Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2022/1519 E. 2022/3908 K. 22.12.2022 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2022/1519 E.  ,  2022/3908 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2022/1519
Karar No : 2022/3908

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … adına vasisi …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurulu
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Beşinci Dairesinin 14/12/2021 tarih ve E:2017/4242, K:2021/4538 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname’nin 3/1. maddesi uyarınca FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle davacının meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun … tarih ve … sayılı kararı ile bu karara karşı yapılan yeniden inceleme talebinin reddine ilişkin aynı Kurulun … tarih ve … sayılı kararının iptali ve 6749 sayılı Kanun’un (667 sayılı KHK’nin) Anayasa’ya aykırı olduğundan bahisle iptali talebiyle Anayasa Mahkemesine başvurulması istenilmiştir. istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 14/12/2021 tarih ve E:2017/4242, K:2021/4538 sayılı kararıyla;
Davalı idarenin usule ilişkin itirazları yerinde, davacının Anayasa’ya aykırılık iddiası ciddi görülmeyerek işin esasına geçilmiş,
“Maddi Olay ve Hukuki Süreç” ile “İlgili Mevzuat”a yer verilmiş; “Yargılamada İzlenen Usul ve Süreç”, “FETÖ’ye İlişkin Tespit ve Değerlendirmeler”, “Demokratik Anayasal Düzene Sadakat Yükümlülüğü”, “Dava Konusu Edilen Kararların Hukuki Niteliği” başlıkları altında genel; “Kişiselleştirme ve Delillerin Değerlendirilmesi” başlığı altında hem genel hem de davacıya özel değerlendirmelerde bulunularak,
Davacı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Davacının, ceza yargılaması sonucunda Yargıtay … Ceza Dairesinin (İlk Derece) … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üyelik suçundan 13 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, bu karara karşı yapılan temyiz başvurusunun Yargıtay Ceza Genel Kurulunun … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla reddedilerek mahkumiyet kararının onanmasına karar verilmesi üzerine, anılan mahkumiyet kararının 22/09/2020 tarihinde kesinleştiğinin görüldüğü,
ByLock delili yönünden, davacı hakkında düzenlenen “ByLock Tespit Tutanağı”, “ByLock Tespit ve Değerlendirme Tutanağı” ile ceza yargılaması aşamasında yapılan tespitlerin birlikte değerlendirilmesinden; davacının “…” ve “…” ID numaralarıyla ve iki ayrı kullanıcı adı almak suretiyle bu ağa dâhil olduğunun anlaşıldığı,
Öte yandan, davacının örgütün Yargıtay yapılanması içerisinde yer aldığını ve bu kapsamda kendi üstlerinden aldığı talimatları sorumluluğundaki örgüt mensuplarına ilettiğini gösteren davacıya ait … ID numaralı ByLock Tespit ve Değerlendirme Tutanağında yer alan yazışma içeriklerinin ve davacının ByLock programındaki kullanıcı adına […] ve soyadına […] açıkça yer verildiği görülen ByLock kullanıcılarına ait yazışma içeriklerinin, davacı hakkında yer verilen diğer tespitlerle birlikte değerlendirildiğinde, davacının FETÖ ile iltisak ve irtibatını ortaya koyan bir unsur olarak değerlendiridiği,
Davacı hakkındaki tanık beyanları yönünden, davacının örgüt içerisinde yer aldığına, örgüt kontenjanından Yargıtay üyesi seçildiğine ve diğer hususlara yönelik tanık ifadeleri ile davacının bu ifadelere karşı beyanlarının değerlendirilmesi sonucunda, davacının beyanlarına itibar edilmeyerek, söz konusu tanık ifadelerinin davacının FETÖ ile iltisak ve irtibatını ortaya koyan bir unsur olduğu sonucuna varıldığı,
Diğer hususlar yönünden, davacının FETÖ/PDY terör örgütünün HSK’da etkin olduğu dönemde Yargıtay üyesi olarak atanmasının, yukarıda yer verilen diğer tespitlerle birlikte değerlendirildiğinde anılan örgütle iltisak ve irtibatına yönelik destekleyici bir unsur olduğu,
Ayrıca, davacıya ait dijital materyaller içerisinde (15/07/2016 tarihinden önce hazırlanan) ülkeyi zor durumda bırakmayı amaçladığı açık olan e-postanın tespit edilmesinin ve davacının, örgütün yargı yapılanması içerisinde yer alan mensupların örgütsel faaliyeti kapsamında 11/07/2016 tarihinde saat 11:30 civarında Yargıtay Başkanlığı Bulvar kapısı önüne çıkarak basın açıklaması yapmasına ve açıklamayı orada bulunanlara dağıtmasına ilişkin eylemine katılmış olmasının, davacı hakkında işbu dosya kapsamında aktarılan diğer tespitlerle birlikte değerlendirildiğinde, davacının anılan örgütle iltisak ve irtibatına yönelik destekleyici bir unsur olduğu belirtilerek,
Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile kararda yer verilen açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının, FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu ve bu nedenle demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, dava konusu kararlarla özel hayatına saygı hakkına yapılan müdahalenin AİHS ve Anayasa anlamında durumun gerektirdiği ölçüde bir tedbir niteliğinde olduğu anlaşıldığından, dava konusu kararlarda hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, Daire kararının hukuki mahiyette olmadığı, hakkında verilen meslekten çıkarma kararının hiçbir somut delile dayanılmadan Anayasa’ya aykırı olarak verildiği, dava konusu kararlarla ve bu kararların iptali istemiyle açtığı davada Dairece verilen davanın reddine ilişkin kararla AİHS’nin 7 ve 38. maddelerinin ihlal edildiği, usulüne uygun savunması alınmadan ihraç edilmesi nedeniyle savunma hakkının ihlal edildiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin temyize konu 14/12/2021 tarih ve E:2017/4242, K:2021/4538 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 22/12/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.