Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2021/2314 E. 2022/3975 K. 26.12.2022 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2021/2314 E.  ,  2022/3975 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/2314
Karar No : 2022/3975

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurumu
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onüçüncü Dairesinin 23/02/2021 tarih ve E:2019/3397, K:2021/616 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (Kurum)’nun … tarih ve … sayılı işlemiyle bildirilen Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu (Kurul)’nun … tarih ve … sayılı kararının iptali ile 5089 sayılı Kanun’un 60. maddesine eklenen 9. fıkrasının iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulması istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onüçüncü Dairesinin 23/02/2021 tarih ve E:2019/3397, K:2021/616 sayılı kararıyla;
Davacı şirket tarafından, dava konusu Kurul kararıyla tüketicilerin mülkiyet hakkının ihlâl edildiği, tüketicilerin on yıllık zamanaşımı süresinde ileri sürebileceği talep hakkının iki yıl ile sınırlandırıldığı, kendilerinin de mülkiyet hakkının ihlâl edildiği ve yeni bir malî yükümlülük getirildiği ileri sürülmekte ise de, 05/12/2017 tarih ve 30261 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 7061 sayılı Kanun’un 99. maddesi ile 5809 sayılı Kanun’un 60. maddesine eklenen 9. fıkrada, işletmecinin tüketicilerden haksız olarak aldığı tespit edilen tutarları iade etmekle yükümlü olduğu belirtildikten sonra, iki yıl içinde iade edilmeyen tutarların evrensel hizmet geliri olarak genel bütçeye gelir kaydedileceğinin açıkça düzenlendiği, iki yıllık süre belirlenirken Borçlar Kanunu’ndaki sebepsiz zenginleşmeye ilişkin zamanaşımı sürelerinin dikkate alındığı, dava konusu düzenlemenin amacının, işletmecilerin haksız olarak elinde bulundurdukları tutarların yine tüketicilerin yararına kullanılmasını sağlamak olduğu, öte yandan, tüketicilerin mülkiyet haklarına dayanarak genel hükümler çerçevesinde talepte bulunabilmelerinin önünde herhangi bir engelin bulunmadığı, davacı şirket söz konusu tutarları haksız olarak elinde bulundurduğundan davacı şirketin mülkiyet hakkını etkileyen herhangi bir durumun da söz konusu olmadığı anlaşıldığından, dava konusu düzenlemede üst hukuk kurallarına aykırılık bulunmadığı,
Öte yandan, geçmişe dönük düzenleme yapıldığı ve kanunların geçmişe yürümezliği ilkesinin ihlâl edildiği ileri sürülmekte ise de, dava konusu Kurul kararıyla yapılan düzenlemenin, Kurum tarafından yapılan çalışmalar sonucunda işletmeciler tarafından abonelerden haksız olarak tahsil edildiğine ve ilgili tüketicilere iadesine karar verilen tutarların tüketicilere iadesi gerçekleşmemiş/tamamlanmamış kısımlarına yönelik olduğu, başka bir anlatımla, devam eden iade süreçlerine ilişkin olduğu anlaşıldığından dava konusu düzenlemede bu yönüyle de hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, 7061 sayılı Kanun’un 99. maddesi ile 5809 sayılı Kanun’un 60. maddesine eklenen 9. fıkranın, Anayasa’ya aykırı olduğu, abonelere iade edilmesi gereken, başka bir ifadeyle abonelerin mülkiyet hakkına dâhil olan tutarların genel bütçeye gelir kaydedilmesinin tüketicilerin mülkiyet hakkını ihlâl ettiği, tüketicilerin 10 yıllık talep etme hakkının 2 yıl ile sınırlandırıldığı, idareye sınırsız yetki verildiği, davacı şirketin hukukî güvenliğinin ve mülkiyet hakkının ihlâl edildiği, yeni bir malî yükümlülük getirildiği; dava konusu Kurul kararının, dayanak kanun maddesinin Anayasa’ya aykırı olması sebebiyle yetki unsuru yönünden hukuka aykırı olduğu, geçmişe dönük düzenleme yapılarak kanunların geçmişe yürümezliği ilkesinin ihlâl edildiği, 7061 sayılı Kanun ile yapılan değişikliğin yürürlük tarihinden sonraki Kurul kararlarına uygulanması gerektiği, dava konusu Kurul kararının … tarih ve … sayılı Kurul kararıyla çeliştiği, 57 sayılı Kurul kararı 30/06/2018 tarihinde yürürlüğe girecekken, dava konusu Kurul kararının derhal yürürlüğe girecek şekilde tesis edildiği, iade edilemeyen tutarların evrensel hizmet geliri olarak genel bütçeye gelir kaydedilmesinin hukuka aykırı olduğu, bu kapsamda, tüketicilerin mülkiyet hakkının ihlâl edildiği, tüketicilerin 10 yıllık zamanaşımı süresinde ileri sürebileceği talep hakkının 2 yıl ile sınırlandırıldığı, davacı şirketin de mülkiyet hakkının ihlâl edildiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Onüçüncü Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NUN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin, davacının Anayasa’ya aykırılık iddiası ciddi görülmeyerek gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Onüçüncü Dairesinin temyize konu 23/02/2021 tarih ve E:2019/3397, K:2021/616 sayılı kararının ONANMASINA,
3. … TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacıya iadesine,
4. Kesin olarak, 26/12/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.