Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2022/2316 E. 2023/47 K. 23.01.2023 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2022/2316 E.  ,  2023/47 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2022/2316
Karar No : 2023/47

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Vasisi …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurulu
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Beşinci Dairesinin 19/04/2022 tarih ve E:2017/4182, K:2022/2360 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının, 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname’nin 3/1. maddesi uyarınca FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun … tarih ve … sayılı kararına karşı yaptığı yeniden inceleme talebinin reddine ilişkin … tarih ve … sayılı kararının iptaline, bu karar nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine ve özlük haklarının iadesine ve 667 sayılı KHK’nın iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulmasına karar verilmesi istenilmiştir.
Daire kararının özeti:Danıştay Beşinci Dairesinin 19/04/2022 tarih ve E:2017/4182, K:2022/2360 sayılı kararıyla;
Davalı idarenin usule ilişkin itirazları yerinde, davacının Anayasaya aykırılık itirazı ise ciddi görülmeyerek işin esasına geçilmiş,
“Maddi Olay ve Hukuki Süreç” ile “İlgili Mevzuat”a yer verilmiş; “Yargılamada İzlenen Usul ve Süreç”, “FETÖ’ye İlişkin Tespit ve Değerlendirmeler”, “Demokratik Anayasal Düzene Sadakat Yükümlülüğü”, “Dava Konusu Edilen Kararın Hukuki Niteliği” başlıkları altında genel; “Kişiselleştirme ve Delillerin Değerlendirilmesi” başlığı altında hem genel hem de davacıya özel değerlendirmelerde bulunularak,
Davacı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Davacının, ceza yargılaması sonucunda … Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üyelik suçundan 9 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, anılan karara karşı yapılan istinaf başvurusunun … Bölge Adliye Mahkemesi … Ceza Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararı ile esastan reddedildiği; anılan Ceza Dairesi kararının davacı tarafından temyiz edilmesi neticesinde … Ceza Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararı ile hükmün 14/10/2020 tarihinde onanarak kesinleştiği,
ByLock delili yönünden, davacı hakkında düzenlenen “ByLock Tespit Tutanağı”nın ve Ceza Mahkemesi kararında yapılan tespitlerin birlikte değerlendirilmesinden; davacı tarafından … GSM numarasından, … IMEI numaralı cihazla ByLock uygulamasının yüklendiği ve anılan program için kiralanan IP adreslerine sahip sunuculara bağlantı kurduğunun anlaşıldığı,
Davacı hakkındaki tanık beyanları yönünden, davacının örgütün içinde yer aldığına, sınavlara örgütün hakim-savcı sınav çalışma evlerinde hazırlandığına, 2014 yılı HSK seçimlerinde örgütün sözde ”bağımsız” adayları için seçim çalışması yaparak oy istediğine ve diğer hususlara yönelik dosyaya aktarılan ifadeler ile davacının bu ifadelere karşı beyanlarının değerlendirilmesi sonucunda, davacının beyanlarına itibar edilmeyerek FETÖ ile süregelen bir ilişki içerisinde olduğu sonucuna varıldığı,
YARSAV üyeliği yönünden, davacının YARSAV üyeliğinin FETÖ ile iltisak ve irtibatına yönelik destekleyici bir unsur olarak değerlendirildiği,
Unvanlı görev yönünden, FETÖ/PDY terör örgütünün HSK’da etkin olduğu dönemde yargıda önemli bir temsil makamı olan Cumhuriyet Başsavcısı olarak görevlendirilmesinin, anılan örgütle iltisak ve irtibatına yönelik destekleyici bir unsur olduğu belirtilerek,
Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile kararda yer verilen açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının, FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu ve bu nedenle demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, dava konusu kararla özel hayatına saygı hakkına yapılan müdahalenin AİHS ve Anayasa anlamında durumun gerektirdiği ölçüde bir tedbir niteliğinde olduğu anlaşıldığından dava konusu kararda hukuka aykırılık görülmediği,
Dava konusu kararda hukuka aykırılık görülmediğinden davacının bu kararlar nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesi ve özlük haklarının iadesine karar verilmesine yönelik isteminin de reddi gerektiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, idari işlemin tesisinden önce somut dayanaklarının nesnel bir şekilde ortaya konulması gerektiği, hakkında tesis edilen işlemlerin, işlem tarihinde olmayan gerekçelerin, dava açıldıktan sonraki aşamalarda ortaya çıkmış olmasına rağmen hukukun genel ilkelerine ve hakkaniyete tamamen aykırı olarak davanın reddine gerekçe gösterildiği; dava konusu işlemlerin hukuka uygun olup olmadığının tesis edildiği tarihteki olay ve bulgulara göre incelenmesi gerektiği; mesleğine son verilmesine ilişkin işlemin OHAL dönemine özgü bir tedbir olduğu, OHAL uygulamasının sona ermesiyle birlikte hakkında uygulanan kamu görevinden çıkarma tedbirinin dayanağının kalmadığı, gelinen noktada uygulanan tedbirin demokratik bir toplum için gerekli ve ölçülü olarak kabul edilemeyeceği ve AİHS’nin 8. maddesi ve Anayasanın 20. maddesi kapsamında koruma altına alınan özel hayata saygı hakkını ihlal ettiği; ByLock kullandığına ilişkin ayrıntılı ve yeterli tespit ve tutanakların mevcut olmadığı, Emniyet tarafından tutulan basit bit tutanağa dayanılarak bu iletişim programını kullandığından bahsedilemeyeceği, bu konudaki Yargıtay içtihadının esas alınması gerektiği; işlem tesisinden önce savunma hakkı verilmediği, hakkındaki suçlamalarla ilgili bilgi ve belgelerin istenilmesine rağmen kendisine verilmediği, dava konusu işlemin Anayasa’nın 38. maddesine aykırı olduğu, bu işlemle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde belirtilen bağımsız mahkeme ilkesinin, masumiyet karinesinin, 8. maddesindeki özel hayata saygı hakkının; öte yandan ayrımcılık yasağının, mülkiyet hakkının ihlal edildiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra Anayasaya aykırlık iddiası ciddi bulunmayarak gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin temyize konu 19/04/2022 tarih ve E:2017/4182, K:2022/2360 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Adli yardım kararından dolayı ertelenmiş olan temyiz aşamasına ilişkin yargılama giderlerinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin 1. fıkrası uyarınca davacıdan tahsili için Dairesince müzekkere yazılmasına,
4. Kesin olarak, 23/01/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.