Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2021/788 E. 2022/229 K. 31.01.2022 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2021/788 E.  ,  2022/229 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/788
Karar No : 2022/229

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …. Derneği
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : …Bakanlığı
VEKİLİ : Huk. Müş. …
DAVALI YANINDA MÜDAHİLLER : 1-… Bakanlığı
VEKİLİ: I. Huk. Müş. Yrd. …
2-… A.Ş.
VEKİLİ: Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onuncu Dairesinin 08/10/2020 tarih ve E:2018/3874, K:2020/3574 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 06/04/2017 tarih ve 30030 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2017/17 sayılı Piyasaya Arz Edilen Gübrelerin İzlenmesine Yönelik Tebliğ’in ve anılan Tebliğ uyarınca tesis edilen Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işleminin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onuncu Dairesinin 08/10/2020 tarih ve E:2018/3874, K:2020/3574 sayılı kararıyla;
Davalı idarenin ve müdahil şirketin süre aşımına yönelik usule ilişkin iddialarının Dairelerinin 09/01/2019 tarih ve E:2018/3874 sayılı kararı ile yerinde görülmediği,
Dava Konusu Tebliğ’in İncelenmesi:
4703 sayılı Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair Kanun’un 4. maddesinin 1. fıkrası (sonradan yürürlüğe girse de dava konusu düzenlemeleri destekler nitelikteki 2. fıkrası) ve 639 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 28. maddesi hükümleri incelendiğinde, davalı idarenin tebliğ ile Gübre Takip Sistemine ilişkin düzenlemeler yapmasında yetkisinin bulunduğunun anlaşıldığı,
Dava konusu Tebliğ ile getirilen Gübre Takip Sistemi ile piyasaya arz edilen belirli gübrelerin paketleme aşamasından son kullanıcıya kadar takibinin sağlanmasının amaçlandığı, tarımsal faaliyetlerde verimin artırılmasında önemli etkenler arasında yer alan gübrelerin, tarım dışı olarak el yapımı patlayıcı (EYP) yapımında da kullanıldığı, Gübre Takip Sisteminin, gübrelerin el yapımı patlayıcı yapımında kullanılmasının önlenmesi ve böylece kamu güvenliğine yönelik tehditlerin bertaraf edilmesine ilişkin bir işlevi olduğu kadar tarımsal üretimde verimin artırılması bakımından önemli bir işlevinin de bulunduğu, tarımsal üretimde verimin artırılmasında hangi tür gübrenin kullanılacağının toprak analizlerine göre belirlendiği, toprağın ihtiyacına göre doğru gübre kullanılması ve böylece tarımsal üretimde verimin artırılması, gübre desteğinin amaca uygun olarak yapılabilmesi, gübre üretim ve ithalatının doğru planlanabilmesinin Gübre Takip Sisteminden elde edilecek verilere dayanılarak yapılabileceği noktasında bir duraksama bulunmadığı, bu nedenle, tarım arazilerinden nitelik ve nicelik yönünden en üst düzeyde verim alınabilmesi, ayrıca el yapımı patlayıcıların kamu güvenliğine yönelik tehditlerinin engellenebilmesi bakımından, kamu idarelerince çok yönlü yapılan çalışmaların ardından davalı idarece oluşturulan Gübre Takip Sisteminin hazırlanmasında ve uygulanmasında tarımsal üretimde verimliliğin artırılması ve kamu güvenliğinin sağlanması yönünden kamu yararı bulunduğu sonucuna varıldığı,
Bu durumda, ilgili mevzuat kapsamında, Bakanlık yetkisi dahilinde, millî güvenlik, kamu sağlığı ve kamu yararı gözetilerek çıkarılan Tebliğ’de hukuka ve mevzuata aykırı bir yön bulunmadığı,
Tebliğ uyarınca tesis edilen dava konusu işlemin incelenmesi:
2017/17 sayılı Piyasaya Arz Edilen Gübrelerin İzlenmesine Yönelik Tebliğ’in uygulanmasını gösteren ve anılan Tebliğ uyarınca tesis edilen … tarih ve … sayılı işlemde de hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, 2017/17 sayılı Tebliğ’in çıkış noktası el yapımı patlayıcı (EYP) yapımında kullanılan nitrat bazlı gübrelerin takip edilmesi olmasına rağmen tüm gübreleri kapsayacak şekilde düzenleme yapıldığı, sıvı üründen organik ürünlere kadar yanıcı dahi olmayan ürünlerin takip edilmesi için çıkarılan Tebliğ’in başta çiftçiler olmak üzere tarım sektörüne aşılması yıllar alacak çok ciddi boyutta sorunlar oluşturacağı, silika ile kaplı DNA’nın 2000 C’de bile yanmayıp uzun süre toprakta kaldığı, bitki tarafından alınmadığı ve insan genomuna ne şekilde etki edeceğinin bilinmediği, bu nedenle Anayasa’daki sağlıklı yaşam hakkına aykırı işlem yapıldığı, Tebliğ’in Bakan imzası ile yürürlüğe girdiği; ancak yüklenici firmayı tayin eden ve ciddi değişiklikler içeren 29/06/2018 sayılı işlemin genel müdür imzası ile tesis edildiği, bu yönüyle 639 sayılı KHK, Anayasa’nın 124. maddesi hükümlerine aykırı olarak genel müdürlüğün yetkisini aştığı, idare hukuku kapsamında bu işlemlerin yok hükmünde olduğu, Gübre Takip Sistemi (GTS) ile ilgili ihale yapılmadığı, tek yükleniciyle işlem yapıldığı, devletin alım, satım, hizmet, yapım, kira gibi ihtiyaçlarının 2886 sayılı Kanun’a göre yapılması gerektiği, bu Kanun’da da ihalede açıklık ve rekabetin sağlanmasının belirtildiği; ancak bu Kanun’a aykırı olarak sistemin tek firmaya ihale edildiği, 1272 firmaya sistemin kurulmasının ve işletilmesinin zaman, ekip ve donanım olarak mümkün olmadığı, bunun da pazarda kaosa neden olacağı, gerek DNA barkodun sentezlenmesi gerekse karekod programının yazılması ve uygulanmasının sadece bir yüklenici firma tarafından yapılacağı, bu firmanın gübre firmalarının ticari bilgilerine sahip olacağı, GTS üzerinde üretici firmanın veya satış yapan firmanın gübre izdüşümünün baştan sona kadar görülmesinin ticari mahremiyetin ve ticari sırrın ihlâline yol açacağı, bu durumun piyasada ticari ilişkileri zedeleyeceği, ihale edilen firmanın piyasada tekel oluşturacağı ve Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen haksız rekabet ilkesinin ihlal edileceği, yapılan düzenlemenin ticari faaliyet hakkını kısıtlayacağı, tüm yatırım maliyetlerini firmanın üstleneceği, tek satıcı üstünlüğünü kullanarak sözleşme gereği enflasyon oranında artacak şekilde ücretler belirleyerek ek yük getireceği, EYP yapımında kullanılan gübreleri satsın satmasın her türlü zirai ilaç, gübre bayileri, kooperatifler, birlikler, gübre üreticileri ve ithalatçıları olmak üzere en az on beş bin satış noktasına kamera sistemi getirileceği, kamera sistemini sadece … Net İletişim Hizmetleri A.Ş.’nin kuracağı, Türkiye’de kullanılan gübrelerin çoğunun ithal olduğu, sistemin bunlara uygulanmasının zor olacağı, yaş meyve ve sebze ihracatına da ciddi etkileri olacağı, DNA’lı gübrelerle beslenen yaş meyve ve sebze için DNA’lı diye anti propaganda yapılabileceği, Gübre Takip Sisteminin amacına hizmet etmediği, DNA barkodun her bir çuval ürüne uygulanmakta ve her ambalaja bir de barkod yapıştırılmakta olduğu, şu ana kadar sistemin kurulduğu firmalarla görüşüldüğünde, her bir firmayı temsilen bir DNA barkod verildiğinin tespit edildiği, yani DNA barkodun sadece üretici firmayı temsil ettiği, ambalaj üzerindeki barkodun ise her çuvala ayrı bir numara verilerek kimliklendirdiği, bir ürün bulunduğunda eğer ambalaj ya da çuvala ulaşılamıyorsa sadece üretici firmanın tespit edilebildiği, yani satış zinciri ve takip mekanizmasının bulunmadığı, Daire kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI :
Davalı idare tarafından, Terörle Mücadele Yüksek Kurulunun 12/09/2007 tarihli toplantısında alınan kararla Bölücü Faaliyetlere Yönelik Eylem Planına “Patlayıcı Özellikli Gübrelerin Kontrolü” konulu 62 no’lu tedbir maddesi eklendiği, bu kapsamda Bakanlığa verilen görev çerçevesinde ilk olarak Nitrat Azotu İçeren Gübrelerin Kontrolü Genelgesi’nin (2008/3 sayılı) yayımlandığı, sonra buna yönelik proje hazırlansa da maliyet nedeniyle gerçekleştirilemediği, 2015 yılında artan terör olayları ve sonrasında yaşanan hendek operasyonları sürecinde, el yapımı patlayıcılarla mücadele ile ilgili olarak El Yapımı Patlayıcılarla Mücadele Kurulu oluşturulduğu ve etkin tedbirler alındığı, ayrıca 2008/3 sayılı Genelge’nin daha güçlü bir yasal zemine oturtulması için Nitrat Azotu İçeren Kimyevi Gübrelerin Satışı, Nakli ve Stok Bildirimlerinin Kontrolüne Dair Tebliğ’in yayımlandığı (2015/42), 2015 ve 2016 yıllarında Ankara ve İstanbul’da yaşanan terör olayları üzerine nitratlı gübrelerin tamamen yasaklanması kararı alındığı, El Yapımı Patlayıcılarla Mücadele Kurulu, Devlet Denetleme Kurulunca da Gübre Takip Sistemi kurulması bakımından olumlu görüşlere yer verildiği, Başbakanlık tarafından hazırlanan eylem planı kapsamında, GTS kurulması görevinin kendilerine verildiği ve sonuç olarak dava konusu Tebliğ’in hazırlandığı, sadece nitratlı gübrelerin izlenmesi görevi değil, etkin gübre kullanımı ve kayıt dışılığın önlenmesi amacıyla sistemin kurulması görevinin verildiği, mevzuat hükümleri doğrultusunda tesis edilen dava konusu işlemlerin hukuka uygun olduğu, temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Davalı idare yanında müdahillerden … A.Ş. tarafından, 29/06/2018 tarihli işlemin bildirim işlemi niteliğinde olduğu, Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğünce, Bakan Oluru alınmış ve uygulaması başlamış bir sistemin duyurusunun yapıldığı, halihazırda Gübre Takip Sistemini yürütme görevinin Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğüne ait olduğu, havacılık, savunma, gıda güvenliği gibi birçok alanda faaliyet gösteren şirketlerinin, Gübre Takip Sisteminin işleyişini sağlayacak nitelikteki DNA sıvısını/tozunu ürettiği ve DNA’yı gübreye enjekte edecek makineyi icat ettiği, DNA barkod sisteminin, çevreye ve insan sağlığına zarar vermeyen kimliklendirme uygulaması olduğu, ambalaj takibi değil, ürün takip sistemi olduğu, kimin, nerede, ne zaman, ne ürettiği, ne kadar ürettiği, kime, ne kadar sattığının işaretle takip edilebildiği, ABD’nin organik pamuk ve tütünü, eti ve kıymayı, İtalya’nın zeytinyağını, İsviçre’nin çikolatayı bu yolla takip ettiği, Bakanlığın onayından geçmemiş herhangi bir fiyatlandırma yapılmasının mümkün olmadığı, şirketin kendi kararı ile fiyatlandırma yetkisi, fiyatlarda indirim veya artış yapma yetkisinin bulunmadığı, Daire kararının hukuka uygun olduğu, temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Davalı idare yanında müdahillerden İçişleri Bakanlığı tarafından, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden davacının yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Onuncu Dairesinin temyize konu 08/10/2020 tarih ve E:2018/3874, K:2020/3574 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kullanılmayan … TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacıya iadesine,
4. Kesin olarak, 31/01/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.