Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2023/107 E. 2023/356 K. 01.03.2023 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2023/107 E.  ,  2023/356 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2023/107
Karar No : 2023/356

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Kurulu
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Beşinci Dairesinin 20/06/2022 tarih ve E:2021/3730, K:2022/5055 sayılı kararının hem esastan, hem de vekalet ücretine ilişkin kısmı yönünden temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … Cumhuriyet savcısı olarak görev yapmakta iken … tarih ve … sayılı Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu kararıyla FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname’nin 3/1. maddesi uyarınca meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına karar verilmiş olan davacının, 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu’nun 69. maddesinin son fıkrası uyarınca meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Hakimler ve Savcılar Kurulu … Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının yeniden incelenmesi talebiyle yaptığı başvurunun aynı Dairenin 22/12/2020 tarih ve E:2019/355, K:2020/1093 sayılı kararıyla reddedilmesi üzerine bu karara karşı yaptığı itirazın reddine ilişkin Hâkimler ve Savcılar Genel Kurulunun … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 20/06/2022 tarih ve E:2021/3730, K:2022/5055 sayılı kararıyla;
Davalı idarenin usule ilişkin itirazları yerinde görülmeyerek,
Uyuşmazlıkta, olay tarihinde … Cumhuriyet Savcısı olarak görev yapan davacının, dönemin Başbakanına hakaret suçundan yürütülen soruşturma sonucunda “ek kovuşturma yapılmasına yer olmadığı”na karar verdiği, bu kararı taraflara tebliğ etmeyerek soruşturma dosyasını usulüne aykırı olarak kesinleştirdiği ve maksatlı olarak FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün amaç ve gayesi doğrultusunda hareket ettiği gerekçesiyle meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği görülmekte ise de, davacı tarafından yürütülen soruşturma neticesinde verilen “ek kovuşturmaya yer olmadığı”na dair kararın FETÖ/PDY terör örgütüne destek olmak amacıyla veya örgüt tarafından verilen talimat doğrultusunda verildiğine dair davalı idare tarafından dava dosyasına sunulan herhangi bir bilgi veya belgenin bulunmadığı, dolayısıyla davacının maksatlı olarak FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün amaç ve gayesi doğrultusunda hareket ettiği iddiasının somut delillerle desteklenmediği,
Bu haliyle, davacının mesleğin şeref ve onurunu, memuriyet nüfuz ve itibarını bozacak nitelikte eylemlerde bulunduğundan bahisle 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu’nun 69. maddesinin son fıkrası kapsamında meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılmasına imkan bulunmadığı,
Bu itibarla, soruşturmaya konu takipsizlik kararını FETÖ/PDY terör örgütünün amaç ve gayesi doğrultusunda hareket ederek verdiği yönünde somut bir tespit bulunmayan davacının, 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu’nun 69. maddesinin son fıkrası uyarınca meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Hakimler ve Savcılar Kurulu … Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının yeniden incelenmesi talebiyle yaptığı başvurunun aynı Dairenin 22/12/2020 tarih ve E:2019/355, K:2020/1093 sayılı kararıyla reddedilmesi üzerine bu karara karşı yaptığı itirazın reddine ilişkin Hâkimler ve Savcılar Genel Kurulunun … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle, dava konusu kararların iptaline, 288,20-TL yargılama gideri ile duruşmalı işler için belirlenen 7.425,00-TL vekalet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davalı idare tarafından, davacının, mevzuatın ve yargı yetki ve görevinin kendisi için çizdiği hukuki sınırların dışına çıkarak bağımsızlık ve tarafsızlık niteliklerini yitirerek hukuk dışı nedenlerle gerçekleştirdiği eylemleri ile mesleğin şeref ve onurunu bozduğu, mesleğe olan genel saygı ve güveni zedelediği, 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu’nun 69. maddesinin son fıkrası uyarınca meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı, öte yandan, Daire kararında duruşmalı işler için belirlenen 7.425,00-TL vekalet ücretinin davacı vekili lehine hükmedildiği görülmekle birlikte, davacı vekili duruşmaya katılmadığı için Avukatlık Asgari Ücret Tarifesindeki duruşmalı işler için öngörülen ücret üzerinden vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiği belirtilerek kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’ÜN DÜŞÜNCESİ : Daire kararının dava konusu kararların iptaline ilişkin kısmının onanması, kararın vekalet ücreti yönünden ise düzeltilerek onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın esası usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Davalı idarenin vekalet ücretine ilişkin temyiz talebi yönünden;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde; temyiz incelemesi sonunda Danıştayın, kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa kararı düzelterek onayacağı kuralına yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, davacı vekilinin duruşmaya katılmadığı halde Daire kararında, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca duruşmalı işler için belirlenen 7.425,00-TL vekâlet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine hükmedildiği anlaşılmaktadır.
Karar tarihinde yürürlükte bulunan 20/11/2021 tarih ve 31665 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 2022 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin Eki Tarifenin İkinci Kısım İkinci Bölümün 20. maddesinde; Danıştay’da ilk derecede görülen duruşmasız davalar için 4.500,00-TL ücretin belirlendiği, bununla birlikte Daire kararının 4. maddesinde davacı vekili lehine, duruşmaya girmediği halde 7.425,00-TL vekâlet ücretinin hükmedildiği görüldüğünden, Daire kararının vekalet ücretine ilişkin bu kısmının “4. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca duruşmasız işler için belirlenen 4.500,00-TL vekâlet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine” şeklinde düzeltilerek onanması gerekmektedir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2.Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin temyize konu 20/06/2022 tarih ve E:2021/3730, K:2022/5055 sayılı kararının esasının ONANMASINA, vekalet ücretine ilişkin kısmının düzeltilerek ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 01/03/2023 tarihinde, esası yönünden oyçokluğu, vekalet ücreti yönünden oybirliği ile karar verildi.

KARŞI OY
X- Dava, Adana Cumhuriyet savcısı olarak görev yapmakta iken … tarih ve … sayılı Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu kararıyla FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname’nin 3/1. maddesi uyarınca meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına karar verilmiş olan davacının, 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu’nun 69. maddesinin son fıkrası uyarınca meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Hakimler ve Savcılar Kurulu … Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının yeniden incelenmesi talebiyle yaptığı başvurunun aynı Dairenin 22/12/2020 tarih ve E:2019/355, K:2020/1093 sayılı kararıyla reddedilmesi üzerine bu karara karşı yaptığı itirazın reddine ilişkin Hâkimler ve Savcılar Genel Kurulunun … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının iptali istemiyle açılmıştır.
Davacının Cumhuriyet Savcısı olarak görev yapmakta iken … tarih ve … sayılı Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu kararıyla, FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle, 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname’nin 3/1. maddesi uyarınca meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına karar verilmiş olup, söz konusu kararın iptali amacıyla açılan davada, Danıştay Beşinci Dairesinin 12/10/2020 tarih ve E:2017/4904, K:2020/4254 sayılı kararıyla davanın reddine karar verilmiş olup, anılan karara karşı yapılan temyiz başvurusu Kurulumuzun … tarih ve E:…, … sayılı kararıyla kesin olarak reddedilmiştir.
Bu durumda, görev yaptığı süre boyunca FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu yargı kararıyla kesinleşen davacının, işbu davada meslekten çıkarılmasına konu, dönemin başbakanı hakkında davacı tarafından yürütülen soruşturma neticesinde verilen “ek kovuşturmaya yer olmadığı”na dair kararın kaldırılarak, mahkemece mahkumiyet kararı verilmesi nedeniyle, FETÖ/PDY terör örgütüne destek olmak amacıyla veya örgüt tarafından verilen talimat doğrultusunda verildiğine ilişkin somut bir delil bulunmadığı gerekçesiyle, Danıştay Beşinci Dairesince verilen iptal kararının usul ve hukuka uygun bulunmadığı anlaşıldığından, temyiz isteminin kabulü ile temyize konu kararın bozulması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.