Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2022/2869 E. 2022/3855 K. 21.12.2022 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2022/2869 E.  ,  2022/3855 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2022/2869
Karar No : 2022/3855

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onuncu Dairesinin 20/12/2021 tarih ve E:2020/2311, K:2021/6526 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 02/06/2018 tarih ve 30439 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 45. maddesinin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onuncu Dairesinin 20/12/2021 tarih ve E:2020/2311, K:2021/6526 sayılı kararıyla;
6325 sayılı Kanun’un 20, 28 ve 36. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde; arabulucular siciline kaydedilebilmek için arabuluculuk eğitimini tamamlamak ve Bakanlıkça yapılan yazılı sınavda başarılı olmak gerektiği, yapılacak olan yazılı sınavın ilke ve kurallarının belirlenmesi ve Kanun’un uygulanmasını gösteren diğer hususların Bakanlık tarafından çıkarılacak Yönetmelik ile düzenleneceği; bu haliyle yazılı sınavın ilke ve kurallarına ilişkin bulunan dava konusu Yönetmelik ile yapılan düzenlemelerin, anılan Kanun’un verdiği yetki kapsamında kaldığının anlaşıldığı,
Buna göre, anılan yetkiye istinaden davalı idarenin, yapılacak sınavda başarı şartını objektif bir şekilde belirleyerek yeterlilik sınavı esasına göre asgari puan kriteri (70 puan) yanında, ihtiyaç duyulan sayıda arabulucunun sisteme giriş yapmasını teminen kontenjan (sınav ilanında belirtilen arabulucu ihtiyaç sayısı kadar aday) kriteri getirmesinde ve adaylar içinde en başarılı olanların yarışma sınavı esasına göre tespit edilmesi amacıyla puan sıralaması öngörmesinde, Kanun’a, hizmet gereklerine ve kamu yararına aykırılık bulunmadığı,
Diğer taraftan, arabulucu ihtiyaç sayısını belirlemede idarenin takdir yetkisine sahip olduğu, söz konusu yetkinin ise sınırsız olamayacağı açık ise de; davalı Bakanlıkça dava konusu sınav ilanında duyurulan sayının (5.000 kişi) halihazırda görev yapan arabulucu sayısı, arabuluculuk başvuruları, sisteme dahil edilmesi beklenen dosya sayısı, arabulucu başına düşen tahmini dosya miktarı ve diğer sayısal verilerden oluşan ölçütler dikkate alınarak belirlendiği, ayrıca idarenin arabulucu ihtiyacını karşılamak amacıyla belirlediği kontenjanın tamamını tek seferde yapılacak sınavla tüketme yükümlülüğü olduğundan da söz edilemeyeceği anlaşıldığından, idarenin takdir yetkisini hukuksal çerçeve içinde kamu yararı ve hizmet gereklerini gözeterek kullandığı sonucuna varıldığı,
Ayrıca, 6325 sayılı Kanun’un 32. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinde, bu Kanun’a göre çıkarılması gereken yönetmelik taslaklarına gerekirse değişiklik yaparak son şeklini vermenin Arabuluculuk Kurulunun görevleri arasında sayıldığı ve bu hükme uygun olarak dava konusu Yönetmelik yayımlanmadan önce adı geçen Kuruldan olumlu görüş alındığı anlaşıldığından, davaya konu kontenjan (ihtiyaç sayısı) kuralının Arabuluculuk Kurulunun da onayından geçtiğinin görüldüğü,
Bu kapsamda yapılan değerlendirmede; davaya konu Yönetmelik maddesinde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmış olmakla birlikte, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’in 2. maddesi ile de dava konusu Yönetmelik’in 45. maddesinin tamamının değiştirildiğinin görüldüğü,
Bu haliyle, anılan Yönetmelik’in dava konusu 45. maddesi yönünden konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine hukuki olanak bulunmadığı,
Bununla birlikte; Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü Arabuluculuk Daire Başkanlığının resmi internet sitesinde 08/11/2021 tarihinde yapılan duyuruda; 24/11/2019 tarihinde yapılan arabuluculuk sınavında yer alan soruların bir kısmının hatalı olduğu iddiasıyla açılan davada, …İdare Mahkemesince 3 sorunun iptal edilmesi üzerine Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi tarafından, Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 46. maddesinin 5. fıkrası uyarınca sınav sonuçları tekrar değerlendirilerek yeni bir başarı listesi oluşturulduğu, yeni oluşturulan listeye göre, en yüksek puan alan adaydan başlamak üzere ilanda belirtilen ihtiyaç sayısı kadar adayın (5.000 arabulucu) başarılı sayıldığı, ayrıca 5.000. adayın puanının 92,78 puan olması nedeniyle aynı puanı alan adayların da başarılı sayıldığı hususlarına yer verildiği dikkate alındığında; davacının oluşan bu yeni duruma göre başarı durumunun yeniden değerlendirilmesi gerektiğinin de açık olduğu gerekçesiyle,
Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 45. maddesinin iptali istemi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, netice itibarıyla davaya konu düzenleme yürürlükte olduğu tarihte hukuka uygun olduğundan, toplam 530,55 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 4.500,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, yönetmeliklerin kanunlara aykırı olamayacağı, kanunda aranmayan bir şartın, yönetmelikle kabul edilmesi ve başvuru şartlarının ağırlaştırılmasının mümkün olmadığı, arabuluculuk sınavının amacının bir yeterliliği tespit etmekten ibaret olduğu, uygulanan ihtiyaç kriterinin kamu yararını gözetmediği ve objektif bir kritere dayanmadığı, Dairenin dava konusu maddenin hukuka aykırı olmadığı yönündeki kabulünün hatalı olduğu, dava devam ederken tamamen değiştirilmesiyle zımmi olarak aslında maddenin hukuka uygun olmadığının kabul edildiği, bu bakımdan davanın açılmasına neden olan idare lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin de hatalı olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Onuncu Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Üye …’ın, davacı tarafından 07/01/2020 tarihli dilekçe ile açılan dava kapsamında … İdare Mahkemesinin 2577 sayılı Kanun’un 3. maddesi uyarınca dilekçenin reddine yönelik … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı üzerine yenilenen dava olarak kabul edilmesi mümkün olmayan temyizen incelenen davanın, farklı ve yeni bir dava olarak kabul edilmesi gerektiği, bu çerçevede, 02/08/2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan dava konusu Yönetmelik’e karşı açılan davanın 2577 sayılı Kanun’un 7. maddesinin 4. fıkrası uyarınca uygulama işlemi mahiyetinde bulunan 09/12/2019 tarihli sınav sonuç ilanından itibaren hesaplanan 60 gün içinde açılması gerekirken, bu sürenin son günü olan 07/02/2020 tarihi geçirilerek, 27/02/2020 tarihinde açıldığı anlaşıldığından, davanın süre aşımı nedeniyle esasının incelenmesine hukuki olanak bulunmadığı yönündeki oyuna karşılık, UYAP kayıtlarından, Ankara 18. İdare Mahkemesinin dilekçenin reddine yönelik kararı kapsamında otuz günlük yasal süre içerisinde verilen dilekçe ile açıldığı anlaşılan temyizen incelenen davanın yenilenen dava olarak kabul edilmesi gerektiği, dolayısıyla davanın süresinde açıldığına oyçokluğu ile karar verilerek, işin esasına geçildi:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Yukarıda özetlenen gerekçeyle karar verilmesine yer olmadığına ilişkin Danıştay Onuncu Dairesinin temyize konu 20/12/2021 tarih ve E:2020/2311, K:2021/6526 sayılı kararının ONANMASINA,
3.Kesin olarak, 21/12/2022 tarihinde usulde oyçokluğu, esasta oybirliğiyle karar verildi.