Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2022/2349 E. 2022/3949 K. 22.12.2022 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2022/2349 E.  ,  2022/3949 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2022/2349
Karar No : 2022/3949

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurulu
VEKİLİ : Av …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Beşinci Dairesinin 03/02/2022 tarih ve E:2017/5891, K:2022/173 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmekedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname’nin 3/1. maddesi uyarınca FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle davacının meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun … tarih ve … sayılı kararının iptali ile bu karar nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte iadesine karar verilmesi istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 03/02/2022 tarih ve E:2017/5891, K:2022/173 sayılı kararıyla;
Davalı idarenin usule ilişkin itirazları yerinde görülmemiş,
“Maddi Olay ve Hukuki Süreç” ile “İlgili Mevzuat”a yer verilmiş; “Yargılamada İzlenen Usul ve Süreç”, “FETÖ’ye İlişkin Tespit ve Değerlendirmeler”, “Demokratik Anayasal Düzene Sadakat Yükümlülüğü”, “Dava Konusu Edilen Kararın Hukuki Niteliği” başlıkları altında genel; “Kişiselleştirme ve Delillerin Değerlendirilmesi” başlığı altında hem genel hem de davacıya özel değerlendirmelerde bulunularak,
Davacı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Davacının, ceza yargılaması sonucunda … Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üyelik suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, Dairelerinin karar verdiği tarih itibarıyla UYAP ortamında yapılan inceleme sonucu anılan mahkûmiyet kararının kesinleşmediğinin görüldüğü,
ByLock delili yönünden, davacı hakkında düzenlenen “ByLock Tespit Tutanağı”nın incelenmesinden; davacı tarafından … GSM numarasından, … IMEI numaralı cihazla ByLock uygulamasının yüklendiğinin anlaşıldığı,
Davacı hakkındaki tanık beyanları yönünden, davacının örgütün içinde yer aldığına, örgütün yönlendirmesiyle katalog evlilik yaptığına, örgüt toplantılarına katıldığına, üniversitede örgüt evlerinde kaldığına, sınavlara örgütün hakim-savcı sınav çalışma evlerinde hazırlandığına, bu evlerden sorumlu bölge talebe mesulu olduğuna, görev yaptığına ve diğer hususlara yönelik ifadeler ile davacının bu ifadelere karşı beyanlarının değerlendirilmesi sonucunda, davacının beyanlarına itibar edilmeyerek FETÖ ile süregelen bir ilişki içerisinde olduğu sonucuna varıldığı,
Hakim-savcı adaylığı sınavlarına örgüte ait çalışma evinde hazırlanma hususu yönünden, davacının örgütün yargı erkine kendisine iltisak ve irtibatlı kişileri yerleştirebilmek amacıyla oluşturduğu hakim-savcılık sınavına hazırlık evlerinde anılan sınavlara hazırlanmış ve çalışma evi sermurakıbı/murakıbı görevini üstlenmiş olmasının FETÖ ile iltisak ve irtibatını ortaya koyan bir unsur olduğu sonucuna varıldığı belirtilerek,
Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile yukarıda yer verilen açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının, FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu ve bu nedenle demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, dava konusu kararla özel hayatına saygı hakkına yapılan müdahalenin AİHS ve Anayasa anlamında durumun gerektirdiği ölçüde bir tedbir niteliğinde olduğu anlaşıldığından dava konusu kararda hukuka aykırılık görülmediği,
Dava konusu kararda hukuka aykırılık görülmediğinden davacının bu karar nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte iadesi isteminin de reddi gerektiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından, dava konusu meslekten çıkarılma cezasının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 7. maddesinde belirtilen suç ve cezaların kanuniliği ve geriye yürümezliği ilkesine aykırı olduğu; kendisi hakkında isnat edilen eylem tarihlerinde (15/07/2016 tarihinden önce) disiplin yönünden hükümlerine tabi olduğu 2802 sayılı Kanun’da meslekten çıkarılmayı gerektiren eylem ve davranışlar arasında “terör örgütüne iltisak veya irtibatlı olmak“ şeklinde bir suç tanımının yapılmadığı, hakkında isnat edilen eylem tarihinden sonra 23/07/2016 tarihinde yürürlüğe giren 667 sayılı KHK’nın 3. maddesi ile yeni bir suç ve ceza ihdas edildiği, bu hükme istinaden terör örgütüne iltisak ve irtibatının bulunduğu değerlendirmek suretiyle görevden çıkarma cezasıyla cezalandırıldığı, hakkında isnat edilen suç tarihinde yürürlükte bulunmayan bir kanunla ve Anayasa’nın 15. ve 38. maddeleri ihlal edilerek tesis edilen dava konusu işlemlerde suç ve cezaların geriye yürümezliği ilkesinin ihlal edildiği; dava konusu cezanın savunması alınmadan tesis edildiği; OHAL döneminde alınan tedbirler çerçevesinde kamu görevinden çıkarıldığı,18/07/2018 tarihinde OHAL uygulamasına son verildiği, kendisine uygulanan kamu görevinden çıkarma işleminin Anayasal dayanağının kalmadığı ve OHAL’e son verildiği için, OHAL süresiyle sınırlı olarak alınabilecek bir tedbir olan kamu görevinden çıkarma işleminin dayanağı KHK ve dava konusu HSK kararlarının iptali gerekirken, davanın reddi yönünde verilen kararın Anayasa’nın 15. ve 121. maddeleri ile AİHS’nin 15. maddesine aykırı olduğu; temyize konu kararda dayanılan (bazıları gizli) birçok bilgi, belge ve delilin (MGK kararları, Milli Güvenlik Siyaset Belgesi, ByLock’a ilişkin verilerin yer aldığı hard disk ve flaş bellek gibi) tarafına tebliğ edilerek, kendisine makul süre, imkân ve kolaylıklar sağlanıp görüşleri alınmadan karar verildiği için çekişmeli yargılama ve silahların eşitliği ilkelerine aykırı yargılama yapılarak karar verildiği; gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği; dava konusu işlem tesis edilmeden önce 6087 ve 2802 sayılı Kanun ile HSYK Teftiş Kurulu Başkanlığı Yönetmeliği çerçevesinde etkili bir disiplin soruşturması yapılmadan meslekten çıkarma kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğu; temyize konu kararda, ilgililerin sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandıkları belirtilse de, bu konuda hiçbir somut delil ve gerekçe gösterilmediği, kanundaki ifadelerin tekrarı suretiyle karar verilmesi yoluna gidildiği; ByLock programını kullanmadığı, Milli İstihbarat Teşkilatının adli delil toplama yetkisinin bulunmadığı, dış müdahaleye açık istihbari bilginin dayanak alınması mümkün olmadığından, yasak delil niteliğindeki bu bulgunun Dairece kabulünün hukuka aykırı olduğu; tanık beyanlarının ihraç edildikten sonra dosyaya girdiği; adil yargılanma hakkı ve özel hayata saygı hakkının ihlal edildiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Öte yandan, UYAP kayıtlarının incelenmesinden, Daire kararının “Maddi Olay ve Hukuki Süreç” kısmının “Davacıya İlişkin Süreç” bölümünde sözü edilen ve hükme esas alınmayan, davacının “silahlı terör örgütüne üyelik” suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin … Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi ile ceza mahkemesi kararının düzeltilerek onanması yolundaki … Bölge Adliye Mahkemesi … Ceza Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyiz edildiği ancak Yargıtayca henüz bir karar verilmediği anlaşılmıştır.
667 sayılı KHK uyarınca, hâkimlerin ve savcıların terör örgütüne üyelik ve mensubiyeti bulunmasa da terör örgütü ile iltisaklı veya irtibatlı olmaları nedeniyle meslekte kalmalarının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmalarına yönelik işlem tesis edilebilmesi mümkündür. Nitekim dava konusu işlem de davacının FETÖ/PDY terör örgütü ile iltisak ve irtibatının bulunduğu gerekçesiyle tesis edilmiştir.
Anayasa Mahkemesi, 14/11/2019 tarih ve E:2018/89, K:2019/84 sayılı kararında iltisaklı kavramını ”kavuşan, bitişen, birleşen”, irtibatlı kavramını ise ”bağlantılı” olarak tanımlamış, bu kavramların hukuki niteliği ve objektif anlamının yargı içtihatlarıyla belirlenebileceğini belirtmiştir. Bu kavramlar ile, kişilerin cezai sorumluluğunu gerektiren örgüte üyelik ve mensubiyet kavramlarına nazaran terör örgütleri ile daha az yoğun ve atipik bir bağlantının vurgulandığı açıktır. Bu kapsamda kişilerin terör örgütleri ile irtibat ve iltisaklarının ortaya konulabilmesi için, örgütün amaçlarının gerçekleştirilmesi ya da örgütten yarar sağlamak maksadıyla gerek örgütten gelen talimatlar doğrultusunda gerekse inisiyatif alarak bulundukları hâl ve hareketler neticesinde örgüte veya kendilerine yarar sağladıkları ya da örgüt ile amaç birliği veya sosyal birliktelik görünümü içinde oldukları yönünde kanaat oluşması yeterlidir.
Bu itibarla, ceza muhakemesinde terör örgütüne üye olma suçunun tespitinde delil olarak değerlendirilecek bir kısım fiil ve davranışlar, üstün bir kamu gücü olan yargı yetkisini kullanan hâkim ve savcılar hakkında tesis edilen idari tedbir niteliğindeki işlemlerde terör örgütüne irtibat veya iltisakın sübut bulup bulmadığı yönünden örgüt üyeliğine göre farklı değerlendirilebilecek nitelikte olduğundan, davacının terör örgütü ile iltisak veya irtibatının bulunup bulunmadığına yönelik yargısal denetime ilişkin bu davada, ”silahlı terör örgütüne üye olmak” isnadıyla açılan ceza davasında verilen kararın kesinleşmesinin beklenmesi gerekmemektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin temyize konu 03/02/2022 tarih ve E:2017/5891, K:2022/173 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 22/12/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.