Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2022/2947 E. 2022/3956 K. 22.12.2022 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2022/2947 E.  ,  2022/3956 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2022/2947
Karar No : 2022/3956

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … vasisi …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurulu
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Beşinci Dairesinin 08/02/2022 tarih ve E:2017/4327, K:2022/325 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname’nin 3/1. maddesi uyarınca FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle davacının meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun … tarih ve … sayılı kararı ile bu karar karşı yapılan yeniden inceleme talebinin reddine ilişkin aynı Kurulun … tarih ve … sayılı kararının iptali ve bu kararlar nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının başvuru tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsili ile özlük haklarının iadesine karar verilmesi istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 08/02/2022 tarih ve E:2017/4327, K:2022/325 sayılı kararıyla;
Davalı idarenin usule ilişkin itirazları yerinde görülmemiş,
“Maddi Olay ve Hukuki Süreç” ile “İlgili Mevzuat”a yer verilmiş; “Yargılamada İzlenen Usul ve Süreç”, “FETÖ’ye İlişkin Tespit ve Değerlendirmeler”, “Demokratik Anayasal Düzene Sadakat Yükümlülüğü”, “Dava Konusu Edilen Kararların Hukuki Niteliği” başlıkları altında genel; “Kişiselleştirme ve Delillerin Değerlendirilmesi” başlığı altında hem genel hem de davacıya özel değerlendirmelerde bulunularak,
Davacı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Davacının, ceza yargılaması sonucunda … Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üyelik suçundan 9 yıl 4 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği; anılan karara karşı yapılan istinaf başvurusu üzerine … Bölge Adliye Mahkemesi … Ceza Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, anılan kararın Yargıtay … Ceza Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla onandığı ve davacı hakkında verilmiş olan mahkumiyet kararının 24/02/2021 tarihinde kesinleştiği,
ByLock delili yönünden, davacı hakkında düzenlenen “ByLock Tespit ve Değerlendirme Tutanağı” ile “Excell Tablosu”nun ve Ağır Ceza Mahkemesince yapılan tespitlerin birlikte değerlendirilmesi sonucunda; davacının “…” ID numarasıyla ve bir kullanıcı adı ve şifre almak suretiyle bu ağa dâhil olduğu, ayrıca davacı tarafından … GSM numarasından, … ve … IMEI numaralı cihazlarla ByLock uygulamasının yüklendiğinin anlaşıldığı,
Davacı hakkındaki tanık beyanları yönünden, davacının örgütün içinde yer aldığına, 2014 yılı HSK seçimlerinde örgütün sözde ”bağımsız” adayı olduğuna ve diğer hususlara yönelik ifadelerin değerlendirilmesi sonucunda, davacının FETÖ ile süregelen bir ilişki içerisinde olduğu sonucuna varıldığı,
Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile kararda yer verilen açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının, FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu ve bu nedenle demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, dava konusu kararlarla özel hayatına saygı hakkına yapılan müdahalenin AİHS ve Anayasa anlamında durumun gerektirdiği ölçüde bir tedbir niteliğinde olduğu anlaşıldığından dava konusu kararlarda hukuka aykırılık görülmediği,
Dava konusu kararlarda hukuka aykırılık görülmediğinden davacının bu kararlar nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsili ve özlük haklarının iadesi isteminin de reddi gerektiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, bir kamu görevlisinin savunma hakkı tanınmadan ve süresiz olarak kamu görevinden çıkarılamayacağı, 667 sayılı KHK m.3 dayanak gösterilerek meslekten çıkarıldığı; disiplin soruşturması yapılmadan doğrudan Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulu tarafından ilgili Olağanüstü Hal KHK’sına atıf yapılarak sonuçları son derece ağır olan meslekten çıkarılma cezası verildiği, böylece hem uluslararası sözleşmelerle ve Anayasa ile güvence altına alınmış olan masumiyet karinesinin ihlal edildiği, hem savunma hakkının engellendiği, hem de itiraz hakkının kısıtlandığı; her yönüyle kararın adil yargılanma hakkına aykırı olduğu; hakkında yürütülen adli soruşturmanın tek gerekçesi olarak HSYK tarafından yürütülen idari soruşturmanın gösterildiği ancak açığa alma kararına dayanak delil olup olmadığı, varsa bu delillerin neler olduğunun tarafına bildirilmediği; meslekten çıkarılma cezası gibi sonuçları son derece ağır bir yaptırım ile karşı karşıya bırakıldığı ancak soruşturma kapsamında kendisine yöneltilen suçlamanın niteliği ve sebebinden haberdar edilmediği gibi savunma hazırlamak için gerekli süre de verilmeden karara hükmedildiği; herhangi bir örgütle bağlantı içinde bulunduğunu kanıtlayacak nitelikte somut bir delil bulunmadığı; dava konusu uyuşmazlıkta, görevli mahkemenin kuruluşunun doğal hakimlik ilkesine aykırı olduğu, dava aşamasında adil yargılanma hakkının ihlal edildiği; ByLock delilinin 5271 Sayılı CMK’da tanımlanan herhangi bir usule göre elde edilmediği ve hükme esas teşkil edemeyecek usulsüz delil olduğu; yargı sistemine daha fazla katkı sağlamak adına HSK seçimlerine aday olarak katıldığı, hiç bir grup, cemaat, örgütün yönlendirmesi olmadığı; hakkındaki mahkumiyet kararında esas alınan tanık beyanlarının haklarında soruşturma yürütülen ve aynı eylem ve oluşuma üyelik ile suçlanan şüpheli/sanık beyanları olduğu; bu kişilerin etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak adına kendisi hakkında beyanda bulundukları; ifadesinin alınmadığı, hakkındaki ceza soruşturmasının dahi sonucunun beklenmediği, masumiyet karinesi ihlal edildiği; yasal usuli güvencelerin elinden alındığı; anayasal teminatların yok sayıldığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin temyize konu 08/02/2022 tarih ve E:2017/4327, K:2022/325 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Adli yardım kararından dolayı ertelenmiş olan temyiz aşamasına ilişkin yargılama
giderlerinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin 1. fıkrası uyarınca davacıdan tahsili için Dairesince müzekkere yazılmasına,
4. Kesin olarak, 22/12/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.