DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2022/331 E. , 2022/468 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2022/331
Karar No : 2022/468
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLLERİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurulu
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Beşinci Dairesinin 20/09/2021 tarih ve E:2017/4523, K:2021/2602 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname’nin 3/1. maddesi uyarınca FETÖ ile iltisaklı ve irtibatlı olduğu gerekçesiyle meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun … tarih ve … sayılı kararına karşı yapılan yeniden inceleme talebinin reddine ilişkin yine aynı Kurulun … tarih ve … sayılı kararının iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 20/09/2021 tarih ve E:2017/4523, K:2021/2602 sayılı kararıyla;
“Maddi Olay ve Hukuki Süreç” ile “İlgili Mevzuat”a yer verilmiş; “Yargılamada İzlenen Usul ve Süreç”, “FETÖ’ye İlişkin Tespit ve Değerlendirmeler”, “Demokratik Anayasal Düzene Sadakat Yükümlülüğü”, “Dava Konusu Edilen Kararların Hukuki Niteliği” başlıkları altında genel; “Kişiselleştirme ve Delillerin Değerlendirilmesi” başlığı altında hem genel hem de davacıya özel değerlendirmelerde bulunularak, dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile kararda yer verilen açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının, FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu ve bu nedenle demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği anlaşıldığından dava konusu kararda hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, Daire kararının tebellüğ tarihinin 09/12/2021 olduğu belirtilerek, 667 sayılı OHAL Kanun Hükmünde Kararnamesi’nin Anayasa’ya aykırı olduğu, gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği, savunma hakkının kullandırılmadığı, yargılamanın makul sürede sonlandırılmadığı, hayatının hiçbir bölümünde FETÖ/PDY ile irtibat ve iltisak halinde olmadığı, bu tür soyut terimler temel alınarak işlem tesis edilemeyeceği, doğruluğu ispatlanmamış tanık delillerinin dayanak alındığı, bağımsız ve tarafsız bir yargılamanın gerçekleştirilmediği, hukuki güvenlik ve belirlilik ilkelerinin ihlal edildiği, darbe teşebbüsü ile bir ilgisinin olmadığı, OHAL KHK’larının elverişlilik, gereklilik ve orantılılık şartlarını sağlamadığı, bu nedenlerle davanın reddi yolunda verilen Daire kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma alınmamıştır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ … ‘IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin süre aşımı nedeniyle reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 46. maddesinde, Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının, başka kanunlarda aksine hüküm olsa dahi Danıştay’da temyiz edilebileceği ve bu kararlara karşı tebliğ tarihini izleyen otuz gün içinde Danıştay’da temyiz yoluna başvurulabileceği; 48. maddesinin yedinci fıkrasında ise, temyizin kanuni süre içinde yapılmadığının anlaşılması halinde, dosyanın gönderildiği Danıştayın ilgili dairesince ve kurulunca, temyiz isteminin reddine kesin olarak karar verileceği kurala bağlanmıştır.
2577 sayılı Kanun’un 8. maddesinde ise; bu Kanun’da yazılı sürelerin, tebliğ, yayın veya ilan tarihini izleyen günden itibaren işlemeye başlayacağı, tatil günlerinin sürelere dahil olduğu, ancak, sürenin son günü tatil gününe rastlarsa, sürenin tatil gününü izleyen çalışma gününün bitimine kadar uzayacağı, sürelerin bitmesinin çalışmaya ara verme zamanına rastlaması halinde, bu sürelerin, ara vermenin sona erdiği günü izleyen tarihten itibaren yedi gün uzamış sayılacağı hükümlerine yer verilmiştir.
Aynı Kanun’un 60. maddesinde, Danıştay ile bölge idare, idare ve vergi mahkemelerine ait her türlü tebliğ işlerinin Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılacağı düzenlenmiştir.
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 7/a maddesinde; baro levhasına yazılı avukatlara elektronik yolla tebliğ yapılmasının zorunlu olduğu, elektronik yolla tebligatın, muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılacağı, bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasların yönetmelikle belirleneceği düzenlemeleri yer almış, bu kapsamda çıkarılan Elektronik Tebligat Yönetmeliği’nin 06/12/2018 tarih ve 30617 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe girmesiyle birlikte baro levhasına yazılı avukatlara elektronik yolla tebligat yapılması uygulamasına başlanmıştır.
Aynı Kanun’un 11. maddesinde ise, vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılacağı, vekil birden çok ise bunlardan birine tebligat yapılmasının yeterli olduğu, eğer tebligat birden fazla vekile yapılmış ise, bunlardan ilkine yapılan tebliğ tarihinin asıl tebliğ tarihi sayılacağına ilişkin düzenlemeler yer almaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dosyanın incelenmesinden, temyiz istemine konu Danıştay Beşinci Dairesi kararının, davacı vekillerinden Av. … ‘ın elektronik tebligat adresine 01/12/2021 tarihinde iletildiği, mevzuat uyarınca da tebligatın 06/12/2021 tarihinde yapılmış sayıldığı; ancak, Kanun’un öngördüğü otuz günlük temyiz süresinin son günü olan 05/01/2022 Çarşamba gününe kadar temyiz isteminde bulunulabilecek iken, bu tarihten beş gün sonra 10/01/2022 tarihinde kayda giren dilekçe ile temyiz isteminde bulunulduğu anlaşıldığından, davacının süresinde olmayan temyiz isteminin incelenmesine olanak bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin süre aşımı nedeniyle REDDİNE;
2. Adli yardım kararından dolayı ertelenmiş olan temyiz aşamasına ilişkin yargılama giderinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin birinci fıkrası uyarınca davacıdan tahsili için Dairesince müzekkere yazılmasına,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 6545 sayılı Kanun ile değişik 48/7. maddesi uyarınca kesin olarak,
4. 16/02/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2022/331
Karar No : 2022/468
ADLİ YARDIM İSTEMİNİN KABULÜ KARARI
… vekilleri Av. … ve Av. … tarafından, davacının 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname’nin 3/1. maddesi uyarınca FETÖ ile iltisaklı ve irtibatlı olduğu gerekçesiyle meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun … tarih ve … sayılı kararına karşı yapılan yeniden inceleme talebinin reddine ilişikin yine aynı Kurulun … tarih ve … sayılı kararının iptali istemiyle Hakimler ve Savcılar Kuruluna karşı açılan davada, Danıştay Beşinci Dairesince davanın reddi yolunda verilen 20/09/2021 tarih ve E:2017/4523, K:2021/2602 sayılı karara karşı temyiz isteminde bulunan davacı tarafından adli yardım talebinde bulunulduğundan gereği görüşüldü:
Adli yardım, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 31. maddesinin göndermede bulunduğu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 334 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, kendisi ile ailesinin geçimini önemli ölçüde sıkıntıya düşürmeksizin yargılama giderlerini kısmen veya tamamen ödeme olanağı bulunmayan kişilerin adli yardımdan yararlanabileceği hükme bağlanmıştır.
Dosyada yer alan bilgi ve belgelerin incelenmesinden; davacının dava giderlerini ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşıldığından, adli yardımdan yararlanması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle; davacının adli yardım isteminin KABULÜNE, kararın bir örneğinin davacıya tebliğine, 16/02/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.