Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2021/3411 E. 2022/390 K. 10.02.2022 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2021/3411 E.  ,  2022/390 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/3411
Karar No : 2022/390

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …Hizmet Vakfı
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1- …
VEKİLİ: Hukuk ve Mevzuat Genel Müdürü …

2- …Bakanlığı
VEKİLİ: Hukuk Müşaviri …

3- …Kurumu
VEKİLİ: Av. …

DAVALILAR YANINDA MÜDAHİL : …Enerji Yatırım Üretim ve Tic. A.Ş.
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Altıncı Dairesinin 29/09/2021 tarih ve E:2019/20987, K:2021/10348 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: İstanbul İli, Silivri İlçesi, …Köyü …ve …parsel sayılı taşınmazların, …Rüzgar Enerji Santralinin yapımı amacıyla, tapuda Hazine adına tescil edilmek üzere Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesi uyarınca acele kamulaştırılmasına ilişkin 07/11/2019 tarih ve 30941 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 06/11/2019 tarih ve 1748 sayılı Cumhurbaşkanı Kararının iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti:
Danıştay Altıncı Dairesinin 29/09/2021 tarih ve E:2019/20987, K:2021/10348 sayılı kararıyla; usule ilişkin olarak, davada süre aşımı bulunmadığı, esasa ilişkin olarak ise; 2942 sayılı Kanunun 27. maddesi incelendiğinde, kamulaştırma işlemlerinde öngörülen yöntemlerin bir kısmının uygulanmayarak taşınmaza acele el konulabilmesi yolu istisnai olarak başvurulabilecek bir yöntem olarak düzenlendiğinden, madde hükmü ile acele kamulaştırmada olağan kamulaştırmaya oranla özel koşulların varlığının arandığı ve üç durumda acele kamulaştırma yolu ile taşınmaza el konulmasına olanak tanındığı, anılan hüküm uyarınca taşınmazların bir an önce kullanılmasına ihtiyaç duyulan, kamu düzenine ilişkin olarak acelilik halinin bulunduğu durumlarda Cumhurbaşkanınca, taşınmazların acele kamulaştırılmasına karar verilebildiği,

Acele kamulaştırma istisnai bir yöntem olduğundan, olağan kamulaştırma gerekçeleri dışında aceleliğin varlığına dair şartlarının ortaya konulması gerektiği, acelelik koşulunun kamu düzenine ilişkin olması gerektiği ve kamu yararının ise, olağan kamulaştırma usulü ile sağlanması amaçlanan kamu yararından farklı olarak, acele kamulaştırma yapılmasını gerektiren, aceleliği zorunlu kılan bir yarar olduğu,
Uyuşmazlıkta; davaya konu taşınmazların acele kamulaştırılmasına yönelik şartların oluşup oluşmadığı, yani acelelik durumunun bulunup bulunmadığı yönünden bir değerlendirme yapılması gerektiği,
2942 sayılı Kanun’un 3. maddesinde, Cumhurbaşkanınca kabul olunan, büyük enerji ve sulama projeleri ile iskan projelerinin gerçekleştirilmesi, yeni ormanların yetiştirilmesi, kıyıların korunması ve turizm amacıyla yapılacak kamulaştırmalarda, kamulaştırma yöntemi konusunda özel bir düzenleme getirildiği, dava konusu işlem ile enerji üretiminde kamu yararı görüldüğü ve en kısa sürede enerji üretimine geçilmesinin acelelik hali oluşturması sebebiyle davaya konu taşınmazların acele kamulaştırılmasına karar verildiği,
Öte yandan, Ülkemizin enerji açığı değerlendirildiğinde, dava konusu olayda olduğu gibi Devlet adına lisans verilmek suretiyle yapılan enerji yatırımlarında kamulaştırma ile ilgili diğer hususların yerine getirilmiş olması koşuluyla acelelik halinin bulunduğunun tartışmasız olduğu,
Bu durumda; davaya konu rüzgar enerji santralinin kurulması ve bu suretle en kısa sürede elektrik üretiminin sağlanması amacıyla yapılacak kamulaştırmada acelelik halinin bulunduğu sonucuna varıldığından, enerji yatırımının bir an önce yapılabilmesi maksadıyla taşınmazlara el konulmasına imkan veren dava konusu Cumhurbaşkanı kararında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, olayda Kamulaştırma Kanunu’nun 27. maddesinin koşullarının bulunmadığı, acele kamulaştırma gerekliliğinin ortaya konulamadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : Davalı idareler tarafından, Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuş olup, davalılar yanında müdahil tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …DÜŞÜNCESİ :Anayasa’nın 13. ve 35. madde hükümleri uyarınca mülkiyet hakkının kamu yararı amacıyla, Anayasa’ya uygun olarak kanunla sınırlandırılması mümkündür. Ancak buna ilişkin düzenlemeler öncelikle kamu yararına dayanmalıdır.
Ülkemizin taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin Ek 1 Nolu Protokolüyle de mülkiyet hakkı bir insan hakkı olarak kabul edilmiş ve bu hakkın orantılılık ilkesi çerçevesinde kamu yararı gözetilerek sınırlandırılabileceği ifade edilmiştir. Buna göre, bir taşınmaz üzerindeki mülkiyet hakkının kamulaştırma yolu ile kaldırılması (mülkiyetin el değiştirmesi) kamu yararının karşılanması zorunluluğunun özel mülkiyet hakkının korunmasından üstün tutulması şartına bağlıdır. Bu çerçevede, 2942 sayılı Kanun’un 27. maddesi incelendiğinde, kamulaştırma işlemlerinde öngörülen yöntemlerin bir kısmının uygulanmayarak taşınmaza acele el konulabilmesi yolu istisnai olarak başvurulabilecek bir yöntem olarak düzenlendiğinden, madde hükmü ile üç durumda acele kamulaştırma yolu ile taşınmaza el konulmasına olanak tanınmıştır.
Bu koşullardan ikisi Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanununun uygulanmasında yurt savunması ihtiyacına veya özel kanunlarda öngörülen olağanüstü durumlarda gerekli olması halleri şeklinde açıkça sayılmak suretiyle üstün kamu yararının ve kamu düzeninin korunmasının gerçekleştirilmesi amacıyla acele kamulaştırma yoluna gidilebileceği belirtilmiştir.
Bu kapsamda üçüncü koşul olan aceleliğine Cumhurbaşkanınca karar verilebilmesi için de kamu yararı ve kamu düzenine ilişkin olma halinin maddede yer alan diğer iki koşula paralel nitelik taşıması gerekmektedir.

Dosyanın incelenmesinden, …Enerji Yatırım Üretim ve Ticaret Anonim Şirketi adına …tarih ve …sayılı üretim lisansı düzenlendiği, daha sonra Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun …tarih ve …sayılı kararı ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 19. maddesi gereğince taşınmazların kamulaştırılmasna ilişkin olarak kamu yararı kararı verildiği, kurulu gücü 8 MWm olan, yıllık ortalama 28.000.000 kWh elektrik üretimi planlanan …Rüzgar Enerji Santrali üretim tesisi için 5 adet taşınmazı kapsayan alanda, projeye ilişkin imar planlarının 16/11/2020 tarihinde onaylandığı görülmektedir.
Davalılar yanında müdahil olan şirket tarafından, projenin 2020 yılı ilk yarısı itibarıyla devreye alınmasının hedeflendiği, Kamulaştırma Kanunu uyarınca öncelikli olarak taşınmaz malikleri ile anlaşma yolunun öncelikli olduğu, ancak taşınmaz malikleri ile uzlaşma ihtimalinin düşük olduğu ve uzlaşma sağlanamayan malikler açısından anılan Kanun’un 10. maddesi uyarınca açılacak davalarda, taşınmaza el atma imkanı olmadığından inşaat sürecinin aksayabileceği ve projenin tamamlanmasının mümkün olmayabileceği, bu nedenle enerji ihtiyacının kesintisiz, kaliteli ve güvenilir şekilde karşılanmasında sıkıntılar yaşanabileceği gerekçesiyle taşınmazların acele kamulaştırılmasına karar verilmesinin talep edilmesi üzerine, dava konusu edilen Karar alınmıştır.
İdari işlemlerin tümünün amaç unsurunu kamu yararı oluşturmaktadır.

Dava konusu edilen projede de kamu yararı olduğu açık olmakla birlikte, müdahil ve idarelerce yukarıda belirtilen hususların acele kamulaştırmanın gerekçesi olamayacağı, zira proje kapsamında acele kamulaştırma yapılmaması halinde kamu düzeninin hangi ölçüde sarsılacağının ortaya konulamadığı sonucuna varılmıştır.

Kaldı ki gelinen aşamada, taşınmazların acele kamulaştırılması istemiyle adli yargıda dava açıldığına ve taşınmazlara el koyma kararı verildiğine dair bir bilgi ve belgeye dosya kapsamında rastlanılmamıştır.
Bu itibarla; dava konusu işlemde, acele kamulaştırma yapılmasını gerektiren nedenlerin somut olarak ortaya konulmadığı gerekçesiyle, temyiz isteminin kabulü ile Daire kararının bozulmasına ve Cumhurbaşkanı Kararının iptaline karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesi uyarınca gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Altıncı Dairesinin temyize konu 29/09/2021 tarih ve E:2019/20987, K:2021/10348 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kullanılmayan …-TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacıya iadesine,
4. Kesin olarak, 10/02/2022 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY

X-Anayasa’nın 13. ve 35. madde hükümleri uyarınca mülkiyet hakkının kamu yararı amacıyla, Anayasa’ya uygun olarak kanunla sınırlandırılması mümkündür. Ancak buna ilişkin düzenlemeler öncelikle kamu yararına dayanmalıdır.
Ülkemizin taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin Ek 1 Nolu Protokolüyle de mülkiyet hakkı bir insan hakkı olarak kabul edilmiş ve bu hakkın orantılılık ilkesi çerçevesinde kamu yararı gözetilerek sınırlandırılabileceği ifade edilmiştir. Buna göre, bir taşınmaz üzerindeki mülkiyet hakkının kamulaştırma yolu ile kaldırılması (mülkiyetin el değiştirmesi) kamu yararının karşılanması zorunluluğunun özel mülkiyet hakkının korunmasından üstün tutulması şartına bağlıdır. Bu çerçevede, 2942 sayılı Kanun’un 27. maddesi incelendiğinde, kamulaştırma işlemlerinde öngörülen yöntemlerin bir kısmının uygulanmayarak taşınmaza acele el konulabilmesi yolu istisnai olarak başvurulabilecek bir yöntem olarak düzenlendiğinden, madde hükmü ile üç durumda acele kamulaştırma yolu ile taşınmaza el konulmasına olanak tanınmıştır.
Bu koşullardan ikisi Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanununun uygulanmasında yurt savunması ihtiyacına veya özel kanunlarda öngörülen olağanüstü durumlarda gerekli olması halleri şeklinde açıkça sayılmak suretiyle üstün kamu yararının ve kamu düzeninin korunmasının gerçekleştirilmesi amacıyla acele kamulaştırma yoluna gidilebileceği belirtilmiştir.
Bu kapsamda üçüncü koşul olan aceleliğine Cumhurbaşkanınca karar verilebilmesi için de kamu yararı ve kamu düzenine ilişkin olma halinin maddede yer alan diğer iki koşula paralel nitelik taşıması gerekmektedir.

Dosyanın incelenmesinden, … Enerji Yatırım Üretim ve Ticaret Anonim Şirketi adına … tarih ve … sayılı üretim lisansı düzenlendiği, daha sonra Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun … tarih ve … sayılı kararı ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 19. maddesi gereğince taşınmazların kamulaştırılmasına ilişkin olarak kamu yararı kararı verildiği, kurulu gücü 8 MWm olan, yıllık ortalama 28.000.000 kWh elektrik üretimi planlanan … Rüzgar Enerji Santrali üretim tesisi için 5 adet taşınmazı kapsayan alanda, projeye ilişkin imar planlarının 16/11/2020 tarihinde onaylandığı görülmektedir.
Davalılar yanında müdahil olan şirket tarafından, projenin 2020 yılı ilk yarısı itibarıyla devreye alınmasının hedeflendiği, Kamulaştırma Kanunu uyarınca öncelikli olarak taşınmaz malikleri ile anlaşma yolunun öncelikli olduğu, ancak taşınmaz malikleri ile uzlaşma ihtimalinin düşük olduğu ve uzlaşma sağlanamayan malikler açısından anılan Kanun’un 10. maddesi uyarınca açılacak davalarda, taşınmaza el atma imkanı olmadığından inşaat sürecinin aksayabileceği ve projenin tamamlanmasının mümkün olmayabileceği, bu nedenle enerji ihtiyacının kesintisiz, kaliteli ve güvenilir şekilde karşılanmasında sıkıntılar yaşanabileceği gerekçesiyle taşınmazların acele kamulaştırılmasına karar verilmesinin talep edilmesi üzerine, dava konusu edilen Karar alınmıştır.
İdari işlemlerin tümünün amaç unsurunu kamu yararı oluşturmaktadır.

Dava konusu edilen projede de kamu yararı olduğu açık olmakla birlikte, müdahil ve idarelerce yukarıda belirtilen hususların acele kamulaştırmanın gerekçesi olamayacağı, zira proje kapsamında acele kamulaştırma yapılmaması halinde kamu düzeninin hangi ölçüde sarsılacağının ortaya konulamadığı sonucuna varılmıştır.

Kaldı ki gelinen aşamada, taşınmazların acele kamulaştırılması istemiyle adli yargıda dava açıldığına ve taşınmazlara el koyma kararı verildiğine dair bir bilgi ve belgeye dosya kapsamında rastlanılmamıştır.
Bu itibarla; dava konusu işlemde, acele kamulaştırma yapılmasını gerektiren nedenlerin somut olarak ortaya konulmadığı gerekçesiyle, temyiz isteminin kabulü ile temyize konu kararın bozulması ve dava konusu işlemin iptali gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.