Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2022/2234 E. 2023/44 K. 23.01.2023 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2022/2234 E.  ,  2023/44 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2022/2234
Karar No : 2023/44

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Vasisi …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurulu
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Beşinci Dairesinin 30/11/2021 tarih ve E:2018/3384, K:2021/4209 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının, 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname’nin 3/1. maddesi uyarınca FETÖ ile irtibatı ve iltisakı olduğu gerekçesiyle meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun … tarih ve … sayılı kararı ile bu karara karşı yapılan yeniden inceleme talebinin reddine ilişkin aynı Kurulun … tarih ve … sayılı kararının iptaline ve bu kararlar nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının işlem tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine ve özlük haklarının iadesine karar verilmesi istenilmiştir.
Daire kararının özeti:Danıştay Beşinci Dairesinin 30/11/2021 tarih ve E:2018/3384, K:2021/4209 sayılı kararıyla;
Davalı idarenin usule ilişkin itirazları yerinde ve davacının Anayasa’ya aykırıIık iddiası ciddi görülmeyerek işin esasına geçilmiş,
“Maddi Olay ve Hukuki Süreç” ile “İlgili Mevzuat”a yer verilmiş; “Yargılamada İzlenen Usul ve Süreç”, “FETÖ’ye İlişkin Tespit ve Değerlendirmeler”, “Demokratik Anayasal Düzene Sadakat Yükümlülüğü”, “Dava Konusu Edilen Kararın Hukuki Niteliği” başlıkları altında genel; “Kişiselleştirme ve Delillerin Değerlendirilmesi” başlığı altında hem genel hem de davacıya özel değerlendirmelerde bulunularak,
Davacı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Davacının, ceza yargılaması sonucunda …. Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üyelik suçundan 9 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, anılan karara karşı yapılan istinaf başvurusunun … Bölge Adliye Mahkemesi … Ceza Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararı ile esastan reddine karar verildiği, anılan bu kararın temyizi üzerine … Ceza Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla mahkumiyet kararının 17/12/2018 tarihinde onanarak kesinleştiği,
ByLock delili yönünden, davacı hakkında düzenlenen “ByLock Tespit ve Değerlendirme Tutanağı”, “ByLock CBS Sorgu Sonucu Raporu” ve Ceza Mahkemesi kararındaki tespitlerin birlikte incelenmesinden; davacının “…” ID numarasıyla ve bir kullanıcı adı ve şifre almak suretiyle bu ağa dâhil olduğunun anlaşıldığı,
Davacı hakkındaki tanık beyanları yönünden, davacının örgütün içinde yer aldığına, staj döneminde bir grubun sorumlu abisi olduğuna, HSK seçimlerinde tutum ve davranışlarından dolayı örgüt mensubu olduğu alenileşen isimler arasında bulunduğuna, örgütün sohbet grubunda yer aldığına, örgüt toplantılarına katıldığına, örgütün Vefa Biriminde yer aldığına ve diğer hususlara yönelik verilen ifadeler ile davacının ifadelere karşı beyanlarının değerlendirilmesi sonucunda, davacının beyanlarına itibar edilmeyerek FETÖ ile süregelen bir ilişki içerisinde olduğu sonucuna varıldığı,
YARSAV üyeliği yönünden, davacının YARSAV üyeliğinin FETÖ ile iltisak ve irtibatına yönelik destekleyici bir unsur olarak değerlendirldiği,
Diğer hususlar yönünden, FETÖ’nün Adalet Bakanlığında ve HSK’da etkin olduğu dönemde 2012-2013 yılları arasında (14 ay) yurt dışına dil eğitimine gönderildiğine ilişkin tespitin davacı hakkındaki diğer tespitlerle birlikte değerlendirildiğinde, davacının anılan örgütle iltisak ve irtibatına yönelik destekleyici bir unsur olduğu belirtilerek,
Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile kararda yer verilen açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının, FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu ve bu nedenle demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, dava konusu kararla özel hayatına saygı hakkına yapılan müdahalenin AİHS ve Anayasa anlamında durumun gerektirdiği ölçüde bir tedbir niteliğinde olduğu anlaşıldığından dava konusu kararda hukuka aykırılık görülmediği,
Dava konusu kararda hukuka aykırılık görülmediğinden davacının bu kararlar nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesi ve özlük haklarının iadesine karar verilmesine yönelik isteminin de reddi gerektiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, 667 sayılı KHK’nın dava konusu olayda uygulanma olanağının bulunmadığı, davalı idarenin takdir yetkisinin sınırsız olmadığı, hiç kimsenin işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı fiillerinden dolayı cezalandırılamayacağı, dava konusu meslekten çıkarma işleminin ceza niteliğinde olduğu, bu sebeple 2802 sayılı Kanundaki ve AİHS’nin 6. maddesi kapsamındaki bütün usulü güvencelerden yararlandırılması gerektiği, ancak davacıya savunma hakkı tanınmadığı, aleyhindeki suçlamalara dair delillerinin tarafına tebliğ edilmediği, çekişmeli yargı hakkının ihlal edildiği; ByLock uygulamasını indirip kullanmadığı, bu konudaki suçlamaları kabul etmediği, bu uygulamayı kullandığına dair adli ya da idari makamlarca düzenleniş teknik ve bilirkişi incelemesi içeren raporların bulunmadığı; dosya içeriğindeki tanık beyanlarının soyut nitelikte ve görgüye dayanmadığı, tanık ifadelerinin gerçeği yansıtmadığı, aleyhine beyanda bulunan tanıkların etkin pişmanlıktan yararlanan, tanımadığı kişiler olduğu, salt kendini kurtarma gayesi ile beyanda bulundukları, bu tanıklara soru sorma hakkı verilmediği, duruşmada sanık huzurunda ifadelerini tekrar etmedikleri, itirafçı tanık beyanlarına bu sebeplerle itibar edilemeyeceği; YARSAV’ın bağımsız yargıçların kendi aralarında oluşturduğu bir oluşum olduğu, hiçbir bağımsız yargıcın özgür iradesi ile faaliyetine katıldığı bağımsız bir oluşumun faaliyetleri nedeniyle cezai sorumluluğa tabi tutulamayacağı; davacı hakkında uygulanan meslekten çıkarma tedbirin AİHS’nin 15. maddesinde belirtilen şartları taşımadığı, geçici nitelikte ve OHAL süresiyle uygulanması gerekirken süresiz olarak tesis edildiği ve bu haliyle de ölçülü olmadığı, durumun gerektirdiği ölçüde olduğunun kabulünün mümkün olmadığı; davacının masumiyet karinesinin, 8. maddedeki özel hayata saygı hakkının; öte yandan ayrımcılık yasağının ve mülkiyet hakkının ihlal edildiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin temyize konu 30/11/2021 tarih ve E:2018/3384, K:2021/4209 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 23/01/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.