Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2022/3122 E. 2022/3992 K. 26.12.2022 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2022/3122 E.  ,  2022/3992 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2022/3122
Karar No : 2022/3992

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Sendikası
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay İkinci ve Onikinci Daireleri Müşterek Kurulunun 15/06/2022 tarih ve E:2018/1280, K:2022/3635 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 10/11/2017 tarih ve 30236 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığı Rehberlik Hizmetleri Yönetmeliği’nin eksik düzenleme nedeniyle başlığının, eksik düzenleme nedeniyle “Amaç ve kapsam” başlıklı 1. maddesinin, eksik düzenleme nedeniyle “Tanımlar” başlıklı 3. maddesinin birinci fıkrasının (m) ve (o) bendlerinin, eksik düzenleme nedeniyle “Rehberlik öğretmeninin görevleri” başlıklı 34. maddesinin başlığı ile birinci fıkrasının (ç), (i) ve (n) bendlerinin, 34. maddesinin birinci fıkrasının (o) ve (ff) bendlerinin, eksik düzenleme nedeniyle “Çalışma saatleri ve izinler” başlıklı 37. maddesinin üçüncü fıkrasının, yürürlükten kaldırılan Milli Eğitim Bakanlığı Rehberlik ve Psikolojik Danışma Hizmetleri Yönetmeliğinde yer almasına rağmen rehberlik ve psikolojik danışmanlara yönetim, büro işleri, ders, nöbet, sınav görevi verilmemesine yönelik düzenleme içermemesi nedeniyle eksik düzenlemenin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay İkinci ve Onikinci Daireleri Müşterek Kurulunun 15/06/2022 tarih ve E:2018/1280, K:2022/3635 sayılı kararıyla;
10/11/2017 tarih ve 30236 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Rehberlik Hizmetleri Yönetmeliğinin, 14/08/2020 tarih ve 31213 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığı Rehberlik ve Psikolojik Danışma Hizmetleri Yönetmeliği’nin 26. maddesiyle yürürlükten kaldırıldığı, bu durumda, dava konusu edilen düzenlemelerin hukuksal geçerliliğinin ve uyuşmazlığın esasının incelenmesinde hukuki yararın kalmadığı gerekçesiyle, konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 388,10-TL yargılama gideri ile 4.500,00 TL vekalet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davalı idare tarafından, dava konusu düzenlemelerde hukuka aykırılık bulunmadığından, aleyhlerine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, Danıştay İkinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NUN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2.Davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığı yolundaki Danıştay İkinci ve Onikinci Daireleri Müşterek Kurulunun temyize konu 15/06/2022 tarih ve E:2018/1280, K:2022/3635 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 26/12/2022 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY
X- 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 31. maddesinde, bu Kanun’da hüküm bulunmayan ve madde metninde sayılan hallerde 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun uygulanacağı belirtilmiş, sözü edilen haller arasında “yargılama giderlerine” de yer verilmiş, 04/02/2011 tarih ve 27836 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak 01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 450. maddesiyle 1086 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu yürürlükten kaldırılmış, aynı Kanun’un 447. maddesinin 2. fıkrasında ise; “Mevzuatta, yürürlükten kaldırılan 18/6/1927 tarih ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa yapılan yollamalar, Hukuk Muhakemeleri Kanununun bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelerine yapılmış sayılır.” hükmüne yer verilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Yargılama giderinin kapsamı” başlıklı 331. maddesinde yargılama giderlerini oluşturan unsurlar sayılmış, maddenin 1/ğ bendinde; vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekâlet ücretinin yargılama giderleri arasında olduğu belirtilmiş, Kanun’un “Esastan sonuçlanmayan davada yargılama gideri” başlıklı 331. maddesinin 1. fıkrasında da; “Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder.” kuralına yer verilmiştir.
Temyiz başvurusuna konu kararda, dava konusu düzenlemenin bilahare yürürlükten kaldırıldığından söz edilerek davanın konusunun kalmadığı gerekçesiyle, işin esasına girilerek haklılık/haksızlık değerlendirmesi yapılmaksızın karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesine rağmen yargılama giderlerinin ve bu giderler arasında yer alan vekalet ücretinin davalı idarece davacıya ödenmesine hükmedildiği görülmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 31. maddesinde yer alan atıf hükmü uyarınca yargılama giderleri konusunda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanması gerektiğinde kuşku bulunmamaktadır. 6100 sayılı Kanun’un 331. maddesinin 1. fıkrasında, davanın konusuz kalması nedeniyle esası hakkında karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde yargılama giderlerinin ne şekilde takdir edileceği hususu düzenlenmiştir. Temyiz başvurusuna konu kararda, dava konusu düzenlemenin daha sonra yürürlükten kaldırıldığından bahisle uyuşmazlığın esası hakkında “karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmiş olması nedeniyle, başvuruya konu kararın hüküm fıkrasında yer alan yargılama giderlerine 6100 sayılı Kanun’un metnine yer verilen 331. maddesinin 1. fıkrasındaki kural çerçevesinde hükmedilmesi gerekir.
Bu durumda; konusu kalmadığından bahisle karar verilmesine yer olmadığı kararıyla neticelenen davada, tarafların davanın açıldığı tarihteki haklılık durumları belirlenip buna göre yargılama giderleri konusunda hüküm kurulması gerekirken, böyle bir değerlendirme yapılmaksızın, yargılama giderlerinin ve vekâlet ücretinin davalı idareye yüklenmesine hükmedilmiş olduğundan, davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile temyiz başvurusuna konu kararın bu yönlerden bozulması gerektiği oyuyla çoğunluk kararına katılmıyoruz.