Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2022/2498 E. 2023/163 K. 06.02.2023 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2022/2498 E.  ,  2023/163 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2022/2498
Karar No : 2023/163

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Tic. ve San. A. Ş.
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Sekizinci Dairesinin 29/03/2022 tarih ve E:2019/4506, K:2022/2143 sayılı kararının davanın reddine ilişkin kısmının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğünün internet sitesinde yayımlanan “Ruhsat Sahiplerinin Dikkatine” başlıklı ve 19/04/2019 tarihli; “7164 sayılı Kanunla Değişik 3213 sayılı Maden Kanununun 14. maddesinin 13. fıkrasında devlet hakkı beyanları Yeminli Mali Müşavir tasdikine tabi olan ruhsatlar için;
-2018 yılı İşletme Faaliyet Raporunun Devlet haklarına ait olan kısmı, yeminli mali müşavir tasdikine tabi tutularak İşletme Faaliyet Raporu ekinde beyan edilecektir.
-2018 yılında üretim yapılmayan ruhsatlar için ödenecek Devlet hakkı tutarı, en az 2018 yılı işletme ruhsat bedeli kadar ve orman payı da hesaplanarak beyan edilecek ve ödenecektir.
-IV-C grubu madenlerden Krom için 2018 yılı Devlet hakkı oranı % 4 üzerinden hesaplanarak beyan edilecek ve ödenecektir.” şeklindeki duyurunun iptaline karar verilmesi istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Sekizinci Dairesinin 29/03/2022 tarih ve E:2019/4506, K:2022/2143 sayılı kararıyla;
3213 sayılı Maden Kanunu’nun 3. maddesi ile aynı Kanun’un 7164 sayılı Kanun yürürlüğe girmeden önce yürürlükte olan “Devlet hakkı ve il özel idare payı” başlıklı 14. maddesine ve 7164 sayılı Maden Kanunu İle Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 14. maddesi ile 3213 sayılı Kanunun 14. maddesinin başlığının “Devlet hakkı” şeklinde, dördüncü fıkrasının (ç) bendinde yer alan “%4” ibaresinin “%4,5” şeklinde, (e) bendinde yer alan “%2” ibaresinin “%3” şeklinde değiştirildiği açıklamasına yer verilerek,
19/04/2019 tarihli duyurunun birinci maddesinde yer alan “2018 yılı İşletme Faaliyet Raporunun Devlet haklarına ait olan kısmı, yeminli mali müşavir tasdikine tabi tutularak İşletme Faaliyet Raporu ekinde beyan edilecektir.” ifadesi yönünden;
3213 sayılı Maden Kanunu’nun “Devlet hakkı” başlıklı 14. maddesinin 13. fıkrasında “(Ek fıkra: 10/6/2010-5995/8 md.) Genel Müdürlük, Devlet hakkının, bu Kanun hükümlerine uygun ve doğru bir şekilde hesap ve beyan edilmesine ilişkin tüm hususları, ruhsat sahasının büyüklüğü, maden grubu veya türü, işletme cirosu veya işletmenin kamuya ait olup olmaması hususlarını dikkate alarak, 3568 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde yeminli mali müşavirlerin tasdikine tabi tutabilir. (Ek cümleler:14/2/2019-7164/14 md.) Kamu kurum ve kuruluşlarına ait olmayıp, bu maddenin altıncı veya yedinci fıkrası kapsamında belirtilen özel indirimlerden veya 9 uncu maddenin ikinci fıkrasında belirtilen teşviklerden yararlanan ruhsatlar ile ruhsat sahiplerinin kendi çimento üretim tesisinin hammadde ihtiyacını tedarik ettiği ruhsatların, altın, gümüş ve/veya platin işletme izni olan ruhsatların ve ilgili mali mevzuat kapsamında yeminli mali müşavir tasdikine tabi olan ruhsat sahiplerinin ruhsatlarının Devlet hakkı beyan formunun yeminli mali müşavirlerin tasdiki ve ruhsat sahibinin imzası ile verilmesi zorunludur. Bu zorunluluğa uymayan Devlet hakkı beyanları verilmemiş sayılır. Yeminli mali müşavirler yaptıkları tasdikin doğru olmaması halinde, tasdikin kapsamı ile sınırlı olmak üzere, kaybına uğratılan Devlet hakkından ve kesilecek cezalardan ruhsat sahibi ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. Yeminli mali müşavirlerin tasdik raporlarına ilişkin usul ve esaslar Hazine ve Maliye Bakanlığının uygun görüşü alınarak yönetmelikle belirlenir.” hükmünün yer aldığı,
21/09/2017 tarih ve 30187 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Maden Yönetmeliği’nin “Tanımlar ve kısaltmalar” başlıklı 4. maddesinde; devlet hakkının, maden üretiminden sağlanan gelirden ve/veya üretim yapılmayan ruhsat sahalarından ruhsat taban bedelinden az olmamak üzere alınan Devlet payına düşen kısmı, işletme faaliyet raporunun ise; yıllık işletme faaliyetlerinin projeye uygunluk, üretim, satış tutarı ve miktarı, stok ve bunun gibi bilgiler ile toplam gelir ve tahakkuk eden Devlet hakkı gibi mali durumu gösteren ve şekli Ek-27 ve Ek-28’de gösterilen belge olarak tanımlandığı,
14/02/2019 tarih ve 7164 sayılı Kanun ile 3213 sayılı Maden Kanunu’nun 14. maddesinin 13. fıkrasına eklenen ek cümle uyarınca; anılan fıkra hükmüne göre yeminli mali müşavir tasdikine tabi olan ruhsat sahiplerinin ruhsatlarının Devlet hakkı beyan formunun yeminli mali müşavirin tasdiki ile verilmesinin zorunlu olduğu, bu zorunluluğa uymayanların devlet hakkı beyanlarının verilmemiş sayılacağı,
Davacı tarafından, dava konusu duyurunun kanunların geriye yürümezliği ilkesine aykırı olduğu iddia edilmekte ise de; 14/02/2019 tarih ve 7164 sayılı Kanun ile 3213 sayılı Maden Kanunu’nun 14. maddesinin 13. fıkrasına eklenen cümlenin devlet hakkı beyanına ilişkin şekli bir düzenleme olduğu, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren uygulanmaya başlayacağı,
Dava konusu 19/04/2019 tarihli duyurunun birinci maddesi ile ise, 7164 sayılı Kanunla değişik 3213 sayılı Maden Kanunu’nun 14. maddesinin 13. fıkrasında devlet hakkı beyanlarının yeminli mali müşavir tasdikine tabi olan ruhsatlar için 2018 yılı İşletme Faaliyet Raporunun Devlet haklarına ait olan kısmının, yeminli mali müşavir tasdikine tabi tutularak İşletme Faaliyet Raporu ekinde beyan edileceğinin duyurulduğu,
Bu durumda; işletme faaliyet raporunun tahakkuk eden devlet hakkının da gösterildiği belge olarak tanımlanması karşısında, dava konusu 19/04/2019 tarihli duyurunun birinci maddesinde hukuka aykırılık bulunmadığı,
19/04/2019 tarihli duyurunun ikinci maddesinde yer alan “2018 yılında üretim yapılmayan ruhsatlar için ödenecek Devlet hakkı tutarı, en az 2018 yılı işletme ruhsat bedeli kadar ve orman payı da hesaplanarak beyan edilecek ve ödenecektir.” ifadesi yönünden;
14/02/2019 tarih ve 7164 sayılı Kanun ile 3213 sayılı Maden Kanunu’nun “Devlet hakkı” başlıklı 14. maddesinin 5. fıkrasının “Ruhsat sahibi tarafından beyan edilen ocak başı satış fiyatı Genel Müdürlük tarafından denetlenir ve eksik beyanlar tamamlattırılır. İşletme izni olan maden ruhsatlarından her yıl en az ruhsat bedeli kadar Devlet hakkı alınır. Ancak, kaynak tuzlaları, lületaşı ve oltutaşı için düzenlenen ruhsatlardan alınacak Devlet hakkında bu şart aranmaz.” şeklinde değiştirildiği, bu değişiklik öncesinde işletme izni olan maden ruhsatlarından her yıl en az ruhsat taban bedeli kadar devlet hakkı alınmakta iken, bu değişiklik ile anılan ruhsatlardan her yıl en az ruhsat bedeli kadar devlet hakkı alındığı,
Davalı idarece, dava konusu duyuru ile 2018 yılında üretim yapılmayan ruhsatlar için en az 2018 yılı işletme ruhsat bedeli kadar devlet hakkı tutarı beyan edilmesi gerektiği duyurulmuş ise de, davalı idarece 02/08/2019 tarihinde yapılan duyuruda 7164 sayılı Kanun değişikliği ile 2018 yılına ilişkin devlet hakkının, en az ruhsat bedeli kadar mı yoksa en az ruhsat taban bedeli kadar mı olacağı hususunda tereddüt oluştuğu belirtilerek, Genel Müdürlüklerince 2018 yılı Devlet hakkının “en az ruhsat bedeli kadar” ödenmesinin kararlaştırıldığı,
Bu durumda; davalı idarece 02/08/2019 tarihinde yapılan duyuru ile dava konusu 19/04/2019 tarihli duyurunun 2. maddesini kapsayacak şekilde yeni bir işlem tesis edildiği anlaşıldığından, 19/04/2019 tarihli duyurunun 2. maddesi yönünden konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği,
19/04/2019 tarihli duyurunun üçüncü maddesinde yer alan “IV-C grubu madenlerden Krom için 2018 yılı Devlet hakkı oranı %4 üzerinden hesaplanarak beyan edilecek ve ödenecektir.” ifadesi yönünden;
3213 sayılı Maden Kanunu’nun “Madenler” başlıklı 2. maddesi uyarınca; yer kabuğunda ve su kaynaklarında tabii olarak bulunan, ekonomik ve ticarî değeri olan petrol, doğal gaz, jeotermal ve su kaynakları dışında kalan her türlü maddenin bu Kanuna göre maden olduğu ve krom madeninin IV-C grubunda ruhsatlandırıldığı,
Aynı Kanun’un “Devlet hakkı” başlıklı 14. maddesi uyarınca; devlet hakkının, IV. Grup madenlerden; altın, gümüş, platin, bakır, kurşun, çinko, krom, alüminyum ve uranyum oksit madenlerinden ekli (3) sayılı tabloda belirtilen oranlarda alındığı, 14/02/2019 tarihli 7164 sayılı Kanun ile maddeye bağlı ekli (3) sayılı tablo değiştirildiğinde, ekli (3) sayılı tablonun IV-C grubu krom madeni yönünden dava konusu uyuşmazlığa ilişkin kısmının gerek 7164 sayılı Kanun değişikliği öncesinde yürürlükte olan hali gerekse de 7164 sayılı Kanun ile değişik hali aşağıda tablo halinde gösterildiği,

Devlet hakkı
Oranı (%)*
7164 sayılı Kanun Değişikliği Öncesi ($/Ton)
7164 sayılı Kanun Değişikliği Sonrası ($/Ton)
1

< 100
2
< 100
101- 170
3

171- 240
4
100 – 300
241 – 310
* IV-C grubu krom madeni yönünden
Ekli (3) sayılı tablo uyarınca, devlet hakkı oranın belirlenmesinde devlet hakkının oluştuğu döneme ait Londra Borsası ortalama değerinin esas alınması, borsada işlem görmeyen madenler için Bakanlıkça açıklanan fiyatların esas alınması gerektiği,
Dava konusu 19/04/2019 tarihli duyurunun üçüncü maddesi ile ise; IV-C grubu madenlerden Krom için 2018 yılı Devlet hakkı oranının %4 üzerinden hesaplanarak beyan edileceği ve ödeneceğinin duyurulduğu,
Davacı tarafından, dava konusu duyurunun kanunların geriye yürümezliği ilkesine aykırı olduğu iddia edilmekte ise de; 7164 sayılı Kanun değişikliği öncesinde IV-C grubu krom madeni için 0-300 $/ton fiyat aralığı için %2 ve %4 olmak üzere iki kademeli bir devlet hakkı oranı esas alınmakta iken, 7164 sayılı Kanun değişikliği sonrasında 0-310 $/ton fiyat aralığı için %1, %2, %3 ve %4 olmak üzere dört farklı kademede devlet hakkı oranı düzenlemesi yapıldığı, 7164 sayılı Kanun ile maddeye bağlı ekli (3) sayılı tabloda yapılan söz konusu değişikliğin ruhsat sahiplerinin lehine bir düzenleme olduğu sonucuna varıldığı,
Öte yandan, davalı idarece IV-C grubu madenlerden Krom için 2018 yılı Devlet hakkı oranının %4 olarak belirlenmesinin hukuka uygunluk denetimine gelince; bu oran belirlenirken 12/06/2019 tarihinde yürürlüğe giren 7176 sayılı Kanun ile 3213 sayılı Maden Kanunu’na eklenen Geçici 43. madde uyarınca 2018 yılında yürürlükte olan ekli (3) sayılı tabloda belirtilen değerlerin esas alınmış olduğunun ortaya konulması gerektiği,
Kamu kurum ve kuruluşu niteliğinde olan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Maden Mühendisleri Odası tarafından üçer aylık dönemler halinde metal maden fiyatları bülteni yayımlandığı, buradan alınan verilerde IV – C grubu krom madeninin 2018 yılı fiyatları madenin konsantre oranına göre 210- 380 $/ton arasında değişiklik gösterdiği,
Bu durumda, ekli (3) sayılı tablonun IV-C grubu krom madeni yönünden 7164 sayılı Kanun değişikliği öncesinde yürürlükte olan halinde 101 – 300 $/ton aralığında oluşan fiyat yönünden %4 devlet hakkı oranının uygulanması gerektiği açık olduğundan, dava konusu 19/04/2019 tarihli duyurunun üçüncü maddesinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle,
19/04/2019 tarihli duyurunun 2. maddesi yönünden konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 19/04/2019 tarihli duyurunun 1. ve 3. maddeleri yönünden davanın reddine, karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, 3213 sayılı Kanun’un 14. maddesinin son fıkrasında, yeminli mali müşavirlerin tasdik raporlarına ilişkin usul ve esasların Hazine ve Maliye Bakanlığının uygun görüşü alınarak yönetmelikle belirleneceği belirtilmesine rağmen, idare tarafından henüz bu yönetmeliğin çıkarılmadığı ve ayrıca fıkrada belirtilen Devlet hakkı beyan formunun da idarece yayımlanmadığı; Kanun’da belirtilen tasdik raporlarına ilişkin usul ve esaslar ile Devlet hakkı beyan formu bir yönetmelik ile belirlendikten sonra yeminli mali müşavirlerin gerekli belgeleri ve raporları düzenleyip tasdik edebileceği, usul ve esaslar belirlenmeden yapılacak tasdik işlemlerinin tereddüt uyandıracağı; 7164 sayılı Kanunla değiştirilen EK-3 tabloda tonu 100 $’in altında satılan Krom için Devlet hakkının %1 olarak beyan edileceğinin belirtildiği ve bu nedenle, dava konusu duyuruda belirtilen “Krom için 2018 yılı Devlet hakkı oranının %4 üzerinden hesaplanarak beyan edilerek ödeneceğinin bildirilmesi”nin 7164 sayılı Kanuna aykırı olduğu; maden ruhsat sahiplerinin 2018 yılında üretim yapmadığı sahalar için ödeyeceği devlet hakkı için 2018 yılında yürürlükte olan mevzuatın geçerli olması gerektiği, 2019 yılında yapılan bir değişikliğin, Kanun’da açık bir hüküm de bulunmamasına rağmen 2018 yılı için uygulanmak istenmesinin “Hukuki Güvenlik İlkesi” ne aykırı olduğu; MAPEG tarafından duyurulan bir işlem ile ruhsat sahiplerinin 2018 yılı için ödeyecekleri devlet hakkında artış yapılmasının, Anayasa’nın 73. maddesinde belirtilen “vergi, resim ve harçların kanun ile konulabileceği ilkesi”ne aykırı olduğu; üretim yapılmayan sahalar için 7164 sayılı Kanun’da belirlenen ve 2019’dan itibaren uygulanacak olan yeni devlet hakkı tutarlarının, 2018 yılı için beyan edilecek devlet hakkı için de uygulanması için MAPEG’e verilmiş herhangi bir kanuni yetki olmadığı; MAPEG tarafından tesis edilen işlemin, MAPEG’in daha önceki kanun değişikliklerindeki uygulamaları yönünden de sakat olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Sekizinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının temyize konu davanın reddine ilişkin kısmının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın davanın reddine ilişkin kısmı usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın temyize konu bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Yukarıda özetlenen gerekçeyle kısmen davanın reddine, kısmen dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin Danıştay Sekizinci Dairesinin 29/03/2022 tarih ve E:2019/4506, K:2022/2143 sayılı kararının temyize konu davanın reddine yönelik kısmının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 06/02/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.