Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2022/3034 E. 2023/729 K. 10.04.2023 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2022/3034 E.  ,  2023/729 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2022/3034
Karar No : 2023/729

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

DAVALI YANINDA MÜDAHİL : … Emlak Otelcilik İnşaat Ticaret Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Antalya ili, Serik ilçesi, …mahallesi, …ada, … parsel sayılı taşınmazı kapsayan alanda Serik Belediye Encümeninin …tarih ve …sayılı kararı ile onaylanan parselasyon işlemine askıda yapılan itirazın kısmen kabulü, kısmen reddi yolunda verilen Serik Belediye Encümeninin …tarih ve …sayılı kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …İdare Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararıyla;
Dosyanın ve yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde düzenlenen bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinden; davacının kök parselinin bulunduğu yerde inşa edilmekte olan otelin yapılmaması için, 10/01/2004 tarihinde noter kanalıyla, parselasyon işlemine karşı dava açıldığına dair ihtarda ve 13/01/2004 tarihinde de adli yargıda, ihtiyati tedbir talebinde bulunulduğu ve ancak açılan davada verilen karara kadar yapıların tamamlanmasının, mahkeme kararının uygulanmasına engel teknik zorunluluk olarak kabul edilmesinin kötüniyetli kullanıma yol açabileceği, keyfi parselasyon işlemleri yapılarak mülkiyet hakkının özüne dokunabileceği, dolayısıyla bu durumun teknik ve hukuki bir zorunluluk nedeni olamayacağı, önceki parselasyon işlemlerinin mahkeme kararlarıyla iptal edilmesine rağmen davalı tarafından, mahkemelerin iptal kararları doğrultusunda yapıldığı öne sürülen uygulamalarda da davacının yerinde korunmadığının anlaşıldığı, bu nedenle dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararıyla;
İmar Kanunu’nun 18. maddesine, “İmar Kanunun 18 İnci Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi İle İlgili Esaslar Hakkında Yönetmeliğin” ilgili hükümlerine ve önceki parselasyon işlemlerine karşı açılan davalarda verilen yargı kararlarına yer verildikten sonra;
Yönetmeliğin 10. maddesi uyarınca, parselasyonda yapılacak dağıtımın kök parsele, aynı yerden veya yakın yerden tahsisin “mümkün mertebe” yapılacağı; olayda, kök parsel üzerinde bulunan yapılar nedeniyle aynı yerden tahsis yapılamadığı, ancak aynı yerden tahsis yapılamıyorsa mümkün mertebe yakından tahsis yapılacağı hükmü kapsamında, davacıya, kök parsel üzerinde oluşturulan parselin sınır komşusu olan parsellerden tahsis yapıldığı; işlemin 1/1000 ölçekli uygulama imar plânına ve mevzuata uygun olduğu sonucuna varılarak, istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararı kaldırılmış ve davanın reddine karar verilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Altıncı Dairesinin 22/12/2021 tarih ve E:2021/634, K:2021/14241 sayılı kararıyla;
Anayasa’nın 138. maddesi, 2577 sayılı Kanun’un 28. maddesi ile imar mevzuatında ilgili hükümlere yer verildikten sonra;
Parselasyonda, kök parsellerin bulunduğu yerde oluşturulan imar adalarına öncelikle kendi altlıklarından tahsis yapılmasının dağıtım ilkelerinin bir gereği olup, şayet uygulama imar planında imar parseli oluşturulması mümkün olmayan alanlarda kalan (örneğin; umumi hizmet veya umumi tesis alanı) taşınmaz malikleri bulunuyorsa, bu hisselerin parselasyon işlemi ile mümkün olduğunca taşınmazların yakınında oluşturulan, eşdeğer nitelikteki imar parsellerinden tahsis edilmesi gerektiği,
Uyuşmazlıkta; davacının kök parselinin isabet ettiği alanda oluşturulan imar parselinin meri 1/1000 ölçekli uygulama imar planında kısmen turizm tesis alanı, kısmen günübirlik tesis alanı olarak planlandığı ve davacıya eski konumuna karşılık gelecek yerden alan tahsisi yapılmasını engelleyecek bir durumun bulunmadığı görüldüğünden, uyuşmazlık konusu parselde ”otel binasının” bulunması nedeniyle bu yerden tahsis yapılmasının mümkün olmadığı gerekçesinin hukuki bir dayanağının bulunmadığı ve önceki yargı kararlarının gerekçeleri göz önünde bulundurulmadan tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle, …Bölge İdare Mahkemesi …İdari Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi ısrar kararının özeti: …Bölge İdare Mahkemesi …İdari Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararıyla; İdare Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın reddi yolundaki ilk kararda ısrar edilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, önceki yargı kararlarının uygulanmasını bertaraf edecek şekilde işlem tesis edildiği, yargı kararlarının yerine getirilmediği, başkaları lehine uygulama yapıldığı ve dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI :Davalı idare ve davalı idare yanında müdahil tarafından, ısrar kararının hukuka ve usule uygun bulunduğu, davacı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen sebeplerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı, istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi ısrar kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Serik Belediye Encümeninin …tarih ve …sayılı kararı ile onaylanan parselasyon ile, davacının maliki olduğu Antalya ili, Serik ilçesi, …mahallesi, …, …ve …sayılı kadastral parsellerin bulunduğu yerde oluşturulan 11.505 m2 büyüklüğündeki …ada, … parsel sayılı taşınmazda, davacıya 1.939 m2 hisse tahsis edilmiştir.
Söz konusu taşınmaz 25/02/1994 tarihinde onaylanan imar planlarında kısmen günübirlik tesis alanı, kısmen turistik tesis alanı kullanımında kalmaktadır.
Daha sonra, taşınmazı kapsayan alanda …tarih ve … sayılı belediye meclisi kararı ile kabul edilen imar planı değişikliklerine dayalı olarak Boğazkent Belediye Encümeninin …tarih ve …sayılı kararı ile parselasyon yapılmış, bu işlemin ve dayanağı imar planlarının iptali istemiyle davacı tarafından açılan davada, …İdare Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararı ile; imar planı değişikliklerinde hukuka aykırılık bulunmadığı, parselasyon işlemi açısından, zeminde 2981 sayılı Kanun’un Ek-1. maddesinin uygulanmasını gerektirir özel parselasyona dayalı bir yapılaşma bulunmadığı halde, 3194 sayılı Kanun hükmü ile 2981 sayılı Kanun’un Ek-1. maddesinin birlikte uygulandığı ve önceki parselin bulunduğu yerde oluşturulan …ada, … sayılı parselden davacıya hisse tahsisinin yapılmasını engeller bir durum bulunmamasına rağmen, başka bir adadan hisse tahsisi yapılmasında ilgili mevzuat hükümlerine uyarlık bulunmadığı gerekçeleriyle, parselasyona ilişkin işlemin iptaline, imar planı değişikliklerine ilişkin kısım yönünden davanın reddine karar verilmiş, bu karar, temyiz incelemesi neticesinde kesinleşmiştir.
Bu sırada; …ada, … parsel sayılı taşınmazın da bulunduğu yerde oluşturulan …ada, … parsel sayılı taşınmazın maliki olan şirket tarafından alınan …tarih ve …sayılı yapı ruhsatı doğrultusunda otel inşaatına başlanmış, bu nedenle davacı tarafından öncelikle adli yargıda inşaatın durdurulması yönünde tedbir talebinde bulunulmuş, 12/01/2004 tarihinde …Tur. Tic. İnş. Koll. Şti.’ne (yapı sahibi … Turizm Paz. ve Tic. A.Ş.) keşide edilen ihtarname ile, parsele ilişkin açılan davadan bahsedilerek, tapu kaydının ve parselasyonun iptali neticesinde taşınmaz üzerinde yapılan yapıların, taşınmazın ayrılmaz bir parçası olacağından, kendisine ait olacağı ve bunun karşılığında herhangi bir tazminat ödemeyeceği belirtilerek inşaatın derhal durdurulması istenilmiş, 14/04/2005 tarihinde Boğazkent Belediye Başkanlığı’na yapılan başvuru ile de yürütmeyi durdurma kararına istinaden otel inşaatının durdurulması, yapı ruhsatının iptal edilmesi ve yapı kullanma izni verilmemesi, 25/04/2005 tarihinde Serik Tapu Müdürlüğüne yapılan başvuru ile de, …İdare Mahkemesinin E:…sayılı dosyasında 12/06/2003 tarihli parselasyon işleminin yürütmesinin durdurulmasına karar verildiği belirtilerek, bu kararın …ada, … sayılı parseli devralacak kişilere hatırlatılması, iyiniyet karinelerinin bertaraf edilmesi talep edilmiştir.
Bu süreçte yapımı tamamlanan otele ilişkin 24/02/2005 tarihli yapı kullanma izin belgesi verilmiştir.
Daha sonra, Boğazkent Belediye Encümeninin …tarih ve …sayılı kararı ile onaylanan parselasyon işlemi neticesinde, davacıya kök parselin olduğu yerden verilmeyerek başka adada hisse tahsisi yapılmış, bu işlemin iptali istemiyle açılan davada ise, …İdare Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararı ile; kök parsellere dönüş yapılarak uygulama yapılması gerekirken buna uyulmadan, önceki parselasyon işlemi neticesinde oluşan imar parselleri üzerinden tahsis yapıldığı ve davacıya öncelikle …ada, … sayılı kadastro parselinin bulunduğu yerde oluşturulacak imar parselinden hisse tahsis etmek suretiyle parselasyon yapılması gerekirken, bu esasa aykırı şekilde tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiş, bu karar da temyiz incelemesi sonucunda kesinleşmiştir.
Bu defa alanda, Serik Belediye Encümeninin …tarih ve …sayılı kararı ile onaylanan parselasyon işleminde, davacıya yine kök parselden hisse tahsis edilmediğinden, bu işlemin iptali istemiyle açılan davada, …İdare Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararı ile; …ada, … sayılı kadastro parselinin bulunduğu yerde oluşturulacak imar parselinden hisse verilmek suretiyle parselasyonun hazırlanması gerekirken, bu esasa aykırı olarak söz konusu imar ada ve parsellerine uzak konumda bulunan yerden davacıya hisse tahsis edilmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle, parselasyonun iptaline karar verilmiş, bu karara karşı yapılan istinaf başvurusu ise, …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi tarafından, parselasyon işlemine askıda yapılan itiraz, idarece kısmen kabul edildiğinden dava konusu işlemin hükümsüz kaldığı ve itirazın kısmen kabulüne dair işleme karşı dava açıldığı gerekçesiyle kabul edilerek, dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, bu karar Danıştay Altıncı Dairesinin E:2020/1941, K:2021/1455 sayılı kararıyla onanmıştır.
Bu süreçte; 27/10/2017-27/11/2017 tarihleri arasında askıya çıkarılan …tarih ve …sayılı parselasyon işlemine, “…ada, … parsel sayılı taşınmazın olduğu yerden yer verilmesi ile yargı kararlarının uygulanması gerektiği” yönünde davacı tarafından askıda itiraz edilmiş ve dava konusu edilen …tarih ve …sayılı karar alınmıştır.
Bunun üzerine temyizen incelenen dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasa’nın 138. maddesinin son fıkrasında, “Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez.” hükmü yer almaktadır.
İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 28. maddesinde, “Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur. Bu süre hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemez.” hükmü yer almaktadır.
3194 sayılı İmar Kanunu’nun 18. maddesinin birinci fıkrasında, imar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakatı aranmaksızın birbirleri ile, yol fazlaları ile, kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve re’sen tescil işlemlerini yaptırmaya belediyelerin yetkili olduğu kurala bağlanmıştır.
İşlem tarihinde yürürlükte olan, İmar Kanununun 18 inci Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlenmesi ile İlgili Esaslar Hakkında Yönetmeliğin, “Düzenleme Sırasında Korunacak Yapılar” başlıklı 8. maddesinde, “İmar veya kadastro parselleri üzerine inşa edilmiş ve düzenleme sırasında, plan ve mevzuata göre muhafazasında mahzur bulunmayan bir yapı bir imar parseli içinde bırakılabilir.” hükmüne, “İmar parsellerinin oluşturulması ve dağıtımındaki esaslar” başlıklı 10. maddesinde, ”İmar parsellerinin oluşturulması ve dağıtımında aşağıdaki esaslar dikkate alınır:
a) Düzenlemeyle oluşacak imar parsellerinin mümkün mertebe aynı yerdeki veya yakınındaki eski parsellere tahsisi sağlanır,
b) Plân ve mevzuata göre korunması mümkün olan yapıların tam ve hissesiz bir imar parseline intibak ettirilmesi sağlanır,
c) Mal sahibine tahsis edilen miktarın bir imar parselinden küçük olması veya diğer teknik ve hukuki nedenlerle müstakil imar parseli verilmemesi halinde, imar parselasyon plânları ve imar durumu belirlenmiş düzenleme alanlarında yapılacak binaların toplam inşaat alanı veya bağımsız bölüm adetleri belirtilen imar adaları veya parselleri, kat mülkiyetine esas olmak üzere hisselendirilebilir.” hükmü yer almaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İmar planlarının uygulama işlemlerinden olan parselasyon işlemleri ile amaçlanan; imar planı, plan raporu ve imar mevzuatına göre imar adasının biçim ve boyutu, yapı düzeni, yapı yaklaşma sınırı ve bahçe mesafeleri, yapı yüksekliği ve derinliği, yerleşme yoğunluğu, taban alanı ve kat alanı katsayısı, arazinin kullanma şekli, mülk sınırları, mevcut yapıların durumu göz önüne alınmak suretiyle, üzerinde yapı yapmaya elverişli imar parseli oluşturmaktır.
İmar parsellerinin oluşturulması ve dağıtımında uyulması gereken esasların düzenlendiği yukarıda yer verilen hükümlerin birlikte değerlendirilmesinden; düzenlemeyle oluşacak imar parsellerinin, mümkün olduğu kadar aynı yerde veya yakınındaki eski kadastral parsellere tahsis edilmesi gerektiği, ancak, bunun teknik ya da hukuki bir nedenle mümkün olmaması halinde, taşınmaz sahibine başka bir yerden de tahsis yapılabileceği, parselasyon işlemi ile hak sahiplerine tahsis edilen yeni parsellerin eski parsele uzaklığı ile ekonomik değerlerinin göz önünde tutulması gerektiği, herhangi bir zorunluluk bulunmadığı halde başka bir adada oluşturulan parsellerden pay verilmesi, bazı parsel sahibi kişiler lehine olacak şekilde imar parselleri oluşturulması ve dağıtılması hallerinin, mevzuata aykırı olacağı anlaşılmaktadır.
Buna göre; düzenlemeye dahil edilen parsel maliklerine, parsel oluşturma ve dağıtım sırasında, kök parselin olduğu yerde oluşturulan imar parseli verilmesini önleyen nedenler, taşınmazın imar planında düzenleme ortaklık payı ile oluşturulması gereken umumi hizmet alanlarına isabet etmesi (hukuki zorunluluk), bağımsız imar parseli olabilecek büyüklükte olmaması (fiili zorunluluk), imar planında konut alanında kalmasına rağmen taşınmazın bulunduğu alanın askeri güvenlik bölgesi, korunması gerekli taşınmaz ve kültür varlığı koruma alanı vb. nedenlerle imar parseli oluşturulamayacak sahaya isabet etmesi (hukuki ve fiili zorunluluk), yine imar planında taşınmaz konut alanında kalmakla birlikte, aynı parsele tahsis edilebilecek birden çok kadastral parselin ya da hak sahibinin bulunması (teknik zorunluluk) gibi şekillerde ortaya çıkabilmektedir.
Dosyanın incelenmesinden; davacının hissedarı olduğu kök parsel olan …ada, 1 parsel sayılı taşınmazı kapsayan alanda 2003 yılında onaylanan parselasyon işlemi ile, anılan parselin bulunduğu yerde oluşturulan …ada, … sayılı imar parselinin, alana uzak yapı adalarındaki hisselerin de buraya taşınılarak Kilit Turizm Ticaret Kollektif Şirketine müstakil olarak verildiği, parselasyon işleminin iptali istemiyle açılan davada ise, davacıya, kök parselin bulunduğu yerden hisse tahsis edilmesine engel bir durum bulunmadığı halde yer verilmediği gerekçesiyle, düzenlemenin iptaline karar verilmiştir.
Her ne kadar; 2003 yılında onaylanan parselasyon işlemine karşı açılan dava devam ederken, …ada, … sayılı taşınmaza ilişkin yapı ruhsatı düzenlendiği ve yargı yerince verilen yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararın davalı idareye tebliğinden önce, inşaatı tamamlanan otele yönelik yapı kullanma izin belgesi verilmiş ise de, uyuşmazlıkta vurgulanması gereken husus, 2003 yılında onaylanan parselasyon işleminin tesis edildiği sırada kök parselin olduğu yerde, plan ve mevzuata göre muhafazasında mahzur bulunmayan bir yapı bulunmayıp, parselin boş halde olduğudur.
Bu nedenle, anılan parselasyon işlemine ilişkin yargı yerince verilen iptal kararının gerekçesi doğrultusunda işlem tesis edilmesi zorunluluktur.
Kaldı ki, alanda daha sonra onaylanan (2005 ve 2017 yıllarında) parselasyon işlemlerinde de, yargı kararları uygulanmayarak, davacıya …ada, … parsel sayılı taşınmazın olduğu yerden yer verilmediği görülmektedir.
Öte yandan, 2003 yılında onaylanan parselasyon işlemine yönelik yargılama devam ederken inşasına başlanan yapı açısından, daha sonra farklı mağduriyetlerin yaşanmamasını teminen, inşaatın durdurularak yargı kararının beklenmesi gerektiği yönünde davacı tarafından ilgili kişi ve kurumlara başvurular yapıldığı da dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Yukarıda yer verilen açıklamalar çerçevesinde, 2017 yılında onaylanan parselasyon işlemine askıda yapılan itirazların değerlendirildiği dava konusu edilen 31/05/2018 tarihli belediye encümeni kararı irdelendiğinde; kadastral …ada, … parselin olduğu yapı adasında ve bu parsele bitişik vaziyette oluşturulan …ada, … ve … sayılı imar parsellerden davacıya yer verildiği görülse de, ısrar kararında vurgulananın aksine, yargı kararlarının yine uygulanmadığı, zira 2017 yılında onaylanan parselasyon işlemi ile kök parseli kapsayan şekilde oluşturulan iki adet imar parselinin bulunduğu yerde oluşturulmayan, bir diğer deyişle, kök parseli kapsamayacak şekilde oluşturulan imar parsellerinde yapılan tahsiste, imar mevzuatına, kamu yararına ve önceki yargı kararlarına uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Bu itibarla, dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi gerekirken, aksi yönde verilen temyize konu Bölge İdare Mahkemesi ısrar kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2.Dava konusu işlemin iptaline ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik yapılan istinaf başvurusunun yukarıda özetlenen gerekçeyle kabulü, kararın kaldırılması ve davanın reddi yolundaki …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı ısrar kararının BOZULMASINA,
3.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesine,
4.Kesin olarak, 10/04/2023 tarihinde, oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY
X- Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden; …Bölge İdare Mahkemesi …İdari Dava Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, davacının temyiz isteminin reddi ile temyize konu ısrar kararının onanması gerektiği oyuyla, karara katılmıyorum.