Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2022/2646 E. 2022/3914 K. 22.12.2022 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2022/2646 E.  ,  2022/3914 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2022/2646
Karar No : 2022/3914

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı / ANKARA
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Beşinci Dairesinin 25/10/2021 tarih ve E:2017/6858, K:2021/3229 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname’nin, 668 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 4(8)b maddesi ile değişik 3/1. maddesi uyarınca FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle davacının meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin, aynı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca oluşturulan Komisyonun … tarih ve … sayılı kararının iptali ve yoksun kaldığı özlük haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 25/10/2021 tarih ve E:2017/6858, K:2021/3229 sayılı kararıyla;
Davalı idarenin usule ilişkin itirazları yerinde görülmeyerek işin esasına geçilmiş,
“Maddi Olay ve Hukuki Süreç” ile “İlgili Mevzuat”a yer verilmiş; “Yargılamada İzlenen Usul ve Süreç”, “667 sayılı KHK Uyarınca Oluşturulan Komisyonun Bağımsızlığı ve Tarafsızlığı”, “FETÖ’nün Askeri Yargı Yapılanmasına İlişkin Tespit ve Değerlendirmeler”, “Demokratik Anayasal Düzene Sadakat Yükümlülüğü”, “Dava Konusu Edilen Kararın Hukuki Niteliği” başlıkları altında genel; “Kişiselleştirme ve Delillerin Değerlendirilmesi” başlığı altında hem genel hem de davacıya özel değerlendirmelerde bulunularak,
Davacı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Davacının, ceza yargılaması sonucunda … Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üyelik suçundan 8 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, Dairelerinin karar verdiği tarih itibarıyla UYAP ortamında yapılan inceleme sonucunda anılan mahkumiyet kararının kesinleşmediğinin görüldüğü,
ByLock delili yönünden, davacı hakkında düzenlenen “ByLock Araştırma Tutanağı” ile “ByLock CBS Sorgu Sonucu”nun incelenmesinden, davacı tarafından … GSM numarasından, … IMEI numaralı cihazla ByLock uygulamasının yüklendiğinin ve bu ağa dahil olunduğunun anlaşıldığı,
Davacı hakkındaki tanık beyanları yönünden, ifadelerin değerlendirilmesi sonucunda, davacının FETÖ ile irtibat ve iltisak içerisinde olduğu sonucuna varıldığı,
Sıkıyönetim mahkemesi görevlendirmeleri yönünden, davacının Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı ve Van Sıkıyönetim Askeri Savcılığında askeri savcı olarak görevlendirilmiş olmasının, örgüt ile olan iltisakı ve irtibatını ortaya koyduğunun değerlendirildiği belirtilerek,
Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile kararda yer verilen açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının, FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu ve bu nedenle demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, dava konusu kararla özel hayatına saygı hakkına yapılan müdahalenin AİHS ve Anayasa anlamında durumun gerektirdiği ölçüde bir tedbir niteliğinde olduğu anlaşıldığından, dava konusu kararda hukuka aykırılık görülmediği,
Dava konusu kararda hukuka aykırılık görülmediğinden, davacının bu karar nedeniyle yoksun kaldığı özlük haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesine yönelik isteminin de reddi gerektiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, dava konusu kararın tesis edildiği tarihten sonra ortaya konulan delillere dayanılarak karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu, hakkında verilen kesinleşmemiş mahkumiyet kararının hükme esas alınmasının adil yargılanma ilkesiyle uyumlu olmadığı, tanık beyanlarının idari yargılamada delil olarak kullanılamayacağı, aleyhindeki tanık beyanlarının gerçeği yansıtmadığı, sıkıyönetim görevlendirme listesinde adının yazılmış olmasının bilgisi, rızası ve onayı dışında gerçekleştiği, sıkıyönetim direktifinin ekinde yer alan listenin sözlü veya yazılı olarak tarafına tebliğ edilmediği, dolayısıyla adının sıkıyönetim görevlendirme listesinde yer almasının örgüt üyeliğinin delili olarak kabul edilemeyeceği, ayrıca bu görevlendirme doğrultusunda herhangi bir işlem veya eyleminin de olmadığı, Yargıtay içtihatlarına aykırı olarak ayrıntılı “ByLock Tespit ve Değerlendirme Tutanağı” olmadan sadece CGNAT kayıtları esas alınarak davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu, öte yandan ByLock uygulamasına ilişkin verilerin hukuka aykırı yöntemlerle elde edilmesi nedeniyle delil olarak kullanılamayacağı, aleyhindeki tanık beyanlarının suçtan kurtulmaya yönelik iftira niteliğinde beyanlar olduğu, olağanüstü hal döneminde, olağanüstü halin gerektirdiği ölçüde, olağanüstü hale neden olan konularla ve olağanüstü hal süresiyle sınırlı geçici tedbirler alınabileceğinden, olağanüstü halin sona ermesi ile birlikte mesleğinden çıkarılmasına ilişkin işlemin dayanağının kalmadığı, dava konusu işlemi tesis eden Askeri Hakimler Komisyonunun tarafsız ve bağımsız olmadığı, kamu görevinden çıkarılmasının ölçülülük ilkesine aykırı olduğu, dava konusu kararla; masumiyet karinesinin, özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının, ayrımcılık yasağının, suç ve cezaların kanuniliği ve geriye yürümezliği ilkelerinin, eğitim ve mülkiyet hakkının ihlal edildiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Diğer yandan, UYAP ortamından yapılan inceleme sonucunda, davacının silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 8 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin … Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun, … Bölge Adliye Mahkemesi … Ceza Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla düzeltilerek esastan reddedildiği, bu karara karşı yapılan temyiz başvurusunun, Yargıtay … Ceza Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla reddedildiği ve mahkumiyet kararının onanarak kesinleştiği anlaşılmaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin temyize konu 25/10/2021 tarih ve E:2017/6858, K:2021/3229 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Adli yardım kararından dolayı ertelenmiş olan temyiz aşamasına ilişkin yargılama giderinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin 1. fıkrası uyarınca davacıdan tahsili için Dairesince müzekkere yazılmasına,
4. Kesin olarak, 22/12/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.