Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2022/3344 E. 2022/3788 K. 21.12.2022 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2022/3344 E.  ,  2022/3788 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2022/3344
Karar No : 2022/3788

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Odası
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU :Danıştay Onuncu Dairesinin 10/02/2022 tarih ve E:2019/912, K:2022/624 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davalı idarenin web sitesinde 13/12/2018 tarihinde yayımlanan “Veteriner Hekim E-Reçete ve İlaç Takip Sistemi Talimatı ve Uygulama Kılavuzu-Güncelleme III” düzenlemesinin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onuncu Dairesinin 10/02/2022 tarih ve E:2019/912, K:2022/624 sayılı kararıyla;
5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu’nun 4. maddesindeki, “veteriner biyolojik ürünleri”, “veteriner sağlık ürünleri”, “veteriner tıbbî ürünler” tanımlarına, “Veteriner sağlık ürünlerinin onayı, üretimi ve sahibinin sorumlulukları” başlıklı 12. maddesinin 1. ve 8. fıkralarına, “Veteriner tıbbî ürünlerinin toptan ve perakende satışı, tanıtımı” başlıklı 13. maddesinin 1. fıkrasına, “Veteriner tıbbî ürünlerin uygulanması” başlıklı 14. maddesine; 24/12/2011 tarih ve 28152 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmak suretiyle yürürlüğe giren Veteriner Tıbbi Ürünler Hakkında Yönetmelik’in 4. maddesinin 1. fıkrasının (ü) bendinin dava konusu düzenleme tarihinde yürürlükte bulunan haline, “Reçete ile ilgili esaslar” başlıklı 48. maddesinin dava konusu düzenlemenin yayım tarihinde yürürlükte olan haline, “Perakende alış ve satışla ilgili esaslar” başlıklı 49. maddesine ve 6343 sayılı Veteriner Hekimliği Mesleğinin İcrasına, Türk Veteriner Hekimleri Birliği ile Odalarının Teşekkül Tarzına ve Göreceği İşlere Dair Kanun’un 12. maddesine yer verilerek,
Mevzuat hükümlerine istinaden hazırlanan dava konusu Talimat ve Uygulama Kılavuzunun, ülkemizde hayvan sağlığı alanında kullanılan veteriner tıbbi ürünler ile veteriner tıbbi ürün bileşimine giren etkin ve yardımcı maddelerin hayvan ve toplum sağlığı için kritik öneme sahip olduğu dikkate alınarak temini veya ithalatından hayvanlarda kullanımına ve kullanımı sonrasında özellikle gıda değeri olan hayvanlarda oluşturdukları kalıntılarının izlenmesine kadar tüm aşamalarında kayıt altına alınmasını, reçeteye tabi veteriner tıbbi ürünleri kullanan ya da tavsiye eden veteriner hekimlerin düzenlemek zorunda olduğu veteriner hekim reçetelerinin elektronik ortamda düzenlenmesiyle ilgili olarak tarafları, tarafların sorumluluklarını, İlaç Takip Sistemi (İTS) ve E-Reçete Uygulamasının kullanıcılarının sisteme kayıt edilmesini, İlaç Takip Sisteminin (İTS) kullanımı ve E-Reçete düzenlenmesinde izlenecek yolu, E-Reçetenin perakende satış noktaları tarafından görülerek reçeteye tabi tıbbi ürünlerin satılabilmesini, E-Reçete düzenleyen veteriner hekimler ile perakende satış noktalarının kontrolüne dair prosedürleri belirlemek; ayrıca, E-Reçete uygulamasından sağlanan bilgiler ışığı altında, gıda değeri olan hayvanlardan ilaç kalıntı sürelerine uygun olmayan durumlarda elde edilen gıdaların insan tüketimine sunulmamasını, tespit edilen salgın hayvan hastalıkları ile ilgili bildirimlerin zamanında alınmasını, ülkemiz hayvancılık veri tabanlarının güncel tutulması için Bakanlık İl Müdürlüklerinin bilgilendirilmesini, ülkemizde herhangi bir veri tabanına kayıtlı olmayan hayvanların kayıt altına alınarak istatistiki bir veri tabanı oluşturulmasını sağlayacak prosedürleri belirlemek amacıyla hazırlandığı,
Dava konusu Talimat ve Uygulama Kılavuzunun E-Reçete düzenlemesi yönünden incelenmesi:
Davacı tarafından; dava konusu edilen düzenlemenin, uygulamada pek çok zorluğa yol açacağı, özellikle kırsal alanlarda erişimi zor ve acil müdahale edilmesi gereken durumlarda dahi bilgisayar ve internet erişimi zorunluluğu getiren E-Reçete uygulamasının büyük sıkıntıya neden olacağı, kaldı ki 6343 sayılı Kanun’un 12. maddesinde yer verilen “reçete kağıtlarında” ibaresi nedeniyle kağıt reçete uygulamasının Kanun’un emredici hükmü olduğu, uyuşmazlık konusu işlemle yasa hükmüne aykırı düzenleme yapıldığının ileri sürüldüğü,
Ülkemizde hayvan sağlığı alanında kullanılan veteriner tıbbi ürünler ile veteriner tıbbi ürün bileşimine giren etkin ve yardımcı maddelerin temininden/ithalatından son kullanımına kadar tüm aşamalarında kayıt altına alınmasını ve beşeri tıbbi ürünler dâhil olmak üzere hayvan sağlığı alanında kullanılan reçeteye tabi veteriner ilaçların izlenebilirliğini sağlamak, veteriner hekimlerin gerçekleştirdikleri faaliyetleri sonunda oluşan verileri kullanarak; gıda güvenliğini temin etmek, hayvan hastalık ve zararlıları ile etkin bir mücadele gerçekleştirmek amacıyla veteriner hekim reçetelerinin elektronik ortamda düzenlenmesi (E-Reçete) ve İlaç Takip Sisteminin (İTS) oluşturulması ve bu amaçla gerçekleştirilen faaliyetlerle ilgili tarafların yükümlülüklerinin, rollerinin belirlenmesi amacıyla dava konusu düzenlemenin hazırlandığının anlaşıldığı,
Kanun ve Yönetmelik hükümleri incelendiğinde; davalı idareye, veteriner hekimler tarafından düzenlenecek reçetelere, veteriner tıbbi ürünlerin kayıt altına alınmasına ve takibine ilişkin olarak düzenleme yetkisi verildiği, dava konusu düzenlemenin de davalı idareye tanınan bu yetki kapsamında tesis edildiği,
6343 sayılı Kanun’un 12. maddesinde yer verilen “reçete kağıtlarında” ibaresi ile ifade edilmek istenenin, reçetenin niteliği olmayıp Kanun’un kabul edilerek yayımlandığı 1954 yılı itibarıyla “reçete” şablonunda düzenlenmiş olan kağıtlarda bulunması gereken hususlara ilişkin olduğu açık olup, bu hükmün reçetelerin mutlaka kağıt şeklinde düzenlenmesini zorunlu kıldığının kabulüne hukuken olanak bulunmadığı,
Nitekim, dava konusu düzenlemenin dayanağı Veteriner Tıbbi Ürünler Hakkında Yönetmelik’in 4. maddesinin 1. fıkrasının (ü) bendinin dava konusu düzenleme tarihinde yürürlükte bulunan halinde de, reçetenin kağıt şeklinde düzenlenmesini zorunlu kılan veya elektronik olarak düzenlenemeyeceği yönünde bir kurala yer verilmediğinin görüldüğü,
Bu itibarla, dava konusu düzenlemeyle veteriner tıbbi ürünleri ile bunların birleşiminde yer alan etkin ve yardımcı maddelerin temininden son kullanımına kadar tüm aşamalarında kayıt altına alınarak takip edilmesini, dolayısıyla kaçak/aykırı kullanımların engellenmesini ve gerektiğinde derhal müdahale edilebilmesini sağlamak suretiyle hayvan ve insan sağlığını korumak amacıyla E-Reçete sistemi getirilmesinde hukuka ve kamu yararına aykırılık bulunmadığı,
Dava konusu Talimat ve Uygulama Kılavuzunun eczacılar için yapılan düzenleme yönünden incelenmesi:
Dava konusu düzenlemenin “E-Reçete ve İlaç Takip Sistemi Kullanıcısı Eczacının Sorumluluğu” başlıklı 6.6.3. maddesinde, E-Reçete sistemine kayıt için İl Sağlık Müdürlükleri ya da Eczacı Odaları tarafından, bireysel başvuruya gerek duyulmayacak şekilde belgeleri davalı idareye iletilen eczacıların E-Reçete sistemine kayıt için Bakanlık veya İlçe Müdürlüğüne yapmaları gereken bireysel başvurudan muaf olmalarının öngörüldüğü,
Davacı tarafından, ilaç bulundurma ve satma ruhsatı için eczacıların bireysel başvurudan muaf tutulmasının eşitlik ilkesine aykırı olduğunun ileri sürüldüğü,
Davalı idarece, sadece kayıt için ihtiyaç duyulan belgelerin elde edilmeye çalışıldığı, eczacılara ilişkin belgelerin Bakanlıklarında bulunmadığı, düzenleme ile bu belgelerin resmi makamlardan temin edilmeye çalışıldığı, 5996 sayılı Kanun uyarınca veteriner tıbbi ürünlerinin eczanelerde satılabileceği, dava konusu düzenlemeyle, kanunda olmayan bir yetkinin verilmesinin söz konusu olmadığı, meslek mensupları arasında eşitlik ilkesine aykırı hareket edilmediğinin savunulduğu,
Mevzuat hükümleri ile dava konusu düzenlemenin ve taraf iddialarının incelenmesinden; veteriner tıbbi ürünlerini kanunen satma yetkisini haiz olan eczacılara, bu yetkilerini kullanabilmeleri için E-Reçete sistemine kayıt olmalarına yönelik herhangi bir muafiyet tanınmadığı, yalnızca kamu kurumu veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları tarafından ilgili belgeleri iletilen eczacıların, sisteme kayıt için gerekli belgeleri tamamlanmış olacağından ayrıca bireysel olarak başvurmalarına gerek olmadığına yönelik, bir anlamda mükerrer başvuruyu ve gereksiz kırtasiyeciliği (bürokratik işlemleri) engellemek amacıyla kural getirildiği anlaşıldığından, dava konusu düzenlemede 5996 sayılı Kanun hükümlerine, kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırılık görülmediği,
Dava konusu Talimat ve Uygulama Kılavuzunun tavsiye reçetesi düzenlemesi yönünden incelenmesi:
Dava konusu düzenlemenin “Reçetenin Sınıfı” başlıklı 9.2.2 maddesinde, reçetelerin, muayene ve tavsiye reçetesi olarak ikiye ayrıldığı; “muayene reçetesi”nin, veteriner hekimin hayvanı muayenesini müteakip düzenlediği reçete; “tavsiye reçetesi”nin ise, veteriner hekimin hayvanı muayene etmeksizin hayvan sahibinin hayvanındaki rahatsızlığı ile ilgili vermiş olduğu bilgilere dayanarak düzenlediği reçete olarak tanımlandığı,
Davacı tarafından, dava konusu düzenleme ile tavsiye reçetesi uygulamasının hayata geçirildiği, davalı idarenin böyle bir sınıflandırma yapamayacağı, sahibinin verdiği bilgi ile hayvanın muayene edilmeden reçete yazılmasının kamu yararına hizmet etmediğinin ileri sürüldüğü,
5996 sayılı Kanun’un 14. maddesinin verdiği yetkiye istinaden yürürlüğe konulan Veteriner Tıbbi Ürünler Hakkında Yönetmelik’in 48. maddesinin 3. fıkrasında, Bakanlığın reçeteleri sınıflandırabileceği öngörülmüş olup; anılan kurala dayanılarak dava konusu düzenlemeyle tavsiye reçetesi sınıfının getirildiği,
Söz konusu reçete sınıfının, ülkemiz koşullarında özellikle kış aylarında haftalarca ulaşılamayan yerleşim yerleri bulunması ve bazı hastalık semptomlarının belirgin/tipik olması nedeniyle muayeneye ve bulunduğu yerden veteriner hekime kadar taşınmak zorunda olan hayvan ile sahibine ek külfet/zorluk yaratmaya gerek olmaksızın sorunun ivedilikle çözümünü sağlamak amacıyla öngörüldüğü anlaşılmış olup; anılan reçetenin veteriner hekim tarafından düzenleneceği, dolayısıyla hasta hayvanı görmeksizin aktarılan verilerin yetersiz ve reçete yazımının uygunsuz olacağı kanaatine varıldığı takdirde tavsiye reçetesi düzenlenmeyeceği de dikkate alındığında, dava konusu kuralda, 5996 sayılı Kanun hükümlerine, kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle,
davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, dava konusu düzenleme ile veteriner hekimlere E-Reçete düzenleme zorunluluğu getirilerek kağıt reçete uygulamasına son verildiği, kağıt reçete kullanım haklarının ellerinden alındığı, veterinerlik mesleğinin icrasının zorlaştırıldığı, internetin çekmediği veya bilgisayarın olmadığı bir yerde mesleğin icrası mümkün olmadığı gibi hayvan sağlığının da olumsuz etkileneceği; 6343 sayılı Kanun’da düzenlenen basılı kağıt reçetenin yasaklanmasının Kanun hükmünün yok sayılması olarak değerlendirilmesi gerektiği; sistemin güncel sakıncaları değerlendirilmeksizin verilen kararın hukuka aykırı olduğu; düzenlemenin hukuki dayanağının bulunmadığı; dava konusu düzenleme ile zorunlu tutulan sistemin güvenli olmadığı gibi kişisel verileri koruma mevzuatına aykırı olduğu; hayvan sahibinin vereceği bilgilerle veteriner hekimlerin “tavsiye reçetesi” düzenlemesinin gıda güvenliğini ihlal ettiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Onuncu Dairesinin temyize konu 10/02/2022 tarih ve E:2019/912, K:2022/624 sayılı kararının ONANMASINA,
3.Kesin olarak, 21/12/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.