Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2021/1250 E. 2022/245 K. 31.01.2022 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2021/1250 E.  ,  2022/245 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/1250
Karar No : 2022/245

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Beşinci Dairesinin 15/12/2020 tarih ve E:2016/57464, K:2020/5830 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının, 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname’nin 3/1. maddesi uyarınca FETÖ ile irtibat ve iltisakının olduğu gerekçesiyle meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun … tarih ve … sayılı kararı ile yine aynı Kurulun … tarih ve … sayılı yeniden inceleme talebinin reddine ilişkin kararının iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 15/12/2020 tarih ve E:2016/57464, K:2020/5830 sayılı kararıyla;
Davalı idarenin usule ilişkin itirazları yerinde görülmediğinden işin esasına geçildiği,
“Maddi Olay ve Hukuki Süreç” ile “İlgili Mevzuat”a yer verilmiş; “Yargılamada İzlenen Usul ve Süreç”, “FETÖ’ye İlişkin Tespit ve Değerlendirmeler”, “Demokratik Anayasal Düzene Sadakat Yükümlülüğü”, “Dava Konusu Edilen Kararın Hukuki Niteliği” başlıkları altında genel; “Kişiselleştirme ve Delillerin Değerlendirilmesi” başlığı altında hem genel hem de davacıya özel değerlendirmelerde bulunularak,
Davacı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Davacının, ceza yargılaması sonucunda … Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üyelik suçundan 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği Dairelerinin karar verdiği tarih itibarıyla UYAP ortamında yapılan inceleme sonucu anılan mahkumiyet kararının kesinleşmediğinin görüldüğü,
ByLock delili yönünden, davacı hakkında düzenlenen “ByLock Tespit Tutanağı” ve “ByLock Tespit ve Değerlendirme Tutanağı”ndan, davacı tarafından … GSM numarasından, … IMEI numaralı cihazla ByLock uygulamasının yüklendiği, davacının “…” ID numarasıyla bu ağa dâhil olduğu, 23/08/2014-10/11/2014 tarihleri arasında ByLock programı için kiralanan hedef IP’lerine toplam 212 kez bağlantı kurduğu, davacının baz bilgilerinin aynı zamanda ikametinin de bulunduğu … İlçesi’nden Sular Vadisi civarından sinyal verdiğinin de tespit edildiğinin anlaşıldığı,
Davacı hakkındaki tanık beyanları yönünden, davacının örgütün içinde yer aldığına, örgüt toplantılarına katıldığına, bu toplantıların bazılarına ev sahipliği yaptığına, örgüt mensubu olduğu duyum görüşleri ön plana çıkmış hakim-savcılarla irtibat halinde olduğu, 2014 yılı HSK seçimlerinde örgütün sözde ”bağımsız” adaylarını adliyede gezdirdiğine, desteklediğine ve diğer hususlara yönelik kararda yer verilen ifadelerin değerlendirilmesi sonucunda, davacının FETÖ ile süregelen bir ilişki içerisinde olduğu sonucuna varıldığı,
YARSAV üyeliği yönünden, üyelik şeklinin FETÖ ile iltisak ve irtibatına yönelik destekleyici bir unsur olduğu belirtilerek,
Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile kararda yer verilen açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının, FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu ve bu nedenle demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, dava konusu kararlarla özel hayatına saygı hakkına yapılan müdahalenin AİHS ve Anayasa anlamında durumun gerektirdiği ölçüde bir tedbir niteliğinde olduğu anlaşıldığından dava konusu kararlarda hukuka aykırılık görülmediği,
Öte yandan, davacı tarafından dava açma süresi geçtikten sonra verilen 18/09/2018 tarihli savunmaya cevap dilekçesi ile dava konusu karar nedeniyle yoksun kaldığı özlük haklarının iadesine ve parasal haklarının ödenmesine, uğradığı zararlara karşılık şimdilik 100.000,00 TL maddi ve 100.000,00 TL manevi tazminatın meslekten çıkarıldığı tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi talep edilmiş ise de, dosyanın tekemmül aşaması dikkate alındığında ayrı bir davanın konusunu oluşturabilecek nitelikte olan ve davanın genişletilmesi yasağı kapsamında kalan istemin incelenme olanağının bulunmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, adli yardımın, hükmün kesinleşmesine kadar devam edeceği, Bylock delilinin yasak delil niteliğinde olduğu, Bylock programını kullanmadığı, MİT tarafından anılan uygulama ile ilgili yapılan tespitlerin hiçbir surette adli soruşturma ve kovuşturmalarda delil olarak kullanılamayacağı, hakkında düzenlenen Bylock tespit ve değerlendirme tutanağının kendi içinde pek çok çelişki barındırdığı, söz konusu tutanağın gerçeği yansıtmadığı, adil yargılanma hakkının, özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının, ifade özgürlüğünün ihlal edildiği, tanık beyanlarının gerçeği yansıtmadığı, çelişkili ve hayatın olağan akışına aykırı beyanlar oldukları, itirafçı tanık beyanlarının güvenilir olmadığı ve delil teşkil etme kabiliyetinin bulunmadığı, dernek üyeliğinin terör örgütü üyesi olduğunun delili sayılamayacağı, idari yargı makamlarının işlem tesis edildikten sonra ortaya çıkan delilleri esas alamayacağı, meslekten çıkarma kararının, cezai nitelikli bir yaptırım olduğu, medeni hak ve yükümlülükler kapsamında kaldığı, adil yargılanma hakkının, masumiyet karinesinin, savunma hakkının, suç ve cezada yasallık ilkesinin, etkili başvuru hakkının, ayrımcılık yasağının ihlal edildiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin temyize konu 15/12/2020 tarih ve E:2016/57464, K:2020/5830 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Adli yardım kararından dolayı ertelenmiş olan temyiz aşamasına ilişkin yargılama giderlerinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin 1. fıkrası uyarınca davacıdan tahsili için Dairesince müzekkere yazılmasına,
4. Kesin olarak, 31/01/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.