Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2022/1118 E. 2023/102 K. 26.01.2023 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2022/1118 E.  ,  2023/102 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2022/1118
Karar No : 2023/102

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … vasisi …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : …Kurulu
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Beşinci Dairesinin 30/09/2021 tarih ve E:2019/65, K:2021/2871 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname’nin 3/1. maddesi uyarınca FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle davacının meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun …tarih ve …sayılı kararının iptaline karar verilmesi, 667 sayılı Olağanüstü Hal Kanun Hükmünde Kararnamesi’nin (6749 sayılı Kanun) 3. maddesinin 1. fıkrasının iptali talebiyle Anayasa Mahkemesine başvurulması istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 30/09/2021 tarih ve E:2019/65, K:2021/2871 sayılı kararıyla;
Davalı idarenin usule ilişkin iddiaları ile davacının Anayasa’ya aykırılık iddiası yerinde görülmemiş,
“Maddi Olay ve Hukuki Süreç” ile “İlgili Mevzuat”a yer verilmiş; “Yargılamada İzlenen Usul ve Süreç”, “FETÖ’ye İlişkin Tespit ve Değerlendirmeler”, “Demokratik Anayasal Düzene Sadakat Yükümlülüğü”, “Dava Konusu Edilen Kararın Hukuki Niteliği” başlıkları altında genel; “Kişiselleştirme ve Delillerin Değerlendirilmesi” başlığı altında hem genel hem de davacıya özel değerlendirmelerde bulunularak,
Davacı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Davacının, ceza yargılaması sonucunda Yargıtay …Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve Dairelerinin karar verdiği tarih itibarıyla UYAP ortamında yapılan inceleme sonucu anılan mahkumiyet kararının kesinleşmediğinin görüldüğü,
Davacı hakkındaki tanık beyanları yönünden, davacının örgütün içinde yer aldığına, örgütün talebiyle Yargıtay üyeliğine seçildiğine ve diğer hususlara yönelik ifadeler ile davacının bu ifadelere karşı beyanlarının değerlendirilmesi sonucunda, davacının beyanlarına itibar edilmeyerek FETÖ ile süregelen bir ilişki içerisinde olduğu sonucuna varıldığı,
Diğer hususlar yönünden, davacının ceza yargılaması neticesinde verilen Yargıtay … Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı gerekçeli kararındaki davacının HUKAB (Hukuk Adamları Birliği) Derneği üyeliği ve davacıdan ele geçen dijital materyale yönelik tespitlerin; FETÖ’nün Adalet Bakanlığında ve HSK’da etkin olduğu dönemde 2008-2009 yılları arasında davacının yurt dışına dil eğitimine gönderildiğine ilişkin tespitin ve davacının FETÖ/PDY terör örgütünün yargıda etkin olduğu dönemde yargıda önemli bir makam olan Yargıtay Üyeliğine seçilmesinin, kararda yer verilen diğer tespitlerle birlikte değerlendirilmesi neticesinde davacının FETÖ/PDY terör örgütü ile iltisak ve irtibatına yönelik destekleyici bir unsur olduğu sonucuna varıldığı belirtilerek,
Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile yukarıda yer verilen açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının, FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu ve bu nedenle demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, dava konusu kararla özel hayatına saygı hakkına yapılan müdahalenin, AİHS ve Anayasa anlamında durumun gerektirdiği ölçüde bir tedbir olduğu anlaşıldığından dava konusu kararda hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, savunmasının alınmadığı; 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin Anayasa’ya aykırı olduğu; yargılamanın makul sürede sonuçlandırılmadığı; anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü ihlal etmediği; gerekçeli karar alma hakkına uyulmadığı; yargılama esnasındaki dilekçelerinde de vurguladıkları üzere; adil yargılanma hakkının ihlal edildiği; olağanüstü hal süreci ile kendisi arasında somut bir delillendirme yapılmadığı; delillerin işlemden sonra tespit edildiği; idareye sonsuza kadar delil sunma hakkı tanındığı; toplum nezdinde bağımsız ve tarafsız olmadığına dair bir tespitin bulunmadığı; irtibat ve iltisak kavramlarının tanımlanmadığı ve belirsizlik taşıdığı; kararda yer verilen delillerle ilgili hiçbir araştırma yapılmadığı; itirafçı tanıkların ceza soruşturması aşamasında verdikleri ifadelerin hükme esas alındığı ve bu ifadelere yönelik bir değerlendirme ve doğruluklarına ilişkin bir test yapılmadığı; idarece sunulan delillerin peşinen kabul edildiği; ifadelerin soyut ve gerçeğe aykırı olduğu, suç eylemselliği ve isnadı barındırmadığı; bu tanıkların etkin pişmanlıktan faydalandığı ve ifadelerinin delil değerinin bulunmadığı, zaten tanık delilinin ispat gücünün zayıf olduğu; lehine değişen ifadelerin değerlendirilmediği; dernek üyeliğinin delil mahiyetinin olmadığı; dijital materyalde rastlanan hususlara ilişkin teknik inceleme raporunun kendisini suçlayıcı nitelikte bulunmadığı; dil eğitiminin örgüt üyeliği veya ilişkisi için yeterli bir delil olmadığı; unvanlı göreve getirilmesinde yetkin olmadığına dair bir husus gösterilmediği; Yargıtay üyesi olmak için mesleki birikim ve tecrübe sahibi olduğu; hakkındaki ceza yargılamasının başından sonuna değin hukuka aykırı olduğu; idari işlemin tesis edildiği an hukuka uygun olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği; işlemin hukukun ve kanunun aradığı şartları taşımadığı; yeniden inceleme talebinin savunma hakkının kullandırılması anlamına gelmediği; işlemin şahsileştirilmediği; hukuken tanınan usuli hiçbir teminatın uygulanmadığı; darbe girişimi içerisinde yer aldığına ya da bu girişimi desteklediğine dair bir delil gösterilemediği; Devletin güvenliği aleyhine faaliyette bulunmak kastıyla bu örgütle biraraya geldiğine yönelik somut olgulara dayalı bir delil bulunmadığı; yargılama harç ve giderlerinden muaf tutulması gerektiği belirtilerek, Daire kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra Anayasa’ya aykırılık iddiası ciddi görülmeyerek gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Öte yandan, UYAP kayıtlarının incelenmesinden, Daire kararının “Maddi Olay ve Hukuki Süreç” kısmının “Davacıya İlişkin Süreç” bölümünde sözü edilen ve hükme esas alınmayan, davacının silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Yargıtay …Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının, yapılan temyiz başvurusunun Yargıtay Ceza Genel Kurulunun …tarih ve E:…, K:…sayılı kararıyla reddedilmek suretiyle kesinleştiği anlaşılmıştır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin temyize konu 30/09/2021 tarih ve E:2019/65, K:2021/2871 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 26/01/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.