Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2022/3183 E. 2022/4054 K. 28.12.2022 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2022/3183 E.  ,  2022/4054 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2022/3183
Karar No : 2022/4054

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : …
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …

DAVALI YANINDA MÜDAHİL : … Kurumu
(Mülga … Kurumu)

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Vakfı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onuncu Dairesinin 09/03/2022 tarih ve E:2021/2955, K:2022/1266 sayılı kararının, davalı idare tarafından vekalet ücretine ilişkin kısmı yönünden temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 23/02/2011 tarih ve 6167 sayılı Kanunla onaylanması uygun bulunup 15/06/2011 tarih ve 2011/1962 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile onaylanan “İşkenceye ve Diğer Zalimane, Gayriinsani veya Küçültücü Muamele veya Cezaya Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’ne Ek İhtiyari Protokol”de öngörülen görevleri yerine getirmek ve yetkileri kullanmak üzere Türkiye İnsan Hakları Kurumunun ulusal önleme mekanizması olarak belirlenmesine ilişkin 09/12/2013 tarih ve 2013/5711 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesi ve eki kararın iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onuncu Dairesinin 09/03/2022 tarih ve E:2021/2955, K:2022/1266 sayılı kararıyla;
Danıştay Onuncu Dairesinin, dava konusu Bakanlar Kurulu kararının, yasal düzenleme ile yapılan değişiklik nedeniyle uygulanma imkanının kalmadığı anlaşıldığından, belirtilen hukuksal durum karşısında, davalı idarenin, davada haksız çıkan taraf olarak kabulüyle yargılama giderlerinden (ve bu bağlamda avukatlık ücretinden) sorumlu tutulmasına olanak bulunmadığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına ve vekalet ücretine hükmedilmemesi ile yargılama giderlerinin davacının üzerinde bırakılmasına ilişkin 11/04/2019 tarih ve E:2014/942, K:2019/2837 sayılı kararının, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 21/10/2020 tarih ve E:2020/637, K:2020/1899 sayılı kararıyla davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi ve yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına ilişkin kısmının bozulması üzerine, bozma kararına uyularak;
Somut olaya bakıldığında, davacı tarafından dava konusu Bakanlar Kurulu Kararnamesinin hukuka aykırılığı iddiasında bulunulduğu, ancak sonrasında bu Kararname ile Türkiye İnsan Hakları Kurumuna verilen görevin bizatihi 6701 sayılı Kanun’un 9. maddesiyle Türkiye İnsan Hakları Kurumunun yerine oluşturulan Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumuna verildiği, bu suretle uygulama imkanı kalmayan dava konusu Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile eki kararına karşı açılan davanın konusuz bırakıldığı, bu haliyle davanın açılmasına davalı idarenin sebebiyet verdiğinin görüldüğü,
Öte yandan, davanın açıldığı tarihte söz konusu kanuni düzenlemenin mevcut olmadığı ve davacının uygulaması devam eden Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile eki kararına karşı dava açma hakkını kullandığı, ayrıca dava açma hakkını kötüye kullandığından da söz edilemeyeceği dikkate alındığında, kanuni düzenleme nedeniyle uygulama kabiliyeti kalmayan işlemi tesis eden davalı idarenin davada haksız çıkan taraf olarak kabulünün gerektiği,
Yukarıda aktarılan hususlar birlikte değerlendirildiğinde; dava konusu işlemi yapan davalı idarenin davanın açılmasına sebebiyet verdiği ve Anayasa’nın 36. maddesinde öngörülen hak arama hürriyetini kullanan davacının davada haksız çıkan taraf olarak kabul edilemeyeceği, dolayısıyla, konusu kalmadığı için karar verilmesine yer olmadığına karar verilen bu davada, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı idareye yüklenmesi gerektiği sonucuna varıldığı gerekçesiyle, davanın karar verilmesine yer olmadığı kararı ile sonuçlanıp kesinleşmesi nedeniyle, karar tarihinde yürürlükte bulunan 2019 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre duruşmalı işler için belirlenen 4.125,00- TL vekalet ücretinin ve 793,70- TL yargılama giderinin davalı idareden alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu, davalı idarenin yasama organının tasarrufu nedeniyle haksız çıkan taraf olarak kabulünün hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerine uyulmamış olunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkün olduğu belirtilmiş; 4. fıkrasında, “Danıştayın ilk derece mahkemesi olarak baktığı davaların temyizen incelenmesinde bu madde ile ısrar hariç 50. madde hükümleri kıyasen uygulanır.” denilmiş; 50. maddesinin 4. fıkrasında ise Danıştayın bozma kararına uyulduğu takdirde, bu kararın temyiz incelemesinin, bozma kararına uygunlukla sınırlı olarak yapılacağı hükme bağlanmıştır.
Danıştay Onuncu Dairesinin temyize konu kararı; Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 21/10/2020 tarih ve E:2020/637, K:2020/1899 sayılı bozma kararında belirtilen gerekçeler göz önüne alınarak verilmiş olduğundan, usul ve hukuka uygun kararın bozulmasını gerektirecek bir husus bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Davanın karar verilmesine yer olmadığı kararı ile sonuçlanıp kesinleşmesi nedeniyle, karar tarihinde yürürlükte bulunan 2019 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre duruşmalı işler için belirlenen …- TL vekalet ücretinin ve …- TL yargılama giderinin davalı idareden alınarak davacıya ödenmesine ilişkin Danıştay Onuncu Dairesinin temyize konu 09/03/2022 tarih ve E:2021/2955, K:2022/1266 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak 28/12/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.