Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2022/2391 E. 2022/4036 K. 28.12.2022 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2022/2391 E.  ,  2022/4036 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2022/2391
Karar No : 2022/4036

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … vasisi …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurulu
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Beşinci Dairesinin 17/11/2021 tarih ve E:2017/4531, K:2021/3824 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname’nin 3/1. maddesi uyarınca FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle davacının meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun … tarih ve … sayılı kararına karşı yaptığı yeniden inceleme talebinin reddine ilişkin aynı Kurulun … tarih ve … sayılı kararının iptaline karar verilmesi istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 17/11/2021 tarih ve E:2017/4531, K:2021/3824 sayılı kararıyla;
Davalı idarenin usule ilişkin itirazları yerinde görülmeyerek işin esasına geçilmiş,
“Maddi Olay ve Hukuki Süreç” ile “İlgili Mevzuat”a yer verilmiş; “Yargılamada İzlenen Usul ve Süreç”, “FETÖ’ye İlişkin Tespit ve Değerlendirmeler”, “Demokratik Anayasal Düzene Sadakat Yükümlülüğü”, “Dava Konusu Edilen Kararın Hukuki Niteliği” başlıkları altında genel; “Kişiselleştirme ve Delillerin Değerlendirilmesi” başlığı altında hem genel hem de davacıya özel değerlendirmelerde bulunularak,
Davacı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Davacının, ceza yargılaması sonucunda Yargıtay … Ceza Dairesinin (ilk derece) … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üyelik suçundan 12 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, anılan kararın Yargıtay Ceza Genel Kurulunun … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla onanarak 27/10/2021 tarihinde kesinleştiğinin görüldüğü,
ByLock delili yönünden, davacı hakkında düzenlenen “ByLock Tespit Tutanağı” ile “ByLock CBS Sorgu Sonucu Raporu”ndaki tespitlerin birlikte değerlendirilmesinden; davacı tarafından … GSM numarasından, … IMEI numaralı cihazla ByLock uygulamasının yüklendiğinin anlaşıldığı,
Davacının adının geçtiği ByLock yazışmaları yönünden, Polis Akademisi Başkanlığı Güvenlik Bilimleri Enstitüsünde yaptığı doktora çalışmasıyla ilgili sürecin örgüt tarafından takibinin yapıldığını gösteren yazışma içeriklerinin diğer tespitlerle birlikte değerlendirildiğinde, davacının FETÖ ile iltisak ve irtibatını ortaya koyan bir unsur olarak değerlendirildiği,
Davacı hakkındaki tanık beyanları yönünden, davacının, örgüt içerisinde yer aldığına, örgüt sohbet ve toplantılarına katıldığına, hakim-savcı adaylarının abiliğini yaptığına, 2010 yılı HSK üye seçimlerinde örgütün sözde ”bağımsız” adayı olduğuna, ByLock kullandığına ve diğer hususlara yönelik ifadelerin değerlendirilmesi sonucunda, FETÖ ile süregelen bir ilişki içerisinde olduğu sonucuna varıldığı,
Diğer hususlar (2010 yılı HSK Seçimlerinde Örgütün Sözde Bağımsız Adaylar Listesinde Olması) yönünden, davacının, 2010 yılı HSK üye seçimi döneminde örgütün sözde bağımsız adayı olarak belirlenmesinin, anılan örgütle iltisak ve irtibatına yönelik destekleyici bir unsur olduğu,
(Unvanlı görev) yönünden, davacının FETÖ/PDY terör örgütünün Adalet Bakanlığı ve HSK’da etkin olduğu dönemde, Türkiye Adalet Akademisi Eğitim Merkezi Müdür Yardımcısı,Türkiye Adalet Akademisi Eğitim Merkezi Müdürü ve HSK Üyeliği görevlerinde bulunmasının yukarıda yer verilen diğer tespitlerle birlikte değerlendirildiğinde anılan örgütle iltisak ve irtibatına yönelik destekleyici bir unsur olduğu sonucuna varıldığı belirtilerek,
Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile kararlarda yer verilen açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının, FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu ve bu nedenle demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, dava konusu kararla özel hayatına saygı hakkına yapılan müdahalenin AİHS ve Anayasa anlamında durumun gerektirdiği ölçüde bir tedbir niteliğinde olduğu anlaşıldığından dava konusu kararda hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, dava konusu taleplerinin tamamının değerlendirilmediği, dava konusu hukuka aykırı işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal ve özlük hak talebinin dikkate alınmadığı, Anayasa’ya aykırılık nedeniyle Anayasa Mahkemesine başvurma talebinin reddinde gerekçeye yer verilmediği, HSYK üyelerinin bağımsız ve tarafsızlık ilkelerini ihlal ettikleri için ret talebinin görmezden gelindiği, soruşturma yapılmadan ve savunma alınmadan ihraç kararının verildiği, HSYK kararında kişiselleştirme yapılmadığı, Dairece yanlış değerlendirme ile hatalı sonuca ulaşıldığı, kararda yer alan üyelerden M.H.’nin dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte işlemi tesis eden kamu çalışanı olduğu, ByLock delilinin hatalı ve yanlış değerlendirildiği, tanık beyanlarının işlemden çok sonra alındığı, itirafçı olan tanıkların beyanlarına itibar edilemeyeceği, HSYK üyeliğinin meslekten çıkarmada aleyhe değerlendirilemeyeceği, kamu hizmetlerinden ömür boyu yasaklılığın maksadını aştığı, temel hak ve hürriyetler bakımından Daire kararının eksik olduğu, Anayasal düzene sadık kalındığı, Daire kararında hukuka uygunluk bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NIN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin temyize konu 17/11/2021 tarih ve E:2017/4531, K:2021/3824 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 28/12/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.