Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2022/2278 E. 2022/4001 K. 26.12.2022 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2022/2278 E.  ,  2022/4001 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2022/2278
Karar No : 2022/4001

TEMYİZ EDEN (DAVALI) :… Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) :… Sendikası
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay İkinci Dairesinin 08/03/2022 tarih ve E:2020/1903, K:2022/1113 sayılı kararının iptale ilişkin kısmının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 14/12/2011 tarihinde yayımlanan Öğretmenlerin Eş Durumu Özrüne Bağlı Yer Değiştirme Kılavuzu’nun, “1. İLGİLİ MEVZUAT” başlığı kısmında il içi atamalara yer verilmemesine ilişkin eksik düzenlemenin, “2.3. Başvuru Şartları” başlıklı maddesinde yer alan “…31 Aralık 2011 tarihi itibarıyla…” ibaresi ile aynı maddenin 3. fıkrasının ve “3. EŞ DURUMU ÖZRÜ” başlıklı maddenin “1. Kimler Başvurabilecek” kısmının eksik düzenleme nedeniyle iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay İkinci Dairesinin 08/03/2022 tarih ve E:2020/1903, K:2022/1113 sayılı kararıyla;
Danıştay İkinci Dairesinin, dava konusu Kılavuz’un, “1. İLGİLİ MEVZUAT” başlığı kısmında il içi atamalara yer verilmemesine ilişkin eksik düzenlemenin, “2.3. Başvuru Şartları” başlıklı maddesinde yer alan “…31 Aralık 2011 tarihi itibarıyla…” ibaresi ile aynı maddenin 3. fıkrasının iptali istemleri yönünden karar verilmesine yer olmadığı; “3. EŞ DURUMU ÖZRÜ” başlıklı maddesinin “1. Kimler Başvurabilecek” kısmının eksik düzenleme nedeniyle iptali yolunda verdiği 26/02/2018 tarih ve E:2016/549, K:2018/1156 sayılı kararın, Kılavuz’un “2.3. Başvuru Şartları” başlıklı maddesinde yer alan “…31 Aralık 2011 tarihi itibarıyla…” ibaresi ile aynı maddenin 3. fıkrasının iptali istemi yönünden karar verilmesine yer olmadığına ve Kılavuz’un “3. Eş Durumu Özrü” başlıklı maddesinin “1. Kimler Başvurabilecek” kısmının eksik düzenleme nedeniyle iptaline ilişkin kısımlarının, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 12/12/2019 tarih ve E:2018/2793, K:2019/6401 sayılı kararı ile bozulması üzerine, bozma kararına uyularak;
652 sayılı Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin (KHK) -dava konusu Kılavuz’un yayımlandığı tarihteki hâliyle- 36. ve 37.; 06/05/2010 tarih ve 27573 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Millî Eğitim Bakanlığı Öğretmenlerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği (Yönetmelik)’nin 35. ve 37. madde hükümlerine yer verildikten sonra;
652 sayılı KHK’nın Geçici 6. maddesi hükmü gereği, Kılavuz’un yayımlandığı tarihte yürürlükte bulunan ve 06/05/2010 tarih ve 27573 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Millî Eğitim Bakanlığı Öğretmenlerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği’nin, 652 sayılı KHK’ya aykırı olmayan hükümlerinin dava konusu uyuşmazlık hakkında uygulanacağı,
Öte yandan; 652 sayılı KHK’nın 37. maddesinin 3. fıkrasının “Bakanlıkça belirlenen özür gruplarına bağlı yer değiştirmeler ise yaz tatillerinde yapılır.” biçimindeki son cümlesinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesinin 06/02/2013 tarih ve E:2011/123, K:2013/26 sayılı kararının gerekçesi incelendiğinde; kararda, özür durumuna bağlı yer değiştirmelerin sadece yaz tatillerinde yapılmasının, özür gruplarına ilişkin yer değiştirmelere zaman yönünden kısıtlama getirdiği ve bu durumun da hukuka aykırı olduğunun vurgulandığı; anılan kararın, Millî Eğitim Bakanlığı Öğretmenlerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği’nin uygulanmasını tamamen ortadan kaldıracak nitelikte olmadığı ve tüm Yönetmelik maddelerini hukuka aykırı kıldığından da söz edilemeyeceği, dolayısıyla dava konusu Kılavuz’un dayanaksız kaldığından bahsedilemeyeceğinin kabulü gerektiği,
Dava konusu Kılavuz’un “2.3. Başvuru Şartları” başlıklı maddesinde yer alan “…31 Aralık 2011 tarihi itibarıyla…” ibaresi ile aynı maddenin 3. fıkrasının iptali istemi yönünden:
13/12/2011 tarih ve Basın Duyurusu ile dava konusu Kılavuz’da atama işlemlerinin 30/12/2011 tarihi itibarıyla yapılacağı öngörüldüğünden, sigortalılık süresinin hesabında ve adaylıkların kaldırılmış veya kaldırılacak olması için 31 Aralık 2011 tarihinin esas alınmasında hukuka aykırılık bulunmadığı,
Dava konusu Kılavuz’a göre üst norm niteliğindeki Yönetmeliğin 35. maddesinin 4. fıkrasında; bu Yönetmeliğin 14. (Açıktan ve kurumlar arası yeniden atama) ve 15. (Açıktan ilk atama, kurum içi ve kurumlar arası ilk atama) maddeleri kapsamında öğretmenliğe atananların, özür durumundan yer değiştirme isteğinde bulunabilmesi için son olarak atandıkları görev yerlerinde en az bir yıl süreyle görev yapmış olmaları gerektiğinin vurgulandığı, anılan hüküm gereğince, eş durumu özrüne bağlı yer değişikliği talebinde bulunacak öğretmenlerin son görev yaptıkları yerde en az bir yıl çalışmalarının mecburi olduğu,
Danıştay İkinci ve Onikinci Dairelerince yapılan müşterek toplantı sonucunda verilen 26/11/2014 tarih ve E:2010/2779, K:2014/11087 sayılı kararla, bir yıl süreyle görev yapma şartı sadece sağlık durumu özrü yönünden hukuka aykırı bulunarak, 35. maddenin 3. ve 4. fıkralarının iptal edildiği, sağlık özrü hariç diğer düzenlemeler yönünden ise davanın reddedildiği,
Bu itibarla; Yönetmeliğe göre, eş durumu özrüne bağlı yer değişikliği başvurusunda bulunulabilmesi için en son görev yapılan yerde en az bir yıl çalışılmış olması gerektiğinden, dava konusu edilen ve bir yıl süreyle çalışma şartı arayan Kılavuz düzenlemesinde hukuka aykırılık görülmediği,
Kılavuz’un “3. EŞ DURUMU ÖZRÜ” başlıklı maddesinin “1. Kimler Başvurabilecek” kısmının eksik düzenleme nedeniyle iptali istemi yönünden:
Davacı Sendika tarafından; önceki yıllara ilişkin yayımlanan kılavuzların aksine, “eşi, 506 sayılı Kanun’un 20. maddesine göre, bankalar için kurulmuş özel emeklilik sandığına tabi olarak çalışanların; eşi, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ve benzeri kurumlarda çalışanların; eşi emekli olan öğretmenlerin, eşinin emekli olduğu tarihten itibaren altı ay içinde bir defaya mahsus olmak üzere, yer değiştirme isteğinde bulanabileceklerine” ilişkin düzenlemelere Kılavuz’da yer verilmemesinin dayanağının ve somut gerekçelerinin bulunmadığının ileri sürüldüğü,
Yönetmeliğin, “Eş Durumu Özrü” başlıklı 37. maddesinin 2. fıkrası incelendiğinde, düzenlemenin amacının; eşi kamu kurum ve kuruluşları ile özel sektörde belli bir süre görev yapmış bulunan öğretmenlerin eş durumu özrüne bağlı olarak atanmasına imkan sağlamak suretiyle Anayasa ile koruma altına alınan aile bütünlüğünün sağlanması ve bu şekilde kamu hizmetinin daha verimli bir şekilde yürütülmesi olduğunun anlaşıldığı,
Bu nedenle, Kılavuzda; eşi, 506 sayılı Kanun’un 20. maddesine göre, bankalar için kurulmuş özel emeklilik sandığına tabi olarak çalışanlar ile eşi, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ve benzeri kurumlarda çalışanlara eş durumu özrüne bağlı yer değişikliği hakkı verilmemesinin Yönetmeliğin amacına aykırı olduğu sonucuna ulaşıldığı,
Ayrıca, Yönetmeliğin 37. maddesinin 4. fıkrasıyla; eşi emekli olan öğretmenlere, eşlerinin emeklilik tarihinden sonraki altı ay ile sınırlı olmak ve bir defaya mahsus olmak üzere ilk yer değiştirme döneminde eşinin ikamet ettiği yere yer değiştirme isteğinde bulunabileceğine yönelik tanınan hakkın, dava konusu Kılavuz’da yer verilmemek suretiyle, üst hukuk normuna aykırı şekilde ortadan kaldırıldığının görüldüğü,
Bu nedenlerle; Kılavuz’un davaya konu edilen kısmının, eş durumu özrüne bağlı yer değiştirme başvurusunda bulunacaklar yönünden mevzuata aykırı şekilde eksik düzenlenmesinde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle,
Kılavuzun “2.3. Başvuru Şartları” başlıklı maddesinde yer alan “…31 Aralık 2011 tarihi itibarıyla…” ibaresi ile aynı maddenin 3. fıkrasının iptali istemi yönünden davanın reddine; Kılavuz’un, “3. Eş Durumu Özrü” başlıklı maddesinin “1. Kimler Başvurabilecek” kısmının ise (eşi, 506 sayılı Kanun’un 20. maddesine göre, bankalar için kurulmuş özel emeklilik sandığına tabi olarak çalışanlara; eşi, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ve benzeri kurumlarda çalışanlara; eşi emekli olan öğretmenlerin, eşinin emekli olduğu tarihten itibaren altı ay içinde bir defaya mahsus olmak üzere, yer değiştirme isteğinde bulanabileceklerine yer verilmemesi yönünden) eksik düzenleme nedeniyle iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, Sosyal Güvenlik Reformu kapsamında, sosyal güvenlik kurumunun şemsiye kuruluş niteliği kazandığı, Millî Eğitim Bakanlığının da uygulamaları ile emeklilik ve sağlık hizmetlerinin tek merkezden yürütülmesine yönelik politikaları desteklemek amacıyla eşi, 506 sayılı Kanun’un 20. maddesine göre, bankalar için kurulmuş özel emeklilik sandığına tabi olarak çalışanlar ile eşi, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ve benzeri kurumlarda çalışanlara eş durumu özrüne bağlı yer değişikliği hakkı tanımadığı; eşi emekli olanlara eş durumu özrüne bağlı olarak yer değiştirme hakkı tanınmamasının kamu yararına, kanuna ve hizmet gereklerine uygun olduğu, eğitim öğretim döneminin ortası yerine dönem sonunda bu kişilerin atamasının yapılmasının mümkün olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, savunma verilmememiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının temyize konu iptale ilişkin kısmının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerine uyulmamış olunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkün olduğu belirtilmiş; 4. fıkrasında, “Danıştayın ilk derece mahkemesi olarak baktığı davaların temyizen incelenmesinde bu madde ile ısrar hariç 50. madde hükümleri kıyasen uygulanır.” denilmiş; 50. maddesinin 4. fıkrasında ise Danıştayın bozma kararına uyulduğu takdirde, bu kararın temyiz incelemesinin, bozma kararına uygunlukla sınırlı olarak yapılacağı hükme bağlanmıştır.
Danıştay İkinci Dairesi kararının temyize konu iptale ilişkin kısmı; Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 12/12/2019 tarih ve E:2018/2793, K:2019/6401 sayılı bozma kararında belirtilen gerekçeler göz önüne alınarak verilmiş olduğundan, usul ve hukuka uygun kararın bozulmasını gerektirecek bir husus bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Yukarıda özetlenen gerekçeyle kısmen iptale, kısmen davanın reddine yönelik Danıştay İkinci Dairesinin 08/03/2022 tarih ve E:2020/1903, K:2022/1113 sayılı kararının temyize konu iptale ilişkin kısmının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 26/12/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.