DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2021/368 E. , 2022/257 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/368
Karar No : 2022/257
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …’na vesayeten …
KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1- … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …
2- … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onuncu Dairesinin 17/09/2020 tarih ve E:2015/448, K:2020/3057 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 25/01/2013 tarih ve 28539 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşları ile Engelli ve Muhtaç Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Yönetmeliğin; 25/03/2014 tarih ve 28952 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşları ile Engelli ve Muhtaç Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 12. maddesiyle değişik Geçici 1. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinin (12) numaralı alt bendinin, yine aynı maddeyle Geçici 1. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinden sonra eklenen (b) bendinin, (b) bendinden sonra teselsül ettirilerek değiştirilen (c) ve (ç) bentlerinin, 14. maddesiyle eklenen Geçici 3. maddesinin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onuncu Dairesinin 17/09/2020 tarih ve E:2015/448, K:2020/3057 sayılı kararıyla;
Bakılan davada, engelli … için ödenen engelli aylığının durdurulmasının ardından, Mersin İli … Vakfı Mütevelli Heyetinin … tarih ve … sayılı kararıyla yeniden ödenmeye başlandığı, engelli aylığının tekrar kesilmesi yönünde bir uygulama işlemi tesis edilmediği, davacıya dava konusu ettiği 25/03/2014 tarih ve 28952 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşları ile Engelli ve Muhtaç Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik hükümlerinin uygulanmasının söz konusu olmadığı hususları dikkate alındığında, iptali istenilen Yönetmelik hükümleri ile doğrudan meşru, kişisel ve güncel bir menfaati bulunmadığı anlaşılan davacının açmış olduğu davanın ehliyet yönünden reddi gerektiği sonucuna varıldığı gerekçesiyle davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, engelli çocuklarının hak ve hukuklarının tesisi yönünde ve hukuk zemininde açmış olduğu davada, Dairece, dava konusu talebe ilişkin olarak ve bu dava konusuyla ilgili hiçbir farklı dava açma veya farklı herhangi bir talebi olmadığı halde, farklı iki dava dosyası olarak davaların ele alındığı, idare mahkemesince lehine verilen kararlar ve lehine olan bilgi ve belgeler gözetilmeden, sosyal ve hukuk devleti ilkelerine aykırı şekilde karar verildiği, on nüfuslu ailenin içinde beş bireyin engelli olduğu, ekonomik ve sosyal durumu göz önünde bulundurulmadan iki dava için ayrı ayrı yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedildiği, davalı idarenin gerçeğe aykırı ve kendi içinde çelişen beyanlarının esas alındığı, çelişkili tespitlerde bulunulduğu, %70-90 zihinsel engel oranı bulunan bir bireyin adres değiştirme becerisine sahip olamayacağı, yirmi yıldan beridir satılmış olan ve bir kısım alacakların verilmemesi nedeniyle devri yapılmayan, fiziki olarak kendisinde olmayan, adına sanal ortamda kayıtlı görünen iki aracın, davalı idarece bu durumlar bilindiği halde gelir olarak hesaplandığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idarelerden Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından, Danıştay Onuncu Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı, dava konusu düzenlemelerin esasen de hukuka uygun olduğu belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuş olup, diğer davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda birleştirmeye ilişkin herhangi bir hükme yer verilmemesi nedeniyle davacının birleştirme talebi yerinde görülmeyerek gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Engelli … için 2022 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun hükümleri uyarınca ödenen aylık, adres değişikliği nedeniyle 12/02/2013 tarihinde durdurulmuştur.
Engelli vasisi tarafından, engelli aylığının yeniden bağlanması amacıyla 21/03/2013 tarihinde … Vakfına başvuru yapılmış, 03/04/2013 tarihinde gerçekleştirilen hane ziyareti ve sonrasında düzenlenen inceleme raporu ile, hane içinde kişi başına düşen gelirin muhtaçlık sınırının üzerinde olduğu tespit edilmiş ve bu durum gerekçe gösterilerek … Vakfı Mütevelli Heyetinin … tarih ve … sayılı kararı ile başvurunun reddine karar verilmiştir.
Bunun üzerine anılan işlemin ve dayanağı olduğu ileri sürülen 65 yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşları ile Engelli ve Muhtaç Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Yönetmeliğin 4. maddesinin 1. fıkrasının (g) bendinin, 5. maddesinin 1. fıkrasının, 6. maddesinin 1. ve 3. fıkrasının, 7. maddesinin 7. fıkrasının, 11. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinin iptaline, 2013 yılı Mart ve Haziran aylarında ödenmesi gerektiği belirtilen toplam 2.280,00 TL engelli aylığı ve 4.850,00 TL manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle 21/05/2013 tarihinde açılan ve Danıştay Onuncu Dairesinin E:2013/3154 sayılı dosyasında görülen davada dilekçenin reddine yönelik verilen karar sonrasında Dairenin E:2014/362 sayılı dosyasında yenilenen davada, davacı tarafından dava dosyasına sunulan 03/04/2014 tarihli ek dilekçe ile dava konusu Yönetmelik maddelerinin de iptalinin istenilmesi nedeniyle; Dairenin 18/12/2014 tarihli ara kararı ile 03/04/2014 tarihli ek dilekçenin dava dosyasından ayrılarak yeni bir esas kaydına alınmasına karar verilmiş ve temyizen bakılmakta olan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT :
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; iptal davaları; idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar olarak tanımlanmıştır.
25/01/2013 tarih ve 28539 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşları ile Engelli ve Muhtaç Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Yönetmeliğin dava tarihinde yürürlükte olan “Muhtaçlık hesaplaması” başlıklı Geçici 1. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinin (12) numaralı alt bendinde; “a) Hanenin gelir durumu; … 2022 sayılı Kanun gereğince bağlanan aylıklar hariç olmak kaydıyla, 24/5/1983 tarihli ve 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanununun Ek 7 nci maddesi gereğince yapılan evde bakım ödemeleri dahil, sürekli ve düzenli olarak alınan şartlı eğitim yardımı, şartlı sağlık yardımı, eşi vefat etmiş kadınlara yönelik yardım, burs, harçlık gibi nakdi olarak verilmekte olan sosyal yardımların aylık ortalaması, … dahil edilerek yapılan hesaplama ile belirlenir.” hükmüne, (b) bendinde; “Vergi indirimlerinden faydalanılarak alınan ve engelli adına kayıtlı olan araçlar için vergiler indirilmiş tutarın 120’de biri dikkate alınarak hanenin geliri hesaplanır.” hükmüne, (c) bendinde; “Birinci fıkranın (a) bendinin alt bentlerinde yer alan taşınır ve taşınmazların tespit edilen rayiç bedellerine ilişkin değerlendirmeyi Mütevelli Heyeti yapar.” hükmüne, (ç) bendinde; “Hanenin harcama durumu; emsal kira bedeli hariç gıda, giyim, ısınma, eğitim, sağlık, ulaşım, eğlence ve benzerlerine yapılan yıllık ödemelerin aylık ortalaması dahil edilerek yapılan hesaplama ile belirlenir.” hükmüne, “Periyodik sosyal incelemeler” başlıklı Geçici 3. maddesinde; “Bu Yönetmeliğin 6 ncı maddesinin üçüncü fıkrası (Aylık almaya hak kazanan kişilerin sosyal incelemeleri her yıl yenilenir.) çerçevesinde yapılması gereken ilk periyodik sosyal incelemeler, 1/1/2015 ile 31/12/2015 tarihleri arasında sonuçlandırılır ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce yapılmış olan sosyal incelemeler dahil müteakip tüm incelemelere 1/1/2016 tarihinden sonra başlanır.” hükmüne yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda metnine yer verilen 2577 sayılı Kanun’un 2. maddesinde yer alan ve iptal davasının subjektif ehliyet koşulu olan “menfaat ihlali” kavramı doktrin ve içtihatlarda dava konusu işlemle davacı arasında kurulan kişisel, meşru, güncel bir menfaat ilişkisi olarak tanımlanmaktadır. Sözü edilen menfaat ilişkisinin varlığı ve sınırları her olayda yargı yerince uyuşmazlığın niteliğine göre belirlenmektedir.
Yargısal denetim amacıyla her idari işleme karşı herkes tarafından iptal davası açılmasının idari işlemlerde istikrarsızlığa neden olmaması ve idarenin işleyişinin bu yüzden olumsuz etkilenmemesi için, dava konusu edilecek işlem ile dava açacak kişi arasında belli ölçüler içinde menfaat ilişkisi bulunması koşuluna ihtiyaç vardır.
İptal davası açılabilmesi için gerekli olan menfaat ilişkisi kişisel, meşru, güncel bir menfaatin bulunması halinde gerçekleşecektir. Başka bir anlatımla, iptal davasına konu olan işlemin davacının menfaatini ihlal ettiğinden söz edilebilmesi için, davacıyı etkilemesi, yani davacının kişisel menfaatini ihlal etmesi, işlem ile davacı arasında ciddi ve makul bir ilişkinin bulunması gerekmektedir.
“Meşru menfaat” ilgisinden kasıt, kişi ile işlem arasında hukuken kabul edilebilir, başka anlatımla, dinlenilebilir, korunmaya değer bir ilginin varlığı iken; “kişisel menfaat” ilgisiyle, işlemin, kişinin hukukunu etkilemesi, kişi bakımından hukuk aleminde sonuç doğurması kastedilmektedir.
Uyuşmazlıkta; engelli aylığı almaktayken aylığı durdurulan engelli … için yeniden yapılan başvuru sonucu gerçekleştirilen hane ziyareti sonucu düzenlenen inceleme raporu ile, hane içinde kişi başına düşen gelirin muhtaçlık sınırının üzerinde olduğunun tespit edilmesi nedeniyle başvurunun reddedilmesi üzerine açılan ilk dava dosyasına 03/04/2014 tarihinde sunulan ek dilekçeden önce … tarih ve … sayılı işlem ile engellinin aylığı yeniden ödenmeye başlanmış ise de, dava konusu Yönetmelik’te yapılan değişiklik üzerine değişik madde hükümlerinin iptali istemiyle dava açma süresi içinde açıldığı anlaşılan bu davada, dava konusu edilen düzenlemeler göz önünde bulundurularak davacının bu davayı açmada ehliyetli olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmekte olup; yukarıda metnine yer verilen muhtaçlık hesaplaması ve periyodik sosyal incelemelere ilişkin olan dava konusu düzenlemeler dikkate alındığında, dava tarihi itibarıyla yapılacak periyodik sosyal incelemelerde muhtaçlık hesaplamasının tespit edilmesinde uygulanacak düzenlemelerin davacının hukukunu etkileyebilecek nitelikte olduğu, bu itibarla işbu davayı açmada meşru, kişisel ve güncel menfaatinin varlığının bulunduğu sonucuna varılmıştır.
Bu durumda, 25/01/2013 tarih ve 28539 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşları ile Engelli ve Muhtaç Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Yönetmeliğin; 25/03/2014 tarih ve 28952 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşları ile Engelli ve Muhtaç Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 12. maddesiyle değişik Geçici 1. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinin (12) numaralı alt bendinin, yine aynı maddeyle Geçici 1. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinden sonra eklenen (b) bendinin, (b) bendinden sonra teselsül ettirilerek değiştirilen (c) ve (ç) bentlerinin, 14. maddesiyle eklenen Geçici 3. maddesinin iptali istemiyle açılan davada, davacının meşru, kişisel ve güncel menfaat ilişkisinin bulunduğu anlaşıldığından işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken davanın ehliyet yönünden reddi yolunda verilen Daire kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Öte yandan; davacı tarafından, ekonomik durumu zayıf olduğundan aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek kararın yargılama gideri ve vekalet ücretine ilişkin kısmının da bozulması talep edilmekte ise de; bozma yönünde verilen Kurulumuz kararından sonra, Dairesince yeniden bir yargılama yapılacağı ve yargılama giderleri hakkında yeniden bir hüküm kurulacağından, bu aşamada davacının bu kısma yönelik temyiz iddiaları hakkında bir değerlendirme yapılmamıştır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle ehliyet yönünden reddine ilişkin Danıştay Onuncu Dairesinin temyize konu 17/09/2020 tarih ve E:2015/448, K:2020/3057 sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Daireye gönderilmesine,
4. Kesin olarak, 31/01/2022 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
X- Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden; Danıştay Onuncu Dairesince verilen karar usul ve hukuka uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı görüldüğünden, temyiz isteminin reddi ile temyize konu kararın onanması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.