Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2021/407 E. 2022/421 K. 10.02.2022 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2021/407 E.  ,  2022/421 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/407
Karar No : 2022/421

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurulu
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Beşinci Dairesinin 12/10/2020 tarih ve E:2017/3632, K:2020/4231 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının, 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname’nin 3/1. maddesi uyarınca FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun … tarih ve … sayılı kararı ile bu karara karşı yapılan yeniden inceleme talebinin reddine ilişkin … tarih ve … sayılı kararının iptali istenilmiştir.

Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 12/10/2020 tarih ve E:2017/3632, K:2020/4231 sayılı kararıyla;
Davalı idarenin usule ilişkin iddialarının yerinde, davacının Anayasa’ya aykırılık iddiasının ise ciddi görülmediği,
“Maddi Olay ve Hukuki Süreç” ile “İlgili Mevzuat”a yer verilmiş; “Yargılamada İzlenen Usul ve Süreç”, “FETÖ’ye İlişkin Tespit ve Değerlendirmeler”, “Demokratik Anayasal Düzene Sadakat Yükümlülüğü”, “Dava Konusu Edilen Kararın Hukuki Niteliği” başlıkları altında genel; “Kişiselleştirme ve Delillerin Değerlendirilmesi” başlığı altında hem genel hem de davacıya özel değerlendirmelerde bulunularak,
Davacı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Davacının, ceza yargılaması sonucunda Yargıtay … Ceza Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üyelik suçundan 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, Dairelerinin karar verdiği tarih itibarıyla UYAP ortamında yapılan inceleme sonucu anılan mahkumiyet kararının kesinleşmediğinin görüldüğü,
Davacı hakkındaki tanık beyanları yönünden, davacının örgütün içinde yer aldığına, örgüt toplantılarına katıldığına, örgüte himmet verdiğine, örgütün talimatları ile Yargıtay üyesi seçildiğine ve diğer hususlara yönelik kararda yer verilen tanık ifadeleri ile davacının tanık ifadelerine karşı beyanlarının değerlendirilmesi sonucunda, davacının beyanlarına itibar edilmeyerek FETÖ ile süregelen bir ilişki içerisinde olduğu sonucuna varıldığı,
Davacının, haklarında FETÖ ile irtibat ve iltisakları olduğundan bahisle işlem yapılan çok sayıda yüksek yargı üyesi ile beraber örgütsel iletişimde gizliliği sağlamak için başvurulan bir yöntem olarak sabit telefon hatlarından ardışık ve periyodik şekilde aranmasının, örgütün sivil imamları olduğu gerekçesiyle haklarında soruşturma açılan kişilerle çeşitli tarihlerde ve çok sayıda ortak baz hareketliliği bulunduğuna yönelik tespitin, FETÖ/PDY terör örgütünün yargıda etkin olduğu dönemde yargıda önemli bir makam olan Yargıtay üyeliğine atanmasının ve yurt dışına yabancı dil eğitimi yapmak üzere gönderilmesinin kararda yer verilen diğer tespitlerle birlikte değerlendirildiğinde anılan örgütle iltisak ve irtibatına yönelik destekleyici bir unsur olduğu sonucuna varıldığı,
Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile kararda yer verilen açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının, FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu ve bu nedenle demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, dava konusu kararla özel hayatına saygı hakkına yapılan müdahalenin AİHS ve Anayasa anlamında durumun gerektirdiği ölçüde bir tedbir niteliğinde olduğu anlaşıldığından dava konusu kararlarda hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, dava dilekçesinde 667 sayılı KHK’nın 3/1 maddesinin Anayasa’ya aykırı olduğundan bahisle iptali talebiyle Anayasa Mahkemesine başvurulması istenilmesine rağmen Dairece yeterince tartışılmadan doğrudan istemin reddine karar verildiği, dava konusu işlemin dayanağı olan söz konusu KHK hükmünün Anayasa’ya aykırı olduğu ve öncelikle somut norm denetimi amacıyla Anayasa Mahkemesine başvurulması gerektiği, kişilerin FETÖ/PDY terör örgülü ile ilişkilendirilmesinde kullanılan iltisak ve irtibatın varlığı açısından 15/07/2016 tarihinin esas alınması gerektiği, anılan tarihten önceki olguların bu kapsamda delil olarak kullanılamayacağı, kararda iltisak ve irtibatın hangi tarihler için ihraca neden olacağına ilişkin herhangi bir açıklamaya yer verilmediği, dava konusu işlemlerin Anayasa ve 2802 sayılı Kanun’da belirlenen usul ve güvenceler dikkate alınmadan, hakkında soruşturma açılıp savunması dahi alınmadan tesis edildiği, gerekçeli kararda itirafçı beyanlarının tanık ifadesi olarak kabul edilmesinin hukuka aykırı olduğu, adil yargılanma hakkına ve masumiyet karinesine açıkça aykırı temyize konu kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NİN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, davacının Anayasa’ya aykırılık iddiası ciddi görülmeyerek gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin temyize konu 12/10/2020 tarih ve E:2017/3632, K:2020/4231 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 10/02/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.