Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2021/454 E. 2022/4028 K. 28.12.2022 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2021/454 E.  ,  2022/4028 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/454
Karar No : 2022/4028

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLLERİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurulu
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Beşinci Dairesinin 23/06/2020 tarih ve E:2017/5830, K:2020/2635 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının, 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname’nin 3/1. maddesi uyarınca FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun …tarih ve …sayılı kararına karşı yaptığı yeniden inceleme talebinin reddine ilişkin aynı Kurulun …tarih ve …sayılı kararının iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 23/06/2020 tarih ve E:2017/5830, K:2020/2635 sayılı kararıyla;
Davalı idarenin usule ilişkin itirazlarının yerinde, davacının 6749 sayılı Kanun’un (667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin) 3/1. maddesi ile ilgili Anayasa’ya aykırılık iddiası ise ciddi görülmeyerek işin esasına geçildiği,
“Maddi Olay ve Hukuki Süreç” ile “İlgili Mevzuat”a yer verilmiş; “Yargılamada İzlenen Usul ve Süreç”, “FETÖ’ye İlişkin Tespit ve Değerlendirmeler”, “Demokratik Anayasal Düzene Sadakat Yükümlülüğü”, “Dava Konusu Edilen Kararın Hukuki Niteliği” başlıkları altında genel; “Kişiselleştirme ve Delillerin Değerlendirilmesi” başlığı altında hem genel hem de davacıya özel değerlendirmelerde bulunularak,
Davacı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Davacı hakkında silahlı terör örgütüne üyelik suçundan ceza davası açıldığı ve … Ağır Ceza Mahkemesinin E:…sayılı dosyasında yargılamanın devam ettiği,
ByLock delili yönünden, davacı hakkında düzenlenen “ByLock Tespit Tutanağı”nın incelenmesinden; davacı tarafından … GSM numarasından, …ve …IMEI numaralı cihazla ByLock uygulamasının yüklendiğinin anlaşıldığı,
Davacının beyanları yönünden, davacının çocuğunu örgüte müzahir okullara ve dershaneye gönderdiğine yönelik kararda yer verilen beyanlarının değerlendirilmesi sonucunda, davacının FETÖ ile süregelen bir ilişki içerisinde olduğu sonucuna varıldığı,
Yıllık Kurulu Üyeliği yönünden, davacının örgütün yargıda etkin olduğu dönemde Adalet Akademisinde Yıllık (albüm) Kurulu üyeliği yapmasının FETÖ ile iltisak ve irtibatına yönelik destekleyici bir unsur olduğunun değerlendirildiği belirtilerek,
Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile kararda yer verilen açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının, FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu ve bu nedenle demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, dava konusu kararlarla özel hayatına saygı hakkına yapılan müdahalenin AİHS ve Anayasa anlamında durumun gerektirdiği ölçüde bir tedbir niteliğinde olduğu anlaşıldığından dava konusu kararda hukuka aykırılık görülmediği,
gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, 6479 sayılı Kanun’un (667 sayılı KHK’nın) 3. maddesinin 1. fıkrası Anayasa’ya aykırı olduğundan iptali talebiyle Anayasa Mahkemesine başvurulması gerektiği; savunması alınmadan dava konusu işlemin tesis edildiği; dava ve cevap dilekçelerinde ileri sürdükleri görüşler, deliller ve talepler hakkında niçin kabul görmediğine dair hukuka uygun gerekçeli bir karar verilmediği; makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği; kişiselleştirme yapılmadan şahsi kusur ortaya konulmadan, nasıl ve ne şekilde sadakat yükümlülüğüne aykırı davranıldığı gösterilmeden karar verilmesinin hukuka ve gerekçeli karar hakkına aykırı olduğu; dava konusu kararın dayanağı delillerin, davalı idare tarafından işlem tesisinden sonra tespit edilerek dosyaya sunulduğu, ByLock uygulamasını kullanmadığı, kendisine ilişkin herhangi bir kullanıcı adı, şifre ID ya da mesaj, mail vs. içeriğinin sunulamadığı, ByLock kullanıcısı olduğunun teknik tespitinin de yapılmadığı; çocuğunu kanunla yasaklanmayıp faaliyetlerine izin verilen özel bir okul ve dersaneye gönderme eyleminin Anayasa ve kanunlara göre suç olmadığı; yıllık (albüm) kurulu üyeliği sonucu FETÖ/PDY ile irtibat ve iltisakı olduğu kanısına varılmasının hukuki dayanaktan yoksun olduğu; meslekten çıkarılması suretiyle özel hayata saygı hakkına yapılan müdahalenin durumun gerektirdiği ölçüde bir tedbir olduğu yönündeki görüşünün isabetsiz olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 17. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacının duruşma istemi yerinde görülmeyerek ve Anayasaya aykırılık iddiası ciddi bulunmayarak gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması”,
sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Öte yandan, Daire kararının “Maddi Olay ve Hukuki Süreç” kısmının “Davacıya İlişkin Süreç” bölümünde, Dairelerinin karar verdiği tarih itibarıyla UYAP ortamında yapılan inceleme sonucu davacı hakkındaki silahlı terör örgütüne üye olma suçundan yürütülen ceza yargılamasının …Ağır Ceza Mahkemesinin E:…sayılı dosyasında devam ettiğinin görüldüğü belirtilmişse de; temyiz aşamasında UYAP kayıtlarının incelenmesinden, davacının ceza yargılaması sonucunda, …Ağır Ceza Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üyelik suçundan beraatine karar verildiği, bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun ise …Bölge Adliye Mahkemesi …. Ceza Dairesinin …tarih ve E:…,K:…sayılı kararı ile kabul edilerek beraat kararının bozulmasına karar verildiği ve bozma kararı sonrasında henüz bir karar verilmediği anlaşılmıştır.
667 sayılı KHK uyarınca, hâkimlerin ve savcıların terör örgütüne üyelik ve mensubiyeti bulunmasa da terör örgütü ile iltisaklı veya irtibatlı olmaları nedeniyle meslekte kalmalarının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmalarına yönelik işlem tesis edilebilmesi mümkündür. Nitekim dava konusu işlem de davacının FETÖ/PDY terör örgütü ile iltisak ve irtibatının bulunduğu gerekçesiyle tesis edilmiştir.
Anayasa Mahkemesi, 14/11/2019 tarih ve E:2018/89, K:2019/84 sayılı kararında iltisaklı kavramını ”kavuşan, bitişen, birleşen”, irtibatlı kavramını ise ”bağlantılı” olarak tanımlamış, bu kavramların hukuki niteliği ve objektif anlamının yargı içtihatlarıyla belirlenebileceğini belirtmiştir. Bu kavramlar ile, kişilerin cezai sorumluluğunu gerektiren örgüte üyelik ve mensubiyet kavramlarına nazaran terör örgütleri ile daha az yoğun ve atipik bir bağlantının vurgulandığı açıktır. Bu kapsamda kişilerin terör örgütleri ile irtibat ve iltisaklarının ortaya konulabilmesi için, örgütün amaçlarının gerçekleştirilmesi ya da örgütten yarar sağlamak maksadıyla gerek örgütten gelen talimatlar doğrultusunda gerekse inisiyatif alarak bulundukları hâl ve hareketler neticesinde örgüte veya kendilerine yarar sağladıkları ya da örgüt ile amaç birliği veya sosyal birliktelik görünümü içinde oldukları yönünde kanaat oluşması yeterlidir.
Bu itibarla, ceza muhakemesinde terör örgütüne üye olma suçunun ispatını sağlayacak delil niteliğinde bulunmayan fiil ve davranışlar, üstün bir kamu gücü niteliğindeki yargı yetkisini kullanan hâkim ve savcılar hakkında tesis edilen idari tedbir niteliğindeki işlemde terör örgütüne irtibat veya iltisakın sübut bulup bulmadığı yönünden farklı değerlendirilebileceğinden, davacının terör örgütü ile iltisak veya irtibatının bulunup bulunmadığına yönelik yapılan yargısal denetime ilişkin bu davada, davacının ”silahlı terör örgütüne üye olmak” isnadıyla açılan ceza yargılamasında verilen kararın beklenilmesi gerekmemektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin temyize konu 23/06/2020 tarih ve E:2017/5830, K:2020/2635 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 28/12/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.