Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2022/2501 E. 2022/4073 K. 29.12.2022 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2022/2501 E.  ,  2022/4073 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2022/2501
Karar No : 2022/4073

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU :Danıştay Altıncı Dairesinin 07/04/2022 tarih ve E:2022/2095, K:2022/4418 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: İzmir ili, Aliağa ilçesi, … Mahallesi, … parsel sayılı taşınmazı kapsayan alanda (Mülga) Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca 16/11/2015 tarihinde onaylanan 1/100.000 ölçekli İzmir-Manisa Çevre Düzeni Planının (… paftasının) iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Altıncı Dairesinin 07/04/2022 tarih ve E:2022/2095, K:2022/4418 sayılı kararıyla;
2577 sayılı Kanun’un 7. ve 11. maddelerine yer verildikten sonra, 16/11/2015 tarihinde onaylanıp 01/12/2015-30/12/2015 tarihleri arasında askıya çıkarılan 1/100.000 ölçekli İzmir-Manisa Çevre Düzeni Planına karşı, son askı tarihinden itibaren 60 gün içinde dava açılması gerekirken, bu süreler geçirilerek, anılan çevre düzeni planının uygulama işlemi niteliğinde olmayan Aliağa Belediye Meclisinin 09/07/2020 tarihli, İzmir Büyükşehir Belediye Meclisinin 12/02/2021 tarihli kararları onanan 1/1000 ölçekli revizyon ve ilave uygulama imar planına askı süresi içerisinde yapılan itirazın reddi üzerine, İdare Mahkemesi kayıtlarına 08/11/2021 tarihinde giren dilekçe ile açılan davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, dava konusu edilen 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planına karşı, bu işlemin uygulama işlemi niteliğindeki alt ölçekli imar planları ile birlikte süresinde dava açıldığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … ‘IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Daire kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 17. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacının duruşma istemi yerinde görülmeyerek ve dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
16/11/2015 tarihinde onaylanan 1/100.000 ölçekli İzmir-Manisa Planlama Bölgesi Çevre Düzeni Planı’nda davacının taşınmazı, kısmen sanayi kısmen depolama alanı olarak belirlenmiştir.
İzmir ili, Aliağa ilçesi, … Mahallesi, … parsel sayılı taşınmazı kapsayan alanda, İzmir Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararı ile 1/25.000 ölçekli İzmir Büyükşehir Bütünü Çevre Düzeni Planı, … tarih ve … sayılı kararı ile de (… tarih ve … sayılı karar ile değişiklik yapılan) 1/5000 ölçekli revizyon ve ilave nazım imar planı onaylanmıştır.
Bu doğrultuda, Aliağa Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararı ile kabul edilip, İzmir Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararı ile onaylanan İzmir ili, … Mahallesi, 1/1000 ölçekli İlave ve Revizyon Uygulama İmar Planı’nda taşınmaz, kısmen E:0.60, Yençok:12.50 m yapılaşma koşulunda kapalı spor salonu, kısmen 7 metrelik yol, kısmen pasif yeşil alan, kısmen dere ve dere servis yolu olarak planlanmıştır.
1/1000 ölçekli uygulama imar planı 14/06/2021-14/07/2021 tarihleri arasında askıya çıkarılmış ve askı süresi içinde 13/07/2021 tarihinde davacı tarafından itiraz edilmiş, bu itiraz Aliağa Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararı ile reddedilmiştir.
Bunun üzerine, 1/100.000 ölçekli ve 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planları ile 1/5000 ölçekli nazım ve bu planda başka parsellere yönelik yapılan değişikliğin ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planının iptali istemiyle, 08/11/2021 tarihinde açılan davada, … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararı ile dava dilekçesinin reddine karar verilmiştir.

İLGİLİ MEVZUAT :
2577 sayılı Kanunun “Dava açma süresi” başlıklı 7. maddesinin dördüncü fıkrasında, “İlanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresi, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlar. Ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililer, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilirler. Düzenleyici işlemin iptal edilmemiş olması bu düzenlemeye dayalı işlemin iptaline engel olmaz.” hükmüne, aynı Kanun’un, “Üst makamlara başvurma” başlıklı 11. maddesinde, “İlgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebilir. Bu başvurma, işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durdurur.” hükmüne yer verilmiştir.
3194 sayılı İmar Kanunu’nun “Tanımlar” başlıklı 5. maddesinin birinci fıkrasında ise, “Nazım İmar Planı; varsa bölge planlarının mekâna ilişkin genel ilkelerine ve varsa çevre düzeni planlarına uygun olarak halihazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklüklerini, nüfus yoğunlukları ve eşiklerini, ulaşım sistemlerini göstermek ve uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen, plan hükümleri ve raporuyla beraber bütün olan plandır.” kuralı yer almıştır.
Aynı Kanun’un, “Planların hazırlanması ve yürürlüğe konulması” başlıklı 8. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi ise, “İmar Planları; Nazım İmar Planı ve Uygulama İmar Planından meydana gelir. Mevcut ise bölge planı ve çevre düzeni plan kararlarına uygunluğu sağlanarak, belediye sınırları içinde kalan yerlerin nazım ve uygulama imar planları ilgili belediyelerce yapılır veya yaptırılır. Belediye meclisince onaylanarak yürürlüğe girer. Bu planlar onay tarihinden itibaren belediye başkanlığınca tespit edilen ilan yerlerinde ve ilgili idarelerin internet sayfalarında bir ay süreyle eş zamanlı olarak ilan edilir. Bir aylık ilan süresi içinde planlara itiraz edilebilir. Belediye başkanlığınca belediye meclisine gönderilen itirazlar ve planları belediye meclisi onbeş gün içinde inceleyerek kesin karara bağlar.” hükmünü içermektedir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Çevre düzeni planları, ülke ve bölge plan kararlarına uygun olarak konut, sanayi, tarım, turizm, ulaşım gibi yerleşim ve arazi kullanım kararlarını belirleyen planlar olup; yargısal içtihatlarda, ilanı gereken genel düzenleyici işlem olarak kabul edilmektedirler.
İmar planları, 2577 sayılı Kanun’un 7. maddesinin dördüncü fıkrasında belirtilen “ilanı gereken düzenleyici işlemlerden” olup, aynı madde kuralı gereğince, bu nitelikteki işlemlere karşı dava açma süresi, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlamaktadır.
3194 sayılı İmar Kanunu’nun 8. maddesi ile Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği’nin 33. maddesi gereği, imar planları otuz gün süreyle askıda tutularak duyurulmakta ve bu süre içerisinde imar planlarına yapılan itiraz başvuruları hakkında bir karar verilmek üzere, askı süresinin bitiminden sonra ilgili karar merciine gönderilmektedir.
Bu nedenle, imar planlarına karşı askı süresi içerisinde yapılan itirazların, askı süresi dolduktan sonra, bu itirazlara yönelik idari işlem tesis edilmesi için yetkili makama gönderildiği hususu ile 2577 sayılı Kanun’un 7. maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca, dava açma süresinin başlangıcında, askıda yapılan itiraz tarihi yerine, itirazlar hakkında değerlendirme yapılacak sürecin başladığı askıdan inmeyi takip eden tarihin esas alınması gerekmektedir.
Dolayısıyla, 3194 sayılı Kanun’un 8. maddesi ve 2577 sayılı Kanun’un 7. maddesi ile üst makamlara başvurmayı düzenleyen 11. maddesinin (imar planlarının onaylandığı, askıya çıktığı ve askıda itirazın yapıldığı tarihte yürürlükte olan haliyle) birlikte değerlendirilmesinden; imar planlarına karşı, bir aylık askı süresi içerisinde 3194 sayılı Kanunun 8. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında başvuruda bulunulması ve bu başvuruya, idari dava açma süresinin başlangıç tarihi olan askıdan indiği tarihi takip eden günden itibaren altmış gün içinde cevap verilmeyerek isteğin reddedilmiş sayılması halinde, bu tarihi takip eden altmış günlük dava açma süresi içinde veya askıdan indiği tarihi izleyen altmış gün içinde cevap verilmek suretiyle isteğin reddedilmesi halinde bu cevap tarihinden itibaren altmış günlük dava açma süresi içinde idari dava açılabileceği; imar planlarına askı süresi içinde bir itirazda bulunulmamış ise, davanın, 2577 sayılı Kanun’un 7. maddesi uyarınca imar planının askıdan indiği tarihi izleyen günden itibaren altmış gün içinde açılması gerektiği, ancak bu süreler içerisinde dava açılmamış olması halinde imar planının uygulanmaya konulması ile birlikte uygulama işlemi üzerine işlem ile birlikte imar planına veya doğrudan işlemin dayanağı olan imar planına karşı yeniden dava açma hakkının bulunduğu ve bu aşamada dava açma süresinin uygulama işleminin süresine tâbi olduğu hususlarında tartışma bulunmamaktadır.
Yargısal içtihatlarda, imar planları, ilanı gereken genel düzenleyici işlem olarak kabul edilmiş olduğundan, uygulama işlemi olduğu öne sürülerek işlemin dayanağı imar planının iptalinin istenilmesi halinde planların uygulama işlemlerinin kapsamının ve buna göre de dava açma sürelerinin belirlenmesi gerekmektedir.
Çevre düzeni planları, ülke ve bölge plan kararlarına uygun olarak konut, sanayi, tarım, turizm, ulaşım gibi yerleşme ve arazi kullanılması kararlarını belirleyen planlar olup; bu planlar ile belirlenen ana kararların alt ölçekli imar planları olmaksızın uygulamaya geçirilmesi mümkün değildir.
Planlama sürecinde de, nazım imar planının öncelikle yapılarak çevre düzeni planı ile uyumlu hazırlanmak suretiyle arazinin genel kullanış biçimi, nüfus yoğunluğu, yapı yoğunluğu, ulaşım gibi konular belirlenecektir.
İmar planları arasındaki bu hiyerarşik ilişki, diğer düzenleyici işlemlerden farklı olup; alt ölçekli planların, üst ölçekli planların uygulanması amacıyla tesis edildiği açıktır.
Bu hususlar dikkate alındığında; alt ölçekli plan (düzenleyici işlem olmakla birlikte), üst ölçekli planın uygulama işlemi niteliğinde olduğundan, nazım imar planı yapıldıktan sonra bu plan ile birlikte üst ölçekli planın da iptali istemiyle dava açılabileceği sonucuna varılmaktadır.
Aksi halde, alt ölçekli imar planlarının çevre düzeni planına uygun tesis edilmiş olması durumunda, uygulama programlarını doğrudan etkilemesine karşın, bu planların iptali için açılan davalarda işin esasının incelenmesi suretiyle yargısal denetim yapılamayacaktır.
Dosyanın incelenmesinden, dava konusu 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planının uygulama işlemi niteliğindeki, İzmir ili, … Mahallesi 1/1000 ölçekli İlave ve Revizyon Uygulama İmar Planı, 14/06/2021-14/07/2021 tarihleri arasında askıya çıkarılmış, imar planına davacı tarafından askı süresi içerisinde itirazda bulunulmuş, bu itiraz, Aliağa Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararı ile reddedilmiştir.
Bunun üzerine; itirazın reddine dair belediye meclisi kararının tebliğinden itibaren, anılan imar planın yanı sıra dayanağı 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planına karşı da, yasal dava açma süresi içinde 08/11/2021 tarihinde dava açıldığı anlaşıldığından, 1/100.000 ölçekli imar planının iptali istemiyle açılan bu davada süre aşımı bulunmamaktadır.
Bu durumda, 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planına yönelik olarak, uyuşmazlığın esası hakkında yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle süre aşımı yönünden reddine ilişkin Danıştay Altıncı Dairesinin temyize konu 07/04/2022 tarih ve E:2022/2095, K:2022/4418 sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Kullanılmayan …-TL yürütmeyi durdurma harcının davacıya iadesine,
4.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Danıştay Altıncı Dairesine gönderilmesine,
5. Kesin olarak, 29/12/2022 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY
X- Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden; Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın usul ve hukuka aykırı bulunmadığı, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, temyiz isteminin reddi ile temyize konu kararın onanması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.