Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2022/2279 E. 2022/4004 K. 26.12.2022 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2022/2279 E.  ,  2022/4004 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2022/2279
Karar No : 2022/4004

TEMYİZ EDEN (DAVALI) :… Bakanlığı
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …

KARŞI TARAF (DAVACI) :… Sendikası
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay İkinci Dairesinin 08/03/2022 tarih ve E:2020/1910, K:2022/1112 sayılı kararının iptale ilişkin kısmının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 14/12/2011 tarihinde yayımlanan Öğretmenlerin Eş Durumu Özrüne Bağlı Yer Değiştirme Kılavuzu’nun “1. İLGİLİ MEVZUAT” başlığından sonra gelen ilk fıkrasında yer alan “…iller arası…” ibaresinin, “2. GENEL HÜKÜMLER” başlıklı kısmının üçüncü paragrafında geçen “…31 Aralık 2011…” tarihinin ve yine aynı kısmın dördüncü paragrafında yer alan “…632 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamında…” ibareleri ile söz konusu Kılavuz’un “Sağlık Durumu Özrü”, “Öğrenim Durumu Özrü” ve “Olağanüstü Hallere Bağlı Yer Değiştirmeler”e yer vermemesi yönlerinden eksik düzenleme niteliğinde olduğundan bahisle iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay İkinci Dairesinin 08/03/2022 tarih ve E:2020/1910, K:2022/1112 sayılı kararıyla;
Danıştay İkinci Dairesinin, dava konusu Kılavuz’un, Öğrenim Durumu Özrü”ne yer verilmemesine ilişkin eksik düzenlemenin iptali istemi yönünden karar verilmesine yer olmadığı; “1. İLGİLİ MEVZUAT” başlığından sonra gelen ilk fıkrasında yer alan “…iller arası…” ibaresinin, “2. GENEL HÜKÜMLER” başlıklı kısmının üçüncü paragrafında geçen “…31 Aralık 2011…” tarihinin ve yine aynı kısmın dördüncü paragrafında yer alan “…632 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamında …” ibareleri ile “Sağlık Durumu Özrü” ve “Olağanüstü Hallere Bağlı Yer Değiştirmeler”e yer verilmemesine ilişkin eksik düzenlemelerin ise iptali yolunda verdiği 27/11/2017 tarih ve E:2016/772, K:2017/7362 sayılı kararın, Kılavuz’un “1. İLGİLİ MEVZUAT” başlığından sonra gelen ilk fıkrasında yer alan “…iller arası…”; “2. GENEL HÜKÜMLER” başlıklı kısmının üçüncü paragrafında geçen “…31 Aralık 2011…” tarihi ve yine aynı kısmın dördüncü paragrafında yer alan “…632 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamında…” ibarelerinin iptaline ilişkin kısımlarının, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 12/12/2019 tarih ve E:2018/1398, K:2019/6399 sayılı kararı ile bozulması üzerine, bozma kararına uyularak;
652 sayılı Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin (KHK) -dava konusu Kılavuz’un yayımlandığı tarihteki hâliyle- 36. ve 37.; 06/05/2010 tarih ve 27573 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Millî Eğitim Bakanlığı Öğretmenlerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği (Yönetmelik)’nin 35. madde hükümlerine yer verildikten sonra;
652 sayılı KHK’nın Geçici 6. maddesi hükmü gereği, Kılavuz’un yayımlandığı tarihte yürürlükte bulunan ve 06/05/2010 tarih ve 27573 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Millî Eğitim Bakanlığı Öğretmenlerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği’nin, 652 sayılı KHK’ya aykırı olmayan hükümlerinin dava konusu uyuşmazlık hakkında uygulanacağı,
Öte yandan; 652 sayılı KHK’nın 37. maddesinin 3. fıkrasının “Bakanlıkça belirlenen özür gruplarına bağlı yer değiştirmeler ise yaz tatillerinde yapılır.” biçimindeki son cümlesinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesinin 06/02/2013 tarih ve E:2011/123, K:2013/26 sayılı kararının gerekçesi incelendiğinde; kararda, özür durumuna bağlı yer değiştirmelerin sadece yaz tatillerinde yapılmasının, özür gruplarına ilişkin yer değiştirmelere zaman yönünden kısıtlama getirdiği ve bu durumun da hukuka aykırı olduğunun vurgulandığı; anılan kararın, Millî Eğitim Bakanlığı Öğretmenlerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği’nin uygulanmasını tamamen ortadan kaldıracak nitelikte olmadığı ve tüm Yönetmelik maddelerini hukuka aykırı kıldığından da söz edilemeyeceği, dolayısıyla dava konusu Kılavuz’un dayanaksız kaldığından bahsedilemeyeceğinin kabulü gerektiği,
Dava konusu Kılavuz’un “1. İLGİLİ MEVZUAT” başlığından sonra gelen ilk fıkrasında yer alan “…iller arası…” ibaresinin iptali istemi yönünden:
Kılavuz’un bahsi geçen düzenlemesinde; bu Kılavuz hükümlerinin, kadrolu öğretmenlerin “iller arası” eş durumu özrüne bağlı yer değiştirmelerine ilişkin başvuru ve atama işlemlerini kapsadığının belirtildiği,
Üst norm niteliğindeki Yönetmeliğin 35. maddesinin 2. fıkrasında; il içinde ve iller arasında yapılacak özür durumuna bağlı yer değiştirmelere ilişkin duyuru ve başvuruların birlikte alınacağı, yer değiştirme suretiyle atamaların, öğretmenlerin tercihleri dikkate alınarak hizmet puanı üstünlüğüne göre yapılacağının kurala bağlandığı,
Bu durumda; Kılavuz’da, eş durumu özründen dolayı il içi yer değişikliği hakkı verilmemesi şeklindeki düzenlemenin, öğretmenlerin il içinde ve iller arasında yapılacak özür durumuna bağlı yer değiştirmelere ilişkin duyuru ve başvuruların birlikte alınacağına yönelik Yönetmeliğin 35/2. maddesine aykırı olduğu, uyuşmazlık konusu düzenlemede üst hukuk normlarına uyarlık görülmediği,
Kılavuz’un “2. GENEL HÜKÜMLER” başlıklı kısmının üçüncü paragrafında geçen “…31 Aralık 2011…” tarihinin iptali istemi yönünden:
Kılavuz’un sözü edilen paragrafında; eş durumu özrüne bağlı yer değiştirme isteğinde bulunanlardan öğretmenlikte ve Devlet memurluğunda adaylıklarının kaldırılmış veya 31 Aralık 2011 itibarıyla kaldırılacak olması temel, hazırlayıcı ve uygulamalı eğitim alarak başarılı olma şartının aranacağının öngörüldüğü,
Yönetmeliğin 35. maddesinin 3. fıkrasında; özür durumuna bağlı yer değiştirme isteğinde bulunanlardan öğretmenlikte ve Devlet memurluğunda adaylıklarının kaldırılmış olması şartının aranacağı, aday öğretmenlerin yer değiştirme isteklerinin değerlendirmeye alınmayacağının ifade edildiği,
13/12/2011 günlü Basın Duyurusu ile dava konusu Kılavuz’da atama işlemlerinin 30/12/2011 tarihi itibarıyla yapılacağı öngörüldüğünden, adaylıkların kaldırılmış veya kaldırılacak olması için 31 Aralık 2011 tarihinin esas alınmasında hukuka aykırılık bulunmadığı,
Kılavuz’un “2. GENEL HÜKÜMLER” başlıklı kısmının dördüncü paragrafında yer alan “… 632 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamında …” ibaresinin iptali istemi yönünden:
632 sayılı KHK kapsamında kadrolu öğretmenliğe geçenler, sözleşmeli olarak en son görev yaptıkları yerlerde doğrudan; KPSS’ye dayalı olarak ataması yapılan öğretmenler ise, tercihleri doğrultusunda puan üstünlüğüne göre atandığından; Yönetmelikte öngörülen son atanılan yerde en az bir yıl çalışma süresinin hesabında, KPSS puan üstünlüğüne göre atananların sözleşmeli öğretmenlikte geçen sürelerinin sayılmasına imkan bulunmadığı,
Bu durumda; Yönetmeliğe göre, eş durumu özrüne bağlı olarak yapılacak atamalarda, öğretmenlikte en az bir yıl çalışmış olmanın yeterli olmadığı, en son görev yapılan yerde en az bir yıl çalışılmış olması gerektiğinden, KPSS puan üstünlüğüne göre ataması yapılan öğretmenlerin sözleşmeli öğretmenlikte geçen sürelerinin bir yıllık süreden sayılmamasında eksiklik bulunmadığından dava konusu Kılavuz hükmünde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle,
Kılavuz’un, “2. GENEL HÜKÜMLER” başlıklı kısmının üçüncü paragrafında geçen “…31 Aralık 2011…” tarihinin ve yine aynı kısmın dördüncü paragrafında yer alan “… 632 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamında …” ibarelerinin iptali istemi yönünden davanın reddine; Kılavuz’un “1. İLGİLİ MEVZUAT” başlığından sonra gelen ilk fıkrasında yer alan “…iller arası…” ibaresinin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, Daire kararının iptale ilişkin kısmının temyizen incelenerek bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, savunma verilmememiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının temyize konu iptale ilişkin kısmının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerine uyulmamış olunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkün olduğu belirtilmiş; 4. fıkrasında, “Danıştayın ilk derece mahkemesi olarak baktığı davaların temyizen incelenmesinde bu madde ile ısrar hariç 50. madde hükümleri kıyasen uygulanır.” denilmiş; 50. maddesinin 4. fıkrasında ise Danıştayın bozma kararına uyulduğu takdirde, bu kararın temyiz incelemesinin, bozma kararına uygunlukla sınırlı olarak yapılacağı hükme bağlanmıştır.
Danıştay İkinci Dairesi kararının temyize konu iptale ilişkin kısmı; Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 12/12/2019 tarih ve E:2018/1398, K:2019/6399 sayılı bozma kararında belirtilen gerekçeler göz önüne alınarak verilmiş olduğundan, usul ve hukuka uygun kararın bozulmasını gerektirecek bir husus bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Yukarıda özetlenen gerekçeyle kısmen iptale, kısmen davanın reddine yönelik Danıştay İkinci Dairesinin 08/03/2022 tarih ve E:2020/1910, K:2022/1112 sayılı kararının temyize konu iptale ilişkin kısmının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 26/12/2022 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY
X- 06/05/2010 tarih ve 27573 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Millî Eğitim Bakanlığı Öğretmenlerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği’nin 35. maddesinde, özür durumundan yer değiştirmelere ilişkin genel kurallar hüküm altına alınmış olup; anılan maddenin 2. fıkrasında, il içinde ve iller arasında yapılacak özür durumuna bağlı yer değiştirmelere ilişkin duyuru ve başvuruların birlikte alınacağına dair düzenlemeye yer verilmiş fakat anılan düzenlemede bütün özür gruplarının aynı Kılavuz’da düzenlenmesi gerektiği yönünde bir kurala yer verilmemiştir.
Davalı idare tarafından, uyuşmazlık konusu Kılavuz, 652 sayılı Kanun Hükmünde Kararname dolayısıyla yapılacak yeni düzenlemeler nedeniyle geçiş dönemine münhasır ortaya çıkan zorunluluk nedeniyle, Anayasa’da da özel bir düzenleme şeklinde yer alan aile bütünlüğünün korunması açısından özel bir öneme sahip olan “eş durumu özrü”ne ilişkin olarak yayımlanmıştır.
Bu itibarla, idarenin burada takdir hakkını kullanarak özel bir öneme sahip olan “eş durumu” özrüne ilişkin olarak Kılavuz yayımlamasında hukuka aykırılık olmadığı gibi, diğer özür gruplarına aynı Kılavuz’da yer verilmemesinin eksik düzenleme olarak kabul edilemeyeceği sonucuna varılmıştır.
Bu nedenle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulü, Daire kararının iptale ilişkin kısmının bozulması gerektiği oyuyla çoğunluk kararına katılmıyoruz.