Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2022/1917 E. 2022/3911 K. 22.12.2022 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2022/1917 E.  ,  2022/3911 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2022/1917
Karar No : 2022/3911

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … adına vasisi …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurulu
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Beşinci Dairesinin 23/11/2021 tarih ve E:2016/58196, K:2021/4001 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname’nin 3/1. maddesi uyarınca FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle davacının meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun … tarih ve … sayılı kararı ile bu karara karşı yapılan yeniden inceleme talebinin reddine ilişkin aynı Kurulun … tarih ve … sayılı kararının iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 23/11/2021 tarih ve E:2016/58196, K:2021/4001 sayılı kararıyla;
Davacının, bakılmakta olan dosya ile Dairelerinin E:2016/43029 sayılı esasına kayıtlı dosyanın birleştirilmesi talebi yerinde görülmeyerek işin esasına geçilmiş,
“Maddi Olay ve Hukuki Süreç” ile “İlgili Mevzuat”a yer verilmiş; “Yargılamada İzlenen Usul ve Süreç”, “FETÖ’ye İlişkin Tespit ve Değerlendirmeler”, “Demokratik Anayasal Düzene Sadakat Yükümlülüğü”, “Dava Konusu Edilen Kararların Hukuki Niteliği” başlıkları altında genel; “Kişiselleştirme ve Delillerin Değerlendirilmesi” başlığı altında hem genel hem de davacıya özel değerlendirmelerde bulunularak,
Davacı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Davacının, ceza yargılaması sonucunda Yargıtay … Ceza Dairesinin (İlk Derece) … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üyelik suçundan 9 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, anılan karara karşı yapılan temyiz başvurusunun Yargıtay Ceza Genel Kurulunun … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla reddedilerek mahkumiyet kararının onanmasına karar verilmesi üzerine, anılan mahkumiyet kararının 26/09/2017 tarihinde kesinleştiğinin görüldüğü,
ByLock delili yönünden, davacı hakkında düzenlenen “ByLock Tespit Tutanağı”nın incelenmesinden; davacı tarafından … GSM numarasından, … IMEI numaralı cihazla ByLock uygulamasının yüklendiğinin anlaşıldığı, öte yandan, ByLock kullanıcılarına ait yazışma içeriklerinde davacının adının geçmesinin, FETÖ ile iltisak ve irtibatını ortaya koyan bir unsur olarak değerlendirildiği,
Davacı hakkındaki tanık beyanları yönünden, davacının örgütün içinde yer aldığına, örgüt elemanı olarak ilgilileri örgütün sohbet adını verdiği toplantılara çağırma gibi görevleri üstlendiğine, 2014 yılı HSK seçimlerinde örgütün sözde ”bağımsız” adaylarını desteklediğine, onlar için oy istediğine ve diğer hususlara yönelik ifadelerin değerlendirilmesi sonucunda, davacının FETÖ ile süregelen bir ilişki içerisinde olduğu sonucuna varıldığı belirtilerek,
Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile kararda yer verilen açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının, FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu ve bu nedenle demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, dava konusu kararlarla özel hayatına saygı hakkına yapılan müdahalenin AİHS ve Anayasa anlamında durumun gerektirdiği ölçüde bir tedbir niteliğinde olduğu anlaşıldığından, dava konusu kararlarda hukuka aykırılık görülmediği,
Öte yandan, davacı tarafından, 26/07/2018 ve 27/09/2018 tarihlerinde İstanbul Nöbetçi Mahkeme Başkanlığı Evrak Havale Bürosu kayıtlarına giren dilekçeler ile göreve iadesine kadar işlemiş tüm maaş, sosyal hak ve yardımların hak ediş tarihinden itibaren en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi talep edilmiş ise de, dosyanın tekemmül aşaması dikkate alındığında ayrı bir davanın konusunu oluşturabilecek nitelikte olan ve davanın genişletilmesi yasağı kapsamında kalan istemin incelenme imkanının bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, meslekten ihracına ilişkin kararın hakimlik teminatına aykırı olduğu, hakkında meslekten çıkarma kararı verilmeden önce yazılı veya sözlü savunmasının alınmamasının hukuka aykırı olduğu, dava konusu kararlarda bireyselleştirme yapılmamasının AİHS’nin 6; Anayasa’nın 36 ve 38. maddelerine aykırılık teşkil ettiği, meslekten çıkarılmasına ilişkin işlem tesis edilmeden önce hakkındaki suçlamaya ilişkin tüm bilgi ve belgelerin tarafına verilmemesi nedeniyle çelişmeli yargılama ve silahların eşitliği ilkelerinin ihlal edildiği, dava konusu kararların tesis edildiği tarihten sonra ortaya konulan delillerin hükme esas alınamayacağı, ByLock uygulamasını kullanmadığı, anılan uygulamayı kullandığına ilişkin User-ID ve operatör eşleşmesinin yapılmadığı, aleyhindeki tanık beyanlarının kötü niyetli ve adının medyadan bilinmesinden dolayı verildiği, beyanda bulunanların kendilerini kurtarma düşüncesiyle beyanda bulundukları, beyanların tanıkların özgür iradesiyle alınmadığı gibi içeriklerinin duyum ve tahmine dayandığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI:Davalı idare tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin temyize konu 23/11/2021 tarih ve E:2016/58196, K:2021/4001 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Adli yardım kararından dolayı ertelenmiş olan temyiz aşamasına ilişkin yargılama giderlerinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin 1. fıkrası uyarınca davacıdan tahsili için Dairesince müzekkere yazılmasına,
4. Kesin olarak, 22/12/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.