Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2022/2141 E. 2022/3865 K. 21.12.2022 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2022/2141 E.  ,  2022/3865 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2022/2141
Karar No : 2022/3865

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onuncu Dairesinin 20/12/2021 tarih ve E:2020/999, K:2021/6495 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 24/11/2019 tarihinde gerçekleştirilen arabuluculuk sınavında davacının başarısız sayılmasına ilişkin işlemin, bu işleme dayanak alınan 02/08/2019 tarihinde yayımlanan “2019 Adalet Bakanlığı Arabuluculuk Sınavı” ilanının ve söz konusu ilanın (D) maddesinde yer alan “alması koşuluyla, en yüksek puan alan adaydan başlamak üzere bu ilanda belirtilen arabulucu ihtiyaç sayısı kadar aday” ibaresinin, bunlara dayanak alınan 02/06/2018 tarih ve 30439 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 39. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “Sınav Bakanlık tarafından belirlenen arabulucu ihtiyaç sayısına göre yapılır. Sınavın yapılacağı yer, tarih ve saat Daire Başkanlığınca belirlenir.” cümleleri ile 45. maddesinde yer alan “en yüksek puan alan adaydan başlamak üzere sınav ilanında belirtilen arabulucu ihtiyaç sayısı kadar” ibaresinin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onuncu Dairesinin 20/12/2021 tarih ve E:2020/999, K:2021/6495 sayılı kararıyla;
Dava konusu Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 39. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “Sınav Bakanlık tarafından belirlenen arabulucu ihtiyaç sayısına göre yapılır.” şeklindeki birinci cümlesi ile 45. maddesinde yer alan “en yüksek puan alan adaydan başlamak üzere sınav ilanında belirtilen arabulucu ihtiyaç sayısı kadar” ibaresinin iptali istemi yönünden yapılan inceleme:
Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’in 1. maddesi uyarınca, davaya konu Yönetmelik’in 39. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “Sınav Bakanlık tarafından belirlenen arabulucu ihtiyaç sayısına göre yapılır.” hükmünün yürürlükten kaldırıldığı, ayrıca anılan Yönetmelik’in 2. maddesi ile de dava konusu Yönetmelik’in 45. maddesinin tamamının değiştirildiği,
Bu haliyle, anılan Yönetmelik’in dava konusu 39. maddesinin 1. fıkrasının 1. cümlesi ile 45. maddesinin davaya konu kısmı yönünden konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine hukuki olanak bulunmadığı,
Dava konusu, 02/08/2019 tarihinde yayımlanan “2019 Adalet Bakanlığı Arabuluculuk Sınavı” ilanı ve söz konusu ilanın (D) maddesinde yer alan “alması koşuluyla, en yüksek puan alan adaydan başlamak üzere bu ilanda belirtilen arabulucu ihtiyaç sayısı kadar aday” ibaresi ve davacının sınavda başarısız sayılma işlemi yönünden yapılan inceleme:
Her ne kadar karar tarihi itibarıyla yürürlükten kaldırılmış veya değiştirilmiş ise de, dava konusu edilen sınav ilanına, sınav ilanında yer alan ibareye ve ayrıca dava konusu uygulama işlemlerinin tesis edilmesine dayanak olarak alınması sebebiyle Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 39. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “Sınav Bakanlık tarafından belirlenen arabulucu ihtiyaç sayısına göre yapılır.” cümlesi ile 45. maddesinde yer alan “en yüksek puan alan adaydan başlamak üzere sınav ilanında belirtilen arabulucu ihtiyaç sayısı kadar” ibaresinin de hukuka uygunluk incelemesinin yapılması gerektiğinin açık olduğu,
6325 sayılı Kanun’un 20, 28 ve 36. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde; arabulucular siciline kaydedilebilmek için arabuluculuk eğitimini tamamlamak ve Bakanlıkça yapılan yazılı sınavda başarılı olmak gerektiği, yapılacak olan yazılı sınavın ilke ve kurallarının belirlenmesi ve Kanun’un uygulanmasını gösteren diğer hususların Bakanlık tarafından çıkarılacak Yönetmelik ile düzenleneceği; bu haliyle yazılı sınavın ilke ve kurallarına ilişkin bulunan dava konusu Yönetmelik ile yapılan düzenlemelerin, anılan Kanun’un verdiği yetki kapsamında kaldığının anlaşıldığı,
Buna göre, anılan yetkiye istinaden davalı idarenin, yapılacak sınavda başarı şartını objektif bir şekilde belirleyerek yeterlilik sınavı esasına göre asgari puan kriteri (70 puan) yanında, ihtiyaç duyulan sayıda arabulucunun sisteme giriş yapmasını teminen kontenjan (sınav ilanında belirtilen arabulucu ihtiyaç sayısı kadar aday) kriteri getirmesinde ve adaylar içinde en başarılı olanların yarışma sınavı esasına göre tespit edilmesi amacıyla puan sıralaması öngörmesinde, Kanun’a, hizmet gereklerine ve kamu yararına aykırılık bulunmadığı,
Diğer taraftan, arabulucu ihtiyaç sayısını belirlemede idarenin takdir yetkisine sahip olduğu, söz konusu yetkinin ise sınırsız olamayacağı açık ise de; davalı Bakanlıkça dava konusu sınav ilanında duyurulan sayının (5.000 kişi) halihazırda görev yapan arabulucu sayısı, arabuluculuk başvuruları, sisteme dahil edilmesi beklenen dosya sayısı, arabulucu başına düşen tahmini dosya miktarı ve diğer sayısal verilerden oluşan ölçütler dikkate alınarak belirlendiği, ayrıca idarenin arabulucu ihtiyacını karşılamak amacıyla belirlediği kontenjanın tamamını tek seferde yapılacak sınavla tüketme yükümlülüğü olduğundan da söz edilemeyeceği anlaşıldığından, idarenin takdir yetkisini hukuksal çerçeve içinde kamu yararı ve hizmet gereklerini gözeterek kullandığı sonucuna varıldığı,
Her ne kadar davacı tarafından, sınava ilişkin ilke ve kurallar kapsamında yer aldığı kabul edildiği takdirde ihtiyaç duyulan arabulucu sayısını belirleme yetkisinin Arabuluculuk Kuruluna ait olduğu, bu nedenle dava konusu Yönetmelik hükümlerinde yetki yönünden hukuka uyarlık bulunmadığı ileri sürülmekte ise de; 6325 sayılı Kanun’un 32. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinde, bu Kanun’a göre çıkarılması gereken yönetmelik taslaklarına gerekirse değişiklik yaparak son şeklini vermenin Arabuluculuk Kurulunun görevleri arasında sayıldığı ve bu hükme uygun olarak dava konusu Yönetmelik yayımlanmadan önce adı geçen Kuruldan olumlu görüş alındığı anlaşıldığından, davaya konu kontenjan (ihtiyaç sayısı) kuralının Arabuluculuk Kurulunun da onayından geçmesi karşısında, söz konusu iddiaya itibar edilmediği,
Bu haliyle, hukuka uygun olduğu anlaşılan Yönetmelik düzenlemeleri kapsamında yayımlanan sınav ilanında ve ilanda yer alan “alması koşuluyla, en yüksek puan alan adaydan başlamak üzere bu ilanda belirtilen arabulucu ihtiyaç sayısı kadar aday” ibaresinde hukuka aykırılık görülmediği,
Öte yandan, hukuka uygun olduğu anlaşılan Yönetmelik maddelerine dayanılarak ve söz konusu Yönetmelik maddelerinde getirilen düzenlemelere uygun olarak, 24/11/2019 tarihinde gerçekleştirilen davaya konu sınavda, ilanda belirtilen 5.000 kişilik ihtiyaç sayısı da göz önünde bulundurulmak suretiyle yapılan sıralama sonucuna göre 91 ve üzeri puan alan adayların başarılı kabul edildiği dikkate alındığında; 72 puan alan davacının söz konusu başarı sıralaması içinde yer almadığı anlaşıldığından, sınavda başarısız sayılmasına yönelik dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı,
Bununla birlikte; Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü Arabuluculuk Daire Başkanlığının resmi internet sitesinde 08/11/2021 tarihinde yapılan duyuruda; 24/11/2019 tarihinde yapılan arabuluculuk sınavında yer alan soruların bir kısmının hatalı olduğu iddiasıyla açılan davada, … İdare Mahkemesince 3 sorunun iptal edilmesi üzerine Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi tarafından, Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 46. maddesinin 5. fıkrası uyarınca sınav sonuçları tekrar değerlendirilerek yeni bir başarı listesi oluşturulduğu, yeni oluşturulan listeye göre, en yüksek puan alan adaydan başlamak üzere ilanda belirtilen ihtiyaç sayısı kadar adayın (5.000 arabulucu) başarılı sayıldığı, ayrıca 5.000. adayın puanının 92,78 puan olması nedeniyle aynı puanı alan adayların da başarılı sayıldığı hususlarına yer verildiği dikkate alındığında; davacının oluşan bu yeni duruma göre başarı durumunun yeniden değerlendirilmesi gerektiğinin de açık olduğu,
Dava konusu Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 39. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “Sınavın yapılacağı yer, tarih ve saat Daire Başkanlığınca belirlenir.” şeklindeki ikinci cümlesinin iptali istemi yönünden yapılan inceleme:
Arabuluculuk hizmetlerinin düzenli ve verimli olarak yürütülmesini sağlamak, arabuluculuk ile ilgili istatistikleri tutarak ülke çapında arabuluculuk uygulamalarını izlemek, dolayısıyla arabulucuların nitelik ve nicelik olarak yeterliliğini takip ederek ihtiyaç bulunduğunun tespiti halinde sınav yapılmasına karar vermek noktasında kanunen görevli kılınan Daire Başkanlığının, sınavın yapılacağı tarih, saat ve yeri belirlemesine yönelik dava konusu düzenlemenin, davalı Bakanlığa dayanak Kanun’la verilen düzenleme yetkisi kapsamında ve kanuna uygun olarak getirildiği sonucuna varıldığı,
Ayrıca, 6325 sayılı Kanun’un 32. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendi kapsamında dava konusu Yönetmelik yayımlanmadan önce Arabuluculuk Kurulundan olumlu görüş alındığı dikkate alındığında; davaya konu sınavın yapılacağı yerin, tarihin ve saatin belirlenmesinde Daire Başkanlığı’na yetki verilmesi hususunun Arabuluculuk Kurulunun da onayından geçtiğinin görüldüğü,
Bu itibarla, 6325 sayılı Kanun’un uygulanmasını sağlamak amacıyla getirilen dava konusu düzenlemede, Kanun’a, hizmet gereklerine ve kamu yararına aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle,
Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 39. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “Sınav Bakanlık tarafından belirlenen arabulucu ihtiyaç sayısına göre yapılır.” şeklindeki birinci cümlesi ile 45. maddesinde yer alan “en yüksek puan alan adaydan başlamak üzere sınav ilanında belirtilen arabulucu ihtiyaç sayısı kadar” ibaresinin iptali istemi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, aynı Yönetmelik’in 39. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “Sınavın yapılacağı yer, tarih ve saat Daire Başkanlığınca belirlenir.” şeklindeki ikinci cümlesinin, 02/08/2019 tarihinde yayımlanan “2019 Adalet Bakanlığı Arabuluculuk Sınavı” ilanının ve söz konusu ilanın (D) maddesinde yer alan “alması koşuluyla, en yüksek puan alan adaydan başlamak üzere bu ilanda belirtilen arabulucu ihtiyaç sayısı kadar aday” ibaresinin, davacının 24/11/2019 tarihinde gerçekleştirilen arabuluculuk sınavında başarısız sayılmasına ilişkin işlemin iptali istemi yönünden davanın reddine, netice itibarıyla dava konusu düzenlemelerin yürürlükte olduğu tarihte hukuka uygun oldukları ve bireysel işlem yönünden de hukuka aykırılık bulunmadığı göz önünde bulundurularak toplam 351,70 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 4.500,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, davaya konu düzenleyici ve bireysel işlemlerin Anayasa’ya aykırı olarak ihdas edildiği, davalı idarece, bahse konu işlemlerin kamu yararının ve hizmet gereklerinin gözetilmesi suretiyle düzenlendiğinin ortaya konulamadığı, Dairece hiçbir gerekçe gösterilmeden bahse konu işlemlerin her iki açıdan da hukuka uygun olduğu sonucuna varıldığı, sınav sonuçlarına itiraz aşaması ve itiraz için öngörülen usulün hukuka aykırı olduğu, bu nedenle dava konusu işlemin bu süreçte de sakatlandığı, arabuluculuk sınavında uygulanan kota ile, hukuka aykırı olarak yönetmelikle idareye tanınan işlem yapma yetkisinin sınırlarının aşılmasının söz konusu olduğu, arabuluculuk sınavının, ülkedeki diğer sınavlar gibi düzenli ve objektif kriterlere göre yapılmadığı, Daire kararında da bu hususların irdelenmediği, sınavı düzenleyen Adalet Bakanlığının üst düzey yetkilileri ile yine devletin farklı kademelerinde görev yapan üst düzey bürokratların, hatta iki yüze yakın milletvekilinin arabuluculuk sınavına girmiş olmasının “eşit yarışma ilkesinin ihlali” niteliğinde olduğu, Daire kararının bozulması ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı idare üzerinde bırakılması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Onuncu Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Yukarıda özetlenen gerekçeyle kısmen davanın reddine, kısmen karar verilmesine yer olmadığına ilişkin Danıştay Onuncu Dairesinin temyize konu 20/12/2021 tarih ve E:2020/999, K:2021/6495 sayılı kararının ONANMASINA,
3.Kesin olarak, 21/12/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.