Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2022/3100 E. 2022/3711 K. 19.12.2022 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2022/3100 E.  ,  2022/3711 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2022/3100
Karar No : 2022/3711

KARAR DÜZELTME
İSTEMİNDE BULUNAN (DAVALI) :… Kaymakamlığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACILAR) : 1-…
2-…
3-…
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN ÖZETİ : Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca verilen … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, ısrara ilişkin kısmının onanmasına, uyuşmazlığın esası hakkında karar verilmesi için dosyanın Danıştay Altıncı Dairesine gönderilmesine ilişkin 23/06/2022 tarih ve E:2022/646, K:2022/2306 sayılı karara karşı, davalı idare kararın düzeltilmesi isteminde bulunmaktadır.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Balıkesir ili, Ayvalık ilçesi, … Mahallesi, … Mevkii, …pafta, … parsel sayılı taşınmazın, kıyıda kalmasına rağmen yıllardır kamulaştırılmaması nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen 58.500,00-TL zararın dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; kıyıda kalan dava konusu taşınmazın, kamu kullanımına ayrıldığı ve kamulaştırılmaması nedeniyle, kamulaştırılmasından sorumlu davalı idarece tazmini gereken miktarın 58.500,00-TL olduğu sonucuna ulaşılarak, davanın kabulüne ve 58.500,00-TL maddi tazminatın, dava tarihi olan 12/09/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle ile birlikte, hisseleri oranında davacılara ödenmesine karar verilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Altıncı Dairesinin 24/10/2016 tarih ve E:2016/6415, K:2016/6023 sayılı kararıyla;
Kıyıların Devlete ait olduğu ve hiçbir zaman özel mülkiyet konusu edilemeyecekleri, böylesi alanlardaki tapuların Türk Medeni Kanunu’nun 1025. maddesi gereğince “yolsuz tescil” niteliğinde olduğu, zaten devlete ait olan mülkün kamulaştırılmasının mümkün olmadığı, gerek AİHM, gerek Yargıtay kararları doğrultusunda, kıyıda kalmaları nedeniyle tapuları iptal edilen taşınmazın maliklerine belirli bir tazminat ödenmesi gerektiğinde kuşku bulunmadığı,
Somut olayda ise, taşınmazın tapu kaydının iptal edilmediği, davacılar tarafından, uygulama imar planında kıyıda kalan taşınmazın kamulaştırılması için yapılan başvurunun reddi üzerine, bakılan davanın açıldığı,
Bu itibarla, uyuşmazlık konusu yerin kıyı kenar çizgisi içinde, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunun belirlenmesiyle, idare tarafından öncelikli olarak adli yargıda genel hükümler doğrultusunda açılan davalarda, tapu kayıtlarının iptali ve uygun bir tazminat verilmesi halinde, davacıların mağduriyetinin giderilebileceği, dolayısı ile taşınmaz üzerindeki kısıtlılık durumunun “kamulaştırmasız el konulmasından” veya “taşınmaza idari tasarruflarla el atılmasından” kaynaklanmayıp, Anayasa ve Kıyı Kanunu’ndan kaynaklandığı sonucuna ulaşılarak, olayda hukuki el atma koşullarının oluşmadığı ve davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi ısrar kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davanın kabulü yolundaki ilk kararda ısrar edilmiştir.
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu kararının özeti: Tarafların temyiz başvurusu üzerine, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 23/06/2022 tarih ve E:2022/646, K:2022/2306 sayılı kararıyla; uyuşmazlıkta ısrar kararının; tapulu taşınmazın, kıyı kenar çizgisi içinde kalması nedeniyle açılan tam yargı davasında, davacılara, mülkiyet hakkı çerçevesinde, belirli oranda tazminata hükmedilip hükmedilmeyeceğine ilişkin olduğu, … İdare Mahkemesi kararının, ısrara ilişkin kısmı, hukuka uygun bulunarak bu kısım yönünden kararın onanmasına, işin esası ve davacıların temyiz istemleri yönünden inceleme yapılması amacıyla, dosyanın Danıştay Altıncı Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir.

KARAR DÜZELTME TALEP EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, Kıyı Kanunu’nda taşınmaz malların bedeli karşılığında kamulaştırılacağına dair hüküm bulunmadığı; 2942 sayılı Kanun’un 6. maddesinde, imar planlarındaki düzenlemeler nedeniyle umumi hizmete ayrılan veya resmi kurumların hizmetine ayrıldığı halde kamulaştırma işlemi yapılmayan taşınmaz malların (yol, yeşil alan, karakol, hastane yeri vb.) işlemleri düzenlenmiş olduğu halde, bu hükmün, mahkemece Kıyı Kanunu hükümlerince kullanımına kısıtlılık gelen taşınmaz için hatalı şekilde uygulandığı; davacıların murisinin, söz konusu taşınmazı kıyı kenar çizgisinin kesinleştiği tarihten sonra yani kesinleşen kıyı kenar çizgisi içerisinde kalan taşınmazın fiili durumunu bilerek ve isteyerek satın aldığından mağduriyetin söz konusu olmadığı; kamulaştırmasız el atma durumu söz konusu olmadığından tazminat ödenmesinin de hukuka uygun olmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : Davacılar tarafından, düzeltilmesi istenen kararın usul ve yasaya uygun olduğu, ileri sürülen nedenlerin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 54. maddesine uymadığı, bu nedenle istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’UN DÜŞÜNCESİ : 2942 sayılı Kanun’un Ek 1. maddesine 26/11/2022 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 7421 sayılı Kanun’un 3. maddesiyle eklenen hüküm ile hukuki el atma sebebiyle açılan bedele ilişkin davalarda adli yargının görevli olduğu düzenlenmiş olup, idari yargı yerlerinde görülen davalara ilişkin her hangi bir istisna hükmüne yer verilmemesi, görevin kamu düzeninden olması ve davanın her aşamasında gözetilmesi gerektiği hususları birlikte dikkate alındığında, taşınmazın kıyı kenar çizgisi içinde kalması nedeniyle mülkiyet hakkından kaynaklı bedele ilişkin olan bu davanın da adli yargı yerince çözümlenmesi ve bu husus dikkate alınarak Mahkemesince yeniden karar verilmesi gerekeceğinden, karar düzeltme isteminin kabulü ile ısrar kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, karar düzeltme isteminin kabulü ile Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca verilen 23/06/2022 tarih ve E:2022/646, K:2022/2306 sayılı karar kaldırılarak, … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararına yönelik tarafların temyiz istemi yeniden incelendi, gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Balıkesir ili, Ayvalık ilçesi, … Mahallesi, … Mevkii, … pafta, … parsel sayılı taşınmazın, kıyıda kalmasına rağmen yıllardır kamulaştırılmaması nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen 58.500,00-TL tazminatın, dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle dava açılmış, Kurulumuzun 23/06/2022 tarih ve E:2022/646, K:2022/2306 sayılı kararıyla, tapulu taşınmazın, kıyı kenar çizgisi içinde kalması nedeniyle açılan tam yargı davasında, davacılara, mülkiyet hakkı çerçevesinde, belirli oranda tazminata hükmedilmeyeceğine ilişkin … İdare Mahkemesi kararının ısrara ilişkin kısmı, hukuka uygun bulunarak bu kısım yönünden kararın onanmasına, işin esası ve davacıların temyiz istemleri yönünden inceleme yapılması amacıyla, dosyanın Danıştay Altıncı Dairesine gönderilmesine karar verilmişse de, 26/11/2022 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 7421 sayılı Kanun’la Kamulaştırma Kanunu’nun Ek 1. maddesine hukuki el atma sebebiyle açılan bedele ilişkin davalarda adli yargının görevli olduğuna ilişkin hüküm eklenmiştir.

İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun ilk inceleme konularının belirlendiği “Dilekçeler üzerine ilk inceleme” başlıklı 14. maddesinin 3/a bendinde dilekçenin görev yönünden de inceleneceği, 15. maddenin 1/a bendinde ise, bu hususta kanuna aykırılık görülmesi halinde davanın reddedileceği hükme bağlanmıştır.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun Ek 1. maddesinde;
“Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak suretiyle mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde tasarrufu hukuken kısıtlanan taşınmazlar hakkında, uygulama imar planlarının yürürlüğe girmesinden itibaren beş yıllık süre içerisinde imar programları veya imar uygulamaları yapılır ve bütçe imkânları dâhilinde bu taşınmazlar ilgili idarelerce kamulaştırılır veya her hâlde mülkiyet hakkını kullanmasına engel teşkil edecek kısıtlılığı kaldıracak şekilde imar planı değişikliği yapılır/yaptırılır. (İptal: Anayasa Mahkemesinin 20/12/2018 tarihli ve E.: 2016/181 K.: 2018/111 sayılı Kararı ile)” hükmü bulunmaktayken, 26/11/2022 tarih ve 32025 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve aynı tarihte yürürlüğe giren 7421 sayılı Vergi Usul Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 3. maddesi ile anılan maddeye “Bu süre içinde belirtilen işlemlerin yapılmaması halinde taşınmazların malikleri tarafından mülkiyet hakkından kaynaklı bedele ilişkin açılacak davalar, adli yargıda görülür.” hükmü eklenmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
26/11/2022 tarihinde yayımlanan 7124 sayılı Kanun’un 3. maddesi ile uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak suretiyle kamulaştırmasız hukuki el atma nedeniyle açılacak tazminat davalarının adli yargı mercilerince görüleceği kabul edilerek anılan uyuşmazlıkların idari yargı kolundan çıkarılıp adli yargı kolunun içine dâhil edildiği görülmektedir.
7421 sayılı Kanun’a ait TBMM Komisyon raporunda anılan ek cümlenin getiriliş amacı “Uyuşmazlık Mahkemesi Kararları nedeniyle yargı yolundan kaynaklı uygulama sorunları giderilmesi; İdari Yargı tarafından verilen tazminat kararlarıyla birlikte taşınmazların el atmayı gerçekleştiren idare adına tescil edilememesi nedeniyle uygulamada meydana gelen sorunların çözümlenmesi amaçlanmıştır.” şeklinde belirtilmiştir.
Anılan düzenleme ile 2942 sayılı Kanun’un Ek 1. maddesi uyarınca açılacak olan davalarda açıkça adli yargı yerleri görevli kılınmış olup, ayrıca idari yargı yerlerinde ilk derece, istinaf ve temyiz aşamasında olan davalara devam edilmesi gerektiği yönünde de bir geçici hükme yer verilmemiş, anılan Kanun’un 24. maddesinde, Kanun’un yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği düzenleşmiştir.
Yargılama usûlüne ilişkin bir konu olarak görevli yargı koluyla ilgili yapılan kanun değişiklikleri (kanunda açıkça aksine bir hüküm bulunmadıkça) “derhâl uygulama” ilkesi gereğince henüz kesinleşmeyen tüm davalara uygulanır.
Mahkemelerin görevlerine ilişkin olarak kanunlarla getirilen kurallar, kamu düzeninden olduğundan, 26/11/2022 tarih ve 32025 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve aynı tarihte yürürlüğe giren 7421 sayılı Kanun’la getirilen göreve ilişkin hükmün görülmekte olan bu davada da uygulanması gerekmektedir.
Buna göre, 7421 sayılı Kanun’la yapılan değişiklik sonrasında uyuşmazlık konusu edilen davalarda açıkça adli yargı yerlerinin görevli görülmesi, mevcut idari yargı yerlerinde görülen davalara ilişkin herhangi bir istisna hükmüne yer verilmemesi, görevin kamu düzeninden olması ve davanın her aşamasında gözetilmesi gerektiği hususları birlikte dikkate alındığında taşınmazın kıyı kenar çizgisi içinde kalması nedeniyle mülkiyet hakkından kaynaklı bedele ilişkin olan bu davanın da adli yargı yerlerinin görev alanına girdiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Bu durumda, uyuşmazlığın görüm ve çözümünde adli yargı mercileri görevli olduğundan davanın esasa girilmeksizin görev yönünden reddi gerekmekte olup, belirtilen hususlar doğrultusunda yeniden karar verilmek üzere dosyanın Mahkemesine gönderilmesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle kabulüne ilişkin … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
2.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … İdare Mahkemesine gönderilmesine, 19/12/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.