Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2022/1615 E. 2023/237 K. 15.02.2023 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2022/1615 E.  ,  2023/237 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2022/1615
Karar No : 2023/237

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay İkinci Dairesinin 16/12/2021 tarih ve E:2018/1345, K:2021/5010 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … Genel Müdürlüğü Satınalma Dairesi Başkanlığında mühendis olarak görev yapan davacı tarafından, 20/12/2010 tarih ve 27791 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü Personeli Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliği’nin 14/10/2017 tarih ve 30210 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yönetmelik ile değişik 8. maddesinin 1. fıkrasının (g) bendinin (1) numaralı alt bendinin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay İkinci Dairesinin 16/12/2021 tarih ve E:2018/1345, K:2021/5010 sayılı kararıyla;
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 3 ve 36.; dava konusu işlem tarihi itibarıyla yürürlükte bulunduğu şekliyle 3046 sayılı Bakanlıkların Kuruluş ve Görev Esasları Hakkında Kanun’un 15.; Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmelik’in 5 ve geçici 3. maddelerine yer verildikten sonra,
Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü Personeli Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliği’nin 15/01/2013 tarih ve 28529 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yönetmelik ile değişik önceki halinin 8. maddesinin 1. fıkrasının (g) bendinin (1) numaralı alt bendi uyarınca, teknik şef pozisyonuna atanabilmek için, mühendislik fakültelerinden veya yüksek öğretim kurumlarının lisans düzeyinde teknik öğrenim veren bölümlerinden mezun olma şartı bulunmaktayken, dava konusu düzenleyici işlemle en az ön lisans düzeyinde teknik öğrenim veren bölümlerden mezun olmanın yeterli görüldüğü; teknik şef olarak görev yapan personelin yüksek öğretim kurumlarının lisans düzeyinde teknik öğrenim veren bölümlerinden mezun olmak kaydıyla teknik uzman, mühendislik fakültelerinden mezun olmak kaydıyla ise başmühendis olarak atanmalarının imkan dahilinde olduğu, bu durumda, ön lisans düzeyinde teknik öğrenim veren bölümlerden mezun olan personel sadece teknik şef pozisyonuna görevde yükselme suretiyle atanabiliyorken, mühendislik fakültelerinden mezun olan personelin teknik uzman ve başmühendis pozisyonlarına atanabildiğinin anlaşıldığı,
Normlar hiyerarşisine aykırı olmayacak şekilde, hizmette etkinliğin sağlanması için gerekli önlemleri alma yetkisine sahip olan idarelerin, görev, yetki ve sorumluluklarını, kamu yararı ve hizmet gerekleri doğrultusunda yerine getirebilmek için teşkilat ve kadro yapılanmalarını belirleyebildikleri dikkate alındığında, Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Yönetmelik’in 5. maddesinin 2. fıkrasının (b) bendindeki düzenleme doğrultusunda, en az ön lisans düzeyinde teknik öğrenim veren bölümlerden mezun olan personelin, teknik şef olarak atanabilmesine imkan verecek şekilde düzenleme yapılmasında ve idarenin takdir yetkisi çerçevesinde teknik öğrenim görmüş olan personelin kariyer yollarının kararda belirtilen şekilde düzenlenmesinde, kamu yararı ve hizmet gereklerinin yanı sıra, kariyer ve liyakat ilkelerine aykırılık görülmediği,
Öte yandan, kamu hizmetlerinin hangi koşullar altında ve nasıl yürütüleceğini önceden saptamak her zaman mümkün olmadığı için, gelişen durumlara ayak uydurmak ve ortaya çıkan ihtiyaçları karşılayabilmek amacıyla, düzenleyici işlemler üzerinde gerekli değişiklikleri yapma hususunda da, idarelerin takdir yetkisinin bulunduğu, bu bağlamda, davalı idare emrinde teknik şef pozisyonunda görev yapan mühendislik fakültesi mezunu personel bulunmasının, ön lisans düzeyinde teknik öğrenim veren bölümlerden mezun olan personelin teknik şef olarak atanmalarına imkan verecek şekilde düzenleme yapılmasına engel teşkil etmediği, söz konusu personelin mühendislik fakültesi mezunu personelin amiri olarak görevlendirilmeleri halinde, bu durumun kariyer ve liyakat ilkeleri çerçevesinde değerlendirilebilmesini teminen ayrıca dava konusu edilebileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından, Daire kararının hukuka aykırı olduğu ve bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’UN DÜŞÜNCESİ : Dava konusu düzenleyici işlemin Resmi Gazete’de yayımından itibaren altmış gün içinde dava konusu edilmediği ve ayrıca davacı hakkında bir uygulama işlemi de tesis edilmediği anlaşıldığından, davanın süre aşımı nedeniyle reddi gerekmekte olup, sonucu itibarıyla hukuka aykırılık bulunmayan Daire kararının gerekçeli onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davalı idare emrinde mühendis olarak görev yapmakta olan davacı tarafından, 09/02/2018 tarihinde görevde yükselme sınavı ilanı yapılması üzerine; 12/02/2018 tarihinde davalı idareye başvuru yapılarak, kurumda hem iki yıllık yüksek okul mezunu (tekniker) hem de dört yıllık üniversite mezunu (mühendis) teknik şeflerin görev yaptığı, bunun mühendislere yapılan bir haksızlık olduğu, iki yıllık yüksek okul mezunu personelin teknik şef pozisyonuna başvuramaması gerektiği belirtilerek, Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü Personeli Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliği’nin bu yönde değiştirilmesi talep edilmiş; söz konusu talebin 01/03/2018 tarih ve 4443 sayılı davalı idare yazısıyla bu aşamada yapılacak herhangi bir işlem bulunmadığı belirtilerek reddedilmesi üzerine Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü Personeli Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliği’nin 14/10/2017 tarih ve 30210 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yönetmelik ile değişik 8. maddesinin 1. fıkrasının (g) bendinin (1) numaralı alt bendinin iptali istemiyle temyizen incelenen dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT :
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Dava açma süresi” başlıklı 7. maddesinin 1. fıkrasında; dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde 60 gün olduğu belirtilmiş, 4. fıkrasında ise;
“İlanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresi, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlar. Ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililer, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilirler. Düzenleyici işlemin iptal edilmemiş olması bu düzenlemeye dayalı işlemin iptaline engel olmaz.” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan Kanun’un 8. maddesinin 1. fıkrasında; sürelerin, tebliğ, yayın veya ilan tarihini izleyen günden itibaren işlemeye başlayacağı hüküm altına alınmış, 14. maddesinin 3/e bendinde; süre aşımı ilk inceleme konuları arasında sayılmış ve 15. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde ise süre aşımının varlığı halinde davanın reddedileceği kuralı yer almıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
2577 sayılı Kanun’un yukarıda aktarılan hükümleri uyarınca, ilan tarihini izleyen günden itibaren işlemeye başlayan dava açma süresi içerisinde idari davaya konu edilmeyen düzenleyici işlemlerin, bu tarihten sonra davaya konu edilebilmeleri için, ilgili hakkında uygulama işlemi tesis edilmiş olması, uygulama işleminin ise birlikte dava konusu edildiği düzenleyici işlemin uygulanması niteliğinde bulunması gerekmektedir.
Anılan Kanun’un 7. maddesinde belirtilen “uygulama işlemi” kavramı, düzenleyici işlemlere dayanılarak ilgililer hakkında tesis edilen ve onların menfaatlerinin ihlal edilmesi sonucunu doğuran, başka bir ifadeyle hukuksal durumlarında değişiklik yaratan işlemleri ifade etmektedir.
Somut olayda; dava konusu Yönetmelik hükmü 14/10/2017 tarih ve 30210 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş ve davacı tarafından, bu tarihi takip eden altmış günlük süre içerisinde dava açılmamıştır.
Dava konusu Yönetmeliğin uygulama işlemi olan görevde yükselme sınavına ise davacı başmühendis pozisyonu için başvurmuş olup, teknik şef pozisyonu için başvurusu bulunmamaktadır. Davalı idarece duyurusu yapılan görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavında başmühendis ve teknik şef pozisyonları için boş kadroların ayrı ayrı olmak üzere belirlendiği, davacının görevde yükselme sınavına teknik şef pozisyonu için katılma istemiyle yaptığı bir başvuru ve bu başvurunun reddine ilişkin davalı idarece tesis edilen bir işlemin bulunmadığı dikkate alındığında, davacı hakkında tesis edilmiş uygulama işleminin varlığından söz edilemeyeceği; dolayısıyla, Yönetmeliğin Resmi Gazete’de yayım tarihinden itibaren altmış gün geçmesiyle sona eren dava açma süresinin canlanmayacağı açıktır.
Bu durumda; davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, işin esası incelenerek davanın reddi yönünde verilen Daire kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın reddine ilişkin Danıştay İkinci Dairesinin temyize konu 16/12/2021 tarih ve E:2018/1345, K:2021/5010 sayılı kararının, yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 15/02/2023 tarihinde gerekçede oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY

X- 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinde, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar iptal davası olarak tanımlanmıştır. Aynı Kanun’un ilk inceleme konularının belirlendiği 14. maddesinin 3. fıkrasında, dilekçelerin, görev ve yetki, idari merci tecavüzü, ehliyet, idari davaya konu olabilecek kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı, süre aşımı, husumet ve aynı Kanun’un 3. ve 5. maddelerine uygun olup olmadıkları yönlerinden sırasıyla inceleneceği belirtilmiş; 15. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde ise, ehliyet konusunda kanuna aykırılık görülmesi halinde davanın reddedileceği hükme bağlanmıştır.
Somut olayda, davacı, davalı idare tarafından açılan görevde yükselme sınavına başmühendis pozisyonu için başvurmuş olup, teknik şef pozisyonu için davacının başvurusu bulunmamakta olup, başmühendis ve teknik şef pozisyonları için boş kadroların ayrı ayrı olmak üzere belirlendiği, davacının mühendis olanlara başvuru hakkı tanınmaması nedeniyle teknik şef pozisyonu için yapılan sınava başvuramadığı yönünde herhangi bir iddiasının da bulunmadığı, iki yıllık yüksek okul mezunu teknik şef pozisyonunda olan bir kişinin davacının amiri olarak atanmasına ilişkin bir işlemin de söz konusu olmadığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, iptali istenen düzenleyici işleme dayanılarak davacı hakkında tesis edilmiş bir idari işlem de söz konu olmadığından, davacının güncel, kişisel ve meşru bir menfaat ilişkisinin bulunduğunun kabulüne imkan bulunmamaktadır.
Bu itibarla, davacının dava açma ehliyeti bulunmaması nedeniyle uyuşmazlığın esasının incelenmesine hukuken olanak bulunmadığından, Daire kararının yukarıda belirtilen gerekçe ile onanması gerektiği oyuyla çoğunluk kararına gerekçe yönünden katılmıyorum.