Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2021/3354 E. 2023/169 K. 08.02.2023 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2021/3354 E.  ,  2023/169 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/3354
Karar No : 2023/169

TEMYİZ EDEN (DAVACI) :…
VEKİLİ :Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) :… Kurulu
VEKİLİ :Av. …

İSTEMİN KONUSU: Danıştay Beşinci Dairesinin 13/04/2021 tarih ve E:2017/4165, K:2021/1020 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının, 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname’nin 3/1. maddesi uyarınca FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun … tarih ve … sayılı kararının iptali ile bu karar nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine ve özlük haklarının iadesine karar verilmesi istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 13/04/2021 tarih ve E:2017/4165, K:2021/1020 sayılı kararıyla;
Davalı idarenin derdestlik dışındaki usule ilişkin itirazları yerinde görülmemiş,
Dava konusu … tarih ve … sayılı kararın iptaline karar verilmesi istemi yönünden;
Dosyanın incelenmesinden, davacı tarafından, 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname’nin 3/1. maddesi uyarınca meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun … tarih ve … sayılı kararının iptali ile bu karar nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine ve özlük haklarının iadesine karar verilmesi istemiyle bakılan davanın açıldığı, bununla birlikte davacı tarafından Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun … tarih ve … sayılı kararı ile bu karara karşı yapılan yeniden inceleme talebinin reddine dair aynı Kurulun … tarih ve … sayılı kararının iptaline karar verilmesi istemiyle Dairelerinin E:2017/2410 sayılı dosyasına kayıtlı ayrı bir davanın daha açıldığı, bu davanın Dairelerinin 13/04/2021 tarih ve K:2021/1019 sayılı kararı ile reddine karar verildiği ve bu kararın henüz kesinleşmediğinin anlaşıldığı,
Buna göre, davacının bakılmakta olan bu davaya konu istemine, yukarıda belirtilen ve Dairelerinin 2017/2410 sayılı esasına kayıtlı dava dosyasında da yer verildiği, dolayısıyla bakılmakta olan bu davanın anılan dava yönünden tarafları, konusu ve sebepleri aynı olan dava niteliğinde olduğu anlaşıldığından, derdestlik nedeniyle bu davanın incelenmesine hukuken imkan bulunmadığı,
Dava konusu … tarih ve … sayılı karar nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine ve özlük haklarının iadesine karar verilmesi istemi yönünden;
Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun … tarih ve … sayılı kararında hukuka aykırılık bulunmadığının yargı kararı ile saptanmış olması karşısında, davacının bu karar nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine ve özlük haklarının iadesine karar verilmesine yönelik isteminin de reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle,
Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun … tarih ve … sayılı kararının iptaline karar verilmesi istemi yönünden davanın derdestlik nedeniyle incelenmeksizin reddine; bu karar nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine ve özlük haklarının iadesine karar verilmesi istemi yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince esas alınan delillerin işlem tarihinden sonra ortaya çıkarıldığı, idari işlemi tesis ederken herhangi bir delile dayanılmadığı, 667 sayılı KHK düzenlemelerinin OHAL döneminde geçerli olması gerektiği, bu dönem alınan tedbirlerin OHAL süresi ile sınırlı olarak geçerli olduğu, 18/07/2018 tarihinde OHAL’in sona ermesi ile 667 sayılı KHK’nın 3. maddesinin de geçerliliğinin kalmadığı, 667 sayılı KHK’nın davacının görevden uzaklaştırıldığı tarihten sonra yürürlüğe girdiği için iltisaklı ve irtibatlı olma hususunun davacıyla ilgili olarak uygulanmaması gerektiği, Anayasanın 38. ve AİHS’nin 7.maddesine göre 667 sayılı KHK’nın 3. maddesinin uygulanma kabiliyetinin bulunmadığı, suç ve cezaların kanuniliği ilkesinin ihlal edildiği, dava konusu işlemin bu sebeple iptal edilmesi gerektiği, davacı hakkındaki işlemin ceza mahiyetinde olduğu, 2802 sayılı Kanundaki usulü güvencelerden yararlandırılarak işlem tesis edilmesi gerektiği, Anayasanın 139. maddesinde yer alan hakimlik ve savcılık teminatını ortadan kaldıran 667 sayılı KHK’ya göre işlem tesis edilmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı, davacının aleyhindeki bilgi ve belgelerin kendisine tebliğ edilerek savunmasının alınmadığı, yeniden incelemenin idari itiraz prosedürü olduğu, savunmayla alakasının olmadığı, sadakat yükümlülüğüne aykırı hiçbir davranışının olmadığı, idarenin somut delillerle bunu ortaya koyamadığı, davacının 2016 Yaz Kararnamesiyle Rize’den Çorum’a atandığı, kararda aleyhine ifade verdiği belirtilen R.B. isimli kişinin kendisini Çorum’da çalıştığı şeklinde beyanda bulunduğu ancak mahkemede verdiği ikinci beyanında davacıyı tanımadığını ifade ettiği, Danıştay Beşinci Dairesince bu hususun göz ardı edilerek karar verildiği; diğer tanık A.K.’nın ise davacının FETÖ üyesi yargı mensuplarıyla yakın arkadaşlık kurduğunu beyan ettiği, anılan kişinin ifadesinin soyut ve muğlak olduğu, kanaate dayanması nedeniyle karara esas alınamayacağı, yaklaşık 20 yıl önce bitirdiği lise, dershane ve özel öğrenci yurdunda kalmış olma hususunun aleyhine değerlendirilemeyeceği, bunların tamamının o dönemdeki yasal faaliyetler olduğu, kendi GSM hattı ile konuştuğu kişilerle suçlanmasının hukuk ve vicdanla izah edilmesinin mümkün olmadığı, bütün bu sebeplerle temyize konu kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Öte yandan, temyize konu kararda atıf yapılan, Danıştay Beşinci Dairesinin 13/04/2021 tarih ve E:2017/2410, K:2021/1019 sayılı kararı, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 08/02/2023 tarih ve E:2021/2640, K:2023/168 sayılı kararıyla onanarak kesinleşmiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle kısmen derdestlik nedeniyle incelenmeksizin reddine, kısmen esastan reddine ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin temyize konu 13/04/2021 tarih ve E:2017/4165, K:2021/1020 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Adli yardım kararından dolayı ertelenmiş olan temyiz aşamasına ilişkin yargılama giderinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin 1. fıkrası uyarınca davacıdan tahsili için Dairesince müzekkere yazılmasına,
4. Kesin olarak, 08/02/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.