Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2021/769 E. 2022/423 K. 10.02.2022 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2021/769 E.  ,  2022/423 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/769
Karar No : 2022/423

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurulu
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU :Danıştay Beşinci Dairesinin 19/10/2020 tarih ve E:2017/4960, K:2020/4478 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının, 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname’nin 3/1. maddesi uyarınca FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun 24/08/2016 tarih ve 2016/426 sayılı kararına karşı yapılan yeniden inceleme talebinin reddine ilişkin 29/11/2016 tarih ve 2016/434 sayılı kararının iptali istenilmiştir.

Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 19/10/2020 tarih ve E:2017/4960, K:2020/4478 sayılı kararıyla;
Davalı idarenin usule ilişkin iddialarının yerinde, davacının Anayasa’ya aykırılık iddiasının ise ciddi görülmediği,
“Maddi Olay ve Hukuki Süreç” ile “İlgili Mevzuat”a yer verilmiş; “Yargılamada İzlenen Usul ve Süreç”, “FETÖ’ye İlişkin Tespit ve Değerlendirmeler”, “Demokratik Anayasal Düzene Sadakat Yükümlülüğü”, “Dava Konusu Edilen Kararın Hukuki Niteliği” başlıkları altında genel; “Kişiselleştirme ve Delillerin Değerlendirilmesi” başlığı altında hem genel hem de davacıya özel değerlendirmelerde bulunularak,
Davacı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Davacının, ceza yargılaması sonucunda Yargıtay … Ceza Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üyelik suçundan 8 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, Dairelerinin karar verdiği tarih itibarıyla UYAP ortamında yapılan inceleme sonucu anılan mahkumiyet kararının kesinleşmediğinin görüldüğü,
Davacı hakkındaki tanık beyanları yönünden, davacının örgütün içinde yer aldığına, örgüt toplantılarına katıldığına, örgütün desteği ile Danıştay üyeliğine seçildiğine ve diğer hususlara yönelik kararda yer verilen ifadelerin değerlendirilmesi sonucunda, davacının FETÖ ile süregelen bir ilişki içerisinde olduğu sonucuna varıldığı,
FETÖ/PDY mensubu şahıslara ait ByLock yazışma içeriklerinde davacının adının yer alması, örgütün sivil imamları ile bir araya geldiğini gösteren baz bilgileri, örgüt içi motivasyonu arttırmak amacıyla 2012 yılında son derece hassas gizlilik kuralları uygulanarak gerçekleştirilen örgüt liderinin bir dönem kaldığı … Dersanesi ziyaretine davacının da katılmış olması ve FETÖ/PDY terör örgütünün yargıda etkin olduğu dönemde yargıda önemli bir makam olan Danıştay üyeliğine atanmasının kararda yer verilen diğer tespitlerle birlikte değerlendirildiğinde anılan örgütle iltisak ve irtibatına yönelik destekleyici bir unsur olduğu sonucuna varıldığı,
Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile kararda yer verilen açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının, FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu ve bu nedenle demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, dava konusu kararla özel hayatına saygı hakkına yapılan müdahalenin AİHS ve Anayasa anlamında durumun gerektirdiği ölçüde bir tedbir niteliğinde olduğu anlaşıldığından dava konusu kararda hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, dava dilekçesinde 667 sayılı KHK’nın 3/1 maddesinin Anayasa’ya aykırı olduğundan bahisle iptali talebiyle Anayasa Mahkemesine başvurulması istenilmesine rağmen, Dairece yeterince tartışılmadan doğrudan istemin reddine karar verildiği, dava konusu işlemin dayanağı olan söz konusu KHK hükmünün Anayasa’ya aykırı olduğu ve öncelikle somut norm denetimi amacıyla Anayasa Mahkemesine başvurulması gerektiği, dava konusu işlemin Anayasa, 2575 sayılı Kanun ve ilgili mevzuatta yer alan usullere riayet edilmeyerek, hiçbir araştırma ve inceleme yapılmadan, usulüne uygun disiplin soruşturması yapılmayıp savunması dahi alınmadan tesis edildiği,
OHAL ilanı ve OHAL KHK’larının çıkartılmasına neden olan süreç ve faaliyetlerin kendisi ile arasında somut bir bağ kurulmadan, soyut bir takım gerekçelerle değerlendirme yapılmak suretiyle tesis edilen dava konusu işlemlerin savunma hakkına ve masumiyet karinesine aykırı olduğu, ne 667 sayılı KHK’da ne de gerekçeli kararda iltisak ve irtibat kavramının tanımı ve kapsamının ne olduğu hususunda herhangi bir bir belirlemenin yapılmadığı, meslek hayatı boyunca demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü ihlal edecek hiçbir eyleminin olmadığı, dosyada böyle bir somut eylemden bahsedilmediği, hakkında verilen mahkumiyet kararının henüz kesinleşmemiş olmasına rağmen temyize konu karara gerekçe yapılmasının, soyut birtakım kanaat ve varsayımlardan ibaret itirafçı sanık ifadelerinin peşinen doğru kabul edilerek aleyhinde değerlendirilmesinin açıkça hukuka aykırı olduğu, davalı idarece delil olarak sunulan bilgi ve belgelerin dava konusu işlem tesis edildikten sonra elde edildiği, karar verdikten ve kesinleştirdikten sonra delillerin toplanması, usulü işlemlerin ikmalinin hukuki olmadığı ve adil yargılanma hakkının ihlali niteliğinde olduğu, üçüncü şahıslar arasındaki ByLock yazışmalarında isminin geçmesi, örgütün sivil imamları ile bir araya geldiğini gösteren baz bilgileri, Danıştay üyeliğine seçilmesi ve Çamlıca ziyaretine katılması hususlarından hareketle FETÖ/PYD terör örgütü ile ilişkilendirilmesinin hukuken mümkün olmadığı, davanın reddine ilişkin temyize konu kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NİN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, davacının Anayasa’ya aykırılık iddiası ciddi görülmeyerek gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin temyize konu 19/10/2020 tarih ve E:2017/4960, K:2020/4478 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Adli yardım kararından dolayı ertelenmiş olan temyiz aşamasına ilişkin yargılama giderinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin 1. fıkrası uyarınca davacıdan tahsili için Dairesince müzekkere yazılmasına,
4. Kesin olarak, 10/02/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.