ile 4046 sayılı Kanun’un “Özelleştirme Yüksek Kurulu ve Görevleri” başlıklı 3. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “Başbakanın başkanlığında, Başbakanın belirleyeceği dört bakandan oluşan Özelleştirme Yüksek Kurulu (Kurul) kurulmuştur. Kurul, üyelerin tamamının katılımı ile toplanır ve kararları oybirliği ile alır. Kurulun sekretarya hizmetleri Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca yürütülür.” düzenlemesi yürürlükten kaldırılmış olmakla birlikte, 4046 sayılı Kanun’un 3. maddesinin 2. fıkrasında Kurulun görevlerinin sayıldığı, metnin yürürlükte bulunmaya devam ettiği; 703 sayılı KHK’nın Geçici 8. maddesi ile de, bu Kanun Hükmünde Kararname ile yürürlükten kaldırılan kanun ve kanun hükmünde kararnamelerle bakanlıklar ve kamu kurum ve kuruluşları bünyesinde yapısı ve görevleri düzenlenmiş olan kurul ve benzeri birimlerin bu maddenin yürürlüğe girdiği 09/07/2018 tarihinde yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesine aktarılmayanlara ait ve politika belirlemeye ilişkin görev ve yetkiler haricindeki diğer görev ve yetkilerin ise Cumhurbaşkanlığına veya yetkilendirilecek kurum ya da makama devredilmiş sayılacağının belirtildiği, 703 sayılı KHK’nın 85. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendi uyarınca yürürlükten kaldırılan 4046 sayılı Kanun’un 3. maddesinin 1. fıkrasında oluşumuna yer verilen Özelleştirme Yüksek Kurulunun (Kurul) görev ve yetkilerinin Cumhurbaşkanına veyahut yetkilendirilecek kurum ya da makama devredileceğinin kurala bağlandığı,
29/04/2021 tarih ve 3923 sayılı Cumhurbaşkanı kararıyla, Kurulun 20/12/2000 ve 2000/92 sayılı kararı ile özelleştirme kapsamına, 12/08/2008 tarih ve 2008/50 sayılı kararı ile özelleştirme programına alınan … Fabrikaları A.Ş.’nin (…) sermayesinde bulunan hisselerin tamamının özelleştirme kapsam ve programından çıkarılarak Türkiye Varlık Fonu’na devrine ve Türkşeker adına kayıtlı, ekli (EK-1) listede yer alan gayrimenkuller ile ekli (EK-2 ve EK-3) krokiler ve listelerde sınırları ve koordinatları gösterilen bölgeler içerisinde kalan gayrimenkullerin özelleştirme kapsam ve programından çıkartılmayarak, bu gayrimenkullerin satış, kiralama, gelir ortaklığı modeli ve işin gereğine uygun sair hukuki tasarruflar, mülkiyetin gayri ayni hakların tesisi veya işletme hakkının verilmesi yöntemlerinden biri ya da birkaçının birlikte uygulanarak özelleştirilmesine ve özelleştirme işlemlerinin 31/12/2025 tarihine kadar tamamlanmasına 4046 sayılı Kanun’un 3. ve Geçici 29. maddeleri ile 703 sayılı KHK’nın Geçici 8. maddesi uyarınca karar verildiği,
29/04/2021 tarih ve 3923 sayılı Cumhurbaşkanı kararının, 4046 sayılı Kanun uyarınca Özelleştirme Yüksek Kurulu kararı mahiyetinde tesis edildiği, öte yandan, davacı Sendika tarafından 18/08/2022 tarihinde davalı idarelere yapılan başvurularda, 29/04/2021 tarih ve 3923 sayılı Cumhurbaşkanı kararıyla özelleştirme kapsam ve programında tutulan bazı taşınmazlarla ilgili olarak yeniden bir değerlendirme yapılması ve bunların özelleştirme kapsam ve programından çıkarılmaları için gerekli işlemlerin tesis edilmesi talep edildiğinden, söz konusu idari başvurunun 2577 sayılı Kanun’un 11. maddesi kapsamında yapılan bir başvuru niteliğinde olduğu, anılan başvurunun zımnen reddine dair işlemin iptali isteminden kaynaklanan uyuşmazlığın, 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi uyarınca ivedi yargılama usulü kapsamında yer aldığı ve davacı Sendika tarafından 2577 sayılı Kanun’un 11. maddesi kapsamında yapılan başvurunun dava açma süresini durdurmayacağının anlaşıldığı,
Davacı tarafından dava konusu taşınmazların 29/04/2021 tarih ve 3923 sayılı Cumhurbaşkanı kararıyla özelleştirme kapsam ve programında tutulduğunun öğrenilmesi üzerine 18/08/2022 tarihinde Cumhurbaşkanlığı ve Özelleştirme İdaresi Başkanlığına başvuruda bulunulduğu görüldüğünden, davacının itiraz konusu taşınmazların özelleştirme kapsam ve programında bırakılmasına ilişkin Cumhurbaşkanı kararından en geç bu tarihte haberdar olduğu ve 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin 2. fıkrasının (a) bendinde belirtilen 30 günlük dava açma süresinin 18/08/2022 tarihinden itibaren işlemeye başlayacağı,
Bu itibarla, dava konusu taşınmazların özelleştirme kapsam ve programından çıkarılmamasına ilişkin Cumhurbaşkanı kararının iptali istemiyle 18/08/2022 tarihini izleyen günden itibaren 30 gün içinde dava açılması gerekirken, bu süre geçirildikten sonra 12/10/2022 tarihinde açılan işbu davanın süre aşımı nedeniyle incelenemeyeceği sonucuna varıldığı,
Öte yandan, Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun 15/03/2022 tarih ve E:2021/2, K:2022/1 sayılı kararıyla, yazılı olarak bildirilen ve özel dava açma süresine tâbi olan bir işlemde, dava açma süresinin gösterilmemiş olması durumunda genel dava açma süresinin uygulanması gerektiği yönünde içtihatların birleştirilmesine karar verilmiş ise de, aynı kararda zımni ret işlemleri üzerine açılan davalarda dava açma süresinin işletilmesi veya işletilmemesi konusunda Danıştay dava daireleri ve kurulları kararları arasındaki aykırılığın içtihatların birleştirilmesi yoluyla giderilmesine yer olmadığı sonucuna varıldığı, dava konusu işlemin davacı Sendika tarafından yapılan başvurunun cevap verilmemek suretiyle reddine ilişkin işlem olduğu ve dolayısıyla davalı idarenin yazılı olarak bildirilen bir işleminin dava konusu edilmediği dikkate alındığında, içtihatların birleştirmesine ilişkin anılan kararın bakılan davada uygulanamayacağı gerekçesiyle davanın süre aşımından reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, adil yargılanma hakkı ve hak arama özgürlüğünü ihlal eden bir yaklaşımla, idarelerin şeffaflık ve hesap verilebilirlik temelli çalışmasını öngören “iyi idare” ilkelerini de gözardı eden şekilde “süre ret” kararı verildiği; davaya esas başvurunun 2577 sayılı Kanun’un 10. maddesi kapsamında yapıldığı; anılan başvurunun anılan Kanun’un 11. maddesi uyarınca yapıldığının kabul edilmesinin, hak arama özgürlüğünü daraltan bir yorum anlamına geldiği; hakka ulaşılmasını imkansız kılan bir yaklaşımla davanın süreden reddine ilişkin kararın yerinde olmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : Davalı idarelerden Cumhurbaşkanlığı tarafından, Danıştay Onüçüncü Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuş; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … ‘IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Daire kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 20/A maddesi uyarınca gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
29/04/2021 tarih ve 3923 sayılı Cumhurbaşkanı kararıyla, “Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun (Kurul) … ve … sayılı kararı ile özelleştirme kapsamına, … tarih ve … sayılı kararı ile özelleştirme programına alınan;
1) … Fabrikaları A.Ş.’nin sermayesinde bulunan hisselerin tamamının özelleştirme kapsam ve programından çıkarılarak Türkiye Varlık Fonu’na devrine;
2) … Fabrikaları A.Ş. adına kayıtlı, ekli (EK-1) listede yer alan gayrimenkuller ile ekli (EK-2 ve EK-3) krokiler ve listelerde sınırları ve koordinatları gösterilen bölgeler içerisinde kalan gayrimenkullerin özelleştirme kapsam ve programından çıkartılmayarak, bu gayrimenkullerin satış, kiralama, gelir ortaklığı modeli ve işin gereğine uygun sair hukuki tasarruflar, mülkiyetin gayri ayni hakların tesisi veya işletme hakkının verilmesi yöntemlerinden biri ya da birkaçının birlikte uygulanarak özelleştirilmesine ve özelleştirme işlemlerinin 31/12/2025 tarihine kadar tamamlanmasına …” karar verilmiştir.
Davacı Sendika tarafından 18/08/2022 tarihinde Cumhurbaşkanlığına ve Özelleştirme İdaresi Başkanlığına yapılan idari başvurularda, 29/04/2021 tarih ve 3923 sayılı Cumhurbaşkanı kararıyla özelleştirme kapsam ve programında tutulan gayrimenkullerle ilgili yapılan araştırmalar sonucunda, bir kısım taşınmazların fabrikaların üretim alanlarını, satış mağaza ve alanlarını, teknik hizmet alanlarını, Şeker Enstitüsü ve binalarını, deneme tarlaları ve seraları, eğitim ve dinlenme alanlarını kapsadığının tespit edildiği, buna göre anılan taşınmazların fabrikalardan ayrılarak özelleştirilmesinin özellikle Ankara, Eskişehir, Kastamonu, Burdur ve Susurluk fabrikalarının üretimlerini doğrudan olumsuz etkileyeceği belirtilerek, bu çerçevede belirtilen taşınmazlarla ilgili olarak gerekli değerlendirmenin yeniden yapılması ve anılan taşınmazların özelleştirilmelerine dair süreçlerin durdurulması ile özelleştirme kapsam ve programından çıkarılmaları talebinde bulunulmuştur.
Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığı Hukuk ve Mevzuat Genel Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı yazısıyla, konunun ilgisi nedeniyle Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca değerlendirilerek gerekli görülmesi hâlinde teklifte bulunulması ve her durumda sonucundan taraflarına ve ilgiliye bilgi verilmesi istenilmiştir.
Davacı Sendika tarafından, 18/08/2022 tarihinde yapılan idari başvuruların otuz günlük yasal süre içinde cevap verilmemek suretiyle zımnen reddedildiğinden bahisle 12/10/2022 tarihinde temyizen incelenen dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT :
Anayasa’nın “Temel Hak ve Özgürlüklerin Korunması” başlıklı 40. maddesinde, “Anayasa ile tanınmış hak ve hürriyetleri ihlal edilen herkes, yetkili makama geciktirilmeden başvurma imkanının sağlanmasını isteme hakkına sahiptir.
(Ek fıkra: 3/10/2001-4709/16 md.) Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır.
Kişinin, Resmî görevliler tarafından vaki haksız işlemler sonucu uğradığı zarar da, kanuna göre, Devletçe tazmin edilir. Devletin sorumlu olan ilgili görevliye rücu hakkı saklıdır.” ; “Yargı yolu” başlıklı 125. maddesinin 1. fıkrasında, “İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır…”; aynı maddenin 3. fıkrasında ise, “İdari işlemlere karşı açılacak davalarda süre, yazılı bildirim tarihinden başlar.” hükmüne,
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Dava açma süresi” başlıklı 7. maddesinin dördüncü fıkrasında, “İlanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresi, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlar. Ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililer, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilirler. Düzenleyici işlemin iptal edilmemiş olması bu düzenlemeye dayalı işlemin iptaline engel olmaz.”; aynı Kanun’un, “Üst makamlara başvurma” başlıklı 11. maddesinde, “İlgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebilir. Bu başvurma, işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durdurur.” hükmüne yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Anayasa’nın 40. maddesinin 2. fıkrası hükmü ile bireylerin yargı ya da idari makamlar önünde haklarını arayabilmelerine kolaylık ve olanak sağlanması amaçlanmış; idareye, işlemlerinde, ilgililerin kaç gün içinde, hangi mercilere başvurabileceklerini bildirme yükümlülüğü getirilmiştir. Anayasa’nın 125. maddesinde de, idari işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin “yazılı bildirim” tarihinden başlayacağı belirtilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7. maddesinde, idare mahkemelerinde idari işlemlere karşı dava açma süresinin “altmış gün” olduğu kurala bağlanmış, 20/A maddesinde ise ivedi yargılama usulünde dava açma süresinin “otuz gün” olduğu ve bu Kanun’un 11. maddesi hükümlerinin uygulanmayacağı öngörülmüştür.
İlgililere herhangi bir yazılı bildirimin yapılmadığı ve idari işlemin bir şekilde öğrenilmesi üzerine dava açıldığı durumda, bu kişilerin kaç gün içinde hangi merciye başvuracaklarını bilmeleri beklenemeyeceğinden, dava açma süresinin hesabı açısından öğrenme tarihinin başlangıç alınması ve aynı şekilde özel dava açma süresinin değil genel dava açma süresinin işletilmesi gerekir.
Bu itibarla, ivedi yargılama usulüne tâbi olan uyuşmazlıkta dava açma süresinin otuz gün olduğu yolunda kendisine yazılı bildirim yapılmayan davacının, altmış günlük genel dava açma süresi içerisinde açtığı davanın süresinde olduğunun kabulü gerekir.
Uyuşmazlık bu çerçevede ele alındığında, 29/04/2021 tarih ve 3923 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı Resmi Gazete’de yayımlanmadığından, davacı tarafından davaya konu Kurul kararının en geç idareye başvuru tarihi olan 18/08/2022 tarihinde öğrenildiği; bu tarihten itibaren işlemeye başlayan altmış günlük dava açma süresi içerisinde 12/10/2022 tarihinde açılan işbu davanın süresi içerisinde açıldığının kabulü gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Bu durumda, davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolundaki Daire kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin Danıştay Onüçüncü Dairesinin temyize konu 24/10/2022 tarih ve E:2022/4219, K:2022/3791 sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Danıştay Onüçüncü Dairesine gönderilmesine,
4. Kesin olarak, 26/04/2023 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY
X- Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden; Danıştay Onüçüncü Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun olduğu, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, temyiz isteminin reddi ile temyize konu kararın onanması gerektiği oyuyla, karara katılmıyorum.