Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2021/1303 E. 2022/227 K. 31.01.2022 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2021/1303 E.  ,  2022/227 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/1303
Karar No : 2022/227

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …Şoförler Esnaf Odası
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : …Bakanlığı
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Sekizinci Dairesinin 23/12/2020 tarih ve E:2016/13984, K:2020/5940 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 21/05/2016 tarih ve 29718 sayılı Resmi Gazete’de ilan edilen Esnaf ve Sanatkar ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunun 2 No’lu kararının ekinde yer alan “Esnaf ve Sanatkar Meslek Kolları” listesinde yer alan “Ulaştırma Hizmetleri” başlıklı meslek kodlarının iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Sekizinci Dairesinin 23/12/2020 tarih ve E:2016/13984, K:2020/5940 sayılı kararıyla;
Davalı idarenin usule ilişkin itirazları yerinde görülmeyerek işin esasına geçildiği,
Davacı tarafından dava dilekçesinde her ne kadar “Esnaf ve Sanatkar Meslek Kolları” listesinin “Ulaştırma Hizmetleri” başlığı altındaki meslek kodlarının tamamının iptali istemine yer verilmiş ise de; dava dilekçesinde 1 No’lu Kurul kararında şoförlüğün meslek olarak tanımlanmış iken; dava konusu 2 No’lu Kurul kararında “şoförlük” mesleğine yer verilmemesi nedeniyle hukuka aykırılık iddialarına bu çerçevede yer verildiği görüldüğünden, dava konusu 2 No’lu Kurul kararının hukuka uygunluk denetiminin de şoförlüğün esnaf ve sanatkar meslek kolları arasında yer verilmemesine ilişkin eksik düzenlemenin iptali istemi yönünden yapılması gerektiği,
Öte yandan, dava devam etmekte iken; Esnaf ve Sanatkar ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunun 3 No’lu kararının 13/02/2019 tarih ve 30685 sayılı Resmi Gazete’de yayımlandığı, aynı kararın 3. maddesiyle dava konusu 2 No’lu Kurul kararının yürürlükten kaldırıldığı ve kararın, 01/05/2019 tarihinde yürürlüğe gireceğinin kararlaştırıldığı, bakılan davada davacının hukuka aykırı olduğu iddiasıyla dava konusu yaptığı eksik düzenlemenin 3 No’lu Kurul kararında da aynen devam ettiği, belirtilen değişikliğin davacının talebini karşılayacak nitelikte olmadığı görüldüğünden, davanın konusuz kalmadığı anlaşılmakla birlikte uyuşmazlığın esasının incelenerek bir karar verilmesi gerektiği,
5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanunu’nda, esnaf ve sanatkar tanımı kapsamında “geçimini münhasıran belirli bir işten sağlama” gibi bir kritere yer verilmediği; “kamyonculuk, otomobilcilik, şoförlük” gibi meslek isimlerinin de zikredilmediği, diğer taraftan esnaf ve sanatkar sayılma kriterleri arasında Kanun’da belirli meslek isimleri zikredilmek yerine Esnaf ve Sanatkar ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kuruluna günün değişen ihtiyaç ve şartlarına göre güncelliğini yitiren veya sektöre yeni dahil olmuş birtakım mesleklerin tespiti ile niteliklerini de göz önünde bulundurarak esnaf ve sanatkar meslek kollarının belirlenmesi ve güncelliğinin sağlanmasının mümkün hale getirildiği,
Öte yandan, ekonomik alandaki verilerin uluslararası karşılaştırılabilirliğini sağlamak amacıyla Avrupa Birliği İstatistik Ofisi (Eurostat) tarafından NACE Rev.2 Ekonomik Faaliyet Sınıflamasının oluşturulduğu; kurum ve kuruluşların uluslararası sınıflamalara geçişini sağlamak ve aynı zamanda kurumsal ihtiyaçlarını karşılayabilmek amacıyla da NACE Rev.2’ye dayalı olarak altı basamaklı bir ulusal ekonomik faaliyet sınıflaması oluşturularak 15 Ocak 2012’den itibaren ülkemizde kullanıma sunulduğu, ülkemizin sosyal ve ekonomik yapısına ilişkin değerlendirmeler yapılabilmesi bakımından ihtiyaç duyulan istatistiksel bilgilerin gerek kullanıcılar arasında gerekse uluslararası alanda anlamlı olabilmesinin, ortak sınıflandırma ve belirli standartlara dayanılarak düzenlenmiş kodlama sistemleri ile sağlanabileceği, 14/12/2018 tarih ve 30625 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Esnaf ve Sanatkarlar Sicili Yönetmeliği hükümleri uyarınca da esnaf ve sanatkarların sicile kayıtlarının yapılması esnasında Türkiye İstatistik Kurumu tarafından ülkemiz için belirlenen NACE Rev.2’ye dayalı altılı sınıf ekonomik faaliyet sınıflaması listesinin dikkate alındığının anlaşıldığı,
Diğer taraftan, davacının, dava konusu 2 No’lu Kurul kararında şoförlüğe yer verilmemesi sebebiyle eksik düzenleme yapıldığı iddiasını …tarih ve …sayılı Ticari Plakaların Verilmesinde Uyulacak Usul ve Esaslar Hakkında Bakanlar Kurulu Kararnamesi’nde yer alan düzenlemelere dayandırdığı; belirtilen düzenleme 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 3. maddesi ile bir arada değerlendirildiğinde, Bakanlar Kurulu Kararnamesi’nde, ticari plaka verilme şartları açısından, ticari olarak tescil edilmiş bir motorlu taşıtı kullanarak kendi nam ve hesabına çalışan şoförler yönünden bir düzenleme yapıldığının anlaşıldığı, bu kişilerin ticari taksi işletmesi sahibi olarak değerlendirilmesinde ve kendilerine esnaf statüsü tanınmasında hukuki bir engel bulunmadığı, zira dava konusu Kurul kararıyla da belirtilen durum dikkate alınarak esnaf ve sanatkar meslek kolları arasında “taksi işletmeciliği” düzenlemesine yer verildiği,
Davacının hukuka aykırılık iddiaları arasında yer alan Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin …tarih ve E:…K:…sayılı kararında, davacının iddia ettiği gibi şoförlüğün müstakil bir meslek olarak kabulü yönünde herhangi bir değerlendirmeye yer verilmediğinin görüldüğü,
Öte yandan, 5362 sayılı Kanun’un Geçici 1. maddesinde, bu Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten önce kurulmuş bulunan oda, birlik, federasyon ve konfederasyonun tüzel kişiliklerinin bu Kanun’da öngörülen şartları yerine getirmeleri kaydıyla devam edeceği hükme bağlandığından, anılan hüküm ile kazanılmış hakların korunduğunun açık olduğu,
Bu durumda, Esnaf ve Sanatkar ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunun 2 No’lu kararıyla, gerek 5362 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesiyle esnaf ve sanatkar tanımının değişmiş olması gerek ekonomik faaliyetlerin uluslararası standartlarda sınıflanması için geliştirilen NACE kodları esas alınarak bir belirleme yapılması gerekse ilgili kamu kurum ve kuruluşların görüşleri alınarak günün şartlarına ve ihtiyaçlarına göre oluşturulan “Esnaf ve Sanatkar Meslek Kolları” listesinin “Ulaştırma Hizmetleri” başlığı altında “şoförlük” ibaresine yer verilmemesinde kamu yararına ve hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, 13/07/2007 tarih ve 26551 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 1 No’lu Esnaf ve Sanatkar ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulu kararıyla, “ulaştırma hizmetleri” kategorisi altında “şoförlük” bir meslek olarak tanımlanmış iken; dava konusu Kurul kararı ile şoförlüğün esnaf ve sanatkar meslek kolları arasından ve Nace.Rev 2 kodlama sisteminden çıkarıldığı, bu durumun kazanılmış haklara saygı ilkesine aykırı olduğu, davaya konu Kurul kararı ile davacı Odanın meslek kolu olma vasfının elinden alındığı, NACE kodu uygulaması açısından davacı Odanın üyelerinin Esnaf ve Sanatkar Sicil Müdürlüklerince 491 meslek kodunda “taksicilik” olması nedeniyle kayıtlarının İstanbul Otomobilciler Odasına yapıldığı; bir kişinin mesleğinin taksicilik olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, taksiciliğin tek başına bir meslek olarak değerlendirilemeyeceği, araç kullanan kişiye “şoför” denilirken; taksi kullanan kişiye de “taksi şoförü” denildiği, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 3. maddesinde karayolunda ticari olarak tescil edilmiş bir motorlu taşıtı süren kişi olarak tanımlanan şoförlüğün başlı başına meslek olarak değerlendirilmesi, alınan ehliyete ve taksi, kamyon, otobüs ve tır gibi araçları kullanmasına göre kategorilendirilmesi gerektiği, Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin kararlarında şoförlüğün bir meslek olduğuna hükmedildiği, Ticaret ve Sanayi Bakanlığı Hukuk Müşavirliğinin …tarih ve …sayılı yazısı ile Ticaret ve Sanayi Bakanlığı Esnaf ve Sanatkarlar Genel Müdürlüğünün 12/02/2007 tarih ve 540 sayılı yazılarında; hizmet akdi ile bir işverene bağlı çalışanlar hariç olmak üzere, hukuki ilişkinin niteliğine göre şoförün bir başkasına ait aracı kiralaması ya da malikinin aracını, şoförün de emeğini ortaya koyarak gelir ortaklığına bağlı çalışması hallerinde şoförlerin esnaf kabul edilmesi ve 507 sayılı Kanun’a göre kurulan şoför odaları ve üyelerinin, 5362 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra da varlıklarını sürdürmeleri ve haklarının korunmasının gerekliliği ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun şoförlüğü bir meslek olarak tanımlaması nedeniyle, Esnaf ve Sanatkar ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulu’nun 5362 sayılı Kanunun 63. maddesi uyarınca belirleyeceği esnaf ve sanatkar meslek kolları listesinde “şoförlere” yer verilmesinde hukuka aykırı bir yönün bulunmadığının belirtildiği, …tarih ve …sayılı Ticari Plakaların Verilmesinde Uyulacak Usul ve Esaslar Hakkında Bakanlar Kurulu Kararnamesinde, şoförlük esnaf statüsünde tanımlanarak ticari plaka verilme şartları arasında da, şoförlük mesleğini geçim kaynağı olarak seçmiş olduğunu ve sürekli olarak icra ettiğini beyan etmek ve ilgili meslek odasına kayıt yaptırmak şartının arandığı; diğer taraftan şoförlüğün meslek olması sebebiyle Mesleki Yeterlilik Kurumu tarafından, 26/12/2013 tarih ve 28863 (mükerrer) sayılı Resmi Gazete ile ilan edilen “Ulusal Meslek Standartlarına Dair Tebliğ” ile şoförlük mesleğinin mesleki yeterliliğine ilişkin standartlara yer verildiği; bu nedenle şoförlük mesleğine yer vermeyen dava konusu Esnaf ve Sanatkar ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulu’nun 2 Nolu karar ekinde yer alan “Ulaştırma Hizmetleri” başlıklı meslek kodlarının hukuka aykırı olduğu, Daire kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Sekizinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Sekizinci Dairesinin temyize konu 23/12/2020 tarih ve E:2016/13984, K:2020/5940 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 31/01/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.