Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2022/3774 E. 2023/118 K. 01.02.2023 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2022/3774 E.  ,  2023/118 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2022/3774
Karar No : 2023/118

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Belediye Başkanlığı – …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Sekizinci ve Onuncu Daireleri Müşterek Kurulunun 13/09/2022 tarih ve E:2022/2144, K:2022/4675 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 01/03/2022 tarih ve 31765 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Maden Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’in iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Sekizinci ve Onuncu Daireleri Müşterek Kurulunun 13/09/2022 tarih ve E:2022/2144, K:2022/4675 sayılı kararıyla;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinde, iptal davalarının, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu, maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılabileceklerinin kurala bağlandığı,
Aynı Kanun’un 14. maddesinin 3. fıkrasının (c) bendinde, dava dilekçesinin, davacının dava açma ehliyeti olup olmadığı yönünden inceleneceği; 15. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde de, bu hususta Kanun’a aykırılık görülmesi halinde davanın reddine karar verileceği hükümlerine yer verildiği,
İptal davalarının, idarenin hukuka uygun davranmasını sağlayan en önemli denetim araçlarından olduğu, bununla birlikte, her idari işleme karşı herkes tarafından iptal davası açılmasının idari işlemlerde istikrarsızlığa neden olmaması ve idarenin işleyişinin bu yüzden olumsuz etkilenmemesi için, dava konusu edilecek işlem ile dava açacak kişi arasında belli ölçüler içinde menfaat ilişkisi bulunmasını öngören yasa koyucunun, iptal davaları için menfaat ihlalini, subjektif ehliyet koşulu olarak aradığı,
İptal davalarındaki subjektif ehliyet koşulunun, doğrudan doğruya hukuk devletinin yapılandırılması ve sürdürülmesine ilişkin bir sorun olması dolayısıyla, idari işlemlerin hukuka uygunluğunun iptal davası yoluyla denetlenmesini engellemeyecek bir biçimde anlaşılması gerektiği,
İptal davasının içtihat ve doktrinde belirlenen hukuki nitelikleri göz önüne alındığında, idari işlemlerin, ancak bu idari işlemle meşru, kişisel ve güncel bir menfaat ilgisi kurulabilenler tarafından iptal davasına konu edilebileceğinin kabul edildiği,
Taraf ilişkisinin kurulması için gerekli olan kişisel, meşru ve güncel bir menfaat ilgisinin varlığının, davanın niteliğine ve özelliğine göre idari yargı yerlerince belirlendiği, davacının idari işlemle ciddi ve makul, maddi ve manevi bir ilişkisinin, hukuken korunması gereken bir menfaat bağının bulunmasının dava açma ehliyeti için gerekli sayıldığı,
Dosyanın incelenmesinden; Dairelerinin 25/05/2022 tarihli ara kararı ile davacı adına tapuda zeytinlik olarak kayıtlı taşınmazın olup olmadığı, davacının zeytinlik faaliyetinde bulunup bulunmadığı hususlarının sorulmasına ve bu hususlara ilişkin bilgi ve belgelerinin gönderilmesinin istenilmesine karar verildiği, bunun üzerine davacının 08/07/2022 tarihinde kayda giren dilekçesinde, zeytinlik olarak kayıtlı taşınmazının olmadığı ve zeytincilik faaliyetinin bulunmadığının beyan edildiğinin görüldüğü,
Bu bağlamda; dava konusu Maden Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile davacı Belediye arasında güncel, kişisel ve meşru bir menfaat ilişkisinin bulunduğunun kabulüne olanak bulunmadığı gerekçesiyle,
davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, 2577 sayılı Kanun’da iptal davası açabilmek için menfaat ihlalinin yeterli kabul edildiği, subjektif bir hakkın ihlal edilmesi şartının aranmadığı, toplumu ilgilendiren konularda menfaat ilişkinin geniş yorumlanması gerektiği, zeytinlik alanları ilgilendiren dava konusu Yönetmelik’in de böyle bir niteliğe sahip olduğu, çevre ve çevre sağlığı konularında yükümlülükleri bulunan Belediyelerinin dava konusu Yönetmelik’e karşı dava açma ehliyetinin bulunduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Sekizinci ve Onuncu Daireleri Müşterek Kurulunca verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NIN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Müşterek Kurul kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle ehliyet yönünden reddine ilişkin Danıştay Sekizinci ve Onuncu Daireleri Müşterek Kurulunun temyize konu 13/09/2022 tarih ve E:2022/2144, K:2022/4675 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 01/02/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.