Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2022/2319 E. 2023/48 K. 23.01.2023 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2022/2319 E.  ,  2023/48 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2022/2319
Karar No : 2023/48

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Vasisi …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurulu
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Beşinci Dairesinin 05/04/2022 tarih ve E:2017/1118, K:2022/1744 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının, 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname’nin 3/1. maddesi uyarınca FETÖ ile irtibat ve iltisakının olduğu gerekçesiyle meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun … tarih ve … sayılı kararı ile bu karara karşı yapılan yeniden inceleme talebinin reddine ilişkin aynı Kurulun … tarih ve … sayılı kararının iptaline ve bu kararlar nedeniyle yoksun kaldığı tüm özlük haklarının iadesine, parasal haklarının 24/08/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
Daire kararının özeti:Danıştay Beşinci Dairesinin 05/04/2022 tarih ve E:2017/1118, K:2022/1744 sayılı kararıyla;
Davalı idarenin usule ilişkin itirazları yerinde görülmeyerek ve … Sulh Hukuk Mahkemesinin … tarih ve E:… K:… sayılı kararıyla … ‘un davacıya vasi olarak atandığı görüldüğünden davaya vasi ile devam edilmesine karar verilerek işin esasına geçilmiş,
“Maddi Olay ve Hukuki Süreç” ile “İlgili Mevzuat”a yer verilmiş; “Yargılamada İzlenen Usul ve Süreç”, “FETÖ’ye İlişkin Tespit ve Değerlendirmeler”, “Demokratik Anayasal Düzene Sadakat Yükümlülüğü”, “Dava Konusu Edilen Kararın Hukuki Niteliği” başlıkları altında genel; “Kişiselleştirme ve Delillerin Değerlendirilmesi” başlığı altında hem genel hem de davacıya özel değerlendirmelerde bulunularak,
Davacı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Davacının, ceza yargılaması sonucunda … Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üyelik suçundan 8 yıl 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun … Bölge Adliye Mahkemesi … Ceza Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararı ile esastan reddedildiği ve söz konusu Ceza Dairesi kararının davacı tarafından temyiz edilmesi neticesinde … Ceza Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararı ile mahkumiyet kararının 05/10/2021 tarihinde onanarak kesinleştiği,
ByLock delili yönünden, davacı hakkında düzenlenen tutanakların ve ceza yargılaması aşamasında yapılan tespitlerin birlikte değerlendirilmesinden; davacının “… ” ID numarasıyla ve kullanıcı adı almak suretiyle bu ağa dâhil olduğunun anlaşıldığı,
Davacının adının geçtiği Bylock yazışmaları yönünden, bu yazışma içeriklerinin, davacı hakkında işbu dosya kapsamında aktarılan diğer tespitlerle birlikte değerlendirildiğinde, davacının beyanlarına itibar edilmeyerek FETÖ ile iltisak ve irtibatını ortaya koyan bir unsur olarak değerlendirildiği,
Davacı hakkındaki tanık beyanları yönünden, davacının örgütün içinde yer aldığına, üniversitede örgüt evlerinde kaldığına, örgütün en önemli elemanlarından olduğuna, diğer örgüt elemanlarını zinde tutabilmek için aktif rol aldığına, MİT tırları soruşturması kapsamında tutuklanan hakim ve savcılara destek verdiğine, örgüt toplantılarına katıldığına, örgüt adına himmet topladığına, 2014 yılı HSK seçimlerinde örgütün sözde ”bağımsız” adaylarını desteklediğine ve diğer hususlara yönelik verilen ifadeler ile davacının bu ifadelere karşı beyanlarının değerlendirilmesi sonucunda, davacının beyanlarına itibar edilmeyerek FETÖ ile süregelen bir ilişki içerisinde olduğu sonucuna varıldığı,
Unvanlı görev yönünden, diğer mahkemelerden farklı soruşturma ve kovuşturma usulleri uygulandığından “özel yetkili mahkemeler” olarak adlandırılan ve devletin güvenliğine, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine, milli savunmaya, devlet sırlarına karşı işlenen suçlara, terör suçları gibi daha kapsamlı ve ağır ithamlar içeren suçlara ilişkin yargılamaların yapıldığı, özel yetkili bir ağır ceza mahkemesine FETÖ/PDY terör örgütünün HSK’da etkin olduğu dönemde mahkeme üyesi (CMK’nın 250. maddesi uyarınca özel yetkili, TMK’nın 10. maddesi uyarınca özel yetkili) olarak görevlendirilmesinin diğer tespitlerle birlikte değerlendirildiğinde, anılan örgütle iltisak ve irtibatına yönelik destekleyici bir unsur olduğu sonucuna varıldığı,
Sosyal medya paylaşımları yönünden, davacının kararda yer verilen örgütsel nitelikteki sosyal medya paylaşımları diğer tespitlerle birlikte değerlendirildiğinde, davacının anılan örgütle iltisak ve irtibatına yönelik destekleyici bir unsur olduğu belirtilerek,
Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile kararda yer verilen açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının, FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu ve bu nedenle demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, dava konusu kararla özel hayatına saygı hakkına yapılan müdahalenin AİHS ve Anayasa anlamında durumun gerektirdiği ölçüde bir tedbir niteliğinde olduğu anlaşıldığından dava konusu kararda hukuka aykırılık görülmediği,
Dava konusu kararda hukuka aykırılık görülmediğinden davacının bu kararlar nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesi ve özlük haklarının iadesine karar verilmesine yönelik isteminin de reddi gerektiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, OHAL KHK’ları ile kalıcı ve sürekli etki yapan tedbirler alınamayacağı, davacının OHAL döneminde tedbirler kapsamında mesleğinden çıkarıldığı ancak 18 Temmuz 2018 tarihinde OHAL sona erdiği için dava konusu işlemin dayanağının kalmadığı, OHAL ilan edilmesine sebep olan şiddet olaylarıyla davacının bir ilgisinin olmadığı, meslekten çıkarılmasının AİHS’nin 15. maddesi kapsamında hiçbir haklı sebebinin olmadığı, 2802 sayılı Kanunda yer alan usulü güvencelerden yararlandırılmadan işlem tesis edildiği, idare tarafından 2802 sayılı Kanun yerine 667 sayılı KHK’nın uygulandığının açıklanamadığı, savunma hakkı verilmeden tesis edilen işlemle AİHS’nin 6. maddesi ile birlikte 14. maddesinin ihlal edildiği; dava konusu işlemin genel sebeplerle tesis edilmiş olduğu, davacıya ilişkin kişiselleştirme yapılmak suretiyle meslekten çıkarma cezasının sebeplerinin gösterilmediği; mahkeme kararında davacının devlete sadakat yükümlülüğünün bulunduğu belirtilse de dava konusu işlemde bu hususa yer verilmediği, mahkeme tarafında da bu konunun gerekçe yapılamayacağı, davacının ByLock kullanıcısı olmadığı, Emniyet tarafından tek taraflı olarak düzenlenen ve davacıyla paylaşılmayan tutanaklara ve tespitlere itibar edilmemesi gerektiği, aleyhine yapılan tespitlerin gerçeği yansıtmadığı, itirafçı tanık beyanlarının suçtan aklanma kaygısıyla verilmesi nedeniyle gerçeği yansıtmadığı ve mahkeme tarafından hükme esas alınamayacağı, dava konusu işlemin Anayasa’nın 38. maddesine aykırı olduğu, bu işlemle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde belirtilen bağımsız mahkeme ilkesinin, masumiyet karinesinin, 8. maddesindeki özel hayata saygı hakkının; öte yandan ayrımcılık yasağının ve mülkiyet hakkının ihlal edildiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin temyize konu 05/04/2022 tarih ve E:2017/1118, K:2022/1744 sayılı kararının ONANMASINA,
3.Adli yardım kararından dolayı ertelenmiş olan temyiz aşamasına ilişkin yargılama giderlerinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin 1. fıkrası uyarınca davacıdan tahsili için Dairesince müzekkere yazılmasına,
4. Kesin olarak, 23/01/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.