Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2022/3125 E. 2022/4075 K. 29.12.2022 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2022/3125 E.  ,  2022/4075 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2022/3125
Karar No : 2022/4075

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Taah. San. Tic. A.Ş.
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Huk. Müş. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Altıncı Dairesinin 19/04/2022 tarih ve E:2021/2531, K:2022/4884 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: İstanbul ili, Şişli ilçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel ve … ada, … parsel sayılı taşınmazlara ilişkin parselasyon işleminin onaylanması amacıyla, parselasyon planı inceleme, kontrol ve onay bedeli olarak tahsil edilen 16.254,67-TL’nin yasal faiziyle birlikte iadesi istemiyle yapılan başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemin, zımni ret süresinin dolmasından sonra tesis edilen başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin ve anılan işlemlerin dayanağı olan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Döner Sermaye İşletmesi Müdürlüğünün 2015 Yılı Birim Fiyat Listesinin ilgili maddelerinin iptali ile tahsil edilen 16.254,67-TL’nin yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Altıncı Dairesinin 19/04/2022 tarih ve E:2021/2531, K:2022/4884 sayılı kararıyla;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7. ve 12. maddesi hükümlerine yer verildikten sonra,
Bu hükümlerin birlikte değerlendirilmesinden; bir idari işlem nedeniyle herhangi bir hakkı ihlal edilen kimsenin, zararının tazmini istemiyle doğrudan doğruya açacağı tam yargı davasını 60 günlük genel dava açma süresi içerisinde açması gerektiği,
Tazmini istenen zararın, idari işlemden kaynaklanan bir zarar olduğundan, dava açma süresinin de İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 12. maddesine göre hesaplanması gerektiği,
Bu durumda, davacı tarafından, zarara neden olan idari işlemin iptali istemiyle dava açılmaksızın doğrudan doğruya tam yargı davası açıldığına göre, parselasyon planı inceleme, kontrol ve onay bedelinin ödendiği ve aynı zamanda zarara neden olan tahsilat işleminin öğrenildiği 28/04/2015 tarihinden itibaren 60 günlük genel dava açma süresi içerisinde açılmayan işbu davanın süre aşımı nedeniyle esasının incelenmesine olanak bulunmadığı,
İdari işlemden kaynaklı zararın tazmini istemiyle 2577 sayılı Kanun’un 10. maddesine dayanılarak başvuru yapılması hukuken mümkün olmadığından, davacının ödeme yaptıktan yaklaşık dört buçuk yıl sonra 30/10/2019 tarihinde, anılan madde uyarınca zararının tazmini istemiyle yaptığı başvurunun reddi üzerine, yeni bir dava açma süresinin işlemeye başlayacağından söz edilemeyeceği, bu başvurunun reddine ilişkin işlemin, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Döner Sermaye İşletmesi Müdürlüğünün 2015 Yılı Birim Fiyat Listesinin uygulama işlemi sayılması mümkün olmadığından, birim fiyat listesi yönünden de açılan davada süre aşımı bulunduğu gerekçesiyle, davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, bu davadaki talebin, uğranılan bir zararın tazmini talebi olmadığı, plan inceleme ve işlem hizmet bedeli adı altında, haksız ve fahiş olarak alınan bedelin iadesinin istenildiği, öte yandan, 2577 sayılı Yasa’nın 10. maddesi kapsamında yapılan başvuruların, yerleşik Danıştay içtihatları uyarınca 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, belli bir uygulama tarihi esas alınarak açılmayan davalarda, geçmişe yönelik hak kayıplarının karşılanmasında, ilamların infazına ilişkin 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin esas alınması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ :
Davaya esas başvurunun konusunun mülkiyet hakkı kapsamında değerlendirilmesi gerektiği ve 2577 sayılı Kanun’un 10. maddesi uyarınca, her zaman idareye başvuruda bulunulabilecek hususlardan olduğu dikkate alındığında, temyiz isteminin kabulü ile Daire kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin Danıştay Altıncı Dairesinin temyize konu 19/04/2022 tarih ve E:2021/2531, K:2022/4884 sayılı kararının ONANMASINA,
3.Kesin olarak, 29/12/2022 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY
X- Uyuşmazlıkta, davacı tarafından parselasyon işleminin onaylanması istemiyle Çevre ve Şehircilik Bakanlığına başvurulduğu, bu teklifin onaylanması için ödenen parselasyon planı inceleme, kontrol ve onay bedelinin haksız yere tahsil edildiği iddia edilerek, bu bedelin ödeme tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte iade edilmesi talebinin reddi üzerine açılan davada, Kurulumuz çoğunluğu tarafından; davanın süresinde açılmadığı değerlendirilmiştir.
Ancak, davaya esas başvurunun konusunun mülkiyet hakkı kapsamında değerlendirilmesi gerekmekte ve 2577 sayılı Kanun’un 10. maddesi uyarınca, her zaman idareye başvuruda bulunulabilecek hususlardan olduğu dikkate alınmalıdır.
Bu sebeple, davacı tarafından, bu kapsamda yapılan başvurunun reddi yönündeki dava konusu işlem üzerine açılan davanın süresinde olduğu görüldüğünden, davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolundaki temyize konu kararın bozulması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.