Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2021/2164 E. 2022/250 K. 31.01.2022 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2021/2164 E.  ,  2022/250 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/2164
Karar No : 2022/250

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Beşinci Dairesinin 12/02/2021 tarih ve E:2016/38161, K:2021/281 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının, 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname’nin 3/1. maddesi uyarınca FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun … tarih ve … sayılı kararının iptaline ve bu karar nedeniyle yoksun kaldığı maddi haklarının yasal faiziyle ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 12/02/2021 tarih ve E:2016/38161, K:2021/281 sayılı kararıyla;
Davalı idarenin usule ilişkin itirazları yerinde, davacının Anayasa’ya aykırılık iddiası ise ciddi görülmediğinden işin esasına geçildiği,
“Maddi Olay ve Hukuki Süreç” ile “İlgili Mevzuat”a yer verilmiş; “Yargılamada İzlenen Usul ve Süreç”, “FETÖ’ye İlişkin Tespit ve Değerlendirmeler”, “Demokratik Anayasal Düzene Sadakat Yükümlülüğü”, “Dava Konusu Edilen Kararın Hukuki Niteliği” başlıkları altında genel; “Kişiselleştirme ve Delillerin Değerlendirilmesi” başlığı altında hem genel hem de davacıya özel değerlendirmelerde bulunularak,
Davacı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Davacının, ceza yargılaması sonucunda … Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üyelik suçundan 9 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, anılan karara karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine … Bölge Adliye Mahkemesi … Ceza Dairesinin .. tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, anılan karara karşı temyiz yoluna başvurulması üzerine … Ceza Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla hükmün bozulmasına karar verildiği, bozma kararı üzerine … Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:.., K:… sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üyelik suçundan 6 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği; anılan karara karşı temyiz yoluna başvurulması üzerine ise dosyanın … Ceza Dairesinin … sayılı esasına kaydedildiği ve Dairelerinin karar verdiği tarih itibarıyla UYAP ortamında yapılan inceleme sonucu anılan mahkumiyet kararının kesinleşmediğinin görüldüğü,
ByLock delili yönünden, davacı hakkında düzenlenen “ByLock Tespit ve Değerlendirme Tutanağı”, davacının yargılandığı Ceza Mahkemesinde yaptığı savunması ile anılan Ceza Mahkemesince yapılan tespitlerin ve Kararlarının ‘b)Davacı hakkındaki tanık beyanları’ bölümünde yer alan … adlı şahsın beyanlarının birlikte değerlendirilmesi sonucunda; davacının, “…” ID numarasıyla ve bir kullanıcı adı ve şifre almak suretiyle bu ağa dâhil olduğunun anlaşıldığı,
Diğer taraftan, davacıya ilişkin örgüt içi evlilik çalışmaları ile ilgili bilgilerin yer aldığı Bylock yazışma içeriğinin, davacının FETÖ ile iltisak ve irtibatını ortaya koyan bir unsur olarak değerlendirildiği,
Davacı hakkındaki tanık beyanları yönünden, davacının örgüt içinde yer aldığına, üniversite döneminde örgüte ait yurtlarda kaldığına ve ‘ablalık’ olarak adlandırılan görevi aldığına, hakim savcı adaylığı döneminde örgütün staj yapılanması içinde yer aldığına ve örgüt tarafından düzenlenen etkinliklere ve sohbet adı verilen toplantılara katıldığına, hakim savcı adaylığı yazılı yarışma sınavına örgüte ait mahrem hakim savcı çalışma evlerinde hazırlandığına, mesleğe başladıktan sonra T5 grubu içerisinde yer aldığına, örgüt tarafından düzenlenen sohbet adı verilen toplantılara katıldığına, ByLock adlı programı kullandığına, örgüt mensubu bir kişiyle yapı evliliği yapmak üzere görüşmesine aracılık edildiğine ve diğer hususlara yönelik kararda yer verilen beyanların değerlendirilmesi sonucunda, davacının FETÖ ile süregelen bir ilişki içerisinde olduğu sonucuna varıldığı,
Öte yandan, davacının örgütün yargı erkine kendisine iltisak ve irtibatlı kişileri yerleştirebilmek amacıyla oluşturduğu hakim-savcılık sınavına hazırlık evlerinde anılan sınavlara hazırlanmış olmasının FETÖ ile iltisak ve irtibatı ortaya koyan bir unsur olduğu belirtilerek,
Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile kararda yer verilen açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının, FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu ve bu nedenle demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, dava konusu kararla özel hayatına saygı hakkına yapılan müdahalenin AİHS ve Anayasa anlamında durumun gerektirdiği ölçüde bir tedbir niteliğinde olduğu anlaşıldığından dava konusu kararda hukuka aykırılık görülmediği,
Dava konusu kararda hukuka aykırılık görülmediğinden davacının bu karar nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi isteminin de reddi gerektiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, tarafına hiçbir şekilde savunma hakkı tanınmadığı, uyuşmazlıkta 2802 sayılı Kanun hükümlerinin dikkate alınmasının gerektiği, bireyselleştirme yapılmadığı, kararı veren Kurulun bağımsız olmadığı, hukuk devleti ilkesinin, idari işlemlerin geriye yürümezliği ilkesinin, kanunilik ilkesinin, makul sürede yargılanma hakkının, masumiyet karinesinin, özel hayata saygı hakkının ihlal edildiği, ByLock delilinin yasa dışı delil niteliğinde olduğu, her ne kadar ByLock tespit tutanağında bir mesaja yer verilmiş ise de, bu mesajın karşı tarafça gönderildiği ve iletiminin olmadığı, salt tanık ifadesine dayanılamayacağı, sanıktan tanık olamayacağı, hakkında henüz kesinleşmiş bir mahkumiyet kararının bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin temyize konu 12/02/2021 tarih ve E:2016/38161, K:2021/281 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Adli yardım kararından dolayı ertelenmiş olan temyiz aşamasına ilişkin yargılama giderlerinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin 1. fıkrası uyarınca davacıdan tahsili için Dairesince müzekkere yazılmasına,
4.Kesin olarak, 31/01/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.