Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2020/990 E. 2020/1815 K. 14.10.2020 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2020/990 E.  ,  2020/1815 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/990
Karar No : 2020/1815

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … adına … Sendikası
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALILAR):1- … Bakanlığı-…
VEKİLİ: Hukuk Müşaviri …- Aynı adreste
2-… Kaymakamlığı
VEKİLİ: Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay İkinci Dairesinin 13/11/2019 tarih ve E:2016/1287, K:2019/6186 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Ankara ili, Keçiören ilçesi, … İlkokulunda sınıf öğretmeni olan davacının, nöbet görevinin isteğe bağlı hâle getirilmesi ve karşılığında görev yapılan zaman dilimine uygun ek ders ücreti verilmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin Keçiören İlçe Millî Eğitim Müdürlüğünün 02/02/2016 tarihli işlemi ile 26/07/2014 tarih ve 29072 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Millî Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliği’nin 44. maddesinin ve 07/09/2013 tarih ve 28758 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Millî Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği’nin 86. ve 91. maddelerinin, “nöbet görevinin isteğe bağlı olması” ibaresine yer verilmemesi yönlerinden eksik düzenleme nedeniyle iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay İkinci Dairesinin 13/11/2019 tarih ve E:2016/1287, K:2019/6186 sayılı kararıyla;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı” başlıklı 2. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendi, “Dilekçeler üzerine ilk inceleme” başlıklı 14. maddesinin 3/c bendi ve “İlk inceleme üzerine verilecek karar” başlıklı 15. maddesinin 1/b bendinde yer alan düzenlemeler aktarıldıktan sonra,
İptal davalarında dava açma koşullarından biri olan menfaat ihlalinin; kişisel, meşru, güncel bir menfaatin bulunması hâlinde gerçekleştiği, iptal davasında ehliyet koşulunun varlığı için iptali istenilen işlem ile davacı arasında ciddi ve makul bir ilişki kurulabilmesinin zorunlu olduğu,
Gerçek veya tüzel kişilerin; idari işlemleri, iptal davası yoluyla yargı önüne getirmeleri durumunda, idari işlem ile menfaat ilgilerinin bulunup bulunmadığı belirlenirken, davacının idari işlem karşısındaki durumunun ortaya konulmasının gerektiği,
Sınıf öğretmeni olarak görev yapan davacının, nöbet görevinin isteğe bağlı hâle getirilmesi ve karşılığında görev yapılan zaman dilimine uygun ek ders ücreti verilmesi istemiyle yaptığı başvurusunun reddine ilişkin Keçiören İlçe Millî Eğitim Müdürlüğünün dava konusu 02/02/2016 tarihli işleminde, her ne kadar, Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliği’nin 44. maddesinden ve Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği’nin 86. ve 91. maddelerinden bahsedilmiş ise de; davacının sınıf öğretmeni olarak görev yapması ve anılan işlemin dayanağının Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliği’nin 44. maddesi olması nedeniyle, davacının; Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği’nin 86. ve 91. maddelerinin iptalini istemekte güncel, kişisel ve meşru bir menfaatinin bulunmadığı;
Anayasa’nın 124. maddesi, 1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu’nun 1. ve 56. maddeleri, 652 sayılı Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 2. maddesi ile dava konusu edilen düzenlemelerin dava tarihindeki hâlleri aktarıldıktan sonra,
26/07/2014 tarih ve 29072 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Millî Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliği’nin 44. maddesi yönünden:
Eğitim ve öğretim hizmetlerinin etkin, verimli, sağlıklı ve güvenli bir şekilde yürütülmesini sağlamak amacıyla idareler tarafından birtakım önlemlerin alınması ve kuralların konulması gerektiğinin tabii olduğu,
Bu bağlamda, okullarda eğitim-öğretimin öğrenciler için gerek fiziki; gerekse duygusal gelişimine uygun olarak yürütülmesinde okul yöneticilerine ve öğretmenlere ciddi görevlerin düştüğü, bilhassa okul giriş ve çıkış saatlerinde, teneffüslerde ve öğle tatillerinde olabilecek olumsuzlukların önlenmesi nöbet hizmetlerinin amacına uygun olarak yürütülmesi ile mümkün olduğu,
Nöbet görevi, eğitim ve öğretim hizmetinin bir parçası olduğu gibi, eğitim ve öğretim hizmetlerinin daha huzurlu bir ortamda yürütülmesi; okul düzeninin korunması; öğrencilerin denetimi ve gözetiminin sağlanması ve öğretmen-öğrenci ilişkilerinin geliştirilmesi amacıyla nöbet görevinin öğretmenler tarafından yerine getirilmesinin kamu yararı ve hizmet gerekleri arasında olduğu, diğer bir ifadeyle, okullarda eğitimin, sadece sınıf içinde yapılmadığı, tenefüslerde, koridorda, bahçede vb. yerlerde yapılan nöbet görevinin de eğitim faaliyetinin ve öğretmenlik mesleğinin gereği ve sonucu olduğu,
Bu kapsamda bakıldığında; öğretmenlerin ders yükü, ders saati, öğretmen kadrosu, öğretmenlerin özel durumları ve hizmet süreleri gibi birtakım kıstaslar göz önünde bulundurularak verilen nöbet görevinin eğitim faaliyetinin bir gereği olduğu, öğretmenlerin asli görevleri arasında mesai ve ders saatleri içerisinde yapılan bir görev olması nedeniyle fazla çalışma kapsamında değerlendirilmesinin de mümkün olamayacağı, mevzuat çerçevesinde ve normlar hiyerarşisine uygun olarak düzenlendiği anlaşılan dava konusu Yönetmelik hükmünde kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırılık bulunmadığı,
Bireysel işlem yönünden;
Bireysel işlemin dayanağı olan, 26/07/2014 tarih ve 29072 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Millî Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliği’nin dava konusu edilen 44. maddesinin, yukarıda belirtilen nedenlerle, mevzuata ve hukuka uygun olduğu sonucuna varıldığından; bu hükme dayanılarak, sınıf öğretmeni olan davacının, nöbet görevinin isteğe bağlı hâle getirilmesi ve karşılığında görev yapılan zaman dilimine uygun ek ders ücreti verilmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin, Keçiören İlçe Millî Eğitim Müdürlüğünün 02/02/2016 tarihli işleminde de hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle,
07/09/2013 tarih ve 28758 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Millî Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği’nin 86. ve 91. maddelerinde “nöbet görevinin isteğe bağlı olması” ibaresine yer verilmemesine ilişkin kısım hakkında davanın ehliyet yönünden reddine; 26/07/2014 tarih ve 29072 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Millî Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliği’nin 44. maddesinde “nöbet görevinin isteğe bağlı olması” ibaresine yer verilmemesi ve davacının, nöbet görevinin isteğe bağlı hâle getirilmesi ve karşılığında görev yapılan zaman dilimine uygun ek ders ücreti verilmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin Keçiören İlçe Millî Eğitim Müdürlüğünün 02/02/2016 tarihli işlemi yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, başvurunun reddine ilişkin dava konusu işlemin gerekçesinde, 07/09/2013 tarih ve 28758 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Millî Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği’nin 86. ve 91. maddeleri dayanak gösterildiğinden, davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmesinin dayanaktan yoksun olduğu,
Öğretmenlik mesleğinin görev tanımı içinde nöbet tutma zorunluluğunun bulunduğuna ilişkin herhangi bir kanun hükmü bulunmadığı; nöbet görevinin sadece öğretmenlerin görev yaptıkları okul/kurumların özel yönetmeliklerinde yer aldığı;
12/03/1964 tarih ve 11654 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 439 sayılı Millî Eğitim Bakanlığına Bağlı Yüksek ve Orta Dereceli Okullar Öğretmenleri ile İlkokul Öğretmenlerinin Haftalık Ders Saatleri İle Ek Ders Ücretleri Hakkında Kanun’da ve eğitimle ilgili diğer kanunlarda öğretmenlerin nöbet görevi ve karşılığında ödenecek bir ek ders ücreti hakkında herhangi bir hüküm bulunmadığı,
439 sayılı Kanun’a dayanılarak hazırlanan 16/12/2006 tarih ve 26378 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Millî Eğitim Bakanlığı Yönetici ve Öğretmenlerinin Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Karar’ın “Aylık karşılığı ders görevi” başlıklı 5. maddesinde, öğretmenlerin aylık karşılığı ders görevi, “Ek ders görevi” başlıklı 6. maddesinde ise öğretmenlerin ek ders görevlerinin belirlendiği; öğretmenlerin bu görevleri haricinde herhangi bir görevi bulunmadığı,
Öğretmenlere nöbet görevi verilmesinin zorunlu tutulmasının hukuken mümkün olmadığı, nöbet görevinin bir güvenlik hizmeti olduğu, öğretmenliğin ise yasada öngörüldüğü üzere, Devletin eğitim, öğretim ve bununla ilgili yönetim görevlerini üzerine alan özel bir ihtisas mesleği olduğu,
Nöbet görevinin yasal dayanağı olmadığı, aylık karşılığı ve zorunlu ek ders görevleri içinde de verilemeyeceğinden, öğretmenlere nöbet görevinin isteğe bağlı hâle getirilmesinin ve nöbet görevi karşılığı ödenen ücretin makul ve nöbet tutmayı cazip hâle getirecek düzeyde belirlenmesinin gerektiği,
Öğretmenlere verilen nöbet görevinin, normlar hiyerarşisinde bir üst hukuk normu olan kanunda yer almadığı; bu nedenle dava konusu hükümlerin normlar hiyerarşisine aykırılık arz ettiği,
Türkiye’nin de taraf olduğu Cebri veya Mecburi Çalıştırmaya İlişkin Sözleşme’nin 11. maddesi hükmüyle memurların cebri ve mecburi çalışmadan muaf tutulacağının kayıt altına alındığı, ayrıca cebri ve mecburi çalışmanın Anayasa’nın 18. maddesinde yer alan “Hiç kimse zorla çalıştırılamaz. Angarya yasaktır.” hükümlerine de aykırılık teşkil ettiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : Davalı Millî Eğitim Bakanlığı tarafından; nöbet görevinin, öğretmenin mesai saatleri içinde yürüttüğü asli görevlerinden ve eğitimin ayrılmaz bir parçası olduğu;
Nöbet görevinin, okullarda Cumhuriyetin kurulduğu tarihten 3. Dönem Toplu Sözleşme imzalanma sürecine kadar öğretmenlere herhangi bir ücret ödenmeden yerine getirilen önemli bir eğitim görevi olduğu, söz konusu Toplu Sözleşme’de alınan karar gereğince nöbet görevinin ücretli hâle getirildiği, bu sebeple davacı Sendikanın nöbet görevinin angarya bir görev olduğu konusundaki iddiasının dayanaktan yoksun bulunduğu;
Toplu sözleşme uyarınca nöbet görevi karşılığında ek ders ücreti ödenmekte olduğundan angarya kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığı,
Okullarda mesai saatleri içerisinde yerine getirilen, öğretmenlerin asli görevi olan, eğitimle bütünleşik yürütülen ve eğitimin ayrılmaz bir parçası olan nöbetçi öğretmenlik görevinin öğretmenin isteğine bağlı hâle getirilmesinin mümkün olmadığı, nöbet tutulmaması durumunda öğrenciler açısından telafisi güç sorunların ortaya çıkacağı ve kamu hizmetinin aksayacağı;
Davalı Keçiören Kaymakamlığı tarafından; hasım mevkiinden çıkarılması gerektiği, davanın süresinde açılmadığı, mevzuat hükümlerinin değerlendirilmesinde nöbet görevinin de öğretmenlerin asli görevlerinden olduğu, mesai saatleri ve görev alanı içerisinde belli kriterler göz önünde bulundurularak uygun olan zamanlara göre düzenlendiği, eğitim kurumlarının huzur, sükûn ve çalışma düzeninin temini amacıyla kamu yararı ve hizmet gerekleri göz önünde bulundurularak gerçekleştirilen dava konusu işlemde usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadırlar.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Yukarıda özetlenen gerekçeyle davanın kısmen ehliyet yönünden reddine, kısmen reddine yönelik Danıştay İkinci Dairesinin 13/11/2019 tarih ve E:2016/1287, K:2019/6186 sayılı kararının ONANMASINA,
3.Kesin olarak, 14/10/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.